Mehmet Nuri BİNGÖL
Köşe Yazarı
Mehmet Nuri BİNGÖL
 

AYA SOPHİA MI, MAHZUN MABED Mİ!( YAHUT FATİH'İN BEDDUASINDAN NE KURTULUŞ NE ZAMAN?)

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;Ayasofya; orijinal adıyla &ldquo;Aya Sophia&rdquo;...<br /> &nbsp;&nbsp; Binaya ilk kurulduğunda bu nam verilmiş. En meşhur manası &ldquo;Kutsal Bilgelik&rdquo; ya da &ldquo;Kudsi Marifet&rdquo;&hellip;<br /> &nbsp;&nbsp; Bizans İmparatoru I. J&uuml;stinyen tarafından MS 532 &ndash; 537 yılları arasında İstanbul&rsquo;un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş.&nbsp; Bazilika&nbsp; planlı bir patrik katedrali&nbsp; olan Ayasofya, 1453 yılında İstanbul&rsquo;un &ldquo; İslambol&rdquo; ya da &ldquo;g&uuml;lzar&rdquo; olmasından&nbsp; sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye, hakiki mabet ya da &ldquo;asliyetine&rdquo; &ccedil;evrilmiştir. 1935 yılından beri ezana hasret şekilde ve &ldquo;mahzun&rdquo;ca, vakfiyedeki Fatih&#39;in maksadı dışındaki kullanım i&ccedil;in yaptığı bedduaya denk gelecek bi&ccedil;imde&nbsp;&nbsp; m&uuml;ze hizmeti&nbsp; veriyor.<br /> &nbsp;&nbsp; 1453&rsquo;de kilise camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ld&uuml;kten sonra Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet&rsquo;in g&ouml;sterdiği hoşgor&uuml; ve dini hassasiyete bakın ki&nbsp; mozaiklerinden insan fig&uuml;rleri ihtiva edenleri tahrip edilmemiş, etmeyenleri&nbsp; ise olduğu gibi bırakılmıştır.&nbsp; Fetih g&uuml;n&uuml; ş&uuml;k&uuml;r namazı camiin i&ccedil;inde değil, bah&ccedil;esinde kılınmıştır.<br /> &nbsp;&nbsp; Mozaikler&nbsp; yalnızca ince bir sıvayla kaplanmış ve y&uuml;zyıllarca sıva altında kalan mozaikler bu sayede fıtri&nbsp; ve sun&rsquo;i&nbsp; tahribattan kurtulabilmiştir.<br /> &nbsp;&nbsp; Cami asliyetinden &ccedil;ıkarılıp m&uuml;zeye inkılap ettirilirken&nbsp; sıvaların bir kısmı kaldırılmış, mozaikler yine a&ccedil;ığa&nbsp; &ccedil;ıkarılmıştır. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde g&ouml;r&uuml;len Ayasofya binası aslında aynı yere &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; defa&nbsp; inşa edilen kilise olduğundan &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; Ayasofya olarak da bilinir. İlk iki kilise isyanlar sırasında yıkılmıştır. D&ouml;neminin en geniş kubbesi olan Ayasofya&rsquo;nın merkez&icirc; kubbesi, Bizans d&ouml;neminde bir&ccedil;ok kez yıkılmış, Mimar Sinan&rsquo;ın binaya istinat duvarlarını eklemesinden itibaren hi&ccedil; &ccedil;&ouml;kmemiştir.<br /> &nbsp;&nbsp; Ecdadın harika vefasına bakın ki Latin&rsquo;ler yani Papalık&rsquo;ın idare ettiği ordular &ldquo;Ayasofya&rdquo;yı&nbsp; iki defa yakıp yıkarken , &ldquo;Selimiye&rdquo;nin mimarı Sinan ise &ldquo;istinad duvarları&rdquo;nı ilave ederek &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; binanın da &ldquo;zaman sel dolapları&rdquo;nın darbesiyle yıkılmasına mani olmuştur.<br /> &nbsp;&nbsp; &ldquo;Ayasofya&rdquo;nın bina edilişindeki niyet de şuydu. K&acirc;be, Arap yarımadasında Mekke&rsquo;nin medar-ı fahri idi. B&uuml;t&uuml;n Ortadoğu i&ccedil;in m&uuml;him&nbsp; bir ziyaret mek&acirc;nı olup, Araplara itibar ve ekonomik fayda&nbsp; kazandırıyordu.<br /> &nbsp;&nbsp; Fiziki yapı olarak en b&uuml;y&uuml;k mabed ise Hz. S&uuml;leyman&rsquo;ın (as) inşa ettirdiği İsrailoğullarının kutsal mabedi (Mescid-i Aksa)...&nbsp; Doğu Roma İmparatoru Justinianus, hem Doğu Roma İmparatorluğunun g&uuml;&ccedil; ve ihtişamını, hem de Hıristiyanlığın diğer dinlere karşı -g&uuml;ya- &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; g&ouml;sterebilmek maksadıyla, Hz. Meryem&rsquo;e hediye edilmek &uuml;zere, Hz. S&uuml;leyman&rsquo;ın mabedinden daha b&uuml;y&uuml;k bir mabed yaptırmaya karar verir.<br /> Bu gaye ile&nbsp; &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; defa , Ayasofya&rsquo;nın inşaatına 532 de başlanır ve&nbsp; 537 yılında tamamlanır. İnşaatı tamamlandığında Ayasofya, fiziki yapı olarak d&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k ve en ihtişamlı mabedi olur. A&ccedil;ılış merasiminde Mesih&rsquo;i memnun ettiklerine inanan halk &ccedil;ılgınca sevin&ccedil; g&ouml;sterileri yaparken, İmparator ortaya koyduğu bu muhteşem eserden olabildiğince gururludur. Adeta saltanatının S&uuml;leyman Peygamberin saltanatından bile g&uuml;&ccedil;l&uuml; ve ihtişamlı olduğunu haykırarak ; &ldquo;Ey S&uuml;leyman seni ge&ccedil;tim!&rdquo; diye bağırmıştır. Aslında, belki de istikbalde ki &uuml;mmeti Muhammed(ASM)a karşı kibrini dilendiriyordu bilmeden.<br /> &nbsp;&nbsp; Ayasofyanın maziden sada getiren muhteşem binasını ilk g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;mde&nbsp; on &uuml;&ccedil;&uuml;ndeydim ve &ndash;o zamanki yapısıyla- Ortaokulu yeni bitirmiş, yurtdışında bulunan ailemin yanına gitmek i&ccedil;in Anadolu&rsquo;nun masum sahasından İstanbul vahasına d&uuml;şm&uuml;şt&uuml;m: yanımda refakat&ccedil;imle elbet , babamın bir k&uuml;&ccedil;&uuml;ğ&uuml; amcam&hellip;<br /> &nbsp;&nbsp; Y&uuml;reğimde bin bir hissin desteklediğ malumatla asıl seyrim ise bir başka Yaz g&uuml;n&uuml;ndeydi ve yanımda arkadaşım- kardeşim M&uuml;sl&uuml;m.&nbsp; &Uuml;niversite imtihanına Gaziantep&rsquo;te girmiş, g&uuml;zide&nbsp; &uuml;lkemin &ccedil;eşitli yerlerine uğrayıp oralardaki &ldquo;nurani&rdquo; mekan ve zatları ziyaretten sonra varmıştık &Uuml;stad&rsquo;ın &ldquo; D&uuml;nya Cenneti şehir&rdquo; buyurduğu mekana.<br /> &nbsp;&nbsp; Daha boğazın &ldquo;suları kaynattığı&rdquo;nı, &Ccedil;amlıcada &ldquo;g&ouml;klerin derinliğinin yerde &ldquo;olduğunu&nbsp; bilmiyordum ama baş kısmında kufi yazıyla &ldquo;besmele&rdquo; levhasının bulunduğu &ndash; o vakitler; 12 eyl&uuml;l&rsquo;de kaldırıldı galiba-&nbsp; Boğazi&ccedil;i K&ouml;pr&uuml;s&uuml;&rsquo;nden ge&ccedil;erken i&ccedil;imden ge&ccedil;enleri bug&uuml;n gibi hatırlıyorum. &ldquo;Keşke &Uuml;niversite&rsquo;yi bu şehirde okusaydım.&rdquo;<br /> &nbsp;&nbsp; Bu hissi bir de İstanbul &Uuml;niversitesi Edebiyat Fak&uuml;ltesini hasretle seyrederken yaşadım. M&uuml;sl&uuml;m&rsquo;&uuml; misafir kaldığımız&nbsp; &ldquo;Kimyacı&rdquo;da bırakıp tarihi yarımadayı yine yaya olarak gezme d&uuml;ş&uuml;ncesindeydim. Ge&ccedil;en g&uuml;n yine b&ouml;yle yaya dolaşırken M&uuml;sl&uuml;m bayağı sızlanınca şakacıktan, biraz alınmıştım galiba.<br /> &nbsp;&nbsp; Evdeki Korona &quot;tatilinde&quot; yine aynı hasretle doldum ve &quot; BU VESİLE DE VARKEN HALA NEDEN FATİH&#39;İN BEDDUASINDAN SARFINAZAR EDİLİR!&quot; sitemine g&ouml;n&uuml;l d&uuml;nyanın kubbesine serpiştirin.<br /> &nbsp;&nbsp; Bilemem ki neden?</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Nuri BİNG&Ouml;L&nbsp;</div>
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2020 - Pazar

AYA SOPHİA MI, MAHZUN MABED Mİ!( YAHUT FATİH'İN BEDDUASINDAN NE KURTULUŞ NE ZAMAN?)

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;Ayasofya; orijinal adıyla &ldquo;Aya Sophia&rdquo;...<br /> &nbsp;&nbsp; Binaya ilk kurulduğunda bu nam verilmiş. En meşhur manası &ldquo;Kutsal Bilgelik&rdquo; ya da &ldquo;Kudsi Marifet&rdquo;&hellip;<br /> &nbsp;&nbsp; Bizans İmparatoru I. J&uuml;stinyen tarafından MS 532 &ndash; 537 yılları arasında İstanbul&rsquo;un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş.&nbsp; Bazilika&nbsp; planlı bir patrik katedrali&nbsp; olan Ayasofya, 1453 yılında İstanbul&rsquo;un &ldquo; İslambol&rdquo; ya da &ldquo;g&uuml;lzar&rdquo; olmasından&nbsp; sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye, hakiki mabet ya da &ldquo;asliyetine&rdquo; &ccedil;evrilmiştir. 1935 yılından beri ezana hasret şekilde ve &ldquo;mahzun&rdquo;ca, vakfiyedeki Fatih&#39;in maksadı dışındaki kullanım i&ccedil;in yaptığı bedduaya denk gelecek bi&ccedil;imde&nbsp;&nbsp; m&uuml;ze hizmeti&nbsp; veriyor.<br /> &nbsp;&nbsp; 1453&rsquo;de kilise camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ld&uuml;kten sonra Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet&rsquo;in g&ouml;sterdiği hoşgor&uuml; ve dini hassasiyete bakın ki&nbsp; mozaiklerinden insan fig&uuml;rleri ihtiva edenleri tahrip edilmemiş, etmeyenleri&nbsp; ise olduğu gibi bırakılmıştır.&nbsp; Fetih g&uuml;n&uuml; ş&uuml;k&uuml;r namazı camiin i&ccedil;inde değil, bah&ccedil;esinde kılınmıştır.<br /> &nbsp;&nbsp; Mozaikler&nbsp; yalnızca ince bir sıvayla kaplanmış ve y&uuml;zyıllarca sıva altında kalan mozaikler bu sayede fıtri&nbsp; ve sun&rsquo;i&nbsp; tahribattan kurtulabilmiştir.<br /> &nbsp;&nbsp; Cami asliyetinden &ccedil;ıkarılıp m&uuml;zeye inkılap ettirilirken&nbsp; sıvaların bir kısmı kaldırılmış, mozaikler yine a&ccedil;ığa&nbsp; &ccedil;ıkarılmıştır. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde g&ouml;r&uuml;len Ayasofya binası aslında aynı yere &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; defa&nbsp; inşa edilen kilise olduğundan &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; Ayasofya olarak da bilinir. İlk iki kilise isyanlar sırasında yıkılmıştır. D&ouml;neminin en geniş kubbesi olan Ayasofya&rsquo;nın merkez&icirc; kubbesi, Bizans d&ouml;neminde bir&ccedil;ok kez yıkılmış, Mimar Sinan&rsquo;ın binaya istinat duvarlarını eklemesinden itibaren hi&ccedil; &ccedil;&ouml;kmemiştir.<br /> &nbsp;&nbsp; Ecdadın harika vefasına bakın ki Latin&rsquo;ler yani Papalık&rsquo;ın idare ettiği ordular &ldquo;Ayasofya&rdquo;yı&nbsp; iki defa yakıp yıkarken , &ldquo;Selimiye&rdquo;nin mimarı Sinan ise &ldquo;istinad duvarları&rdquo;nı ilave ederek &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; binanın da &ldquo;zaman sel dolapları&rdquo;nın darbesiyle yıkılmasına mani olmuştur.<br /> &nbsp;&nbsp; &ldquo;Ayasofya&rdquo;nın bina edilişindeki niyet de şuydu. K&acirc;be, Arap yarımadasında Mekke&rsquo;nin medar-ı fahri idi. B&uuml;t&uuml;n Ortadoğu i&ccedil;in m&uuml;him&nbsp; bir ziyaret mek&acirc;nı olup, Araplara itibar ve ekonomik fayda&nbsp; kazandırıyordu.<br /> &nbsp;&nbsp; Fiziki yapı olarak en b&uuml;y&uuml;k mabed ise Hz. S&uuml;leyman&rsquo;ın (as) inşa ettirdiği İsrailoğullarının kutsal mabedi (Mescid-i Aksa)...&nbsp; Doğu Roma İmparatoru Justinianus, hem Doğu Roma İmparatorluğunun g&uuml;&ccedil; ve ihtişamını, hem de Hıristiyanlığın diğer dinlere karşı -g&uuml;ya- &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; g&ouml;sterebilmek maksadıyla, Hz. Meryem&rsquo;e hediye edilmek &uuml;zere, Hz. S&uuml;leyman&rsquo;ın mabedinden daha b&uuml;y&uuml;k bir mabed yaptırmaya karar verir.<br /> Bu gaye ile&nbsp; &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; defa , Ayasofya&rsquo;nın inşaatına 532 de başlanır ve&nbsp; 537 yılında tamamlanır. İnşaatı tamamlandığında Ayasofya, fiziki yapı olarak d&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k ve en ihtişamlı mabedi olur. A&ccedil;ılış merasiminde Mesih&rsquo;i memnun ettiklerine inanan halk &ccedil;ılgınca sevin&ccedil; g&ouml;sterileri yaparken, İmparator ortaya koyduğu bu muhteşem eserden olabildiğince gururludur. Adeta saltanatının S&uuml;leyman Peygamberin saltanatından bile g&uuml;&ccedil;l&uuml; ve ihtişamlı olduğunu haykırarak ; &ldquo;Ey S&uuml;leyman seni ge&ccedil;tim!&rdquo; diye bağırmıştır. Aslında, belki de istikbalde ki &uuml;mmeti Muhammed(ASM)a karşı kibrini dilendiriyordu bilmeden.<br /> &nbsp;&nbsp; Ayasofyanın maziden sada getiren muhteşem binasını ilk g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;mde&nbsp; on &uuml;&ccedil;&uuml;ndeydim ve &ndash;o zamanki yapısıyla- Ortaokulu yeni bitirmiş, yurtdışında bulunan ailemin yanına gitmek i&ccedil;in Anadolu&rsquo;nun masum sahasından İstanbul vahasına d&uuml;şm&uuml;şt&uuml;m: yanımda refakat&ccedil;imle elbet , babamın bir k&uuml;&ccedil;&uuml;ğ&uuml; amcam&hellip;<br /> &nbsp;&nbsp; Y&uuml;reğimde bin bir hissin desteklediğ malumatla asıl seyrim ise bir başka Yaz g&uuml;n&uuml;ndeydi ve yanımda arkadaşım- kardeşim M&uuml;sl&uuml;m.&nbsp; &Uuml;niversite imtihanına Gaziantep&rsquo;te girmiş, g&uuml;zide&nbsp; &uuml;lkemin &ccedil;eşitli yerlerine uğrayıp oralardaki &ldquo;nurani&rdquo; mekan ve zatları ziyaretten sonra varmıştık &Uuml;stad&rsquo;ın &ldquo; D&uuml;nya Cenneti şehir&rdquo; buyurduğu mekana.<br /> &nbsp;&nbsp; Daha boğazın &ldquo;suları kaynattığı&rdquo;nı, &Ccedil;amlıcada &ldquo;g&ouml;klerin derinliğinin yerde &ldquo;olduğunu&nbsp; bilmiyordum ama baş kısmında kufi yazıyla &ldquo;besmele&rdquo; levhasının bulunduğu &ndash; o vakitler; 12 eyl&uuml;l&rsquo;de kaldırıldı galiba-&nbsp; Boğazi&ccedil;i K&ouml;pr&uuml;s&uuml;&rsquo;nden ge&ccedil;erken i&ccedil;imden ge&ccedil;enleri bug&uuml;n gibi hatırlıyorum. &ldquo;Keşke &Uuml;niversite&rsquo;yi bu şehirde okusaydım.&rdquo;<br /> &nbsp;&nbsp; Bu hissi bir de İstanbul &Uuml;niversitesi Edebiyat Fak&uuml;ltesini hasretle seyrederken yaşadım. M&uuml;sl&uuml;m&rsquo;&uuml; misafir kaldığımız&nbsp; &ldquo;Kimyacı&rdquo;da bırakıp tarihi yarımadayı yine yaya olarak gezme d&uuml;ş&uuml;ncesindeydim. Ge&ccedil;en g&uuml;n yine b&ouml;yle yaya dolaşırken M&uuml;sl&uuml;m bayağı sızlanınca şakacıktan, biraz alınmıştım galiba.<br /> &nbsp;&nbsp; Evdeki Korona &quot;tatilinde&quot; yine aynı hasretle doldum ve &quot; BU VESİLE DE VARKEN HALA NEDEN FATİH&#39;İN BEDDUASINDAN SARFINAZAR EDİLİR!&quot; sitemine g&ouml;n&uuml;l d&uuml;nyanın kubbesine serpiştirin.<br /> &nbsp;&nbsp; Bilemem ki neden?</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Nuri BİNG&Ouml;L&nbsp;</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.