Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Bediüzzaman Said Nursi’nin Selanik Nutku

<p>Bedi&uuml;zzaman hakkında bir &ccedil;ok haksız ve yersiz iddia vardır. Bunların bir kısmı iddianın &ouml;tesinde iftiraya kadar varmaktadır. &Ouml;rneğin bug&uuml;nk&uuml; makalemde işlediğim yazıda &ldquo;Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın Abd&uuml;lhamid&rsquo;i tahttan indirmek i&ccedil;in nutuk s&ouml;ylediği&rdquo; iftirasına bir cevap niteliğindedir.</p> <p>Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın Meşrutiyetin 23 Temmuz 1908 tarihinde Abd&uuml;lhamid tarafından ikinci kez ilan edilmesinden hemen 3 g&uuml;n sonra ve daha sonra Selanik&rsquo;te yapmış olduğu nutuk; 2 Ekim 1908 tarihinde Misbah gazetesinde tam metin olarak yayınlanmıştır. Burada yazının tamamını değil &ouml;zet olarak sunulabilecek bir değerlendirme ele alınacaktır. Allah kısmet ederse bu nutkun geniş bir şekilde ele alındığı &ldquo;Bir H&uuml;rriyet Kahramanı Bedi&uuml;zzaman Said Nursi&rdquo; kitabında yayınlamaya &ccedil;alışacağım.</p> <p>G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde araştırıp incelemeden sadece kulaktan dolma bilgiler ile Bedi&uuml;zzaman Said Nursi&rsquo;ye saldırılar hala devam etmektedir. &Ouml;yle ki Abd&uuml;lhamid&rsquo;i desteklediği halde &ldquo;Abd&uuml;lhamid&rsquo;i devirmek i&ccedil;in halkı isyana &ccedil;ağırdı&rdquo; diyecek kadar ileri giden kişiler vardır. Bu b&uuml;y&uuml;k iftira karşısında şu hususun bilinmesinde yarar vardır:</p> <p>Bedi&uuml;zzaman, kendisine işkence yapan kişilere dahi &ldquo;eğer imanını kurtarabilirse hakkımı helal ediyorum&rdquo; diyecek kadar şefkatli birisi olduğu halde bu nutku ile ilgili olarak farklı bir ifade kullanmaktadır.</p> <p>Bu nutkundaki ifadelerinin yanlış anlaşılmaması i&ccedil;in &ldquo;dağ yemişinin hazmı zor olur&rdquo; diyerek dikkatli bir şekilde okunmasını aksi takdirde &ldquo;hakkını helal etmeyeceğini&rdquo; s&ouml;ylemiştir. Hatta eserlerinde bu yazıyı neşrederken: &ldquo;Eğer siz de -iki gazeteci nasıl s&ouml;z&uuml;m&uuml; tahrif etmiş- &ouml;yle okursanız, Allah imdad eyleye&rdquo; diyerek gerekli ikazını da yazmıştır.</p> <p>Onun bu &ouml;nemli uyarısına rağmen s&ouml;ylediğinin neredeyse tam aksini iddia ederek halkımızı Bedi&uuml;zzaman&rsquo;dan soğutmak isteyenler ciddi olarak d&uuml;ş&uuml;nmek zorundadırlar. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; iftira attığı takdirde;&nbsp; ruz-i mahşerde &ldquo;hakkını helal etmeyen&rdquo; bir kişiyle hesaplaşacaklardır. Bu hususu g&ouml;zden ka&ccedil;ırmamak gerekiyor.</p> <p>Şimdi gelelim Selanik&rsquo;te ve İstanbul&rsquo;da Meşrutiyet ve h&uuml;rriyet ile ilgili olarak s&ouml;ylediği nutuk yazısına. Bu metni g&uuml;n&uuml;m&uuml;z T&uuml;rk&ccedil;esi ile pek &ccedil;ok kişinin anlaması zordur. Bu nedenle kendi anladığım şekli ile g&uuml;n&uuml;m&uuml;z ifadeleri ile ve &ouml;zet olarak yazmaya &ccedil;alışacağım.</p> <p>26 Temmuz 1908 g&uuml;n&uuml; daha sonra &ldquo;H&uuml;rriyet Meydanı olarak adlandırılacak Selanik&rsquo;teki Drahodr meydanında, İdadi Mektebi ve Kışlalar arasındaki alanda bir&ccedil;ok hatip konuşma yapmıştır.</p> <p>Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın Selanik&rsquo;teki nutkunu dinleyenler arasında daha sonra &ccedil;ok &ouml;nemli mevkilere gelecek olan İsmet İn&ouml;n&uuml;, Celal Bayar ve T&uuml;rk Sil&acirc;hlı Kuvvetlerinin 4. Genelkurmay Başkanı Salih Omurtak&rsquo;ın da dinlediğini; bazı belgelerden anlayabiliyoruz. Zira Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın bu konuşması olduk&ccedil;a tesirli olduğu i&ccedil;in İttihad ve Terakki&rsquo;nin &ouml;nde gelen isimleri Bedi&uuml;zzaman&rsquo;a cemiyette birlikte &ccedil;alışma teklifi yapmışlardı. Fakat Bedi&uuml;zzaman; bu teklifleri reddetmiştir.</p> <p>Meşrutiyeti anlatan kişiler arasında başında sarığı belinde kaması ve ayağında &ccedil;izmesi ile Bedi&uuml;zzaman &ccedil;ok farklı bir etki bırakmıştır. Osmanlı Devletinin i&ccedil;inde bulunduğu durumu &ccedil;ok veciz ve yerinde tespitler ile anlatan bu zatın s&ouml;zleri bir &ccedil;ok gazete ayrıca yayınlanmıştır.</p> <p>Balkonda Enver Paşa&rsquo;nın hemen ardından nutkunu s&ouml;yleyen Bedi&uuml;zzaman; &ouml;zetle şunları s&ouml;yler:</p> <p>&ldquo;Ey H&uuml;rriyet-i şer&rsquo;i. &Ouml;yle m&uuml;thiş ve fakat g&uuml;zel ve m&uuml;jdeli bir sada ile bağırıyorsun ki benim gibi bir Şarklıyı gaflet altında yatmışken uyandırıyorsun. Sen olmasa idin, ben, umum millet, zindan-ı esarette kalacaktık. Seni ebedi bir &ouml;m&uuml;r ile m&uuml;jdeliyorum.</p> <p>Eğer hayatımızın esası olan Şeriatı ger&ccedil;ek kaynak olarak ele alsan ve o Cennette canlandırsan, bu mazlum milletin eski zamana nispeten bin derece daha fazla terakki edeceğini m&uuml;jde veriyorum.</p> <p>Ey bu vatanda yaşayan mazlum kardeşlerim! Gidelim, dahil olalım.</p> <p>Birinci kapısı, Şeriat dairesinde kalplerin ittihadı yani birleşmesi,</p> <p>İkincisi sevgi ve muhabbet,</p> <p>&Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml;s&uuml; eğitim ve maarif;</p> <p>D&ouml;rd&uuml;nc&uuml;s&uuml; &ccedil;alışmak,</p> <p>Beşincisi sefahati yani Allah&rsquo;ın yasakladığı pis işleri terk etmektir. &Ouml;tekileri sizin zihninize havale ediyorum...</p> <p>Bu inkılap, insanlığın ağır zincirlerini par&ccedil;a par&ccedil;a ederek h&uuml;k&uuml;meti tehlikelerden kurtaracaktır. Diğer milletler milyonlarca insanını feda ederek bu h&uuml;rriyete kavuştular. Biz ise &ouml;lm&uuml;ş olan hislerimizi İslam&rsquo;ın g&uuml;zel ahlakı ve y&uuml;ksek milli seciyelerimiz ile yeniden ayağa kaldıracağız. &Ouml;yle ki; h&uuml;rriyet ve adaletin sedası; İsrafil Aleyhisselamın Sur&rsquo;a &uuml;flemesi gibi vatanımızı hayatlandıracaktır.</p> <p>Ey kardeşlerin sakın sefahat ve dinde laubalilikle bu g&uuml;zel gelişmeyi &ouml;ld&uuml;rmeyiniz. Şeriat &uuml;zerine tesis olunmuş olan Kanunu Esasi (anayasamız) fasit ve bozguncu d&uuml;ş&uuml;nceleri, ahlaksızlığı ve rezaletleri Azrail gibi &ouml;ld&uuml;rm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>Ey hamiyetli kardeşlerim!</p> <p>İsraf ve şeriatın reddettiği meşru olmayan hareketlerle yeniden bu k&ouml;t&uuml;l&uuml;kleri diriltmeyiniz. Y&uuml;z sene geri kaldığımız sanayi ve terakkiyattan, meşveret ile &ccedil;ıkıp yetişeceğiz. Medeni milletlerle omuz omuza m&uuml;sabaka edeceğiz. Şimdi onlar &ouml;k&uuml;z arabasına binmiş gibi yavaş ilerlerken biz ise şimendifer (tren) ve balon gibi s&uuml;ratli ara&ccedil;lara binerek onları ge&ccedil;eceğiz. İslam hakikatleri, g&uuml;zel ahlak ve imanın feyzi ile medeni milletleri fersah fersah ge&ccedil;eceğiz.</p> <p>Talebeliğin bana verdiği vazife ve h&uuml;rriyetin sağladığı imk&acirc;nla şunu kardeşlerime ihtar ediyorum!</p> <p>Sakın h&uuml;rriyeti k&ouml;t&uuml; manada tefsir etmeyiniz. Ta ki elimizden ka&ccedil;masın. Kokuşmuş olan esirliği bize başka bir kapta i&ccedil;irmesinler. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; h&uuml;rriyet; dini h&uuml;k&uuml;mlere uygun hareket etmekle, Şeriatın edebi ile g&uuml;zelleşmekle ve g&uuml;zel ahlak ile gelişip g&uuml;&ccedil;lenir. Sadr-ı evvel yani sahabeler zamanında vahşet ve baskı varken; h&uuml;rriyet, adalet ve hukuk &ouml;n&uuml;ndeki eşitlik sayesinde d&uuml;nya &uuml;zerinde b&uuml;y&uuml;k bir gelişme yaşandı.</p> <p>Biz Osmanlı Milleti erkek gibiyiz. Mert olan milli seciyemize kadınların giysisi gibi sefihlik ve ahlaksızlık yakışmaz, aldanmayalım. Ecnebilerden medeni terakkiyatımıza yarayacak olan fen, teknoloji ve sanayi gibi noktaları memnuniyetle alacağız. Fakat ecnebilerdeki &ccedil;irkin ahlaksızlığı bırakmak zorundayız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bir kadın erkek gibi giyinse ve erkek de kadın gibi s&uuml;slense bu yakışmaz. Mert ve himmetli olan milletimiz cilveli hanımlar gibi olmamalıdır.</p> <p>Medeniyeti getirebilmek i&ccedil;in Japonlar gibi olmalıyız. Onlar medeniyetin g&uuml;zelliklerini Avrupa&rsquo;dan aldıkları halde milli adetlerini muhafaza ettiler. Bizim milli adetlerimiz İslamiyet sayesinde gelişip g&uuml;&ccedil;lendiği i&ccedil;in biz Japonlara g&ouml;re iki kat daha fazla m&uuml;cadeleye sarılmamız gerekiyor.&nbsp;</p> <p>Hazreti &Ouml;mer, Hazreti Ali ve Selahattin-i Eyyubi gibi b&uuml;y&uuml;k zatların insanlık tarihine g&ouml;stermiş olduğu parlak sahifeler bu iddialarımıza a&ccedil;ık bir delildir. Buna binaen kati olarak h&uuml;kmediyorum ki; bizim şimdiye kadar noksanlarımız ve gerilememizin sebebi d&ouml;rt sebeptir:</p> <p>Şeriatın h&uuml;k&uuml;mlerine uygun hareket etmediğimiz i&ccedil;in,Bazı m&uuml;dahin (yani dalkavuk ve yağcıların) keyfine g&ouml;re hareket etmelerinden,Cahil olup meselenin &ouml;z&uuml;nden uzaklaşan g&ouml;r&uuml;n&uuml;şte alim kişilerin taassup ve bağnazlığından,Avrupa Medeniyetindeki g&uuml;zellikleri terk edip &ccedil;ocuk gibi heves ve fenalıkları tercih ettiğimiz i&ccedil;in.</p> <p>İşte memurlarımız vazifelerini d&uuml;zg&uuml;n yapsa ve memur olmayanlar da zamanın gereklerine uygun hareket etse sefahat ve rezilliklere zaman bulamayacaklardır. Bu noksanlık ve gerileyiş ancak bu suretle sona erecektir.</p> <p>Bu milleti ve devleti medeni milletlerin ilerisine taşıyacak olan hususlar; fikir h&uuml;rriyeti, milletin kalbi olan Meclis-i Mebusan ve &uuml;mmetin fikri olan Şeriata uygun olarak meşveret ve istişare etmektir&rdquo;.&nbsp;</p> <p>Konuşmasına aşağıdaki şekilde son vermiştir. Bu kısmı metindeki orijinal haliyle yazıyorum. Zira umulur ki Abd&uuml;lhamid&rsquo;in aleyhindeydi diyen kişiler insafa gelirler:</p> <p>&ldquo;Yaşasın ittihad-ı mill&icirc;!..</p> <p>&Ouml;ls&uuml;n ihtilaf!..</p> <p>Yaşasın muhabbet-i mill&icirc;!..</p> <p>Gebersin ağraz-ı şahsiye ve fikr-i intikam!..</p> <p>Yaşasın şecaat-ı m&uuml;cessem askerler!..</p> <p>Yaşasın satvet-i m&uuml;şahhas ordularımız!..</p> <p>Yaşasın akıl ve tedbir-i m&uuml;cessem dindar cem&#39;iyet-i ahrar!..</p> <p>Yaşasın yaraları tedavi etmek fikrinde olan Halife-i Peygamber!..&rdquo;</p> <p>&nbsp;Dr. Vehbi&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 02 Şubat 2021 - Salı

Bediüzzaman Said Nursi’nin Selanik Nutku

<p>Bedi&uuml;zzaman hakkında bir &ccedil;ok haksız ve yersiz iddia vardır. Bunların bir kısmı iddianın &ouml;tesinde iftiraya kadar varmaktadır. &Ouml;rneğin bug&uuml;nk&uuml; makalemde işlediğim yazıda &ldquo;Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın Abd&uuml;lhamid&rsquo;i tahttan indirmek i&ccedil;in nutuk s&ouml;ylediği&rdquo; iftirasına bir cevap niteliğindedir.</p> <p>Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın Meşrutiyetin 23 Temmuz 1908 tarihinde Abd&uuml;lhamid tarafından ikinci kez ilan edilmesinden hemen 3 g&uuml;n sonra ve daha sonra Selanik&rsquo;te yapmış olduğu nutuk; 2 Ekim 1908 tarihinde Misbah gazetesinde tam metin olarak yayınlanmıştır. Burada yazının tamamını değil &ouml;zet olarak sunulabilecek bir değerlendirme ele alınacaktır. Allah kısmet ederse bu nutkun geniş bir şekilde ele alındığı &ldquo;Bir H&uuml;rriyet Kahramanı Bedi&uuml;zzaman Said Nursi&rdquo; kitabında yayınlamaya &ccedil;alışacağım.</p> <p>G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde araştırıp incelemeden sadece kulaktan dolma bilgiler ile Bedi&uuml;zzaman Said Nursi&rsquo;ye saldırılar hala devam etmektedir. &Ouml;yle ki Abd&uuml;lhamid&rsquo;i desteklediği halde &ldquo;Abd&uuml;lhamid&rsquo;i devirmek i&ccedil;in halkı isyana &ccedil;ağırdı&rdquo; diyecek kadar ileri giden kişiler vardır. Bu b&uuml;y&uuml;k iftira karşısında şu hususun bilinmesinde yarar vardır:</p> <p>Bedi&uuml;zzaman, kendisine işkence yapan kişilere dahi &ldquo;eğer imanını kurtarabilirse hakkımı helal ediyorum&rdquo; diyecek kadar şefkatli birisi olduğu halde bu nutku ile ilgili olarak farklı bir ifade kullanmaktadır.</p> <p>Bu nutkundaki ifadelerinin yanlış anlaşılmaması i&ccedil;in &ldquo;dağ yemişinin hazmı zor olur&rdquo; diyerek dikkatli bir şekilde okunmasını aksi takdirde &ldquo;hakkını helal etmeyeceğini&rdquo; s&ouml;ylemiştir. Hatta eserlerinde bu yazıyı neşrederken: &ldquo;Eğer siz de -iki gazeteci nasıl s&ouml;z&uuml;m&uuml; tahrif etmiş- &ouml;yle okursanız, Allah imdad eyleye&rdquo; diyerek gerekli ikazını da yazmıştır.</p> <p>Onun bu &ouml;nemli uyarısına rağmen s&ouml;ylediğinin neredeyse tam aksini iddia ederek halkımızı Bedi&uuml;zzaman&rsquo;dan soğutmak isteyenler ciddi olarak d&uuml;ş&uuml;nmek zorundadırlar. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; iftira attığı takdirde;&nbsp; ruz-i mahşerde &ldquo;hakkını helal etmeyen&rdquo; bir kişiyle hesaplaşacaklardır. Bu hususu g&ouml;zden ka&ccedil;ırmamak gerekiyor.</p> <p>Şimdi gelelim Selanik&rsquo;te ve İstanbul&rsquo;da Meşrutiyet ve h&uuml;rriyet ile ilgili olarak s&ouml;ylediği nutuk yazısına. Bu metni g&uuml;n&uuml;m&uuml;z T&uuml;rk&ccedil;esi ile pek &ccedil;ok kişinin anlaması zordur. Bu nedenle kendi anladığım şekli ile g&uuml;n&uuml;m&uuml;z ifadeleri ile ve &ouml;zet olarak yazmaya &ccedil;alışacağım.</p> <p>26 Temmuz 1908 g&uuml;n&uuml; daha sonra &ldquo;H&uuml;rriyet Meydanı olarak adlandırılacak Selanik&rsquo;teki Drahodr meydanında, İdadi Mektebi ve Kışlalar arasındaki alanda bir&ccedil;ok hatip konuşma yapmıştır.</p> <p>Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın Selanik&rsquo;teki nutkunu dinleyenler arasında daha sonra &ccedil;ok &ouml;nemli mevkilere gelecek olan İsmet İn&ouml;n&uuml;, Celal Bayar ve T&uuml;rk Sil&acirc;hlı Kuvvetlerinin 4. Genelkurmay Başkanı Salih Omurtak&rsquo;ın da dinlediğini; bazı belgelerden anlayabiliyoruz. Zira Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın bu konuşması olduk&ccedil;a tesirli olduğu i&ccedil;in İttihad ve Terakki&rsquo;nin &ouml;nde gelen isimleri Bedi&uuml;zzaman&rsquo;a cemiyette birlikte &ccedil;alışma teklifi yapmışlardı. Fakat Bedi&uuml;zzaman; bu teklifleri reddetmiştir.</p> <p>Meşrutiyeti anlatan kişiler arasında başında sarığı belinde kaması ve ayağında &ccedil;izmesi ile Bedi&uuml;zzaman &ccedil;ok farklı bir etki bırakmıştır. Osmanlı Devletinin i&ccedil;inde bulunduğu durumu &ccedil;ok veciz ve yerinde tespitler ile anlatan bu zatın s&ouml;zleri bir &ccedil;ok gazete ayrıca yayınlanmıştır.</p> <p>Balkonda Enver Paşa&rsquo;nın hemen ardından nutkunu s&ouml;yleyen Bedi&uuml;zzaman; &ouml;zetle şunları s&ouml;yler:</p> <p>&ldquo;Ey H&uuml;rriyet-i şer&rsquo;i. &Ouml;yle m&uuml;thiş ve fakat g&uuml;zel ve m&uuml;jdeli bir sada ile bağırıyorsun ki benim gibi bir Şarklıyı gaflet altında yatmışken uyandırıyorsun. Sen olmasa idin, ben, umum millet, zindan-ı esarette kalacaktık. Seni ebedi bir &ouml;m&uuml;r ile m&uuml;jdeliyorum.</p> <p>Eğer hayatımızın esası olan Şeriatı ger&ccedil;ek kaynak olarak ele alsan ve o Cennette canlandırsan, bu mazlum milletin eski zamana nispeten bin derece daha fazla terakki edeceğini m&uuml;jde veriyorum.</p> <p>Ey bu vatanda yaşayan mazlum kardeşlerim! Gidelim, dahil olalım.</p> <p>Birinci kapısı, Şeriat dairesinde kalplerin ittihadı yani birleşmesi,</p> <p>İkincisi sevgi ve muhabbet,</p> <p>&Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml;s&uuml; eğitim ve maarif;</p> <p>D&ouml;rd&uuml;nc&uuml;s&uuml; &ccedil;alışmak,</p> <p>Beşincisi sefahati yani Allah&rsquo;ın yasakladığı pis işleri terk etmektir. &Ouml;tekileri sizin zihninize havale ediyorum...</p> <p>Bu inkılap, insanlığın ağır zincirlerini par&ccedil;a par&ccedil;a ederek h&uuml;k&uuml;meti tehlikelerden kurtaracaktır. Diğer milletler milyonlarca insanını feda ederek bu h&uuml;rriyete kavuştular. Biz ise &ouml;lm&uuml;ş olan hislerimizi İslam&rsquo;ın g&uuml;zel ahlakı ve y&uuml;ksek milli seciyelerimiz ile yeniden ayağa kaldıracağız. &Ouml;yle ki; h&uuml;rriyet ve adaletin sedası; İsrafil Aleyhisselamın Sur&rsquo;a &uuml;flemesi gibi vatanımızı hayatlandıracaktır.</p> <p>Ey kardeşlerin sakın sefahat ve dinde laubalilikle bu g&uuml;zel gelişmeyi &ouml;ld&uuml;rmeyiniz. Şeriat &uuml;zerine tesis olunmuş olan Kanunu Esasi (anayasamız) fasit ve bozguncu d&uuml;ş&uuml;nceleri, ahlaksızlığı ve rezaletleri Azrail gibi &ouml;ld&uuml;rm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>Ey hamiyetli kardeşlerim!</p> <p>İsraf ve şeriatın reddettiği meşru olmayan hareketlerle yeniden bu k&ouml;t&uuml;l&uuml;kleri diriltmeyiniz. Y&uuml;z sene geri kaldığımız sanayi ve terakkiyattan, meşveret ile &ccedil;ıkıp yetişeceğiz. Medeni milletlerle omuz omuza m&uuml;sabaka edeceğiz. Şimdi onlar &ouml;k&uuml;z arabasına binmiş gibi yavaş ilerlerken biz ise şimendifer (tren) ve balon gibi s&uuml;ratli ara&ccedil;lara binerek onları ge&ccedil;eceğiz. İslam hakikatleri, g&uuml;zel ahlak ve imanın feyzi ile medeni milletleri fersah fersah ge&ccedil;eceğiz.</p> <p>Talebeliğin bana verdiği vazife ve h&uuml;rriyetin sağladığı imk&acirc;nla şunu kardeşlerime ihtar ediyorum!</p> <p>Sakın h&uuml;rriyeti k&ouml;t&uuml; manada tefsir etmeyiniz. Ta ki elimizden ka&ccedil;masın. Kokuşmuş olan esirliği bize başka bir kapta i&ccedil;irmesinler. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; h&uuml;rriyet; dini h&uuml;k&uuml;mlere uygun hareket etmekle, Şeriatın edebi ile g&uuml;zelleşmekle ve g&uuml;zel ahlak ile gelişip g&uuml;&ccedil;lenir. Sadr-ı evvel yani sahabeler zamanında vahşet ve baskı varken; h&uuml;rriyet, adalet ve hukuk &ouml;n&uuml;ndeki eşitlik sayesinde d&uuml;nya &uuml;zerinde b&uuml;y&uuml;k bir gelişme yaşandı.</p> <p>Biz Osmanlı Milleti erkek gibiyiz. Mert olan milli seciyemize kadınların giysisi gibi sefihlik ve ahlaksızlık yakışmaz, aldanmayalım. Ecnebilerden medeni terakkiyatımıza yarayacak olan fen, teknoloji ve sanayi gibi noktaları memnuniyetle alacağız. Fakat ecnebilerdeki &ccedil;irkin ahlaksızlığı bırakmak zorundayız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bir kadın erkek gibi giyinse ve erkek de kadın gibi s&uuml;slense bu yakışmaz. Mert ve himmetli olan milletimiz cilveli hanımlar gibi olmamalıdır.</p> <p>Medeniyeti getirebilmek i&ccedil;in Japonlar gibi olmalıyız. Onlar medeniyetin g&uuml;zelliklerini Avrupa&rsquo;dan aldıkları halde milli adetlerini muhafaza ettiler. Bizim milli adetlerimiz İslamiyet sayesinde gelişip g&uuml;&ccedil;lendiği i&ccedil;in biz Japonlara g&ouml;re iki kat daha fazla m&uuml;cadeleye sarılmamız gerekiyor.&nbsp;</p> <p>Hazreti &Ouml;mer, Hazreti Ali ve Selahattin-i Eyyubi gibi b&uuml;y&uuml;k zatların insanlık tarihine g&ouml;stermiş olduğu parlak sahifeler bu iddialarımıza a&ccedil;ık bir delildir. Buna binaen kati olarak h&uuml;kmediyorum ki; bizim şimdiye kadar noksanlarımız ve gerilememizin sebebi d&ouml;rt sebeptir:</p> <p>Şeriatın h&uuml;k&uuml;mlerine uygun hareket etmediğimiz i&ccedil;in,Bazı m&uuml;dahin (yani dalkavuk ve yağcıların) keyfine g&ouml;re hareket etmelerinden,Cahil olup meselenin &ouml;z&uuml;nden uzaklaşan g&ouml;r&uuml;n&uuml;şte alim kişilerin taassup ve bağnazlığından,Avrupa Medeniyetindeki g&uuml;zellikleri terk edip &ccedil;ocuk gibi heves ve fenalıkları tercih ettiğimiz i&ccedil;in.</p> <p>İşte memurlarımız vazifelerini d&uuml;zg&uuml;n yapsa ve memur olmayanlar da zamanın gereklerine uygun hareket etse sefahat ve rezilliklere zaman bulamayacaklardır. Bu noksanlık ve gerileyiş ancak bu suretle sona erecektir.</p> <p>Bu milleti ve devleti medeni milletlerin ilerisine taşıyacak olan hususlar; fikir h&uuml;rriyeti, milletin kalbi olan Meclis-i Mebusan ve &uuml;mmetin fikri olan Şeriata uygun olarak meşveret ve istişare etmektir&rdquo;.&nbsp;</p> <p>Konuşmasına aşağıdaki şekilde son vermiştir. Bu kısmı metindeki orijinal haliyle yazıyorum. Zira umulur ki Abd&uuml;lhamid&rsquo;in aleyhindeydi diyen kişiler insafa gelirler:</p> <p>&ldquo;Yaşasın ittihad-ı mill&icirc;!..</p> <p>&Ouml;ls&uuml;n ihtilaf!..</p> <p>Yaşasın muhabbet-i mill&icirc;!..</p> <p>Gebersin ağraz-ı şahsiye ve fikr-i intikam!..</p> <p>Yaşasın şecaat-ı m&uuml;cessem askerler!..</p> <p>Yaşasın satvet-i m&uuml;şahhas ordularımız!..</p> <p>Yaşasın akıl ve tedbir-i m&uuml;cessem dindar cem&#39;iyet-i ahrar!..</p> <p>Yaşasın yaraları tedavi etmek fikrinde olan Halife-i Peygamber!..&rdquo;</p> <p>&nbsp;Dr. Vehbi&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.