Mehmet Nuri BİNGÖL
Köşe Yazarı
Mehmet Nuri BİNGÖL
 

EYÜP OTMAN AĞABEY

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Yıl 2005... Bursa&#39;ya ikinci gidişimdi galiba... Okuldaki mesaim bitmiş, evdeki tamirattan bunalan ruhumu dinlendirmek maksadıyla Osmanlı&#39;nın devletleşme başkenti olan Bursa yolunu tutmuştuk ailece.<br /> <br /> Sağ olsun, -kulağı &ccedil;ınlasın- gitmeden &ouml;nce mazideki mesai arkadaşım ve kardeşim H&uuml;seyin Yılmaz dostumdan Bursa&#39;dan bir telefon isteyince RAHMETLİK Ey&uuml;p ağabeyinkini vermişti.<br /> <br /> Ey&uuml;p Ağabey face&#39;den de arkadaşımdı ve diğer kimi klasik Risale-i Nur okuyucuları gibi &quot;ezberleri bozan&quot; efkarımı beyan eden paylaşımlarımı kabul etmekle birlikte &quot;daha mutedil&quot; yazmamı - belki de haklı olarak- tavsiye ediyordu...<br /> <br /> Facebook&#39;ta paylaştığı resminden biliyorum. Arkaya taradığı parlak sa&ccedil;ları, d&uuml;zg&uuml;n &ccedil;ehresini i&ccedil;erden bir fener gibi aydınlatıp g&ouml;zlerinde canlı bir ışıltıya d&ouml;n&uuml;şen tebess&uuml;m&uuml;n&uuml;, neşrettiği ve bestelenen dava şiirleri her zaman&nbsp; h&acirc;fızamda...<br /> <br /> Bursa&#39;da kaldığım kayınbiraderim H&uuml;seyin&#39;in (BOZKAN) evinden ettiğim telefonda hal hatır sorup elimde bir roman olduğu, tamamlamakta ş&uuml;pheli olduğumu, dua beklediğimi s&ouml;yledim. Bana işyerinin adresini verdi, g&ouml;r&uuml;şmemizin iyi olacağını demişti. Ne yazık ki otomobilimle gitmediğimden uzak adresinde ziyaret de m&uuml;mk&uuml;n olmadı.<br /> <br /> Ey&uuml;p Otman ağabeyle ilgili kalem oynatanlar dan biri de Romancı-Araştırmacı kalem muhibbim H&uuml;seyin Yılmaz. Satırları ş&ouml;yle:<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> &quot;Hi&ccedil; ş&uuml;phesiz Mustafa Yılmaz ve diğer birka&ccedil; kişi ile grubu b&uuml;y&uuml;tmek m&uuml;mk&uuml;n. Ey&uuml;b Abinin d&uuml;nyamdaki yerini farklılaştıran daha husus&icirc; şeyler de var. Bunların birincisi, ilk iş hayatımda ilk patronum olması idi&hellip; Bursa Kitab Kırtasiye isimli işletmede ilk işime başladığımda o m&uuml;d&uuml;rd&uuml;. &Uuml;&ccedil; kişiydik, &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; arkadaşımız benden iki &uuml;&ccedil; yaş k&uuml;&ccedil;&uuml;k Y&uuml;ksel isminde bir gen&ccedil;ti. Yok, gen&ccedil; bir evliya diye d&uuml;zeltmem l&acirc;zım.<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Atom karıncalar gibiydi Ey&uuml;b Abi. Birlikte &ccedil;alıştığımız dokuz ay zarfında oturduğuna da dinlendiğine de hi&ccedil; şahid olmadım. Kapıdan i&ccedil;eri adımını atan ilk mekteb talebeleri de emekliliğe g&uuml;n sayan evrak memurları da onu hep ayakta, g&uuml;l&uuml;mseyen y&uuml;z&uuml; ile karşılarında bulurdu. Kendisine ayak uyduramadığımız vakitlerde sinirlendiği de olur ama tadını ka&ccedil;ırmazdı.<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Daha sonraki yıllarda başıma buyruk, muteriz şahsiyetimle başımı derde soktuğumda bazen karşımda yer aldıysa da hi&ccedil; kırıcı olmadı; kaybetmeye değil kazanmaya &ccedil;alışıyordu. Benim fıtratımdaki insanların yalnızlığa mahk&ucirc;m olduğunu bilmiyordu. Onun i&ccedil;in de yalnız bırakmamak i&ccedil;in uğraşıp durdu hep.<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Fakir başladığı d&uuml;nya hayatını zengin bitirenlerden oldu. G&uuml;zel paralar kazandı, işlerini b&uuml;y&uuml;tt&uuml; ama hi&ccedil; değişmedi. Ne dost simasının i&ccedil; feneri g&uuml;l&uuml;mseyişi s&ouml;nd&uuml;, ne gayreti zayıfladı, ne de kendisine o kadar yakışan tevazuuna kibrin, sonradan g&ouml;rm&uuml;şl&uuml;ğ&uuml;n g&ouml;lgesi d&uuml;şt&uuml;.<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ş&acirc;ir ve edibdi&hellip; &ldquo;Aziz &Uuml;stadım&rdquo; şiiri ile b&uuml;t&uuml;n Nur Talebelerine ulaşmış, muhabbetlerine mazhar olmuştu. Ne var ki, kimseyi kırmak ve g&uuml;cendirmek istemeyen bu g&uuml;zel insan bahis mevzuu İsl&acirc;miyet ve Ris&acirc;le-i Nur olunca birden değişiyor; amansız bir savaş&ccedil;ı oluyordu. S&ouml;z&uuml;n&uuml; esirgememekle kalmıyor, bazen yumuşatılması gereken h&uuml;k&uuml;mler verebiliyordu.<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Son yıllarda hi&ccedil; istemeden kendimi i&ccedil;inde bulduğum &ldquo;Mutlak vekillik, Lugat&ccedil;e, sadeleştirme, siyasette ifrat&rdquo; gibi meselelerde hep yanımda oldu. &Ccedil;oğu zaman beni korumaya &ccedil;alışırken kendisini hedef haline getiriyor ama asla geri adım atmıyordu. Oysa onun imk&acirc;nlarından &ccedil;ok daha fazlasına sahib Nur Talebelerinin &ccedil;oğu gibi yıkılan bu d&uuml;nyaya sırtını d&ouml;nebilir, sessiz kalabilirdi. Bunu istese de yapamayacak kadar haysiyet sahibiydi Ey&uuml;b Abi.&quot;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hastalandığını haber verdiğinde kendisine &ccedil;&ouml;rek otu, keten tohumu ve kabak &ccedil;ekirdeği yağlarını tavsiye ettim. Daha &ouml;nceleri de ara ara kullanmıştı. Biraz ge&ccedil; kalmıştı ama onun gibi ben de atlatacağına inanıyordum. Kendisine ulaşabildiğim her g&uuml;n aradım. Cevab veremez duruma d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;nde de hep takibde oldum. O, bu badireyi de atlatacak ve birlikte &ldquo;sağlıklı bir hayat&rdquo; i&ccedil;in daha &ccedil;ok &ccedil;alışacaktık.&quot;<br /> <br /> Rabbimiz yakınlarına sabrıcemil, mekanını Cennet eylesin, amin...<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Nuri BİNG&Ouml;L</div>
Ekleme Tarihi: 20 Eylül 2020 - Pazar

EYÜP OTMAN AĞABEY

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Yıl 2005... Bursa&#39;ya ikinci gidişimdi galiba... Okuldaki mesaim bitmiş, evdeki tamirattan bunalan ruhumu dinlendirmek maksadıyla Osmanlı&#39;nın devletleşme başkenti olan Bursa yolunu tutmuştuk ailece.<br /> <br /> Sağ olsun, -kulağı &ccedil;ınlasın- gitmeden &ouml;nce mazideki mesai arkadaşım ve kardeşim H&uuml;seyin Yılmaz dostumdan Bursa&#39;dan bir telefon isteyince RAHMETLİK Ey&uuml;p ağabeyinkini vermişti.<br /> <br /> Ey&uuml;p Ağabey face&#39;den de arkadaşımdı ve diğer kimi klasik Risale-i Nur okuyucuları gibi &quot;ezberleri bozan&quot; efkarımı beyan eden paylaşımlarımı kabul etmekle birlikte &quot;daha mutedil&quot; yazmamı - belki de haklı olarak- tavsiye ediyordu...<br /> <br /> Facebook&#39;ta paylaştığı resminden biliyorum. Arkaya taradığı parlak sa&ccedil;ları, d&uuml;zg&uuml;n &ccedil;ehresini i&ccedil;erden bir fener gibi aydınlatıp g&ouml;zlerinde canlı bir ışıltıya d&ouml;n&uuml;şen tebess&uuml;m&uuml;n&uuml;, neşrettiği ve bestelenen dava şiirleri her zaman&nbsp; h&acirc;fızamda...<br /> <br /> Bursa&#39;da kaldığım kayınbiraderim H&uuml;seyin&#39;in (BOZKAN) evinden ettiğim telefonda hal hatır sorup elimde bir roman olduğu, tamamlamakta ş&uuml;pheli olduğumu, dua beklediğimi s&ouml;yledim. Bana işyerinin adresini verdi, g&ouml;r&uuml;şmemizin iyi olacağını demişti. Ne yazık ki otomobilimle gitmediğimden uzak adresinde ziyaret de m&uuml;mk&uuml;n olmadı.<br /> <br /> Ey&uuml;p Otman ağabeyle ilgili kalem oynatanlar dan biri de Romancı-Araştırmacı kalem muhibbim H&uuml;seyin Yılmaz. Satırları ş&ouml;yle:<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> &quot;Hi&ccedil; ş&uuml;phesiz Mustafa Yılmaz ve diğer birka&ccedil; kişi ile grubu b&uuml;y&uuml;tmek m&uuml;mk&uuml;n. Ey&uuml;b Abinin d&uuml;nyamdaki yerini farklılaştıran daha husus&icirc; şeyler de var. Bunların birincisi, ilk iş hayatımda ilk patronum olması idi&hellip; Bursa Kitab Kırtasiye isimli işletmede ilk işime başladığımda o m&uuml;d&uuml;rd&uuml;. &Uuml;&ccedil; kişiydik, &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; arkadaşımız benden iki &uuml;&ccedil; yaş k&uuml;&ccedil;&uuml;k Y&uuml;ksel isminde bir gen&ccedil;ti. Yok, gen&ccedil; bir evliya diye d&uuml;zeltmem l&acirc;zım.<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Atom karıncalar gibiydi Ey&uuml;b Abi. Birlikte &ccedil;alıştığımız dokuz ay zarfında oturduğuna da dinlendiğine de hi&ccedil; şahid olmadım. Kapıdan i&ccedil;eri adımını atan ilk mekteb talebeleri de emekliliğe g&uuml;n sayan evrak memurları da onu hep ayakta, g&uuml;l&uuml;mseyen y&uuml;z&uuml; ile karşılarında bulurdu. Kendisine ayak uyduramadığımız vakitlerde sinirlendiği de olur ama tadını ka&ccedil;ırmazdı.<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Daha sonraki yıllarda başıma buyruk, muteriz şahsiyetimle başımı derde soktuğumda bazen karşımda yer aldıysa da hi&ccedil; kırıcı olmadı; kaybetmeye değil kazanmaya &ccedil;alışıyordu. Benim fıtratımdaki insanların yalnızlığa mahk&ucirc;m olduğunu bilmiyordu. Onun i&ccedil;in de yalnız bırakmamak i&ccedil;in uğraşıp durdu hep.<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Fakir başladığı d&uuml;nya hayatını zengin bitirenlerden oldu. G&uuml;zel paralar kazandı, işlerini b&uuml;y&uuml;tt&uuml; ama hi&ccedil; değişmedi. Ne dost simasının i&ccedil; feneri g&uuml;l&uuml;mseyişi s&ouml;nd&uuml;, ne gayreti zayıfladı, ne de kendisine o kadar yakışan tevazuuna kibrin, sonradan g&ouml;rm&uuml;şl&uuml;ğ&uuml;n g&ouml;lgesi d&uuml;şt&uuml;.<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ş&acirc;ir ve edibdi&hellip; &ldquo;Aziz &Uuml;stadım&rdquo; şiiri ile b&uuml;t&uuml;n Nur Talebelerine ulaşmış, muhabbetlerine mazhar olmuştu. Ne var ki, kimseyi kırmak ve g&uuml;cendirmek istemeyen bu g&uuml;zel insan bahis mevzuu İsl&acirc;miyet ve Ris&acirc;le-i Nur olunca birden değişiyor; amansız bir savaş&ccedil;ı oluyordu. S&ouml;z&uuml;n&uuml; esirgememekle kalmıyor, bazen yumuşatılması gereken h&uuml;k&uuml;mler verebiliyordu.<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Son yıllarda hi&ccedil; istemeden kendimi i&ccedil;inde bulduğum &ldquo;Mutlak vekillik, Lugat&ccedil;e, sadeleştirme, siyasette ifrat&rdquo; gibi meselelerde hep yanımda oldu. &Ccedil;oğu zaman beni korumaya &ccedil;alışırken kendisini hedef haline getiriyor ama asla geri adım atmıyordu. Oysa onun imk&acirc;nlarından &ccedil;ok daha fazlasına sahib Nur Talebelerinin &ccedil;oğu gibi yıkılan bu d&uuml;nyaya sırtını d&ouml;nebilir, sessiz kalabilirdi. Bunu istese de yapamayacak kadar haysiyet sahibiydi Ey&uuml;b Abi.&quot;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hastalandığını haber verdiğinde kendisine &ccedil;&ouml;rek otu, keten tohumu ve kabak &ccedil;ekirdeği yağlarını tavsiye ettim. Daha &ouml;nceleri de ara ara kullanmıştı. Biraz ge&ccedil; kalmıştı ama onun gibi ben de atlatacağına inanıyordum. Kendisine ulaşabildiğim her g&uuml;n aradım. Cevab veremez duruma d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;nde de hep takibde oldum. O, bu badireyi de atlatacak ve birlikte &ldquo;sağlıklı bir hayat&rdquo; i&ccedil;in daha &ccedil;ok &ccedil;alışacaktık.&quot;<br /> <br /> Rabbimiz yakınlarına sabrıcemil, mekanını Cennet eylesin, amin...<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Nuri BİNG&Ouml;L</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.