CAMİLERİ 4T’NİN İSTİLASINDAN KURTARMAK GEREKİR
<p>Camiler, ibadethane olmasının ötesinde aynı zamanda insanların ortak kullanım alanları olarak kamuya aittir. Bu özelliğinden dolayı da kural ve kaidelerle sınırlandırılmış alanlardır. Kurallara uyulmadığında ciddi sıkıntılar, herkesin olduğu gibi dinin de zarar görmesine neden olacaktır.</p>
<p> Dünden bugüne zamana bağlı olarak yaşanan değişim ve dönüşümler bu mekânları da etkilemiştir. Bunlar küçük detay ve önemsiz görülerek ihmal edildiğinde insanların kanıksaması ile zaman içerisinde yozlaşmanın lokomotifi olmuşlardır.</p>
<p> Camileri istilada eden 4T’den bir tanesi bu mekânların ruhuna aykırı olup, bulunmaması gereken unsurlardır. Kiliselerde sıraları sökmek ne ise camilerde taburelerin bulunması da o hükümdedir. Taburede namazın olmayacağı her kanaldan tebliğ edilmesine rağmen bunun önüne geçilememiştir. Engel ve manisi olan insanların oturarak namaz kılmalarında hiçbir sakınca yokken, tabure de namazın rükünleri açısından eksik olacağından daha önemlisi caminin ruhuna aykırı olduğundan bu duruma radikal çözüm bulmak Diyanet İşlerinin uhdesindedir.</p>
<p>Son dönemde bu konuda iyileştirme sağlanmış olsa da sabit taburelerin atılıp, katlanır olanlarını yerine ikame edilmesi neyi değiştirmiştir? Bunun da ayrıca sorgulanması gerekmektedir. Tepkilerden korkulduğu için radikal bir karar alınamamıştır.</p>
<p> İstilada ikinci T’yi telefonlar oluşturmaktadır. Bu kadar uyarı ve ikaza rağmen her namazda, müzikle ibadet hayatımızın bir parçası oldu. Bu durumu eğitim ve kültüre havale ederek çözmek mümkün değildir. Kesin çözüm olarak teknolojiyi kullanarak cami içerinde bu cihazları işlevsiz bırakmak gerekiyor.</p>
<p> İstilada üçüncü T olarak takunyalar gelmektedir. Abdest alırken genellikle ahşap olan bu takunyalar kullanılarak temizlik ve hijyen şartları hiçe sayılmaktadır. Yıllarca, binlerce insanın kullandığı bu takunyalar üzerinde oluşan, mikrop ve bakteri yuvası olarak tehlike saçmaktadırlar. Bunun yanında kimsede aldığı yere koymadığı için görüntü kirliliğine de sebep olmaktadır. Ayrıca ıslak ayakla camiye girerek, halıları kirletmek te cabası olmaktadır.</p>
<p> İstilada dördüncü T’yi tesbihler almaktadır. Yine temizlik ve hijyen konusunda tehlike saçmaları açısından bulunmaması gereken gereçlerdir. Sünnet olan parmak hesabı ile çekmek veya çok isteniyorsa kişisel tesbihler kullanılmalıdır. Ayrıca bu genel tesbihlerde ideal dizime bugüne kadar ben rastlamadım, ya çok sık dizilerek kazık gibi olmakta ya da boşluklar çok fazla olduğu için tesbih çekmek işkenceye dönüşmektedir. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Çin malı olmaları da meseleye tüy dikmektedir.</p>
<p> Sonuç olarak; camilerde huzur ve huşu ile ibadet etmenin yolu düzen ve disiplinden geçmektedir. Olumsuz olan ve 4T’den oluşan dış etkenlerin refüze edilmesi elzemdir.</p>
<p>Bu konuda din görevlileri hassasiyet göstererek meselenin halli yolunda mesafe alınmasına yardımcı olmalıdırlar. İlk başta ortaya çıkacak bazı eleştirilerin dikkate alınmadan bu köklü değişimleri hayata geçirmek dine yapılan en büyük iyilik olacaktır.</p>
<p>Esenlik dileklerimle, Erol Aydın</p>
Ekleme
Tarihi: 27 Şubat 2020 - Perşembe
CAMİLERİ 4T’NİN İSTİLASINDAN KURTARMAK GEREKİR
<p>Camiler, ibadethane olmasının ötesinde aynı zamanda insanların ortak kullanım alanları olarak kamuya aittir. Bu özelliğinden dolayı da kural ve kaidelerle sınırlandırılmış alanlardır. Kurallara uyulmadığında ciddi sıkıntılar, herkesin olduğu gibi dinin de zarar görmesine neden olacaktır.</p>
<p> Dünden bugüne zamana bağlı olarak yaşanan değişim ve dönüşümler bu mekânları da etkilemiştir. Bunlar küçük detay ve önemsiz görülerek ihmal edildiğinde insanların kanıksaması ile zaman içerisinde yozlaşmanın lokomotifi olmuşlardır.</p>
<p> Camileri istilada eden 4T’den bir tanesi bu mekânların ruhuna aykırı olup, bulunmaması gereken unsurlardır. Kiliselerde sıraları sökmek ne ise camilerde taburelerin bulunması da o hükümdedir. Taburede namazın olmayacağı her kanaldan tebliğ edilmesine rağmen bunun önüne geçilememiştir. Engel ve manisi olan insanların oturarak namaz kılmalarında hiçbir sakınca yokken, tabure de namazın rükünleri açısından eksik olacağından daha önemlisi caminin ruhuna aykırı olduğundan bu duruma radikal çözüm bulmak Diyanet İşlerinin uhdesindedir.</p>
<p>Son dönemde bu konuda iyileştirme sağlanmış olsa da sabit taburelerin atılıp, katlanır olanlarını yerine ikame edilmesi neyi değiştirmiştir? Bunun da ayrıca sorgulanması gerekmektedir. Tepkilerden korkulduğu için radikal bir karar alınamamıştır.</p>
<p> İstilada ikinci T’yi telefonlar oluşturmaktadır. Bu kadar uyarı ve ikaza rağmen her namazda, müzikle ibadet hayatımızın bir parçası oldu. Bu durumu eğitim ve kültüre havale ederek çözmek mümkün değildir. Kesin çözüm olarak teknolojiyi kullanarak cami içerinde bu cihazları işlevsiz bırakmak gerekiyor.</p>
<p> İstilada üçüncü T olarak takunyalar gelmektedir. Abdest alırken genellikle ahşap olan bu takunyalar kullanılarak temizlik ve hijyen şartları hiçe sayılmaktadır. Yıllarca, binlerce insanın kullandığı bu takunyalar üzerinde oluşan, mikrop ve bakteri yuvası olarak tehlike saçmaktadırlar. Bunun yanında kimsede aldığı yere koymadığı için görüntü kirliliğine de sebep olmaktadır. Ayrıca ıslak ayakla camiye girerek, halıları kirletmek te cabası olmaktadır.</p>
<p> İstilada dördüncü T’yi tesbihler almaktadır. Yine temizlik ve hijyen konusunda tehlike saçmaları açısından bulunmaması gereken gereçlerdir. Sünnet olan parmak hesabı ile çekmek veya çok isteniyorsa kişisel tesbihler kullanılmalıdır. Ayrıca bu genel tesbihlerde ideal dizime bugüne kadar ben rastlamadım, ya çok sık dizilerek kazık gibi olmakta ya da boşluklar çok fazla olduğu için tesbih çekmek işkenceye dönüşmektedir. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Çin malı olmaları da meseleye tüy dikmektedir.</p>
<p> Sonuç olarak; camilerde huzur ve huşu ile ibadet etmenin yolu düzen ve disiplinden geçmektedir. Olumsuz olan ve 4T’den oluşan dış etkenlerin refüze edilmesi elzemdir.</p>
<p>Bu konuda din görevlileri hassasiyet göstererek meselenin halli yolunda mesafe alınmasına yardımcı olmalıdırlar. İlk başta ortaya çıkacak bazı eleştirilerin dikkate alınmadan bu köklü değişimleri hayata geçirmek dine yapılan en büyük iyilik olacaktır.</p>
<p>Esenlik dileklerimle, Erol Aydın</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.