‘‘ÜSLUP ÇOK ÖNEMLİ!’’
‘‘ÜSLUP ÇOK ÖNEMLİ!’’
Her gün onlarca insan yüzüyle karşılaşıyoruz. Bu insanların ilk bakışta yüzleri dikkatimizi çekiyor. Daha sonra ise gözleri…
Eğer güzel bakan bir gözse gördüğümüz, iyi bir insana benziyor diye anlamlandırıyoruz, tabii çirkin bakan bir gözse de tam tersi.
Bunlardan bazılarıyla anlık ilişkiler, bazılarıyla da uzun süreli ilişkilerimiz oluyor. Bu böyle yaşam boyunca devam edip gidiyor.
Sonuç olarak şunu fark ediyoruz; kısa süreliğine gördüğümüz insanlarla eğer bir ilişki içinde olmazsak ister çirkin, ister güzel insan olarak adlandıralım, sadece silik bir iz olarak kalıyorlar ya da tamamen yok olup gidiyorlar.
Kalıcı olan sözler oluyor. Kısa bir an için bile olsa, iletişim de bulunduğumuz bir insanın acı sözü yıllar geçse de içimizden çıkmazken, tatlı bir söz bizi tebessüm ettirebiliyor. Sanki o anı şimdi yaşamış gibi hissettirebiliyor.
Üslup çok önemli; Zehri bala, balı zehre de dönüştürebiliyor bir anda. Ey dilim en son söyleyeceğini en başta söyleme. Görünüşte şekerde beyazdır, tuzda beyaz ama biri tatlıdır. İkisi de beyaz diye bir birine katarsanız şeker tuz olur.
Sevgide keyfiyet saygıda mecburiyet vardır. Herkes keyfinin istediğini sever, kimi sevecekse sadece onu sever ama saygı duymak zorundadır.
Saygı gösteren saygı görür, nefret kusan kötülük görür. Hayranım saygıyı elden bırakmayana, Sözü incitmeden ses tonunu yükseltmeden söyleyene hayranım...
Kelimelerini seçerek konuşabilen insanlara hayranım. Hayranım haddini bilene, hayranım hadsizlik karşısında bozulmayana...
Olgunluk kimlikte ki yaşın değil, kişinin kendisini nasıl yetiştirdiği ile alakalı bir karakterdir. İçindeki insan sevgisiyle,ya da insanlara duyduğu nefret sevgi ile ilgisi vardır.. Yaş matematik ve rakam meselesidir, yaşam ise doğumdan ölüme kadar saygıyı sevgiyi gerektirir...
Tatlı dil ve güzel konuşma bizi karşımızdakine yakınlaştırır ve sevdirirken asık suratlı ve kırıcı sözlü kişi karşısındakini kendisinden soğutur belki nefret ettirir. Söyleyecekleri dinlenilmez. O zaman bu hal insan için büyük bir önem arz eder. ‘’İnsanın öğrenmesi gereken dil tatlı dildir’’ sözü ne kadar da doğru bir sözdür.
Yine bir söz vardır bu konu ile ilgili ” Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır ” yani tatlı bir dil ile elde edemeyeceğin bir şey olmadığını ifade eder. Böyle bir dil ile iletişim ve ifade tarzının hiç bir zararının olmayacağı gibi pek çok faydası olacağı anlatılır. Yani güzel konuşmak var mıdır bir zararı desek asla zararı olmayacağını herkes bilir.
Öyleyse biz Âdem’in çocuklarına düşen asık suratlı, sert olmak değil yumuşak dilli ve huylu olmaktır.
İnsanları güzel yapan, sıcak yapan dildir. Ama dilin tatlısı olmalı. Bir insana her şeyin tatlısını, yalnız dilin acısını verdin mi insan ne yapsa kar etmez. Öylesinin sevimli, cana yakın olmasına imkân yoktur. Çünkü o dil ağzın içinde her dönüşünde can yakar, kalp kırar.
"Dil yarası yaraların en derinidir" derler. Doğru sözdür. Bıçağın açtığı yara zamanla kapanır, dil yarası ruhun en gizli yerinde kalır ve kapanması çok güç olur. Üstelik acı dil sahibini de çirkinleştirir.
Nice güzel insanlar vardır ki dilleri yüzünden sevilmezler, "şeytan görsün yüzünü" deyip köşe bucak kaçtığımız insanlar hep o cins insanlardır. Üslubu yumuşak, dili ballı insanı Allah için sevenlerden olalım.
‘’İSTİHBARATÇI – AKIL OYUNLARI’’ Romanımız çıktı!. Her gencin okuması gereken macera romanımız, Türk istihbaratının yurt içinde ve yurt dışında operasyon kabiliyetlerini anlatıyor.
Her romanımda olduğu gibi, tamamı yaşanmış hikâyelerden oluşuyor. Keyifle okuyun. Allah’a emanet olun, hoşça kalın.
Aydın Benli
Ekleme
Tarihi: 22 Mart 2022 - Salı
‘‘ÜSLUP ÇOK ÖNEMLİ!’’
‘‘ÜSLUP ÇOK ÖNEMLİ!’’
Her gün onlarca insan yüzüyle karşılaşıyoruz. Bu insanların ilk bakışta yüzleri dikkatimizi çekiyor. Daha sonra ise gözleri…
Eğer güzel bakan bir gözse gördüğümüz, iyi bir insana benziyor diye anlamlandırıyoruz, tabii çirkin bakan bir gözse de tam tersi.
Bunlardan bazılarıyla anlık ilişkiler, bazılarıyla da uzun süreli ilişkilerimiz oluyor. Bu böyle yaşam boyunca devam edip gidiyor.
Sonuç olarak şunu fark ediyoruz; kısa süreliğine gördüğümüz insanlarla eğer bir ilişki içinde olmazsak ister çirkin, ister güzel insan olarak adlandıralım, sadece silik bir iz olarak kalıyorlar ya da tamamen yok olup gidiyorlar.
Kalıcı olan sözler oluyor. Kısa bir an için bile olsa, iletişim de bulunduğumuz bir insanın acı sözü yıllar geçse de içimizden çıkmazken, tatlı bir söz bizi tebessüm ettirebiliyor. Sanki o anı şimdi yaşamış gibi hissettirebiliyor.
Üslup çok önemli; Zehri bala, balı zehre de dönüştürebiliyor bir anda. Ey dilim en son söyleyeceğini en başta söyleme. Görünüşte şekerde beyazdır, tuzda beyaz ama biri tatlıdır. İkisi de beyaz diye bir birine katarsanız şeker tuz olur.
Sevgide keyfiyet saygıda mecburiyet vardır. Herkes keyfinin istediğini sever, kimi sevecekse sadece onu sever ama saygı duymak zorundadır.
Saygı gösteren saygı görür, nefret kusan kötülük görür. Hayranım saygıyı elden bırakmayana, Sözü incitmeden ses tonunu yükseltmeden söyleyene hayranım...
Kelimelerini seçerek konuşabilen insanlara hayranım. Hayranım haddini bilene, hayranım hadsizlik karşısında bozulmayana...
Olgunluk kimlikte ki yaşın değil, kişinin kendisini nasıl yetiştirdiği ile alakalı bir karakterdir. İçindeki insan sevgisiyle,ya da insanlara duyduğu nefret sevgi ile ilgisi vardır.. Yaş matematik ve rakam meselesidir, yaşam ise doğumdan ölüme kadar saygıyı sevgiyi gerektirir...
Tatlı dil ve güzel konuşma bizi karşımızdakine yakınlaştırır ve sevdirirken asık suratlı ve kırıcı sözlü kişi karşısındakini kendisinden soğutur belki nefret ettirir. Söyleyecekleri dinlenilmez. O zaman bu hal insan için büyük bir önem arz eder. ‘’İnsanın öğrenmesi gereken dil tatlı dildir’’ sözü ne kadar da doğru bir sözdür.
Yine bir söz vardır bu konu ile ilgili ” Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır ” yani tatlı bir dil ile elde edemeyeceğin bir şey olmadığını ifade eder. Böyle bir dil ile iletişim ve ifade tarzının hiç bir zararının olmayacağı gibi pek çok faydası olacağı anlatılır. Yani güzel konuşmak var mıdır bir zararı desek asla zararı olmayacağını herkes bilir.
Öyleyse biz Âdem’in çocuklarına düşen asık suratlı, sert olmak değil yumuşak dilli ve huylu olmaktır.
İnsanları güzel yapan, sıcak yapan dildir. Ama dilin tatlısı olmalı. Bir insana her şeyin tatlısını, yalnız dilin acısını verdin mi insan ne yapsa kar etmez. Öylesinin sevimli, cana yakın olmasına imkân yoktur. Çünkü o dil ağzın içinde her dönüşünde can yakar, kalp kırar.
"Dil yarası yaraların en derinidir" derler. Doğru sözdür. Bıçağın açtığı yara zamanla kapanır, dil yarası ruhun en gizli yerinde kalır ve kapanması çok güç olur. Üstelik acı dil sahibini de çirkinleştirir.
Nice güzel insanlar vardır ki dilleri yüzünden sevilmezler, "şeytan görsün yüzünü" deyip köşe bucak kaçtığımız insanlar hep o cins insanlardır. Üslubu yumuşak, dili ballı insanı Allah için sevenlerden olalım.
‘’İSTİHBARATÇI – AKIL OYUNLARI’’ Romanımız çıktı!. Her gencin okuması gereken macera romanımız, Türk istihbaratının yurt içinde ve yurt dışında operasyon kabiliyetlerini anlatıyor.
Her romanımda olduğu gibi, tamamı yaşanmış hikâyelerden oluşuyor. Keyifle okuyun. Allah’a emanet olun, hoşça kalın.
Aydın Benli
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.