Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Kanal İstanbul ve Boğazlardaki Egemenlik Haklarımızın Pekiştirilmesi

<p>T&uuml;rk Boğazlarında can, mal, &ccedil;evre ve seyir emniyetini sağlamak amacıyla hazırlanan Boğazlar T&uuml;z&uuml;ğ&uuml;, 1994 Temmuz ayında y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girmiştir. B&ouml;ylece gemilerin T&uuml;rk Boğazlarından ge&ccedil;işlerinde seyir g&uuml;venliği kaptan sorumluluğundan b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de alınarak emniyetli bir şekilde ge&ccedil;iş sağlanmıştır.</p> <p>Boğazlardan ge&ccedil;iş ile ilgili d&uuml;zenlemeler d&uuml;nyanın bir &ccedil;ok noktasında olduğu gibi kurallara bağlanmıştır. Ayrıca gemilere belirli şeritleri izlemek y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;ğ&uuml; verilmiştir. Elbette bu işlemler yapılırken denizcilik kuralları lehimize olacak şekilde g&uuml;ndeme getirilmiştir.</p> <p>Nitekim &ldquo;Denizde &Ccedil;arpışmayı &Ouml;nleme T&uuml;z&uuml;ğ&uuml;&rdquo; (COLREG) 10. kuralı uyarınca, gemilerin ge&ccedil;işlerinde uymakla y&uuml;k&uuml;ml&uuml; olacakları trafik ayırım şemalarının (Traffıc Separation Schemes-TSS) seyir ve &ccedil;evre g&uuml;venliğinin sağlanması amacıyla Boğazlarda da tesis edilmiştir. Bu kural T&uuml;rkiye&#39;nin &ouml;nerisi &uuml;zerine, 1995 yılında Uluslararası Denizcilik &Ouml;rg&uuml;t&uuml; (IMO) 9. Genel Kurul Toplantısı&#39;nda onaylanmış ve kabul g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>Trafik ayrım şemalarına ilave olarak t&uuml;m &uuml;ye &uuml;lkelerin benimsemiş olduğu &quot;Kural ve Tavsiyeler&quot; kısmında, T&uuml;rkiye&#39;nin b&uuml;y&uuml;k gemilerin Boğazlardan ge&ccedil;işi sırasında, seyir g&uuml;venliğinin sağlanması amacıyla, &ccedil;ift y&ouml;nl&uuml; trafiği askıya alarak, tek y&ouml;nl&uuml; trafik uygulayabileceği belirtilmiştir. Bu sayede Marmaray &ccedil;alışmaları i&ccedil;in İstanbul Boğazı tek taraflı olarak seyre a&ccedil;ılmış ve iki y&ouml;nl&uuml; ge&ccedil;iş yasaklanmıştır. Bu sayede bahse konu kural halen uygulanmakta olup T&uuml;rkiye&rsquo;nin egemenlik hakları daha da pekiştirilmiştir.</p> <p>1994 T&uuml;z&uuml;ğ&uuml; d&ouml;rt yıllık uygulamasından edinilen deneyimler ışığında, 1998 yılında g&ouml;zden ge&ccedil;irilmiş ve yeni t&uuml;z&uuml;k 6 Kasım 1998 tarihinde y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girmiştir. Rusya&rsquo;nın karşı &ccedil;ıkmasına rağmen t&uuml;z&uuml;ğ&uuml;n y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girdiği 1994 yılından itibaren Boğazlarda meydana gelen kazaların sayısının &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de azalması, bu uygulamanın başarısını ve gerekliliğini a&ccedil;ık&ccedil;a ortaya koymuştur.</p> <p>Rusya,siyasi ve ekonomik nedenlerle, Uluslararası Denizcilik &Ouml;rg&uuml;t&uuml;&#39;nde aldığımız &ouml;nlemlerin Montr&ouml; S&ouml;zleşmesi&#39;ne, uluslararası denizcilik kurallarına aykırı olduğunu ileri s&uuml;rerek, değiştirilmesini hedefleyen yoğun bir kampanya başlatmıştır. Fakat başarılı olamamıştır. Keza Kanal İstanbul sayesinde T&uuml;rkiye&rsquo;nin g&uuml;venlik nedeniyle &ouml;ne s&uuml;receği gerek&ccedil;elere diğer &uuml;lkelerin karşı &ccedil;ıkması engellenecektir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; alternatif g&uuml;venli bir ge&ccedil;iş yolu olduğu s&uuml;rece buna karşı &ccedil;ıkmak m&uuml;mk&uuml;n değildir.</p> <p>T&uuml;rk Boğazlarındaki gemi ge&ccedil;işlerinin belirli kurallara ve bir disipline bağlanması, elbette T&uuml;rkiye&rsquo;nin g&uuml;&ccedil;lenmesini istemeyen &uuml;lkeler tarafından hoş karşılanmamıştır. Fakat ciddi emek ve &ccedil;aba sonunda 15 milyon insanın yaşadığı bir şehir i&ccedil;in kimsenin &ccedil;ok da fazla itiraz etme hakkı yoktur. Can g&uuml;venliği ve &ccedil;evre hassasiyeti &ouml;n&uuml;m&uuml;ze konulan bir &ccedil;ok engeli kolayca aşmamıza neden olmaktadır.</p> <p>Rusya ve bazı &uuml;lkeler başlangı&ccedil;ta karşı &ccedil;ıkmış iseler de uluslar arası toplumun ve denizci d&uuml;nyasının desteği sayesinde kolayca aşılmıştır. D&ouml;rt yıla yakın bir s&uuml;re devam eden bu &ccedil;aba ve girişimler, Uluslararası Denizcilik &Ouml;rg&uuml;t&uuml;&#39;n&uuml;n (IMO) Deniz G&uuml;venliği Komitesi&#39;nin (MSC) 1999 Mayıs ayında yapılan 71. D&ouml;nem Toplantısında alınan karar &ccedil;er&ccedil;evesinde sonu&ccedil;suz kalmıştır.</p> <p>MSC-71&#39;de bazı &uuml;lkelerin itirazlarına rağmen alınan kararda, T&uuml;rk Boğazları&#39;nda uygulanan trafik sisteminin seyir g&uuml;venliğinin g&uuml;&ccedil;lendirilmesinde &quot;etkin ve başarılı&quot; olduğu tescil edilmiştir.</p> <p>T&uuml;rk Boğazları&#39;ndaki t&uuml;m bu d&uuml;zenlemeler 1936 Montr&ouml; S&ouml;zleşmesiyle getirilen &quot;serbest ge&ccedil;iş ilkesi&quot; ve uluslararası denizcilik kurallarıyla uyumlu olarak yapılmıştır. Zaten ge&ccedil;iş serbestisinin denetimsiz, disiplinsiz bir ge&ccedil;iş olması d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemez. Ayrıca, anılan &uuml;lkelerin bir yandan uluslararası denizcilik kurallarını savunurken, diğer yandan bayraklarını taşıyan gemilerin T&uuml;rk Boğazlarından ge&ccedil;işlerinde kılavuz alma, raporlama sistemine uyum oranlarının d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; de dikkati &ccedil;ekmektedir.</p> <p>Bundan başka Boğazlarda alınmakta olan ilave teknik &ouml;nlemler de olmuştur. &Ouml;rneğin trafiğin elektronik ortamda denetlenmesini sağlayacak Gemi Trafik Bilgi Sistemi&#39;nin (VTS) kurulmasının kararlaştırılması &ccedil;ok &ouml;nemli bir gelişmedir. Nitekim yapımına 2000 yılında başlanan ve 30 milyon Dolar tutarındaki bir proje ger&ccedil;ekleştirilmiş ve 2002 yılı başlarında hizmete girmiştir.</p> <p>Ayrıca, &uuml;lkemiz petrol kirlenmesinden dolayı, kirliliğe yol a&ccedil;an gemi sahiplerine mali sorumluluk y&uuml;kleyen ve hasarın tazmin edilmesini &ouml;ng&ouml;ren s&ouml;zleşmelere de imza atmıştır. &quot;Petrol Kirliliğinden Doğan Hasarlar i&ccedil;in Hukuki Sorumluluk S&ouml;zleşmesi&quot;, &quot;Petrol Kirliliğinden Doğan Zararın Tazmini İ&ccedil;in Uluslararası Bir Fon Kurulmasına Dair S&ouml;zleşme&quot; (FUND) ve Petrol Kirlenmesine karşı M&uuml;dahale ve İşbirliği S&ouml;zleşmesi (OPRC)&#39;ne taraf olunması i&ccedil;in gerekli yasal işlemler uygulamaya sokulmuştur.</p> <p>Son yıllarda, Hazar havzası ve Orta Asya&#39;daki yeni petrol ve doğal gaz kaynaklarının d&uuml;nya piyasalarına nakli i&ccedil;in, bazı &ccedil;evrelerinin en uygun se&ccedil;enek olarak T&uuml;rk Boğazlarını takdim etmeye y&ouml;nelik girişim ve &ccedil;abaları vardır. İnsan ve &ccedil;evre hassasiyetini ortadan kaldıran bu &ccedil;alışmalara karşı &ouml;nlem almak gereklidir.</p> <p>T&uuml;rk Boğazları&#39;nda insan ve deniz canlılarının hayatını hi&ccedil;e sayan bu &ccedil;abaları her ilgili forum ve ortamda tartışılan konulardan biri haline getirmek &ccedil;ok &ouml;nemlidir. İşte Kanal İstanbul projesi &ouml;ncelikle tanker tehdidine karşı bir &ouml;nlem olarak d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lm&uuml;ş olup T&uuml;rkiye&rsquo;nin insan ve &ccedil;evre sağlığına verdiği &ouml;nemin en &ouml;nemli g&ouml;stergelerinden bir tanesi olmuştur.</p> <p>Boğazlar kanalıyla ilave petrol ve tehlikeli y&uuml;k taşınması, seyir emniyeti a&ccedil;ısından da dikkatle değerlendirilmesi gereken bir husustur. Boğazların &ouml;zellikleri ve deniz trafiğinin halihazırdaki yoğunluğu g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne alındığında, Boğazlardan uzun vadede, 15 milyon n&uuml;fusa sahip olan İstanbul&#39;un fiziksel g&uuml;venliğini tehlikeye atmadan b&uuml;y&uuml;k miktarlardan petrol taşınması imkansızdır.</p> <p>Bu &ccedil;er&ccedil;evede, seyir, can, mal ve &ccedil;evre g&uuml;venliği g&ouml;z ardı edilerek, siyasi ve ticari nedenlerle T&uuml;rk Boğazlarının bir petrol boru hattı olarak d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lmesinin vahim bir yanlış teşkil edeceği a&ccedil;ıktır.</p> <p>Kaldı ki, gemilerin T&uuml;rk Boğazlarında g&uuml;venli seyretmeleri can, mal ve &ccedil;evrenin korunması T&uuml;rkiye i&ccedil;in olduğu kadar, T&uuml;rk Boğazlarını kullanan b&uuml;t&uuml;n devletler i&ccedil;in de hayati &ouml;nem taşımaktadır. Tehlikeli y&uuml;k taşıyan gemilerin yol a&ccedil;acağı bir kazanın, cana, mala ve &ccedil;evreye vereceği &ouml;nemli zararın yanı sıra, Boğazların trafiğe kapanmasına da neden olarak, dış ticaretinde Boğazlardan yararlanan b&ouml;lge &uuml;lkelerinin ekonomik &ccedil;ıkarlarını da olumsuz y&ouml;nde etkileyeceği a&ccedil;ıktır.</p> <p>T&uuml;rk Boğazlarının g&uuml;venliği konusunda, kamuoyunda b&uuml;y&uuml;k bir hassasiyet mevcuttur. Uluslararası alanda, seyir g&uuml;venliğinin g&uuml;&ccedil;lendirilmesi, can, mal ve &ccedil;evrenin korunması y&ouml;n&uuml;ndeki hassasiyetin de giderek artması sevindirici bir gelişme teşkil etmektedir.</p> <p>Bu bağlamda, 1960&#39;lardan itibaren gerek IMO tarafından, gerek b&ouml;lgesel planda hazırlanarak, y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe konan &ccedil;ok sayıda s&ouml;zleşmenin, eylem planının yanı sıra, &ouml;zellikle b&uuml;y&uuml;k tanker kazalarından sonra tanker standartlarının y&uuml;kseltilmesi amacıyla alınan &ouml;nlemler kayda değerdir.</p> <p>Bu gelişmeler bir taraftan sahil devleti olarak T&uuml;rkiye&#39;ye bazı sorumluluklar y&uuml;klemekte, diğer taraftan, denizlerimizi ve Boğazlarını kullanan &uuml;lkelerden uluslararası y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;klere uymalarını talep etme hakkını vermektedir.</p> <p>Şimdi yapılan bunca emek ve &ccedil;alışmadan sonra kalkıp &ldquo;Kanal İstanbul&rsquo;dan ge&ccedil;ecek gemilerden nasıl para alacaksınız?&rdquo; sorusunu sormak anlamsızdır. Artık Kanal İstanbul&rsquo;a karşı &ccedil;ıkanların parti &ccedil;ıkarları ve siyasi hedefleri bir kenara koyarak &uuml;lke menfaatlerini d&uuml;ş&uuml;nme zamanı gelmiştir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; aynı gemi i&ccedil;inde yaşıyoruz. Batarsak birlikte batar ayakta kalırsak hep birlikte bunun sevincini yaşarız, vesselam&hellip;</p> <p>&nbsp;Dr. Vehbi KARA</p>
Ekleme Tarihi: 26 Mart 2021 - Cuma

Kanal İstanbul ve Boğazlardaki Egemenlik Haklarımızın Pekiştirilmesi

<p>T&uuml;rk Boğazlarında can, mal, &ccedil;evre ve seyir emniyetini sağlamak amacıyla hazırlanan Boğazlar T&uuml;z&uuml;ğ&uuml;, 1994 Temmuz ayında y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girmiştir. B&ouml;ylece gemilerin T&uuml;rk Boğazlarından ge&ccedil;işlerinde seyir g&uuml;venliği kaptan sorumluluğundan b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de alınarak emniyetli bir şekilde ge&ccedil;iş sağlanmıştır.</p> <p>Boğazlardan ge&ccedil;iş ile ilgili d&uuml;zenlemeler d&uuml;nyanın bir &ccedil;ok noktasında olduğu gibi kurallara bağlanmıştır. Ayrıca gemilere belirli şeritleri izlemek y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;ğ&uuml; verilmiştir. Elbette bu işlemler yapılırken denizcilik kuralları lehimize olacak şekilde g&uuml;ndeme getirilmiştir.</p> <p>Nitekim &ldquo;Denizde &Ccedil;arpışmayı &Ouml;nleme T&uuml;z&uuml;ğ&uuml;&rdquo; (COLREG) 10. kuralı uyarınca, gemilerin ge&ccedil;işlerinde uymakla y&uuml;k&uuml;ml&uuml; olacakları trafik ayırım şemalarının (Traffıc Separation Schemes-TSS) seyir ve &ccedil;evre g&uuml;venliğinin sağlanması amacıyla Boğazlarda da tesis edilmiştir. Bu kural T&uuml;rkiye&#39;nin &ouml;nerisi &uuml;zerine, 1995 yılında Uluslararası Denizcilik &Ouml;rg&uuml;t&uuml; (IMO) 9. Genel Kurul Toplantısı&#39;nda onaylanmış ve kabul g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>Trafik ayrım şemalarına ilave olarak t&uuml;m &uuml;ye &uuml;lkelerin benimsemiş olduğu &quot;Kural ve Tavsiyeler&quot; kısmında, T&uuml;rkiye&#39;nin b&uuml;y&uuml;k gemilerin Boğazlardan ge&ccedil;işi sırasında, seyir g&uuml;venliğinin sağlanması amacıyla, &ccedil;ift y&ouml;nl&uuml; trafiği askıya alarak, tek y&ouml;nl&uuml; trafik uygulayabileceği belirtilmiştir. Bu sayede Marmaray &ccedil;alışmaları i&ccedil;in İstanbul Boğazı tek taraflı olarak seyre a&ccedil;ılmış ve iki y&ouml;nl&uuml; ge&ccedil;iş yasaklanmıştır. Bu sayede bahse konu kural halen uygulanmakta olup T&uuml;rkiye&rsquo;nin egemenlik hakları daha da pekiştirilmiştir.</p> <p>1994 T&uuml;z&uuml;ğ&uuml; d&ouml;rt yıllık uygulamasından edinilen deneyimler ışığında, 1998 yılında g&ouml;zden ge&ccedil;irilmiş ve yeni t&uuml;z&uuml;k 6 Kasım 1998 tarihinde y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girmiştir. Rusya&rsquo;nın karşı &ccedil;ıkmasına rağmen t&uuml;z&uuml;ğ&uuml;n y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girdiği 1994 yılından itibaren Boğazlarda meydana gelen kazaların sayısının &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de azalması, bu uygulamanın başarısını ve gerekliliğini a&ccedil;ık&ccedil;a ortaya koymuştur.</p> <p>Rusya,siyasi ve ekonomik nedenlerle, Uluslararası Denizcilik &Ouml;rg&uuml;t&uuml;&#39;nde aldığımız &ouml;nlemlerin Montr&ouml; S&ouml;zleşmesi&#39;ne, uluslararası denizcilik kurallarına aykırı olduğunu ileri s&uuml;rerek, değiştirilmesini hedefleyen yoğun bir kampanya başlatmıştır. Fakat başarılı olamamıştır. Keza Kanal İstanbul sayesinde T&uuml;rkiye&rsquo;nin g&uuml;venlik nedeniyle &ouml;ne s&uuml;receği gerek&ccedil;elere diğer &uuml;lkelerin karşı &ccedil;ıkması engellenecektir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; alternatif g&uuml;venli bir ge&ccedil;iş yolu olduğu s&uuml;rece buna karşı &ccedil;ıkmak m&uuml;mk&uuml;n değildir.</p> <p>T&uuml;rk Boğazlarındaki gemi ge&ccedil;işlerinin belirli kurallara ve bir disipline bağlanması, elbette T&uuml;rkiye&rsquo;nin g&uuml;&ccedil;lenmesini istemeyen &uuml;lkeler tarafından hoş karşılanmamıştır. Fakat ciddi emek ve &ccedil;aba sonunda 15 milyon insanın yaşadığı bir şehir i&ccedil;in kimsenin &ccedil;ok da fazla itiraz etme hakkı yoktur. Can g&uuml;venliği ve &ccedil;evre hassasiyeti &ouml;n&uuml;m&uuml;ze konulan bir &ccedil;ok engeli kolayca aşmamıza neden olmaktadır.</p> <p>Rusya ve bazı &uuml;lkeler başlangı&ccedil;ta karşı &ccedil;ıkmış iseler de uluslar arası toplumun ve denizci d&uuml;nyasının desteği sayesinde kolayca aşılmıştır. D&ouml;rt yıla yakın bir s&uuml;re devam eden bu &ccedil;aba ve girişimler, Uluslararası Denizcilik &Ouml;rg&uuml;t&uuml;&#39;n&uuml;n (IMO) Deniz G&uuml;venliği Komitesi&#39;nin (MSC) 1999 Mayıs ayında yapılan 71. D&ouml;nem Toplantısında alınan karar &ccedil;er&ccedil;evesinde sonu&ccedil;suz kalmıştır.</p> <p>MSC-71&#39;de bazı &uuml;lkelerin itirazlarına rağmen alınan kararda, T&uuml;rk Boğazları&#39;nda uygulanan trafik sisteminin seyir g&uuml;venliğinin g&uuml;&ccedil;lendirilmesinde &quot;etkin ve başarılı&quot; olduğu tescil edilmiştir.</p> <p>T&uuml;rk Boğazları&#39;ndaki t&uuml;m bu d&uuml;zenlemeler 1936 Montr&ouml; S&ouml;zleşmesiyle getirilen &quot;serbest ge&ccedil;iş ilkesi&quot; ve uluslararası denizcilik kurallarıyla uyumlu olarak yapılmıştır. Zaten ge&ccedil;iş serbestisinin denetimsiz, disiplinsiz bir ge&ccedil;iş olması d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemez. Ayrıca, anılan &uuml;lkelerin bir yandan uluslararası denizcilik kurallarını savunurken, diğer yandan bayraklarını taşıyan gemilerin T&uuml;rk Boğazlarından ge&ccedil;işlerinde kılavuz alma, raporlama sistemine uyum oranlarının d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; de dikkati &ccedil;ekmektedir.</p> <p>Bundan başka Boğazlarda alınmakta olan ilave teknik &ouml;nlemler de olmuştur. &Ouml;rneğin trafiğin elektronik ortamda denetlenmesini sağlayacak Gemi Trafik Bilgi Sistemi&#39;nin (VTS) kurulmasının kararlaştırılması &ccedil;ok &ouml;nemli bir gelişmedir. Nitekim yapımına 2000 yılında başlanan ve 30 milyon Dolar tutarındaki bir proje ger&ccedil;ekleştirilmiş ve 2002 yılı başlarında hizmete girmiştir.</p> <p>Ayrıca, &uuml;lkemiz petrol kirlenmesinden dolayı, kirliliğe yol a&ccedil;an gemi sahiplerine mali sorumluluk y&uuml;kleyen ve hasarın tazmin edilmesini &ouml;ng&ouml;ren s&ouml;zleşmelere de imza atmıştır. &quot;Petrol Kirliliğinden Doğan Hasarlar i&ccedil;in Hukuki Sorumluluk S&ouml;zleşmesi&quot;, &quot;Petrol Kirliliğinden Doğan Zararın Tazmini İ&ccedil;in Uluslararası Bir Fon Kurulmasına Dair S&ouml;zleşme&quot; (FUND) ve Petrol Kirlenmesine karşı M&uuml;dahale ve İşbirliği S&ouml;zleşmesi (OPRC)&#39;ne taraf olunması i&ccedil;in gerekli yasal işlemler uygulamaya sokulmuştur.</p> <p>Son yıllarda, Hazar havzası ve Orta Asya&#39;daki yeni petrol ve doğal gaz kaynaklarının d&uuml;nya piyasalarına nakli i&ccedil;in, bazı &ccedil;evrelerinin en uygun se&ccedil;enek olarak T&uuml;rk Boğazlarını takdim etmeye y&ouml;nelik girişim ve &ccedil;abaları vardır. İnsan ve &ccedil;evre hassasiyetini ortadan kaldıran bu &ccedil;alışmalara karşı &ouml;nlem almak gereklidir.</p> <p>T&uuml;rk Boğazları&#39;nda insan ve deniz canlılarının hayatını hi&ccedil;e sayan bu &ccedil;abaları her ilgili forum ve ortamda tartışılan konulardan biri haline getirmek &ccedil;ok &ouml;nemlidir. İşte Kanal İstanbul projesi &ouml;ncelikle tanker tehdidine karşı bir &ouml;nlem olarak d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lm&uuml;ş olup T&uuml;rkiye&rsquo;nin insan ve &ccedil;evre sağlığına verdiği &ouml;nemin en &ouml;nemli g&ouml;stergelerinden bir tanesi olmuştur.</p> <p>Boğazlar kanalıyla ilave petrol ve tehlikeli y&uuml;k taşınması, seyir emniyeti a&ccedil;ısından da dikkatle değerlendirilmesi gereken bir husustur. Boğazların &ouml;zellikleri ve deniz trafiğinin halihazırdaki yoğunluğu g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne alındığında, Boğazlardan uzun vadede, 15 milyon n&uuml;fusa sahip olan İstanbul&#39;un fiziksel g&uuml;venliğini tehlikeye atmadan b&uuml;y&uuml;k miktarlardan petrol taşınması imkansızdır.</p> <p>Bu &ccedil;er&ccedil;evede, seyir, can, mal ve &ccedil;evre g&uuml;venliği g&ouml;z ardı edilerek, siyasi ve ticari nedenlerle T&uuml;rk Boğazlarının bir petrol boru hattı olarak d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lmesinin vahim bir yanlış teşkil edeceği a&ccedil;ıktır.</p> <p>Kaldı ki, gemilerin T&uuml;rk Boğazlarında g&uuml;venli seyretmeleri can, mal ve &ccedil;evrenin korunması T&uuml;rkiye i&ccedil;in olduğu kadar, T&uuml;rk Boğazlarını kullanan b&uuml;t&uuml;n devletler i&ccedil;in de hayati &ouml;nem taşımaktadır. Tehlikeli y&uuml;k taşıyan gemilerin yol a&ccedil;acağı bir kazanın, cana, mala ve &ccedil;evreye vereceği &ouml;nemli zararın yanı sıra, Boğazların trafiğe kapanmasına da neden olarak, dış ticaretinde Boğazlardan yararlanan b&ouml;lge &uuml;lkelerinin ekonomik &ccedil;ıkarlarını da olumsuz y&ouml;nde etkileyeceği a&ccedil;ıktır.</p> <p>T&uuml;rk Boğazlarının g&uuml;venliği konusunda, kamuoyunda b&uuml;y&uuml;k bir hassasiyet mevcuttur. Uluslararası alanda, seyir g&uuml;venliğinin g&uuml;&ccedil;lendirilmesi, can, mal ve &ccedil;evrenin korunması y&ouml;n&uuml;ndeki hassasiyetin de giderek artması sevindirici bir gelişme teşkil etmektedir.</p> <p>Bu bağlamda, 1960&#39;lardan itibaren gerek IMO tarafından, gerek b&ouml;lgesel planda hazırlanarak, y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe konan &ccedil;ok sayıda s&ouml;zleşmenin, eylem planının yanı sıra, &ouml;zellikle b&uuml;y&uuml;k tanker kazalarından sonra tanker standartlarının y&uuml;kseltilmesi amacıyla alınan &ouml;nlemler kayda değerdir.</p> <p>Bu gelişmeler bir taraftan sahil devleti olarak T&uuml;rkiye&#39;ye bazı sorumluluklar y&uuml;klemekte, diğer taraftan, denizlerimizi ve Boğazlarını kullanan &uuml;lkelerden uluslararası y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;klere uymalarını talep etme hakkını vermektedir.</p> <p>Şimdi yapılan bunca emek ve &ccedil;alışmadan sonra kalkıp &ldquo;Kanal İstanbul&rsquo;dan ge&ccedil;ecek gemilerden nasıl para alacaksınız?&rdquo; sorusunu sormak anlamsızdır. Artık Kanal İstanbul&rsquo;a karşı &ccedil;ıkanların parti &ccedil;ıkarları ve siyasi hedefleri bir kenara koyarak &uuml;lke menfaatlerini d&uuml;ş&uuml;nme zamanı gelmiştir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; aynı gemi i&ccedil;inde yaşıyoruz. Batarsak birlikte batar ayakta kalırsak hep birlikte bunun sevincini yaşarız, vesselam&hellip;</p> <p>&nbsp;Dr. Vehbi KARA</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.