Sürüklenip giden insanlık, ardı arkası kesilmeyen ve adeta koşarcasına cehenneme doğru atılan her adım ,şikayet, isyankar hal ve tavırlar ve dahi nicesi olabilir miydi insanlığın mutsuzluğuna en büyük sebep . Bizler akıl sahipleri olan insanoğlu olarak düşünmek emrini harfiyen yerine getirmeli ve bunu bir sorumluluk olmaktan çıkarıp yaşam biçimi olarak aktarabilmeliyiz hayatımıza. Her ayrıntısı ile inceleyebilmeliyiz hayatı, araştırmaktan çekinmemeliyiz . Okumayı sadece kitaba , deftere bir yazıya mahsus olmaktan çıkartmalı ve Kâinatı anlamlandırırken en çok faydalanmalıyız okumaktan . Kulaklarımız gerçekleri daim işitir, zihnimiz her daim açık ve diri vaziyette olmalı ancak bu açıklık çağın akıl almaz saçma ve haram olan hallerini hayatımıza aktarırken olmamalı , Ashab-ı Kehf misali olmalı bazen de insan kara delik misali kendisini çeken kötülüğe karşı ,çekilmeli mağarasına dilemeli rabbinden zalime benzememeyi , mazluma destek ve yoldaş olmayı , zulmü alkışlamamalı zalime karşı dik durmalı, merhameti ile cihanı inletmeli , zalime olan duruşu ile cihanı titretmeli , haykırmalı, sessizliği yüce yaratıcının huzurunda tefekkür ile geçen zamana ayırmalı. İnsanlığa ve kendi nefsine , yanlışa adanmış olan benliğe el uzatmalı ancak bu benliğe uzayan el olmak için Yunus misali ; Kula kul değil, yaratıcıya kul olmak ,gerekir .
İnsanın hürriyeti bir başka hürriyete muhtaç olan insandan arzu etmesi ile olmaz , Ancak bu hürriyeti bahşeden ve dilemesi için de akıl ile rızıklandıran rabbinden istemesi ile mümkündür.
Eğer bu hürriyet ki unutturur ise yaratıcıyı, soyut demirlikler ardına hapseder insanın ruhunu ancak insanoğlu kendince kılıflar uydurur bu vaziyete fakat bu uydurulan kılıfların hiçbiri içinde bireyin kendi hatasının olması gerçekliğini barındırmıyordur. Kendine dönüp hayatı sorgulamayan , hayatı anlamlandırmayan kul , her daim özgürlük nidaları ile aslında içinde hapsedilmiş huzur duygusu ile yumar gözlerini dünyaya ve vaktini ziyan ettiği uğraşlarına. Hakikati anlamayan, anlamlandırmayan insan işine görünürde yarayan ve fayda sağlayan anca aslına döndüğünde fark ettiği ve hiçbir faidesi olmayan işler ile meşgul olmuştur . Kısa vadeli olan dünya hayatında uyarılara kulak tıkamış , uyarının ve uyaranın haklı olduğunu bilse de hakikati reddetmiştir. Ancak unuttuğu bir husus vardır; Hakikatleri görmezden gelerek ve reddederek onların hakikat olmaktan çıkmamasıdır .
Hayırlı , bereketli , huzurlu bol feyizli bir Ramazan ayı olması temennisi ile inşallah . Allaha emanet olun .