Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Kızıl Elma Değil Misak-ı Milli Esastır

<p>Kızıl Elma&nbsp;d&uuml;ş&uuml;ncesi, Oğuz T&uuml;rklerinin mitolojik d&uuml;şlerini simgeleyen bir anlayıştır. Hun, G&ouml;kt&uuml;rk ve Sel&ccedil;ukluların devlet geleneğinde kullanıldığı gibi Osmanlı Devletinde de 3. Selim d&ouml;nemine kadar kullanılmıştır.</p> <p>Askerlerin &quot;Padişahım, biz senin uğrunda ta Kafdağı&#39;nın &ouml;tesine, Kızılelma&rsquo;ya dek varırız&quot; s&ouml;z&uuml; ile saltanata bağlılığı ve itaati, ifade etmektedir. Bir &uuml;lk&uuml; veya d&uuml;şleri simgeleyen bir kelime olmasına rağmen Batılılar tarafından &ldquo;T&uuml;rk yayılmacılığının&rdquo; sembol&uuml; olarak olumsuz propagandası yapılmaktadır.</p> <p>Buna karşılık ulusal yemin anlamına gelen &ldquo;Misak-ı Milli&rdquo; ise; son Osmanlı Meclis-i Mebusanında&nbsp;28 Ocak 1920 tarihinde oy birliği ile kabul&nbsp;edilmiş &ldquo;Milli M&uuml;cadelenin&rdquo; esas kavramı olmuş bir metindir.&nbsp;Bildiri, mecliste&nbsp;&ldquo;Ahd-i Mill&icirc; Beyann&acirc;mesi&rdquo;&nbsp;adıyla kabul edildikten sonra Ankara&rsquo;da toplanan Mecliste de benimsenmiştir. T&uuml;rkiye Cumhuriyetinin sınırlarının M&icirc;s&acirc;k-ı Mill&icirc; ilkeleri doğrultusunda &ccedil;izileceği konusunda yemin edilmiştir.</p> <p>İlgin&ccedil; bir şekilde Suriye&rsquo;de operasyonlar yapılırken birileri tarafından &ldquo;Kızıl Elma&rdquo; kelimesi &ouml;ne &ccedil;ıkarılmış ve h&uuml;k&uuml;metin en yetkili ağızları tarafından da dile getirilmiştir. H&acirc;lbuki oybirliği ile kabul edilmiş olan milli yeminimize ulaşamamışken &ldquo;Kızıl Elma&rdquo; kavramından bahsetmek bir millete yakışmaz.</p> <p>Lozan&rsquo;da Misak-ı Milli sınırlarının hi&ccedil; birisine ulaşamadığımız gibi İstanbul ve &Ccedil;anakkale Boğazları, Sevr h&uuml;k&uuml;mlerinin neredeyse aynısı olarak kabul edilmiştir. Nihayet Sovyetler Birliğinin &ldquo;Karadeniz limanlarım tehlikede kalıyor&rdquo; diretmesi sonucunda 1936 yılında &ldquo;Montr&ouml; Boğazlar S&ouml;zleşmesi&rdquo; imzalanmış ve boğazlar &ldquo;askerden arındırılmış b&ouml;lge&rdquo; stat&uuml;s&uuml;nden &ccedil;ıkarılmıştır. Fakat yine de d&uuml;nyadaki b&uuml;t&uuml;n gemiler serbest&ccedil;e boğazlardan ge&ccedil;ebilme hakkına sahip olup haklarımıza tam olarak kavuştuğumuz s&ouml;ylenemez.</p> <p>Boğazlar ve Marmara Denizini bir kenara bırakalım. Misak-ı Milli sınırları i&ccedil;erisinde bulunan yedi b&ouml;lgenin; aradan tam bir y&uuml;zyıl ge&ccedil;mesine rağmen elde edilememiş olması &ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;r&uuml;c&uuml;d&uuml;r. Buna mukabil Kızıl elma diyerek mitolojik kavramları dile getirmek &ccedil;ok gereksiz ve anlamsızdır. Halkımızla alay etmekten başka bir şey değildir.</p> <p>Misak-ı Milli Sınırlarımızı b&uuml;t&uuml;n vatandaşlarımıza iyi anlatmak mecburiyetimiz vardır. Aksi takdirde muhalefet partilerinin &ldquo;Suriye&rsquo;de ne işimiz var?&rdquo; gibi ahmak&ccedil;a s&ouml;zleri ile karşı karşıya kalmaya devam edeceğiz. Dedelerimizin bize emanet ettiği bu aziz vatanda milli yeminimize sahip &ccedil;ıkmaz isek; gelecek nesiller tarafından &ldquo;k&ouml;t&uuml; mirasyediler&rdquo; olarak anılacağımızdan hi&ccedil; kimsenin ş&uuml;phesi olmaması lazımdır.</p> <p>1920 Yılında sınırları &ccedil;izilen ve bu sınırlara ulaşıncaya dek milli m&uuml;cadeleye devam etme kararlılığımızı g&ouml;steren milli yeminimizi hatırlamakta yarar vardır. Bu sınırlar Batı Trakya, On İki Ada, Batum, Halep Vilayeti, Musul Vilayeti, Deyr-i Zor Sancağı ve Kıbrıs&rsquo;tır.</p> <p>Halen ordumuz haklı olarak Suriyeli kardeşlerimize yardım etmek maksadıyla Cumhuriyet tarihinin en b&uuml;y&uuml;k yığınağını İdlib&rsquo;de yapmaktadır. Şubat 2020 sonunda başlayacağı Cumhurbaşkanımız tarafından a&ccedil;ıklanan operasyona karşı ne yazık ki bazı &ccedil;atlak sesler &ccedil;ıkabilmektedir. Misak-ı Milli sınırlarımıza yaklaşmak adına bir fırsat olan bu durumdan rahatsız olanlar bulunabilmektedir. Milli his ve duygulardan yoksun bu insanlara karşı ne kadar ağır s&ouml;z s&ouml;ylense; m&uuml;stehaktır azdır.</p> <p>Biz yine de terbiyemizi bozmadan bu gafilleri bir kenara bırakmaya devam edelim. Fakat kahraman ordumuza dualar edip ilk &uuml;&ccedil; operasyonda olduğu gibi yeni zaferler kazanmasını Rabbimizden niyaz etmek; bu vatanda yaşayan her insanın boynuna bor&ccedil;tur, vesselam&hellip;</p> <p>&nbsp;Dr. Vehbi KARA&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2020 - Pazartesi

Kızıl Elma Değil Misak-ı Milli Esastır

<p>Kızıl Elma&nbsp;d&uuml;ş&uuml;ncesi, Oğuz T&uuml;rklerinin mitolojik d&uuml;şlerini simgeleyen bir anlayıştır. Hun, G&ouml;kt&uuml;rk ve Sel&ccedil;ukluların devlet geleneğinde kullanıldığı gibi Osmanlı Devletinde de 3. Selim d&ouml;nemine kadar kullanılmıştır.</p> <p>Askerlerin &quot;Padişahım, biz senin uğrunda ta Kafdağı&#39;nın &ouml;tesine, Kızılelma&rsquo;ya dek varırız&quot; s&ouml;z&uuml; ile saltanata bağlılığı ve itaati, ifade etmektedir. Bir &uuml;lk&uuml; veya d&uuml;şleri simgeleyen bir kelime olmasına rağmen Batılılar tarafından &ldquo;T&uuml;rk yayılmacılığının&rdquo; sembol&uuml; olarak olumsuz propagandası yapılmaktadır.</p> <p>Buna karşılık ulusal yemin anlamına gelen &ldquo;Misak-ı Milli&rdquo; ise; son Osmanlı Meclis-i Mebusanında&nbsp;28 Ocak 1920 tarihinde oy birliği ile kabul&nbsp;edilmiş &ldquo;Milli M&uuml;cadelenin&rdquo; esas kavramı olmuş bir metindir.&nbsp;Bildiri, mecliste&nbsp;&ldquo;Ahd-i Mill&icirc; Beyann&acirc;mesi&rdquo;&nbsp;adıyla kabul edildikten sonra Ankara&rsquo;da toplanan Mecliste de benimsenmiştir. T&uuml;rkiye Cumhuriyetinin sınırlarının M&icirc;s&acirc;k-ı Mill&icirc; ilkeleri doğrultusunda &ccedil;izileceği konusunda yemin edilmiştir.</p> <p>İlgin&ccedil; bir şekilde Suriye&rsquo;de operasyonlar yapılırken birileri tarafından &ldquo;Kızıl Elma&rdquo; kelimesi &ouml;ne &ccedil;ıkarılmış ve h&uuml;k&uuml;metin en yetkili ağızları tarafından da dile getirilmiştir. H&acirc;lbuki oybirliği ile kabul edilmiş olan milli yeminimize ulaşamamışken &ldquo;Kızıl Elma&rdquo; kavramından bahsetmek bir millete yakışmaz.</p> <p>Lozan&rsquo;da Misak-ı Milli sınırlarının hi&ccedil; birisine ulaşamadığımız gibi İstanbul ve &Ccedil;anakkale Boğazları, Sevr h&uuml;k&uuml;mlerinin neredeyse aynısı olarak kabul edilmiştir. Nihayet Sovyetler Birliğinin &ldquo;Karadeniz limanlarım tehlikede kalıyor&rdquo; diretmesi sonucunda 1936 yılında &ldquo;Montr&ouml; Boğazlar S&ouml;zleşmesi&rdquo; imzalanmış ve boğazlar &ldquo;askerden arındırılmış b&ouml;lge&rdquo; stat&uuml;s&uuml;nden &ccedil;ıkarılmıştır. Fakat yine de d&uuml;nyadaki b&uuml;t&uuml;n gemiler serbest&ccedil;e boğazlardan ge&ccedil;ebilme hakkına sahip olup haklarımıza tam olarak kavuştuğumuz s&ouml;ylenemez.</p> <p>Boğazlar ve Marmara Denizini bir kenara bırakalım. Misak-ı Milli sınırları i&ccedil;erisinde bulunan yedi b&ouml;lgenin; aradan tam bir y&uuml;zyıl ge&ccedil;mesine rağmen elde edilememiş olması &ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;r&uuml;c&uuml;d&uuml;r. Buna mukabil Kızıl elma diyerek mitolojik kavramları dile getirmek &ccedil;ok gereksiz ve anlamsızdır. Halkımızla alay etmekten başka bir şey değildir.</p> <p>Misak-ı Milli Sınırlarımızı b&uuml;t&uuml;n vatandaşlarımıza iyi anlatmak mecburiyetimiz vardır. Aksi takdirde muhalefet partilerinin &ldquo;Suriye&rsquo;de ne işimiz var?&rdquo; gibi ahmak&ccedil;a s&ouml;zleri ile karşı karşıya kalmaya devam edeceğiz. Dedelerimizin bize emanet ettiği bu aziz vatanda milli yeminimize sahip &ccedil;ıkmaz isek; gelecek nesiller tarafından &ldquo;k&ouml;t&uuml; mirasyediler&rdquo; olarak anılacağımızdan hi&ccedil; kimsenin ş&uuml;phesi olmaması lazımdır.</p> <p>1920 Yılında sınırları &ccedil;izilen ve bu sınırlara ulaşıncaya dek milli m&uuml;cadeleye devam etme kararlılığımızı g&ouml;steren milli yeminimizi hatırlamakta yarar vardır. Bu sınırlar Batı Trakya, On İki Ada, Batum, Halep Vilayeti, Musul Vilayeti, Deyr-i Zor Sancağı ve Kıbrıs&rsquo;tır.</p> <p>Halen ordumuz haklı olarak Suriyeli kardeşlerimize yardım etmek maksadıyla Cumhuriyet tarihinin en b&uuml;y&uuml;k yığınağını İdlib&rsquo;de yapmaktadır. Şubat 2020 sonunda başlayacağı Cumhurbaşkanımız tarafından a&ccedil;ıklanan operasyona karşı ne yazık ki bazı &ccedil;atlak sesler &ccedil;ıkabilmektedir. Misak-ı Milli sınırlarımıza yaklaşmak adına bir fırsat olan bu durumdan rahatsız olanlar bulunabilmektedir. Milli his ve duygulardan yoksun bu insanlara karşı ne kadar ağır s&ouml;z s&ouml;ylense; m&uuml;stehaktır azdır.</p> <p>Biz yine de terbiyemizi bozmadan bu gafilleri bir kenara bırakmaya devam edelim. Fakat kahraman ordumuza dualar edip ilk &uuml;&ccedil; operasyonda olduğu gibi yeni zaferler kazanmasını Rabbimizden niyaz etmek; bu vatanda yaşayan her insanın boynuna bor&ccedil;tur, vesselam&hellip;</p> <p>&nbsp;Dr. Vehbi KARA&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.