Öncüler ve Ölçüler*

*Öncüler ve Ölçüler* Açılan bir çığır/yenilik gördüğümüzde, bir kaç konu dikkatimizi çeker: ✓Hangi ihtiyaca binaen ortaya konduğu ✓Yoldaki işaret taşlarının metoda uygun stratejilerle döşenmesi konusu.. (Zamana ve şartlara göre değişmeyen prensiplerle korunup istikrarlı yürütülmesi konusu) ✓Kimler Öncülük etti (çilesini çekenler) ✓Kimler bu bayrağı teslim aldı, sorumluluk bilinciyle sonraki vazifelilere taşımayı görev addetti (Sadık Yardımcılar, Çileye Talip Olanlar) ✓Kimler işin sadece edebiyatını yapıp, en iyi yönüyle vicdanını rahatlatmak için yola koyuldu ✓Kimler bu yeniliği anlamaya, anlamlandırmaya çalışmak yerine; öncülerin yoluna taş koydu ✓Sadece eşleştirip, çözüm sunmayanlar ✓Yarınlarda güzel bir eserle anılmak, ötelere sadakai cariye (ölüm sonrası bile kazanç sağlamaya devam eden bir yatırım) bırakmak isteyenlerin gayreti ve mücadele azmi.. ... Yaşadığımız hayatta rutinlerimiz içerisinde yukarıda bahsi geçen maddelerle karşılaşıyoruz. Kapasite, eğitim, bilgi birikim, samimiyet ve mücadeleci yanımız; tüm bunlar insanoğlunun hakikate karşı duruşunu belirliyor. ... Tuttuğumuz yol, yol arkadaşlarımız, muhataplarımız bizi hakikat yolundan bir an olsun saptırmamalı. Hakkın hatırı herşeyin üstünde tutulsun ki işaretleri zayıf gördüğümüz puslu havalarda bile istikametten ayrılmayalım. Hakikat elmasını, nefsimizi tatmin etmek, çocukluk egomuzu ortaya dökmek, yetişkin birey olamamak amatörlüklerine kurban etmeyelim. Elmas hükmündeki hakikatleri adi birer cam parçasına çevirmeyelim. ... Öncü olanlar, önde olanlar benlikleri içerisinde hazmedemediği her imtihanı Rabbine sunmalı, kendisi de onun himayesine sığınmalı. Ben yaptım, ben ettim, ben başardım, ben öyle istedim, ben ben ben.. hamlıklarını toprağa gömmeli. Ki öncülük ettiği kıymetli hakikati, yoldaki işaretleri puslandırmasın, genç zihinleri bulandırıp mücadele azimlerini kırmasın. ... Gözünün içine bakılan, ağzından çıkan sözü not alınan, her fiil ve fikri pürdikkat takip edilen engin ruhların hamlık yapma lüksü yoktur. Tüm bu ikazlara uymayıp olumsuz neticelerle karşılaşınca da başkasına yansıtma, dışarıda suçlu arama meyline giremez. İddiamızın imtihanımız olduğu bilinci ile hareket etmemiz gerçeği, bu sorumlulukların tümünün bize ait olduğunu göstermez mi? Seferde iken zaferi düşünmeyen, seferin hakkını vermek üzere gayret gösteren bizler işlerimizin sorumluluğunu yüklenerek iyi bir rol model olma yolunda azami dikkatli davranmalıyız. Görsünler, alkışlasınlar, afferin desinler diye değil, yalnız ve yalnız hakkın hatırı için huzuru mahşerde mahcup olmamak için bu konularda ekstra dikkatli olmalıyız. Herşeye rağmen bazen işlerimiz bozulabilir, yoldaki işaretler görünmez olabilir, emekler zayi olmasa da kaybolabilir. Tam bu noktada kendimizi çek ekip, iç muhasebeye yönelmeli.. Koşmayı bırakıp, ruhumuzu dinlendirmeli rehabiliteye almalıyız. Manevi dinamikleri yeniden onarmak adına ilahi desteği dilemeli ve dilenmeliyiz. Aciz bir beşer olarak, eksiklik ve kusurlardan münezzeh olanın yardımını imdada çağırmalıyız. Müslüman Şahsiyetine yakışan bir edayla şu hakikate kulak kabartıp gereğini acilen yapmalıyız: -Kim âhiret işlerini düzene koyarsa Allah da onun dünya işlerini düzene koyar. -Kim Allah ile arasını düzeltirse, Allah da onun insanlar ile arasını düzeltir. -Kim içini güzelleştirirse Allah onun dışını güzelleştirir. .... Vazifeperver engin ruhlara, söz üstadlarından bir iki hakikat notu: ✓İyiliğe ödül beklenmez; zira iyilik yapmanın bizzat kendisi, onu yapana ödüldür. Vazifeni ihlas ile yap! ✓Kavim, iyilerimizi dinlemiyor artık... Ne yarılan deniz, ne taştan fışkıran su, ne de gökten inen sofra kâr ediyor... Bel'am'ın tatlı hurâfeleri hakikati perdeliyor... Ne zaman arkamızı dönsek bir Sâmirî peydahlanıyor. Buzağıları taşlamaktan Hakikati yüceltecek mecalimiz kalmıyor. İhsana sarıl, vazife veren hatırına yola sadakat göster! ... Başı rahmet olan Ramazan'ın ilk on günü geride kaldı. Ortası mağfiret olan ikinci on günün içindeyiz. Sonu cehennemden azad olan kıymetli günlerden önce bu hakikatler ile irkilip kendimize çeki düzen vermek nasip olsun duasıyla... Cevâhir / Küçük Dünyam