Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

CAMİDE DANS VAR

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Ayasofya Camiinde &ccedil;ok a&ccedil;ık bir kışkırtma meydana gelmişti. Leyla Alaton isimli bir kadın, biz cami olarak m&uuml;cadele ettiğimiz ve devlet y&ouml;neticilerini sıkıştırdığımız bir ortamda unutulmaz bir eylem yaparak T&uuml;rkiye tarihinde bir ilke imza atmıştı.<br /> Leyla Alaton&rsquo;u tebrik ediyorum. Zira kendisi sayesinde Necip Fazıl&rsquo;ın dediği gibi &ldquo;&ouml;z yurdunda garipsin &ouml;z vatanında parya!&rdquo; s&ouml;z&uuml;n&uuml;n ne derece ger&ccedil;ek ve anlamlı olduğunu bize hatırlatmıştır. Peki, kimdir Leyla Alaton?<br /> İş d&uuml;nyasının en &ouml;nde gelen kadınlarından birisi olan Leyla Alaton, 1961 yılında İstanbul&rsquo;da doğmuştur. Alarko şirketinin kurucusu İshak Alaton&rsquo;un ilk &ccedil;ocuğudur. Alaton&#39;un annesi İsve&ccedil;li, babası T&uuml;rkiye asıllı Musevi bir ailedendir.&nbsp; İlkokulu Şişli Terakki Lisesi ilk b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde, ortaokulu Saint Pulcherie Fransız Lisesi orta b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde, liseyi Notre Dame de Sion&rsquo;da okumuştur. Y&uuml;ksek&ouml;ğrenimini ise Amerika (ABD)&rsquo;da Fairleigh Dickinson &Uuml;niversitesi&#39;nin İşletme B&ouml;l&uuml;m&uuml;&rsquo;nde tamamladıktan sonra Newyork Univercity&rsquo;de Sosyal Bilimler End&uuml;stri Psikolojisi dalında y&uuml;ksek lisans yapmıştır.<br /> T&uuml;rkiye ger&ccedil;eklerini &ccedil;ok iyi bilen Alaton, yaptığı eylemler ile M&uuml;sl&uuml;manlarla &ccedil;aktırmadan alay etmeyi başarmış sosyetenin g&ouml;zdesi haline gelmiştir. Kendisini &ouml;ve &ouml;ve bitiremeyen medya mensupları Alaton&rsquo;un bir kızcağızı Ayasofya&rsquo;nın ortasında dans ettirerek ne kadar b&uuml;y&uuml;k bir kahramanlık yaptığını ballandıra ballandıra anlatmışlardır.<br /> Yaptığı işin şuurunda olan ve dindar insanlarla alay etmeyi marifet sayan Alaton, kendisi ile ne kadar &ouml;v&uuml;nse azdır. Ayasofya&rsquo;daki dans resimlerini boy boy medya organlarında neşrederek M&uuml;sl&uuml;manlara &ccedil;ok g&uuml;zel bir ders vermiştir. B&ouml;ylesine bir tahrik ve kışkırtmaya rağmen en ufak bir ceza dahi almayan Alaton&rsquo;a bir par&ccedil;a aklımızı başımıza getirdiği i&ccedil;in helal olsun.<br /> Eğer Alaton gibi kadınlar olmasa; siyaset&ccedil;ilerin mangalda k&uuml;l bırakmayan s&ouml;zlerine aldanabilirdik. Nitekim halkımızın &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k &ccedil;oğunluğu siyaset&ccedil;ilerin hamasi ve duygu dolu s&ouml;zleri ile kendisini &ldquo;asrı saadet&rdquo; d&ouml;neminde yaşıyor zannetmektedir. Aslında bende bir zamanlar bu aldatmaya kanmış; İslam&rsquo;ın bu vatanda &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml; olduğunu zannetmeye başlamıştım.<br /> Fakat Alaton, bizi yıllar &ouml;nce uyarmasına rağmen hala akıllanamadık. &Ouml;yle ki bazı baro y&ouml;neticileri, yetmedi CHP ve HDP gibi siyasi parti s&ouml;zc&uuml;leri, eşcinselliğe karşı Kuran emirlerini s&ouml;ylediği i&ccedil;in Diyanet İşleri Başkanını lin&ccedil; etme girişiminde bulundular.<br /> Kışkırtmalar sadece bu kadar mı? Ne yazık ki hayır. Yıllardır yapılmaya devam ediyor. Hem de M&uuml;sl&uuml;manların Kutsal Ramazan ayında artan bir şekilde saygısızca devam ediyor.<br /> Millet olarak hatta d&uuml;nyanın b&uuml;t&uuml;n halkları Korona salgını nedeniyle ibadethanelere gidemediği bir zamanda, topluca mezar ziyareti yapabiliyor. Nasılsa kendilerine kimse s&ouml;z s&ouml;yleyemiyor. Dokunulmazlıkları var&hellip;<br /> İnsanlara tapınmayı emreden bir ideoloji ve kadrolar; sadece tarihi, eğitimi, siyaseti değil İslam&rsquo;a ait b&uuml;t&uuml;n değerleri de yıkmak istiyor. Bu kadarla da kalmıyor hi&ccedil; hesap vermeyen fakat hep hesap soran bir saldırgan &uuml;slupla putlaştırdıkları şahıslar i&ccedil;in de saldırmaktan geri durmuyorlar.<br /> &ldquo;Hutbelerde falanca şahıs neden ismiyle anılmıyor?&rdquo; ve &ldquo;Camilerde neden adına Fatiha okunmuyor?&rdquo; gibi son derece seviyesizce s&ouml;zlerle Diyanet İşleri Başkanlığı&rsquo;nı ve imam hatipleri su&ccedil;luyorlar.<br /> Bu saldırgan ve dayatmacı ruh haline yıllarca muhatap olduk. Fakat hi&ccedil; uyanamadık iyi mi? Hele hele askeri okullarda adeta Hinduları &ccedil;ağrıştıran rit&uuml;ellerle karşı karşıya kalan birisi olarak 2020 yılında hala bu &ccedil;ağdışı tapınma merasimleri ile baş başa kalmış durumdayız.<br /> Bazı insanları ilahlaştırdıkları yetmiyormuş gibi bunların asla hata yapmaz, sorgulanamaz olduğunu da &ouml;ğrenmiş oluyoruz. Maalesef bu şekilde binlerce hatta milyonlarca beyni yıkanmış insanla karşı karşıya duruyor ve aynı topraklarda yaşıyoruz.<br /> &Uuml;z&uuml;lerek s&ouml;ylemeliyim ki; bu a&ccedil;ık dayatmayı şımartan hatta pasif tutumuyla azgınlaştıran siyasi iktidarlarımız var. G&uuml;ya demokrat yani başka fikir ve d&uuml;ş&uuml;nceye de saygılı olduğunu iddia eden siyaset&ccedil;iler; son d&ouml;nemlerde giderek artan dengesiz, tutarsız hatta riyakarlığa kadar varan tutum takınmaktan hi&ccedil; gocunmuyorlar.<br /> H&uuml;k&uuml;met, sahte bir anti-emperyalist duruş namına; put&ccedil;u ideoloji ve kadrolara yerli ve milli payeleri vererek yeni bir m&uuml;ttefik ilan etmiştir. B&uuml;rokratik oligarşiye karşı bırakın karşı &ccedil;ıkmayı tam tersine ortak payda ve ittifak arayışına giren bir yapı ile karşı karşıya kalmış durumdayız.<br /> İslam&rsquo;ın; namaz, oru&ccedil;, zek&acirc;t, hac gibi İslam&rsquo;ın en temel şartlarına uymak bir tarafa; imanın esaslarını ink&acirc;r eden bir hayat felsefesi ve pratiği i&ccedil;erisinde olan bu putperest anlayış acaba kime ne fayda sağlayacaktır?<br /> Hala utanmadan &uuml;lkemizin kuruluş felsefesinden s&ouml;z ederken sek&uuml;ler bir anlayışı ifade eden insanlar var. Devletin dini İslam olduğu bir anayasa ve Meclis&rsquo;in a&ccedil;ılışında; Kuran hatimlerinden başka bir T&uuml;rk geleneği olan Buhari kitaplarının okunduğunu ne &ccedil;abuk unuttular? Halifenin kurtulması ve misak-ı milli sınırlarına ulaşmanın en &ouml;nemli hedeflerimiz olduğunu ink&acirc;r eden bu putperestlere; kimse iki kelime s&ouml;yleyemeyecek mi?<br /> 1928 Yılında Anayasadan &ldquo;Devletin dini İslam&rsquo;dır&rdquo; maddesi &ccedil;ıkarılmış ve 1936 yılında CHP&rsquo;nin altı ilkesi anayasaya d&acirc;hil edilmiştir. Tarihten haberi olmayan kişiler; kurucu değerler adı altında bize bu ilkeleri benimsetmeye &ccedil;alışıyorlar. Aynı tek partili y&ouml;netimini, demokrasi diye yutturmaya &ccedil;alıştıkları gibi.<br /> Yahu bunlar kimi kandırdıklarını zannediyorlar? Eğer ortaokulda okuduğumuz zamanda olduğu gibi sindirilmiş ve baskı altına alınmış bir gen&ccedil;liği d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorlarsa; &ccedil;ok yanılıyorlar. Hi&ccedil;bir sans&uuml;r&uuml;n uygulanamadığı internette ve sosyal medyada; b&ouml;ylesine gerici, yobaz yaklaşımı kim kabul eder?<br /> Hilafet&rsquo;in kaldırılması, bir devlet projesi olarak ezan ve ibadetlerin T&uuml;rk&ccedil;eleştirilmesi, İslami değer ve sembollerin kamusal hayattan kazınıp atılması, Ramazan ve Kurban bayramlarının dahi itibarsızlaştırılması i&ccedil;in talimatlar vermesiyle iş bitmiyor. Daha ilerilere gidiliyor, T&uuml;rk Tarih ve T&uuml;rk Dil Kongrelerinde a&ccedil;ık&ccedil;a ırk&ccedil;ı-kafatas&ccedil;ı hezeyanlar bilimsel tez diye b&uuml;t&uuml;n eğitim &ouml;ğretim kurumları aracılığıyla hala bir deli g&ouml;mleği gibi halka giydirilmektedir.<br /> Kur&rsquo;an-ı Kerim i&ccedil;in (haşa) &ldquo;g&ouml;kten indiği sanılan bir kitap&rdquo; ve Peygamberimiz (asm) hakkında &ldquo;Arapoğlunun yavesi&rdquo; dediği iddia edilen kişilere, şimdi kalkmış; &ldquo;camilerde dua edilmedi&rdquo;, &ldquo;fatiha okunmadı&rdquo; diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar.<br /> Rakı bulunan sofralarda hafızlar i&ccedil;in sarf edilen &ldquo;beyni sulanmış&rdquo; s&ouml;zleri ile pozitivizm ve deizm arasında gidip gelen b&uuml;t&uuml;n&uuml;yle sek&uuml;ler ve son derece pragmatik siyaset&ccedil;ileri, 2020 T&uuml;rkiye&rsquo;sinde zorla dayatarak ne elde edeceklerini sanıyorlar acaba?<br /> Ankara Yenimahalle&rsquo;de &ldquo;hutbede bazı şahısların adı anılmadığı i&ccedil;in&rdquo; Cuma namazını sabote etmeye kalkışan provokat&ouml;r bir grupla ge&ccedil;en yıl tanışmıştık. Ayrıca Trabzon Ortahisar&rsquo;da cami duvarlarına asılan dev resimler de bunun tuzu biberi olmuştu. Fakat bu kışkırtmalar karşılığında hi&ccedil;bir ceza almadıklarından dolayı bu yıl da eksik olmasınlar provokasyonlarına devam ediyorlar.<br /> Bunları tebrik etmem gerekiyor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; benim gibi birka&ccedil; kişi ne kadar bu &ccedil;ağdaş yobazlığı dile getirsek; hemen kendimizi savcının karşısında buluyor &ldquo;anne adı nedir?&rdquo; ve &ldquo;baba adı nedir?&rdquo; sorularına muhatap oluyoruz. Leyla Alaton veya diğer provokat&ouml;rler ise asla mahkeme salonlarını tanımıyor bilmiyorlar. Onlar sadece boşanma davalarında mahkemeye uğrarlar. Kışkırtma ve inan&ccedil;larından dolayı milletimizi aşağılama su&ccedil;larını işledikleri halde asla mahkemeye dahi uğramazlar.<br /> Değerli dostum Metin Karabaşoğlu yıllar &ouml;nce &ldquo;Camide Dans Var&rdquo; başlıklı bir kitap bastırmış yaşadığımız durumu aydınlatmaya &ccedil;alışmıştı. Ne ilgin&ccedil;tir ki bin beş y&uuml;z yıldan fazla ibadet edilen bir mekanda yani Ayasofya&rsquo;da dans edilmesine şahit olmuştuk. Kimsenin kılı dahi kıpırdamadı.<br /> &ldquo;Camide Dans Var&rdquo; kitabını yayınlarken tanıtım yazısında Karabaşoğlu ş&ouml;yle diyordu: &ldquo;Akıl almaz bir karmaşanın ortasında yaşıyoruz. Yalanla doğrunun, yanlışla ger&ccedil;eğin ayrıştığı d&ouml;nemler &ccedil;ok gerilerde kaldı. Siyah ve beyaz net tablolar yok artık. Yerini, grinin her tonunu barındıran flu ve sisli manzaralar aldı. Burası neresi, biz kimiz, onlar ne, ne yapıyoruz, neden yapıyoruz, nereden geldik, niye geldik, nereye ve niye gidiyoruz... &Ccedil;oğu kez biz farkına bile varmadan d&uuml;nyamıza giren d&uuml;nyevilikleri sarsıcı ama sıcak, keskin ama şefkatli bir &uuml;slupla irdeliyor. Ve iman ekseninde yoğunlaşan &ccedil;&ouml;z&uuml;mlemelerle bizi en başta, kalp camilerimizi nefsin danslarından korumaya davet ediyor&rdquo;.<br /> Son s&ouml;z olarak şunu s&ouml;yleyebilirim. Tokat yemeye devam edersek belki uyanmaya da fırsat buluruz, vesselam&hellip;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> Dr. Vehbi KARA&nbsp;</div>
Ekleme Tarihi: 03 Mayıs 2020 - Pazar

CAMİDE DANS VAR

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Ayasofya Camiinde &ccedil;ok a&ccedil;ık bir kışkırtma meydana gelmişti. Leyla Alaton isimli bir kadın, biz cami olarak m&uuml;cadele ettiğimiz ve devlet y&ouml;neticilerini sıkıştırdığımız bir ortamda unutulmaz bir eylem yaparak T&uuml;rkiye tarihinde bir ilke imza atmıştı.<br /> Leyla Alaton&rsquo;u tebrik ediyorum. Zira kendisi sayesinde Necip Fazıl&rsquo;ın dediği gibi &ldquo;&ouml;z yurdunda garipsin &ouml;z vatanında parya!&rdquo; s&ouml;z&uuml;n&uuml;n ne derece ger&ccedil;ek ve anlamlı olduğunu bize hatırlatmıştır. Peki, kimdir Leyla Alaton?<br /> İş d&uuml;nyasının en &ouml;nde gelen kadınlarından birisi olan Leyla Alaton, 1961 yılında İstanbul&rsquo;da doğmuştur. Alarko şirketinin kurucusu İshak Alaton&rsquo;un ilk &ccedil;ocuğudur. Alaton&#39;un annesi İsve&ccedil;li, babası T&uuml;rkiye asıllı Musevi bir ailedendir.&nbsp; İlkokulu Şişli Terakki Lisesi ilk b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde, ortaokulu Saint Pulcherie Fransız Lisesi orta b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde, liseyi Notre Dame de Sion&rsquo;da okumuştur. Y&uuml;ksek&ouml;ğrenimini ise Amerika (ABD)&rsquo;da Fairleigh Dickinson &Uuml;niversitesi&#39;nin İşletme B&ouml;l&uuml;m&uuml;&rsquo;nde tamamladıktan sonra Newyork Univercity&rsquo;de Sosyal Bilimler End&uuml;stri Psikolojisi dalında y&uuml;ksek lisans yapmıştır.<br /> T&uuml;rkiye ger&ccedil;eklerini &ccedil;ok iyi bilen Alaton, yaptığı eylemler ile M&uuml;sl&uuml;manlarla &ccedil;aktırmadan alay etmeyi başarmış sosyetenin g&ouml;zdesi haline gelmiştir. Kendisini &ouml;ve &ouml;ve bitiremeyen medya mensupları Alaton&rsquo;un bir kızcağızı Ayasofya&rsquo;nın ortasında dans ettirerek ne kadar b&uuml;y&uuml;k bir kahramanlık yaptığını ballandıra ballandıra anlatmışlardır.<br /> Yaptığı işin şuurunda olan ve dindar insanlarla alay etmeyi marifet sayan Alaton, kendisi ile ne kadar &ouml;v&uuml;nse azdır. Ayasofya&rsquo;daki dans resimlerini boy boy medya organlarında neşrederek M&uuml;sl&uuml;manlara &ccedil;ok g&uuml;zel bir ders vermiştir. B&ouml;ylesine bir tahrik ve kışkırtmaya rağmen en ufak bir ceza dahi almayan Alaton&rsquo;a bir par&ccedil;a aklımızı başımıza getirdiği i&ccedil;in helal olsun.<br /> Eğer Alaton gibi kadınlar olmasa; siyaset&ccedil;ilerin mangalda k&uuml;l bırakmayan s&ouml;zlerine aldanabilirdik. Nitekim halkımızın &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k &ccedil;oğunluğu siyaset&ccedil;ilerin hamasi ve duygu dolu s&ouml;zleri ile kendisini &ldquo;asrı saadet&rdquo; d&ouml;neminde yaşıyor zannetmektedir. Aslında bende bir zamanlar bu aldatmaya kanmış; İslam&rsquo;ın bu vatanda &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml; olduğunu zannetmeye başlamıştım.<br /> Fakat Alaton, bizi yıllar &ouml;nce uyarmasına rağmen hala akıllanamadık. &Ouml;yle ki bazı baro y&ouml;neticileri, yetmedi CHP ve HDP gibi siyasi parti s&ouml;zc&uuml;leri, eşcinselliğe karşı Kuran emirlerini s&ouml;ylediği i&ccedil;in Diyanet İşleri Başkanını lin&ccedil; etme girişiminde bulundular.<br /> Kışkırtmalar sadece bu kadar mı? Ne yazık ki hayır. Yıllardır yapılmaya devam ediyor. Hem de M&uuml;sl&uuml;manların Kutsal Ramazan ayında artan bir şekilde saygısızca devam ediyor.<br /> Millet olarak hatta d&uuml;nyanın b&uuml;t&uuml;n halkları Korona salgını nedeniyle ibadethanelere gidemediği bir zamanda, topluca mezar ziyareti yapabiliyor. Nasılsa kendilerine kimse s&ouml;z s&ouml;yleyemiyor. Dokunulmazlıkları var&hellip;<br /> İnsanlara tapınmayı emreden bir ideoloji ve kadrolar; sadece tarihi, eğitimi, siyaseti değil İslam&rsquo;a ait b&uuml;t&uuml;n değerleri de yıkmak istiyor. Bu kadarla da kalmıyor hi&ccedil; hesap vermeyen fakat hep hesap soran bir saldırgan &uuml;slupla putlaştırdıkları şahıslar i&ccedil;in de saldırmaktan geri durmuyorlar.<br /> &ldquo;Hutbelerde falanca şahıs neden ismiyle anılmıyor?&rdquo; ve &ldquo;Camilerde neden adına Fatiha okunmuyor?&rdquo; gibi son derece seviyesizce s&ouml;zlerle Diyanet İşleri Başkanlığı&rsquo;nı ve imam hatipleri su&ccedil;luyorlar.<br /> Bu saldırgan ve dayatmacı ruh haline yıllarca muhatap olduk. Fakat hi&ccedil; uyanamadık iyi mi? Hele hele askeri okullarda adeta Hinduları &ccedil;ağrıştıran rit&uuml;ellerle karşı karşıya kalan birisi olarak 2020 yılında hala bu &ccedil;ağdışı tapınma merasimleri ile baş başa kalmış durumdayız.<br /> Bazı insanları ilahlaştırdıkları yetmiyormuş gibi bunların asla hata yapmaz, sorgulanamaz olduğunu da &ouml;ğrenmiş oluyoruz. Maalesef bu şekilde binlerce hatta milyonlarca beyni yıkanmış insanla karşı karşıya duruyor ve aynı topraklarda yaşıyoruz.<br /> &Uuml;z&uuml;lerek s&ouml;ylemeliyim ki; bu a&ccedil;ık dayatmayı şımartan hatta pasif tutumuyla azgınlaştıran siyasi iktidarlarımız var. G&uuml;ya demokrat yani başka fikir ve d&uuml;ş&uuml;nceye de saygılı olduğunu iddia eden siyaset&ccedil;iler; son d&ouml;nemlerde giderek artan dengesiz, tutarsız hatta riyakarlığa kadar varan tutum takınmaktan hi&ccedil; gocunmuyorlar.<br /> H&uuml;k&uuml;met, sahte bir anti-emperyalist duruş namına; put&ccedil;u ideoloji ve kadrolara yerli ve milli payeleri vererek yeni bir m&uuml;ttefik ilan etmiştir. B&uuml;rokratik oligarşiye karşı bırakın karşı &ccedil;ıkmayı tam tersine ortak payda ve ittifak arayışına giren bir yapı ile karşı karşıya kalmış durumdayız.<br /> İslam&rsquo;ın; namaz, oru&ccedil;, zek&acirc;t, hac gibi İslam&rsquo;ın en temel şartlarına uymak bir tarafa; imanın esaslarını ink&acirc;r eden bir hayat felsefesi ve pratiği i&ccedil;erisinde olan bu putperest anlayış acaba kime ne fayda sağlayacaktır?<br /> Hala utanmadan &uuml;lkemizin kuruluş felsefesinden s&ouml;z ederken sek&uuml;ler bir anlayışı ifade eden insanlar var. Devletin dini İslam olduğu bir anayasa ve Meclis&rsquo;in a&ccedil;ılışında; Kuran hatimlerinden başka bir T&uuml;rk geleneği olan Buhari kitaplarının okunduğunu ne &ccedil;abuk unuttular? Halifenin kurtulması ve misak-ı milli sınırlarına ulaşmanın en &ouml;nemli hedeflerimiz olduğunu ink&acirc;r eden bu putperestlere; kimse iki kelime s&ouml;yleyemeyecek mi?<br /> 1928 Yılında Anayasadan &ldquo;Devletin dini İslam&rsquo;dır&rdquo; maddesi &ccedil;ıkarılmış ve 1936 yılında CHP&rsquo;nin altı ilkesi anayasaya d&acirc;hil edilmiştir. Tarihten haberi olmayan kişiler; kurucu değerler adı altında bize bu ilkeleri benimsetmeye &ccedil;alışıyorlar. Aynı tek partili y&ouml;netimini, demokrasi diye yutturmaya &ccedil;alıştıkları gibi.<br /> Yahu bunlar kimi kandırdıklarını zannediyorlar? Eğer ortaokulda okuduğumuz zamanda olduğu gibi sindirilmiş ve baskı altına alınmış bir gen&ccedil;liği d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorlarsa; &ccedil;ok yanılıyorlar. Hi&ccedil;bir sans&uuml;r&uuml;n uygulanamadığı internette ve sosyal medyada; b&ouml;ylesine gerici, yobaz yaklaşımı kim kabul eder?<br /> Hilafet&rsquo;in kaldırılması, bir devlet projesi olarak ezan ve ibadetlerin T&uuml;rk&ccedil;eleştirilmesi, İslami değer ve sembollerin kamusal hayattan kazınıp atılması, Ramazan ve Kurban bayramlarının dahi itibarsızlaştırılması i&ccedil;in talimatlar vermesiyle iş bitmiyor. Daha ilerilere gidiliyor, T&uuml;rk Tarih ve T&uuml;rk Dil Kongrelerinde a&ccedil;ık&ccedil;a ırk&ccedil;ı-kafatas&ccedil;ı hezeyanlar bilimsel tez diye b&uuml;t&uuml;n eğitim &ouml;ğretim kurumları aracılığıyla hala bir deli g&ouml;mleği gibi halka giydirilmektedir.<br /> Kur&rsquo;an-ı Kerim i&ccedil;in (haşa) &ldquo;g&ouml;kten indiği sanılan bir kitap&rdquo; ve Peygamberimiz (asm) hakkında &ldquo;Arapoğlunun yavesi&rdquo; dediği iddia edilen kişilere, şimdi kalkmış; &ldquo;camilerde dua edilmedi&rdquo;, &ldquo;fatiha okunmadı&rdquo; diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar.<br /> Rakı bulunan sofralarda hafızlar i&ccedil;in sarf edilen &ldquo;beyni sulanmış&rdquo; s&ouml;zleri ile pozitivizm ve deizm arasında gidip gelen b&uuml;t&uuml;n&uuml;yle sek&uuml;ler ve son derece pragmatik siyaset&ccedil;ileri, 2020 T&uuml;rkiye&rsquo;sinde zorla dayatarak ne elde edeceklerini sanıyorlar acaba?<br /> Ankara Yenimahalle&rsquo;de &ldquo;hutbede bazı şahısların adı anılmadığı i&ccedil;in&rdquo; Cuma namazını sabote etmeye kalkışan provokat&ouml;r bir grupla ge&ccedil;en yıl tanışmıştık. Ayrıca Trabzon Ortahisar&rsquo;da cami duvarlarına asılan dev resimler de bunun tuzu biberi olmuştu. Fakat bu kışkırtmalar karşılığında hi&ccedil;bir ceza almadıklarından dolayı bu yıl da eksik olmasınlar provokasyonlarına devam ediyorlar.<br /> Bunları tebrik etmem gerekiyor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; benim gibi birka&ccedil; kişi ne kadar bu &ccedil;ağdaş yobazlığı dile getirsek; hemen kendimizi savcının karşısında buluyor &ldquo;anne adı nedir?&rdquo; ve &ldquo;baba adı nedir?&rdquo; sorularına muhatap oluyoruz. Leyla Alaton veya diğer provokat&ouml;rler ise asla mahkeme salonlarını tanımıyor bilmiyorlar. Onlar sadece boşanma davalarında mahkemeye uğrarlar. Kışkırtma ve inan&ccedil;larından dolayı milletimizi aşağılama su&ccedil;larını işledikleri halde asla mahkemeye dahi uğramazlar.<br /> Değerli dostum Metin Karabaşoğlu yıllar &ouml;nce &ldquo;Camide Dans Var&rdquo; başlıklı bir kitap bastırmış yaşadığımız durumu aydınlatmaya &ccedil;alışmıştı. Ne ilgin&ccedil;tir ki bin beş y&uuml;z yıldan fazla ibadet edilen bir mekanda yani Ayasofya&rsquo;da dans edilmesine şahit olmuştuk. Kimsenin kılı dahi kıpırdamadı.<br /> &ldquo;Camide Dans Var&rdquo; kitabını yayınlarken tanıtım yazısında Karabaşoğlu ş&ouml;yle diyordu: &ldquo;Akıl almaz bir karmaşanın ortasında yaşıyoruz. Yalanla doğrunun, yanlışla ger&ccedil;eğin ayrıştığı d&ouml;nemler &ccedil;ok gerilerde kaldı. Siyah ve beyaz net tablolar yok artık. Yerini, grinin her tonunu barındıran flu ve sisli manzaralar aldı. Burası neresi, biz kimiz, onlar ne, ne yapıyoruz, neden yapıyoruz, nereden geldik, niye geldik, nereye ve niye gidiyoruz... &Ccedil;oğu kez biz farkına bile varmadan d&uuml;nyamıza giren d&uuml;nyevilikleri sarsıcı ama sıcak, keskin ama şefkatli bir &uuml;slupla irdeliyor. Ve iman ekseninde yoğunlaşan &ccedil;&ouml;z&uuml;mlemelerle bizi en başta, kalp camilerimizi nefsin danslarından korumaya davet ediyor&rdquo;.<br /> Son s&ouml;z olarak şunu s&ouml;yleyebilirim. Tokat yemeye devam edersek belki uyanmaya da fırsat buluruz, vesselam&hellip;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> Dr. Vehbi KARA&nbsp;</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.