Asiye Türkan
Köşe Yazarı
Asiye Türkan
 

ZAMAN HER DERDİN DEVASIDIR!

ZAMAN HER DERDİN DEVASIDIR! Mutluluk; kişinin imtihanı ile barışık olmasıdır. İmtihanı ile barışık olanlar bir gün bu sıkıntının biteceğini, bu zorlukların daha güzel günlerin habercisi olduğunu bilir. Bu bilgi ile geleceğe daha ümitle bakar. Ümidin bitmesi imtihanı daha da zorlaştıracak, arkasından gelecek bütün güzellikleri görmeye engel olacaktır. Büyük kayıplara sebep olup hayatı daha da zorlaştıracaktır. Mal kaybı insanı çok sarsar. “Mal canın yongasıdır” der büyükler. Lakin “cana geleceğine mala gelsin” de denilmiştir. Giden mal olursa telafisi mümkündür. Can gittikten sonra mal olsa bir kıymeti olmamaktadır. Sağlığın yitirilmesi elbette büyük bir problemdir. Mesele sağlığa dokunmadan tedbir alabilmektir. Nice mallar verilerek, doktor doktor gezilerek geri gelmesi için çareler aranmaktadır. Lakin ümit biterse hayat durur. Bütün sıkıntılar ümidin bitmesi ile dağ gibi olur. Ümidin bitmesi malı da sağlığı da götürür. Önemli olan ümidi her zaman canlı tutmaktır. Rahman diğer insanlar gibi kendisini de sıkıntılar ile imtihan etmektedir. Bazen küçük bazen de altından kalkamayıp ezilecek gibi hissedebilir. Halbuki yaradan kuluna asla zulmedici değildir. Kuluna kaldıramayacağı yükü vermeyeceğini buyurmuştur. Bu zorlukların içinde bir çok güzellikleri de gizlemiştir. Rahman her zorlukta iki kolaylık vaadini inşirah suresinin beş ve altıncı ayetinde vermiştir. Bunu da boş durmamaya, devamlı hareketli olmaya, daha iyisini yapmaya, başka işlerle meşgul olmaya, hayata devamlı yenilikler katmaya, yalnızca Rabbine yönelmeye bağlamıştır. Gelen her sıkıntıya Rabbe dayanmakla, teslim olmakla, namazlarını tam kılmakla ve sabırla hareket eden inananlar, Rabbin vereceği her hayra ellerini ve gönüllerini açanlar bu vaade kulak vermelidir. Aksi takdirde yaşadıklarının altında ezilecek ve isyan bayrağını çekecektir. Bu da yapılır mı, bu da olur mu? denilen bütün sıkıntılar bir gün karşımıza ya yaptıklarımızı hatırlatmak ya da daha kötüsünden korunmak içindir. Aceleci olan insan oğlu her istediğinin hemen olmasını istemekle belki kendini farkına varmadan daha büyük imtihanın içine sokmaktadır. Her acı insanı olgunlaştırır. Kişinin eşiyle, evladıyla, anne babasıyla, akrabasıyla, komşusuyla toplumuyla vs. yaşadığı bütün olumsuzluklar ya sınıf atlamasına ya da ayağının tökezleyip daha da derinlere düşmesine sebep olabilir. Mesele tekrarı olmayan hayatı düşüşlere kurban etmemek, başa gelen her musibetten ibret almak, aynı sıkıntıları bir daha yaşamamak ve yaşatmamaktır. Büyükler “Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler” demiştir. Tecrübelere binaen söylenen bu sözler elbette bir teslimiyetin, bir rızanın ürünüdür. Rabbe teslim olunmaması kişiye gücü nispetince yük yükleyen Rahman’a güvensizliğin getirisidir. Gemide yolculuk yapan kişinin sırtındaki yükün yere bırakmaması gibidir. Zira gemi batacak olursa sırttaki yük de beraberinde batacaktır. Hayata ve olaylara algıları ile bakan bizler, bu algılara sebep olacak hareketlerin de sahibiyiz. Şüphesiz yaşanılan imtihanların içinde kendi hatalarımız da vardır. Kendi yapabileceğine odaklanmak ve değişimi kendinden başlatmak erdemliliğin ürünüdür. Zira mutlu olanlar ancak erdemli hareket edenlerdir. Önemli olan haklı olmak değil, mutlu olmaktır. Mutlu olmak olaylara güzel bakmanın ürünüdür. Güzel bakan güzel görecek, güzel gören güzel düşünecek ve hayatından da zevk alacaktır. Tekrarı olmayan gününü güzel geçirenler pişman olacakları eylemler ve söylemler içinde olmazlar. Eylemin ve söylemin olmaması da insanı içten huzursuz eder. Unutmamak gerekir: çalışılmayan yerden çıkan soruya verilecek cevap yoksa sınıfta kalmak da vardır. En zor imtihanlar kişinin sevdikleri ile olanlardır. Dağına göre kar yağdıran Rahman’a teslim olmak gerekir. Zaman da her derdin devasıdır… Ves-Selam Asiye Türkan
Ekleme Tarihi: 16 Ocak 2022 - Pazar

ZAMAN HER DERDİN DEVASIDIR!

ZAMAN HER DERDİN DEVASIDIR! Mutluluk; kişinin imtihanı ile barışık olmasıdır. İmtihanı ile barışık olanlar bir gün bu sıkıntının biteceğini, bu zorlukların daha güzel günlerin habercisi olduğunu bilir. Bu bilgi ile geleceğe daha ümitle bakar. Ümidin bitmesi imtihanı daha da zorlaştıracak, arkasından gelecek bütün güzellikleri görmeye engel olacaktır. Büyük kayıplara sebep olup hayatı daha da zorlaştıracaktır. Mal kaybı insanı çok sarsar. “Mal canın yongasıdır” der büyükler. Lakin “cana geleceğine mala gelsin” de denilmiştir. Giden mal olursa telafisi mümkündür. Can gittikten sonra mal olsa bir kıymeti olmamaktadır. Sağlığın yitirilmesi elbette büyük bir problemdir. Mesele sağlığa dokunmadan tedbir alabilmektir. Nice mallar verilerek, doktor doktor gezilerek geri gelmesi için çareler aranmaktadır. Lakin ümit biterse hayat durur. Bütün sıkıntılar ümidin bitmesi ile dağ gibi olur. Ümidin bitmesi malı da sağlığı da götürür. Önemli olan ümidi her zaman canlı tutmaktır. Rahman diğer insanlar gibi kendisini de sıkıntılar ile imtihan etmektedir. Bazen küçük bazen de altından kalkamayıp ezilecek gibi hissedebilir. Halbuki yaradan kuluna asla zulmedici değildir. Kuluna kaldıramayacağı yükü vermeyeceğini buyurmuştur. Bu zorlukların içinde bir çok güzellikleri de gizlemiştir. Rahman her zorlukta iki kolaylık vaadini inşirah suresinin beş ve altıncı ayetinde vermiştir. Bunu da boş durmamaya, devamlı hareketli olmaya, daha iyisini yapmaya, başka işlerle meşgul olmaya, hayata devamlı yenilikler katmaya, yalnızca Rabbine yönelmeye bağlamıştır. Gelen her sıkıntıya Rabbe dayanmakla, teslim olmakla, namazlarını tam kılmakla ve sabırla hareket eden inananlar, Rabbin vereceği her hayra ellerini ve gönüllerini açanlar bu vaade kulak vermelidir. Aksi takdirde yaşadıklarının altında ezilecek ve isyan bayrağını çekecektir. Bu da yapılır mı, bu da olur mu? denilen bütün sıkıntılar bir gün karşımıza ya yaptıklarımızı hatırlatmak ya da daha kötüsünden korunmak içindir. Aceleci olan insan oğlu her istediğinin hemen olmasını istemekle belki kendini farkına varmadan daha büyük imtihanın içine sokmaktadır. Her acı insanı olgunlaştırır. Kişinin eşiyle, evladıyla, anne babasıyla, akrabasıyla, komşusuyla toplumuyla vs. yaşadığı bütün olumsuzluklar ya sınıf atlamasına ya da ayağının tökezleyip daha da derinlere düşmesine sebep olabilir. Mesele tekrarı olmayan hayatı düşüşlere kurban etmemek, başa gelen her musibetten ibret almak, aynı sıkıntıları bir daha yaşamamak ve yaşatmamaktır. Büyükler “Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler” demiştir. Tecrübelere binaen söylenen bu sözler elbette bir teslimiyetin, bir rızanın ürünüdür. Rabbe teslim olunmaması kişiye gücü nispetince yük yükleyen Rahman’a güvensizliğin getirisidir. Gemide yolculuk yapan kişinin sırtındaki yükün yere bırakmaması gibidir. Zira gemi batacak olursa sırttaki yük de beraberinde batacaktır. Hayata ve olaylara algıları ile bakan bizler, bu algılara sebep olacak hareketlerin de sahibiyiz. Şüphesiz yaşanılan imtihanların içinde kendi hatalarımız da vardır. Kendi yapabileceğine odaklanmak ve değişimi kendinden başlatmak erdemliliğin ürünüdür. Zira mutlu olanlar ancak erdemli hareket edenlerdir. Önemli olan haklı olmak değil, mutlu olmaktır. Mutlu olmak olaylara güzel bakmanın ürünüdür. Güzel bakan güzel görecek, güzel gören güzel düşünecek ve hayatından da zevk alacaktır. Tekrarı olmayan gününü güzel geçirenler pişman olacakları eylemler ve söylemler içinde olmazlar. Eylemin ve söylemin olmaması da insanı içten huzursuz eder. Unutmamak gerekir: çalışılmayan yerden çıkan soruya verilecek cevap yoksa sınıfta kalmak da vardır. En zor imtihanlar kişinin sevdikleri ile olanlardır. Dağına göre kar yağdıran Rahman’a teslim olmak gerekir. Zaman da her derdin devasıdır… Ves-Selam Asiye Türkan
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.