YALANCI CENNET: META VERSE
YALANCI CENNET: META VERSE
Firavun bir rüya görmüştü. Ülkenin bütün rüya yorumcularına haber gönderdi. Rüya yorumcularının ortak sözü, toplumunun içine uzun yıllar öncesinde bir vesile ile gelip yerleşen, o devletin kurallarına uyduğu gibi asi olmayan, lakin devamlı ikinci sınıf olduğu da hissettirilen azınlıktan doğacak bir erkek çocuğunun tahtında gözü olacağı, yerinden edeceğiydi.
Rüya sahibini ölüm ve sahip olduklarının elinden alınması korkusu, içinden çıkılmaz acıların içinde bıraktı. Saraylarını zindan, geleceğini karanlık, sağlıklı düşünme yetisine de engel oldu. Sonunda, yeni doğan bütün çocukların öldürülmesi emrinin verilmesine sebep oldu. Kulların bir planı vardı. Unutulan ise Rahman olan Allah’ın büyük planıydı.
Kendi sarayında kendi elleri ve sevgisiyle büyüttüğü çocuğun, büyüyüp hayatın içinde geçen Musa’yı bir çok ayetlerle bize anlatan Rahman, ibretli yaşanmışlığını bizim önümüze vahiy ile koymuştu. Rabbimiz bize kendinden başkasına büyük güç atfetmemiz gerekliliğini öğretti. O’na güvenip teslim olmamızın akabinde yardımcı, her işimizde bizim vekilimiz, en büyük dostumuzun da kendisi olacağının haberini verdi.
Arkada bize kalan en büyük örneklik ise, hileleri her ne kadar büyük görünse de, dünya cennetlerinin içinde yaşamış olsalar da, bitmez sanılan saltanatın, yok olmaz sanılan dünya metalarının, ancak ölümün soğuk nefesini ensede hissedilmesiyle biteceği, son pişmanlığın da asla fayda vermeyeceği üzerine oldu.
Tarih tekerrür etmekte, dünya cennetini kendileri için oluşturmak isteyen hakim güçler, insanı köleleştirerek düşünme yetisini korku vererek sömürmekteler. Beyinlere hükmederek yürüyen ruhsuz varlıklar haline getirme projelerini, gözümüzün içine baka baka, adım adım yapmaktalar.
Sınırsızlığın olduğu sanal bir cennet kurarak elde edemeyeceği servetleri, içinde girip yaşayamayacağı sarayları, kurdukları sanal evlerle lüks hayatları, arabaları, evlerinin dizaynları, diyar diyar gezişleri, en sevdiği bedene girişleri hatta cinsel doyumu istediği ile sınırsız istediği şekilde hissettirmeyi, duygularını tatmin etme isteği ile “Meta verse” cennetini oluşturdular.
Aslında meta kavramı, dünyada insanların istifade etmesine elverişli nimet ve imkanlar için kullanılan Kur’an-i bir tabirdir. Dünya, ölümden önceki yakın hayatta içinde bulunan bütün varlıklarla kurulan ilişkiler, tutum ve davranışların içinde olduğu bir terimdir. İnsanın elde edip yararlanmak istediği her türlü maddi değer ve ihtiyaç maddesi olarak sözlüklerde yerini bulan meta kavramı, vahyin içinde 35 ayette geçmektedir. 35 ayette de isim ve fiillerle yer almaktadır.
Dünya hayatının aldatıcı bir meta olduğu (Hadid 20) Dünya metaının az olup Allah’a karşı saygılı olanlar için ahiretin daha hayırlı olduğu (Nisa 77) vahyin ana konularındandır. Al-i İmran suresinin 14. Ayetinde nefsani arzularımızın, evlatlarımızın, biriktirdiklerimizin, mallara düşkünlüğümüzün, bütün bunların da dünya metaının olduğu, bizim Allah katında daha güzel yeri üstün mertebeyi hedeflememiz gerekliliği, böylelikle meta kavramının ne ile doldurulacağı belirtilmektedir.
Rahman imanını hayatının merkezine koyup, kendisine güvenerek doğru hareket etmek isteyenler için, Al-i İmran suresini 185. Ayetinde çok açık olarak bizi uyarmıştır.
“( Mutlaka) Her nefis ölümü tadıverecektir. Kıyamet günü ise elbette ecir olarak verilecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Yoksa, dünya hayatı (makam ve çıkarları) aldatıcı Meta’dan başka bir şey değildir. ”
Dostlar! Geçici dünya nimetlerinin yani meta içinde olduğumuzu çok iyi biliyoruz. Hak üzere yaratıldığımızı, seçimlerimizin bizi rezil ya da vezir edeceğini, yaşadıklarımız her ne ise kendi ellerimizle yaptıklarımız yüzünden olduğunu çok iyi biliyoruz.
Ölümün ve hayatın hangimizin daha iyi ameller yaptığımızın denenmesi için olduğunu, kaçınılmaz bir gerçek olan ölüm akabinde kendi yaptıklarımızın sonucu olarak, kendi hakkımızda kendi hükmümüzü kendimizin vereceğini de çok iyi biliyoruz.
O halde ey dostum! Bunca hakikate rağmen hakka doğru koşmamıza engel olduran, bize yalancı cennet vaadi sunanlara kandıran nedir?
Aile Danışmanı: Asiye Tanrıöver Türkan
Ekleme
Tarihi: 30 Ocak 2022 - Pazar
YALANCI CENNET: META VERSE
YALANCI CENNET: META VERSE
Firavun bir rüya görmüştü. Ülkenin bütün rüya yorumcularına haber gönderdi. Rüya yorumcularının ortak sözü, toplumunun içine uzun yıllar öncesinde bir vesile ile gelip yerleşen, o devletin kurallarına uyduğu gibi asi olmayan, lakin devamlı ikinci sınıf olduğu da hissettirilen azınlıktan doğacak bir erkek çocuğunun tahtında gözü olacağı, yerinden edeceğiydi.
Rüya sahibini ölüm ve sahip olduklarının elinden alınması korkusu, içinden çıkılmaz acıların içinde bıraktı. Saraylarını zindan, geleceğini karanlık, sağlıklı düşünme yetisine de engel oldu. Sonunda, yeni doğan bütün çocukların öldürülmesi emrinin verilmesine sebep oldu. Kulların bir planı vardı. Unutulan ise Rahman olan Allah’ın büyük planıydı.
Kendi sarayında kendi elleri ve sevgisiyle büyüttüğü çocuğun, büyüyüp hayatın içinde geçen Musa’yı bir çok ayetlerle bize anlatan Rahman, ibretli yaşanmışlığını bizim önümüze vahiy ile koymuştu. Rabbimiz bize kendinden başkasına büyük güç atfetmemiz gerekliliğini öğretti. O’na güvenip teslim olmamızın akabinde yardımcı, her işimizde bizim vekilimiz, en büyük dostumuzun da kendisi olacağının haberini verdi.
Arkada bize kalan en büyük örneklik ise, hileleri her ne kadar büyük görünse de, dünya cennetlerinin içinde yaşamış olsalar da, bitmez sanılan saltanatın, yok olmaz sanılan dünya metalarının, ancak ölümün soğuk nefesini ensede hissedilmesiyle biteceği, son pişmanlığın da asla fayda vermeyeceği üzerine oldu.
Tarih tekerrür etmekte, dünya cennetini kendileri için oluşturmak isteyen hakim güçler, insanı köleleştirerek düşünme yetisini korku vererek sömürmekteler. Beyinlere hükmederek yürüyen ruhsuz varlıklar haline getirme projelerini, gözümüzün içine baka baka, adım adım yapmaktalar.
Sınırsızlığın olduğu sanal bir cennet kurarak elde edemeyeceği servetleri, içinde girip yaşayamayacağı sarayları, kurdukları sanal evlerle lüks hayatları, arabaları, evlerinin dizaynları, diyar diyar gezişleri, en sevdiği bedene girişleri hatta cinsel doyumu istediği ile sınırsız istediği şekilde hissettirmeyi, duygularını tatmin etme isteği ile “Meta verse” cennetini oluşturdular.
Aslında meta kavramı, dünyada insanların istifade etmesine elverişli nimet ve imkanlar için kullanılan Kur’an-i bir tabirdir. Dünya, ölümden önceki yakın hayatta içinde bulunan bütün varlıklarla kurulan ilişkiler, tutum ve davranışların içinde olduğu bir terimdir. İnsanın elde edip yararlanmak istediği her türlü maddi değer ve ihtiyaç maddesi olarak sözlüklerde yerini bulan meta kavramı, vahyin içinde 35 ayette geçmektedir. 35 ayette de isim ve fiillerle yer almaktadır.
Dünya hayatının aldatıcı bir meta olduğu (Hadid 20) Dünya metaının az olup Allah’a karşı saygılı olanlar için ahiretin daha hayırlı olduğu (Nisa 77) vahyin ana konularındandır. Al-i İmran suresinin 14. Ayetinde nefsani arzularımızın, evlatlarımızın, biriktirdiklerimizin, mallara düşkünlüğümüzün, bütün bunların da dünya metaının olduğu, bizim Allah katında daha güzel yeri üstün mertebeyi hedeflememiz gerekliliği, böylelikle meta kavramının ne ile doldurulacağı belirtilmektedir.
Rahman imanını hayatının merkezine koyup, kendisine güvenerek doğru hareket etmek isteyenler için, Al-i İmran suresini 185. Ayetinde çok açık olarak bizi uyarmıştır.
“( Mutlaka) Her nefis ölümü tadıverecektir. Kıyamet günü ise elbette ecir olarak verilecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Yoksa, dünya hayatı (makam ve çıkarları) aldatıcı Meta’dan başka bir şey değildir. ”
Dostlar! Geçici dünya nimetlerinin yani meta içinde olduğumuzu çok iyi biliyoruz. Hak üzere yaratıldığımızı, seçimlerimizin bizi rezil ya da vezir edeceğini, yaşadıklarımız her ne ise kendi ellerimizle yaptıklarımız yüzünden olduğunu çok iyi biliyoruz.
Ölümün ve hayatın hangimizin daha iyi ameller yaptığımızın denenmesi için olduğunu, kaçınılmaz bir gerçek olan ölüm akabinde kendi yaptıklarımızın sonucu olarak, kendi hakkımızda kendi hükmümüzü kendimizin vereceğini de çok iyi biliyoruz.
O halde ey dostum! Bunca hakikate rağmen hakka doğru koşmamıza engel olduran, bize yalancı cennet vaadi sunanlara kandıran nedir?
Aile Danışmanı: Asiye Tanrıöver Türkan
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.