Mehmet Nuri BİNGÖL
Köşe Yazarı
Mehmet Nuri BİNGÖL
 

Başka Bir Batmayan Güneş

Başka Bir Batmayan Güneş -Mehmet Nuri BİNGÖL- Her cemiyet, tarihi boyunca karanlık dönemlerden de geçmiştir. Çaresizlikle örülmüş günler, insanın hem aklını hem kalbini esir alır bazen... Böyle zamanlarda hayat, öyle bir şehre benzer ki; orada insan ayakta bir leş gibidir. Ne sevgi kalır, ne kardeşlik… Yalnızca çıkarların, batıl sevgi putlarının ve sahte değerlerin hakimiyeti kalır orada... Ama unutulmamalıdır ki karanlığın en koyu olduğu an, şafağın en yakın olduğu zamandır. Necip Fazıl, işte tam da bu hakikati dile getiriyor: “Bir akıl gelecek ki; akıllar delirecek. Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek.” Üstad Bediüzzaman da, " Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en gür sada, İslam'ın sadası olacaktır" der Bu cümle bize şunu hatırlatıyor: Asıl inkılap, insanın iç dünyasında başlayan nefis terbiyesi ve ahlaki düzelme, hatta onu yaşama ile mümkün olacaktır. Zihinlerin prangaları kırılmadan, kalplerin zincirleri çözülmeden hiçbir toplumsal değişim kalıcı olmaz. Çünkü, insan değişmeden cemiyet değişmez. Etrafımıza baktığımızda aynı işaretleri görebiliyoruz. Çıkarların, hırsların, dünyevî hırs putların hakim olduğu bir çağdayız maalesef. Ancak bu tablo, bir ümitsizlik vesikası değil; aksine büyük bir doğuşun arifesi, müjdesidir. Çünkü tarih boyunca karanlıklar, aydınlığı doğurmuştur daima. Müjde budur: Fertle toplumun kavgası sona erecek. Herkes, tek başına toplumun yükünü omuzlamaya hazır olacak. Gökyüzü yarılıp haber verecek: “Doğdu batmayan güneş!” İnanıyorum ki, bu güneş imanla, fikirle, adaletle, merhametle doğacaktır. Karanlık ne kadar güçlü görünürse görünsün, batmayan güneşi engellemeye yetmeyecektir.
Ekleme Tarihi: 06 Eylül 2025 -Cumartesi

Başka Bir Batmayan Güneş

Başka Bir Batmayan Güneş -Mehmet Nuri BİNGÖL- Her cemiyet, tarihi boyunca karanlık dönemlerden de geçmiştir. Çaresizlikle örülmüş günler, insanın hem aklını hem kalbini esir alır bazen... Böyle zamanlarda hayat, öyle bir şehre benzer ki; orada insan ayakta bir leş gibidir. Ne sevgi kalır, ne kardeşlik… Yalnızca çıkarların, batıl sevgi putlarının ve sahte değerlerin hakimiyeti kalır orada... Ama unutulmamalıdır ki karanlığın en koyu olduğu an, şafağın en yakın olduğu zamandır. Necip Fazıl, işte tam da bu hakikati dile getiriyor: “Bir akıl gelecek ki; akıllar delirecek. Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek.” Üstad Bediüzzaman da, " Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en gür sada, İslam'ın sadası olacaktır" der Bu cümle bize şunu hatırlatıyor: Asıl inkılap, insanın iç dünyasında başlayan nefis terbiyesi ve ahlaki düzelme, hatta onu yaşama ile mümkün olacaktır. Zihinlerin prangaları kırılmadan, kalplerin zincirleri çözülmeden hiçbir toplumsal değişim kalıcı olmaz. Çünkü, insan değişmeden cemiyet değişmez. Etrafımıza baktığımızda aynı işaretleri görebiliyoruz. Çıkarların, hırsların, dünyevî hırs putların hakim olduğu bir çağdayız maalesef. Ancak bu tablo, bir ümitsizlik vesikası değil; aksine büyük bir doğuşun arifesi, müjdesidir. Çünkü tarih boyunca karanlıklar, aydınlığı doğurmuştur daima. Müjde budur: Fertle toplumun kavgası sona erecek. Herkes, tek başına toplumun yükünü omuzlamaya hazır olacak. Gökyüzü yarılıp haber verecek: “Doğdu batmayan güneş!” İnanıyorum ki, bu güneş imanla, fikirle, adaletle, merhametle doğacaktır. Karanlık ne kadar güçlü görünürse görünsün, batmayan güneşi engellemeye yetmeyecektir.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.