Mehmet Nuri BİNGÖL
Köşe Yazarı
Mehmet Nuri BİNGÖL
 

“Hakikatı Dışlamış Kimselerle Tevhidi Toplum İnşa Edilemez.”

<p><em>&ldquo;Mezar Yeri 47 Yıldır Tartışılan Nur &Uuml;stad&rdquo; adlı kitabıyla tanıdığımız Mehmet Nuri Bing&ouml;l ( Eminler ) Bey&rsquo;le cemaat, taassup ve toplumsal gıybet konuları etrafında bir Risale-i Nur sohbeti ger&ccedil;ekleştirdik. Burhan Dergisi okurlarının istifadesine sunuyoruz. </em></p> <p><em>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Muhterem Bing&ouml;l, sizin Risale-i Nur&rsquo;u en iyi anlayanlardan birisi olduğunuzu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. Gerek makaleleriniz, gerekse kitaplarınız bunu ispatlıyor. &Ouml;ncelikle s&ouml;yleşi talebimizi kabul ettiğinizden dolayı size teşekk&uuml;r ederim. M&uuml;saadenizle sorularıma başlamak istiyorum. </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ben teşekk&uuml;r ederim. Tabi buyurun.</p> <p><em>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Toplumsal değerlerin aşınmaya y&uuml;z tuttuğu bu d&ouml;nemde ilmi eserlere olan ihtiyacımız da artıyor. Bu meyanda gen&ccedil;lerimizin k&ouml;kleriyle irtibatının kurulabilmesi i&ccedil;in Risale -i Nur gibi b&uuml;y&uuml;k eserler &ouml;nem taşıyor. Bu konudaki g&ouml;r&uuml;şleriniz nedir? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Dediğiniz h&acirc;za hakikat; &ldquo;Risale&rdquo; gibi birleştirici eserlere ihtiyacımız a&ccedil;ık. Ama asıl meselemiz onu Kur&rsquo;an ve Hadis istikametinde, Hazret&rsquo;in yazdığı kelimelere kendi ilm&icirc; zaviyemizden bakarak, onun bunun ind&icirc; tevillerine kulak asmadan, bir k&uuml;lliyat b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;inde anlamak ve anladığımızı da eğip b&uuml;kmeden, &ldquo;&ccedil;ağdaş yorum&rdquo; gibi laflarla reforme etmeden yaşamaktır. Yani Nur &Uuml;stad&rsquo;ı doğru takip etmektir. O, Erek Dağı&rsquo;ndaki m&uuml;nzev&icirc; yaşayışındayken eski talebelerine ş&ouml;yle &ouml;ğ&uuml;t vermiştir: &ldquo;Korkmayınız, ders verdiğim iman&icirc; ve Kur&rsquo;an&icirc; yoldan arkamdan geliniz. Ebedi saadet ve selamete erişeceğinizi tekeff&uuml;l edebilirim. Yalnız ahde vefa gerek. Bu yak&icirc;n&icirc; kanaatım, hususi bir İnayet-i Rabbaniye&rsquo;ye binaendir.&rdquo;</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Okumayan bir toplum olduğumuz bilinen bir ger&ccedil;ek. B&ouml;yle bir toplumda medeniyet ve k&uuml;lt&uuml;r birikimimizi aktarabilmek i&ccedil;in başka &ccedil;arelere de başvurma ihtiyacımız var. Siz modern iletişim imk&acirc;nlarının yeterince kullanılabildiğine inanıyor musunuz? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Resul-&uuml; Kibriya Efendimiz aleyhisselat&uuml; ve selamın beyanı ne muhteşemdir: &ldquo;D&uuml;şmanın silahıyla silahlanınız.&rdquo; (Evkamekal) Bunlardan biri de Sinema&hellip; Hakkını vererek yapılacak filmlerin b&uuml;y&uuml;k inkişaflara, f&uuml;tuhatlara yol a&ccedil;acağına inanıyorum. Kısaca karşılık vereyim sualinize; oyunu kaidesine g&ouml;re oynayacaksınız. Ne yaparsanız yapın, hakkını vereceksiniz.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Basın yayın konusunda yapılanlar yeterli mi? Meseleye İslami a&ccedil;ıdan bakıldığında basın yayında hususen gazetecilikte ne durumdayız? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Yapılan gazetecilikleri her grubun kendine dair haberleri vermek &uuml;zere &ccedil;ıkardığı b&uuml;ltenler olarak g&ouml;rmekteyim. İşin bir de politik yanı var elbet. Taraftarı olduğu g&ouml;r&uuml;ş&uuml; onun bunun kalbine ilka etme meşgalesinden fırsat bulunup da hakiki gazetecilik yapılamıyor ki&hellip;</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Evet, gazetecilik alanında grup taassubu olduğuna ben de katılıyorum. Bakıyoruz bir grubun gazetesi diğerinin, &ouml;teki de &ouml;b&uuml;r&uuml;n&uuml;n aleyhine yayınlar yapıyor. Oysa yan yana yaşamak zorunda olduğumuz şu d&uuml;nyada birbirimize karşı daha iltimaslı olmamız gerekiyor. Kendi aramızdaki sorunların temelinde taassup kaynaklı &ccedil;ekişmeler yatıyor. Bu anlamda cemaat&ccedil;iliği ve taassubu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?</em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Taassup, biliyorsunuz, Arap&ccedil;a menşeli bir kelime. &ldquo;A&rsquo;sab&rdquo;dan m&uuml;ştak ve &ldquo;asabiyet&rdquo; mefhumu ile de &ccedil;ok al&acirc;kalı. Eğer bahsettiğiniz &ldquo;grup, cemaat taassubu&rdquo; ise, bunun ırk&ccedil;ılık ve unsuriyet&ccedil;ilikten bir farkı yok. Bazıları, belki de tıpkı &ldquo;milliyet&rdquo; mefhumu gibi bunun da &ldquo;m&uuml;sbet&rdquo; ve &ldquo;menfi&rdquo;sinin bulunabileceği diyecektir, &ouml;yle d&uuml;ş&uuml;necek veya &ouml;yle d&uuml;ş&uuml;nmek işine gelecektir!.. H&acirc;lbuki Risale&rsquo;de (Mektubat, 540) &ldquo;menfi ve m&uuml;sbet&rdquo; olarak ayrılan husus &ldquo;milliyet&rdquo;tir; &ldquo;milliyet&ccedil;ilik&rdquo; değildir. Eğer o &ldquo;bazıları&rdquo;nın suyunun suyu nevinden tefsirleri doğruysa, m&uuml;sbet ya da menfi &ouml;zelliğe sahip mefhum &ldquo;cemaat ve grup&rdquo;tur; &ldquo;cemaat&ccedil;ilik ya da grup&ccedil;uluk&rdquo; değildir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>&Uuml;stad&rsquo;ın eserlerinde ge&ccedil;en &ldquo;cemaat&rdquo; mefhumu hangi anlamdadır?</em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &ldquo;Cemaat-ı İslamiye.&rdquo; Yani İslam&icirc; cemaat; yani İslam m&uuml;ntesibi m&uuml;&rsquo;minlerin hepsi bir tek cemaattir, &ldquo;ehl-i s&uuml;nnet ve&rsquo;l-cemaat&rdquo; mefhumundan da anlaşılabilir bu. Bu b&uuml;y&uuml;k daireye &ldquo;hizmet&rdquo; i&ccedil;in ayrı &ldquo;i&ccedil;tihadi&rdquo; değerlere sarılmış, metod farklılıkları olan &ldquo;grupların&rdquo; varlık realitesi, tıpkı Hucurat Suresi&rsquo;nin 13. Ayet- i Kerime&rsquo;sindeki &ldquo;kavim&rdquo; t&acirc;rifi gibidir. Kavmiyet bir realitedir ve meşr&ucirc;dur, ama &ldquo;kavmiyet&ccedil;ilik, ırk&ccedil;ılık&rdquo; memn&ucirc;dur, yasaktır; bir &ldquo;Cebbet&uuml;-l cahiliyye&rdquo;dir.</p> <p><em>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bundan anladığım şu: Aynı hedefe doğru koşan farklı cemaatler esasında tek bir b&uuml;y&uuml;k cemaatin unsurlarıdır. Bu anlamda farklı cemaatlerin olmasında bir mahzur yok; belki bunda Allah&rsquo;ın bir rahmeti de s&ouml;z konusu. Fakat &ldquo;cemaat&ccedil;ilik&rdquo; mefhumu i&ccedil;in aynı şeyi s&ouml;yleyemiyoruz. </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bedi&uuml;zzaman Hazretleri M&uuml;nazarat&rsquo;da, Lemaat&rsquo;da &ldquo;hizip&rdquo;lerin tek &ccedil;atı altında toplanmasının &ldquo;atalete&rdquo;, meseleler karşısındaki vurdumduymazlığa itebileceğini der, İfadenin siyam ve sıbakına bakar ve fili t&acirc;rif eden k&ouml;rlerin hamakatine d&uuml;şmezsek, oradaki &ldquo;hizip&rdquo; mefhumunun &ldquo;ehl-i hak&rdquo; olan &ldquo;amel&icirc; mezhepler&rdquo; m&acirc;nasına geldiğini g&ouml;r&uuml;r&uuml;z. Mesele 20. Lem&rsquo;a&rsquo;da daha da vuzuha kavuşur. &ldquo;Ehl-i hak&rdquo; mezheplerin alt birimleri olan diğer mesleklere kadar iner. &ldquo;Ey ehl-i hak! Ey hakperest ehl-i şeriat ve ehl-i hakikat ve ehl-i tarikat! Bu m&uuml;thiş maraz-ı ihtilafa karşı birbirinizin kusurunu g&ouml;rmeyerek yekdiğerinizin ayıbına karşı g&ouml;z&uuml;n&uuml;z&uuml; yumunuz.&rdquo; Takdir edersiniz ki bahsedilen bu &ldquo;ayıp&rdquo;, din&icirc; ve iman&icirc; kıymetlere karşı işlenen &ldquo;inhisarcılık, batıl h&uuml;k&uuml;m verme, hakikati tersy&uuml;z etme&rdquo; gibi, - &Uuml;stad&rsquo;ın t&acirc;biriyle- &ldquo;cinay&acirc;t-ı azime&rdquo; değil, ferd&icirc; g&uuml;nah ve amel eksiklikleridir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>&nbsp;Bireysel gıybetin helalleşme imk&acirc;nı kolayken, cemaat ve toplumsal gıybetin helalleşme imk&acirc;nı o kadar kolay olmuyor. &Ccedil;eşitli gurupların birbiri hakkındaki yerli yersiz s&ouml;zlerini, ağır ithamlarını nasıl yorumlamalıyız? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Gıybet mevzundaki hassasiyetiniz ne m&uuml;stakim&hellip; Bu g&uuml;zel sohbet havası i&ccedil;inde ilmihali m&uuml;tearifelerle kimseyi sıkmak istemem ama gıybetin en &ccedil;irkin olanının fıtr&icirc; uzuv eksikliği ya da b&uuml;nye arızaları olduğunu diyen Allah Resul&uuml;&rsquo;d&uuml;r. Demek ki &ldquo;gıybet&rdquo;, şahs&icirc; kusurları s&ouml;yleyerek, -o insan eğer orada hazır bulunsaydı- darılmasını sağlayacak şeydir. Gıybetin caiz olduğu yerleri sayarken Bedi&uuml;zzaman Hazretleri, din&icirc; bir kusurdan dolayı ve &ldquo;istişare s&uuml;nneti&rdquo;nin hakkını vermek i&ccedil;in kullanılan; &lsquo;Onun ile teşri-i mesai etme. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; zarar g&ouml;receksin!&rsquo; gibi ifadelerin gıybetin ş&uuml;mul&uuml;ne girmeyeceğini izah eder ve &ldquo;İşte bu mahsus &ndash; hususi- maddelerde, garazsız ve sırf hak ve maslahat i&ccedil;in gıybet caizdir&rdquo; ( Mektubat, s: 467) der.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Peki, bir cemaatin gıybeti yapılabilir mi? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hak ve hakikati izah i&ccedil;in, umumi bir grup adını misal vermenin gıybet olduğu kanaatinde değilim, ama bahsedilen kayıtlarla: Garazsız olacaksın, sırf hak i&ccedil;in olacak niyetin, milletin imanını batıldan muhafaza maslahatını d&uuml;ş&uuml;neceksin ki tavrın &ldquo;livechillah&rdquo; olsun. Bununla birlikte cemaatlerin topluca &ldquo;ferdiyetle al&acirc;kalı&rdquo; kusurlarını teşhir, &ldquo;ehl-i dalalet&rdquo; ya da &ldquo;ehl-i zındıka&rdquo; denen canibin ekmeğine yağ s&uuml;rmektir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Evet haklısınız bunun i&ccedil;in dilimize sahip &ccedil;ıkmamız gerekmiyor mu? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hani m&acirc;na olarak Hadis-i Şerif malumdur. Hani bir Sahabi&rsquo;ye buyuruyorlar: &ldquo;İnsanı Cehenneme y&uuml;z &uuml;st&uuml; s&uuml;r&uuml;kleyen şeyi s&ouml;yleyeyim mi?&rdquo; Eliyle dilini g&ouml;stererek, &ldquo;İşte buna h&acirc;kim olamamaktır.&rdquo; diye izah buyuruyor. (Evkamekal) Biz bu m&acirc;nadaki emirleri sadece gıybet etmemek şeklinde anlıyoruz. Elbette ş&uuml;mul&uuml;nde o da var ama temel talimatın, &ldquo;dil ile imanın zıddına ve af&acirc;ki teviller&rdquo;le s&ouml;z s&ouml;ylemek olduğunu Hadis m&uuml;fessirleri beyan ediyorlar. (Mesela İmam-ı Nevevi)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Biraz &ouml;nce maslahat i&ccedil;in gıybete cevaz verildiğini s&ouml;ylediniz. İyi ama maslahat adına hakikati incitenler yok mudur? Buna ne dersiniz? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bir anekdotla cevap vereyim: Muhitimizde bir konferans d&uuml;zenlenmişti birka&ccedil; sene evvel. Mevzu; &ldquo;Peygamberimizden M&uuml;jdeler.&rdquo; Konuşmacı, konferansın bir yerinde &ldquo;H&acirc;la Hz. İsa&rsquo;nın inişini bekleyenler var!&rdquo; gibi bir laf etti heyecana kapılarak; yani Hz. İsa&rsquo;nın n&uuml;zul etmeyeceğini, sadece bir şahs-ı m&acirc;nevi olduğunu demek istedi. H&acirc;lbuki b&uuml;t&uuml;n ehl-i s&uuml;nnet itikad kitaplarına bakınız, Risale-i Nur&rsquo;un Mektubat eserinin 15. Mektup&rsquo;taki izaha bakınız, oralarda Hz. İsa aleyhis selam&rsquo;ın &ldquo;semada cism-i beşerisiyle&rdquo; bulunduğu, &ldquo;zemin m&uuml;heyya&rdquo; olunca &ldquo;Rahmet-i İlahiye&rsquo;nin semasından n&uuml;zul&rdquo; edeceğinin izahından başka bir şey g&ouml;remezsiniz. Konuşmanın sonunda bunları hatırlatınca, kendisinin de bunları bildiğini, ama maslahat i&ccedil;in o s&ouml;zleri etmesi gerektiğini deyince i&ccedil;imden şu Hadis-i Şerif&rsquo;i hatırladım: &ldquo;Ya hayır s&ouml;yle, ya sus!&rdquo; Maslahat eğer hakikati eğdirip seni batıla atacaksa, susmayı se&ccedil;ebilirsin veya o mevzua hi&ccedil; temas etmezsiniz, olur biter. &Uuml;mmet-i Muhammed&rsquo;in, yani &Uuml;mmet-i İcabe olan biz M&uuml;sl&uuml;manların maslahat i&ccedil;in hakikatı ters g&ouml;stermemelerinin, o ideal toplumun inşasındaki &ldquo;şeh-rah&rdquo;, en b&uuml;y&uuml;k yol, &ldquo;cadde-i k&uuml;bra&rdquo; olduğuna inanıyorum. Maslahat eğer &ouml;yle gerekiyorsa susarsın, seni izleyenleri saptırmamış olursun b&ouml;ylece. Sapmış, hakikatten huru&ccedil; etmiş kimselerle de tevhid&icirc; bir toplum inşa edilemez. &ldquo;Cemaatta vahid-i sahih&rdquo;in temini i&ccedil;in &ldquo;ilim&rdquo; ve &ldquo;cehaletin izalesi&rdquo; şarttır.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Son olarak ş&ouml;yle bir soru sormak istiyorum. Biz M&uuml;sl&uuml;manların aramızdaki ayrılıklara sebep olan şey nedir? Nedir birliğimizi bozan? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; İlim; Kur&rsquo;an-ı Azim&uuml;şşan ve &ldquo;Kur&rsquo;an&rsquo;ın tefsiri mahiyetinde olan s&uuml;nnet/hadisler&rdquo;den m&uuml;teşekkildir. Bedahetle g&ouml;r&uuml;r&uuml;z ki; ihtilafımızın sebebi bunlardan cehaletimizdir, Risale-i Nur&rsquo;u &ldquo;m&uuml;steşriklerin Mevlana Hazretlerine baktığı gibi&rdquo; anlamamızın &ndash;yani anlamamamızın- sebebi de bu cehalettir. &ldquo;İttihad cehil ile olmaz&rdquo; &ccedil;&uuml;nk&uuml;.</p>
Ekleme Tarihi: 26 Aralık 2019 - Perşembe

“Hakikatı Dışlamış Kimselerle Tevhidi Toplum İnşa Edilemez.”

<p><em>&ldquo;Mezar Yeri 47 Yıldır Tartışılan Nur &Uuml;stad&rdquo; adlı kitabıyla tanıdığımız Mehmet Nuri Bing&ouml;l ( Eminler ) Bey&rsquo;le cemaat, taassup ve toplumsal gıybet konuları etrafında bir Risale-i Nur sohbeti ger&ccedil;ekleştirdik. Burhan Dergisi okurlarının istifadesine sunuyoruz. </em></p> <p><em>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Muhterem Bing&ouml;l, sizin Risale-i Nur&rsquo;u en iyi anlayanlardan birisi olduğunuzu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. Gerek makaleleriniz, gerekse kitaplarınız bunu ispatlıyor. &Ouml;ncelikle s&ouml;yleşi talebimizi kabul ettiğinizden dolayı size teşekk&uuml;r ederim. M&uuml;saadenizle sorularıma başlamak istiyorum. </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ben teşekk&uuml;r ederim. Tabi buyurun.</p> <p><em>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Toplumsal değerlerin aşınmaya y&uuml;z tuttuğu bu d&ouml;nemde ilmi eserlere olan ihtiyacımız da artıyor. Bu meyanda gen&ccedil;lerimizin k&ouml;kleriyle irtibatının kurulabilmesi i&ccedil;in Risale -i Nur gibi b&uuml;y&uuml;k eserler &ouml;nem taşıyor. Bu konudaki g&ouml;r&uuml;şleriniz nedir? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Dediğiniz h&acirc;za hakikat; &ldquo;Risale&rdquo; gibi birleştirici eserlere ihtiyacımız a&ccedil;ık. Ama asıl meselemiz onu Kur&rsquo;an ve Hadis istikametinde, Hazret&rsquo;in yazdığı kelimelere kendi ilm&icirc; zaviyemizden bakarak, onun bunun ind&icirc; tevillerine kulak asmadan, bir k&uuml;lliyat b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;inde anlamak ve anladığımızı da eğip b&uuml;kmeden, &ldquo;&ccedil;ağdaş yorum&rdquo; gibi laflarla reforme etmeden yaşamaktır. Yani Nur &Uuml;stad&rsquo;ı doğru takip etmektir. O, Erek Dağı&rsquo;ndaki m&uuml;nzev&icirc; yaşayışındayken eski talebelerine ş&ouml;yle &ouml;ğ&uuml;t vermiştir: &ldquo;Korkmayınız, ders verdiğim iman&icirc; ve Kur&rsquo;an&icirc; yoldan arkamdan geliniz. Ebedi saadet ve selamete erişeceğinizi tekeff&uuml;l edebilirim. Yalnız ahde vefa gerek. Bu yak&icirc;n&icirc; kanaatım, hususi bir İnayet-i Rabbaniye&rsquo;ye binaendir.&rdquo;</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Okumayan bir toplum olduğumuz bilinen bir ger&ccedil;ek. B&ouml;yle bir toplumda medeniyet ve k&uuml;lt&uuml;r birikimimizi aktarabilmek i&ccedil;in başka &ccedil;arelere de başvurma ihtiyacımız var. Siz modern iletişim imk&acirc;nlarının yeterince kullanılabildiğine inanıyor musunuz? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Resul-&uuml; Kibriya Efendimiz aleyhisselat&uuml; ve selamın beyanı ne muhteşemdir: &ldquo;D&uuml;şmanın silahıyla silahlanınız.&rdquo; (Evkamekal) Bunlardan biri de Sinema&hellip; Hakkını vererek yapılacak filmlerin b&uuml;y&uuml;k inkişaflara, f&uuml;tuhatlara yol a&ccedil;acağına inanıyorum. Kısaca karşılık vereyim sualinize; oyunu kaidesine g&ouml;re oynayacaksınız. Ne yaparsanız yapın, hakkını vereceksiniz.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Basın yayın konusunda yapılanlar yeterli mi? Meseleye İslami a&ccedil;ıdan bakıldığında basın yayında hususen gazetecilikte ne durumdayız? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Yapılan gazetecilikleri her grubun kendine dair haberleri vermek &uuml;zere &ccedil;ıkardığı b&uuml;ltenler olarak g&ouml;rmekteyim. İşin bir de politik yanı var elbet. Taraftarı olduğu g&ouml;r&uuml;ş&uuml; onun bunun kalbine ilka etme meşgalesinden fırsat bulunup da hakiki gazetecilik yapılamıyor ki&hellip;</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Evet, gazetecilik alanında grup taassubu olduğuna ben de katılıyorum. Bakıyoruz bir grubun gazetesi diğerinin, &ouml;teki de &ouml;b&uuml;r&uuml;n&uuml;n aleyhine yayınlar yapıyor. Oysa yan yana yaşamak zorunda olduğumuz şu d&uuml;nyada birbirimize karşı daha iltimaslı olmamız gerekiyor. Kendi aramızdaki sorunların temelinde taassup kaynaklı &ccedil;ekişmeler yatıyor. Bu anlamda cemaat&ccedil;iliği ve taassubu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?</em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Taassup, biliyorsunuz, Arap&ccedil;a menşeli bir kelime. &ldquo;A&rsquo;sab&rdquo;dan m&uuml;ştak ve &ldquo;asabiyet&rdquo; mefhumu ile de &ccedil;ok al&acirc;kalı. Eğer bahsettiğiniz &ldquo;grup, cemaat taassubu&rdquo; ise, bunun ırk&ccedil;ılık ve unsuriyet&ccedil;ilikten bir farkı yok. Bazıları, belki de tıpkı &ldquo;milliyet&rdquo; mefhumu gibi bunun da &ldquo;m&uuml;sbet&rdquo; ve &ldquo;menfi&rdquo;sinin bulunabileceği diyecektir, &ouml;yle d&uuml;ş&uuml;necek veya &ouml;yle d&uuml;ş&uuml;nmek işine gelecektir!.. H&acirc;lbuki Risale&rsquo;de (Mektubat, 540) &ldquo;menfi ve m&uuml;sbet&rdquo; olarak ayrılan husus &ldquo;milliyet&rdquo;tir; &ldquo;milliyet&ccedil;ilik&rdquo; değildir. Eğer o &ldquo;bazıları&rdquo;nın suyunun suyu nevinden tefsirleri doğruysa, m&uuml;sbet ya da menfi &ouml;zelliğe sahip mefhum &ldquo;cemaat ve grup&rdquo;tur; &ldquo;cemaat&ccedil;ilik ya da grup&ccedil;uluk&rdquo; değildir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>&Uuml;stad&rsquo;ın eserlerinde ge&ccedil;en &ldquo;cemaat&rdquo; mefhumu hangi anlamdadır?</em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &ldquo;Cemaat-ı İslamiye.&rdquo; Yani İslam&icirc; cemaat; yani İslam m&uuml;ntesibi m&uuml;&rsquo;minlerin hepsi bir tek cemaattir, &ldquo;ehl-i s&uuml;nnet ve&rsquo;l-cemaat&rdquo; mefhumundan da anlaşılabilir bu. Bu b&uuml;y&uuml;k daireye &ldquo;hizmet&rdquo; i&ccedil;in ayrı &ldquo;i&ccedil;tihadi&rdquo; değerlere sarılmış, metod farklılıkları olan &ldquo;grupların&rdquo; varlık realitesi, tıpkı Hucurat Suresi&rsquo;nin 13. Ayet- i Kerime&rsquo;sindeki &ldquo;kavim&rdquo; t&acirc;rifi gibidir. Kavmiyet bir realitedir ve meşr&ucirc;dur, ama &ldquo;kavmiyet&ccedil;ilik, ırk&ccedil;ılık&rdquo; memn&ucirc;dur, yasaktır; bir &ldquo;Cebbet&uuml;-l cahiliyye&rdquo;dir.</p> <p><em>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bundan anladığım şu: Aynı hedefe doğru koşan farklı cemaatler esasında tek bir b&uuml;y&uuml;k cemaatin unsurlarıdır. Bu anlamda farklı cemaatlerin olmasında bir mahzur yok; belki bunda Allah&rsquo;ın bir rahmeti de s&ouml;z konusu. Fakat &ldquo;cemaat&ccedil;ilik&rdquo; mefhumu i&ccedil;in aynı şeyi s&ouml;yleyemiyoruz. </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bedi&uuml;zzaman Hazretleri M&uuml;nazarat&rsquo;da, Lemaat&rsquo;da &ldquo;hizip&rdquo;lerin tek &ccedil;atı altında toplanmasının &ldquo;atalete&rdquo;, meseleler karşısındaki vurdumduymazlığa itebileceğini der, İfadenin siyam ve sıbakına bakar ve fili t&acirc;rif eden k&ouml;rlerin hamakatine d&uuml;şmezsek, oradaki &ldquo;hizip&rdquo; mefhumunun &ldquo;ehl-i hak&rdquo; olan &ldquo;amel&icirc; mezhepler&rdquo; m&acirc;nasına geldiğini g&ouml;r&uuml;r&uuml;z. Mesele 20. Lem&rsquo;a&rsquo;da daha da vuzuha kavuşur. &ldquo;Ehl-i hak&rdquo; mezheplerin alt birimleri olan diğer mesleklere kadar iner. &ldquo;Ey ehl-i hak! Ey hakperest ehl-i şeriat ve ehl-i hakikat ve ehl-i tarikat! Bu m&uuml;thiş maraz-ı ihtilafa karşı birbirinizin kusurunu g&ouml;rmeyerek yekdiğerinizin ayıbına karşı g&ouml;z&uuml;n&uuml;z&uuml; yumunuz.&rdquo; Takdir edersiniz ki bahsedilen bu &ldquo;ayıp&rdquo;, din&icirc; ve iman&icirc; kıymetlere karşı işlenen &ldquo;inhisarcılık, batıl h&uuml;k&uuml;m verme, hakikati tersy&uuml;z etme&rdquo; gibi, - &Uuml;stad&rsquo;ın t&acirc;biriyle- &ldquo;cinay&acirc;t-ı azime&rdquo; değil, ferd&icirc; g&uuml;nah ve amel eksiklikleridir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>&nbsp;Bireysel gıybetin helalleşme imk&acirc;nı kolayken, cemaat ve toplumsal gıybetin helalleşme imk&acirc;nı o kadar kolay olmuyor. &Ccedil;eşitli gurupların birbiri hakkındaki yerli yersiz s&ouml;zlerini, ağır ithamlarını nasıl yorumlamalıyız? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Gıybet mevzundaki hassasiyetiniz ne m&uuml;stakim&hellip; Bu g&uuml;zel sohbet havası i&ccedil;inde ilmihali m&uuml;tearifelerle kimseyi sıkmak istemem ama gıybetin en &ccedil;irkin olanının fıtr&icirc; uzuv eksikliği ya da b&uuml;nye arızaları olduğunu diyen Allah Resul&uuml;&rsquo;d&uuml;r. Demek ki &ldquo;gıybet&rdquo;, şahs&icirc; kusurları s&ouml;yleyerek, -o insan eğer orada hazır bulunsaydı- darılmasını sağlayacak şeydir. Gıybetin caiz olduğu yerleri sayarken Bedi&uuml;zzaman Hazretleri, din&icirc; bir kusurdan dolayı ve &ldquo;istişare s&uuml;nneti&rdquo;nin hakkını vermek i&ccedil;in kullanılan; &lsquo;Onun ile teşri-i mesai etme. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; zarar g&ouml;receksin!&rsquo; gibi ifadelerin gıybetin ş&uuml;mul&uuml;ne girmeyeceğini izah eder ve &ldquo;İşte bu mahsus &ndash; hususi- maddelerde, garazsız ve sırf hak ve maslahat i&ccedil;in gıybet caizdir&rdquo; ( Mektubat, s: 467) der.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Peki, bir cemaatin gıybeti yapılabilir mi? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hak ve hakikati izah i&ccedil;in, umumi bir grup adını misal vermenin gıybet olduğu kanaatinde değilim, ama bahsedilen kayıtlarla: Garazsız olacaksın, sırf hak i&ccedil;in olacak niyetin, milletin imanını batıldan muhafaza maslahatını d&uuml;ş&uuml;neceksin ki tavrın &ldquo;livechillah&rdquo; olsun. Bununla birlikte cemaatlerin topluca &ldquo;ferdiyetle al&acirc;kalı&rdquo; kusurlarını teşhir, &ldquo;ehl-i dalalet&rdquo; ya da &ldquo;ehl-i zındıka&rdquo; denen canibin ekmeğine yağ s&uuml;rmektir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Evet haklısınız bunun i&ccedil;in dilimize sahip &ccedil;ıkmamız gerekmiyor mu? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hani m&acirc;na olarak Hadis-i Şerif malumdur. Hani bir Sahabi&rsquo;ye buyuruyorlar: &ldquo;İnsanı Cehenneme y&uuml;z &uuml;st&uuml; s&uuml;r&uuml;kleyen şeyi s&ouml;yleyeyim mi?&rdquo; Eliyle dilini g&ouml;stererek, &ldquo;İşte buna h&acirc;kim olamamaktır.&rdquo; diye izah buyuruyor. (Evkamekal) Biz bu m&acirc;nadaki emirleri sadece gıybet etmemek şeklinde anlıyoruz. Elbette ş&uuml;mul&uuml;nde o da var ama temel talimatın, &ldquo;dil ile imanın zıddına ve af&acirc;ki teviller&rdquo;le s&ouml;z s&ouml;ylemek olduğunu Hadis m&uuml;fessirleri beyan ediyorlar. (Mesela İmam-ı Nevevi)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Biraz &ouml;nce maslahat i&ccedil;in gıybete cevaz verildiğini s&ouml;ylediniz. İyi ama maslahat adına hakikati incitenler yok mudur? Buna ne dersiniz? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bir anekdotla cevap vereyim: Muhitimizde bir konferans d&uuml;zenlenmişti birka&ccedil; sene evvel. Mevzu; &ldquo;Peygamberimizden M&uuml;jdeler.&rdquo; Konuşmacı, konferansın bir yerinde &ldquo;H&acirc;la Hz. İsa&rsquo;nın inişini bekleyenler var!&rdquo; gibi bir laf etti heyecana kapılarak; yani Hz. İsa&rsquo;nın n&uuml;zul etmeyeceğini, sadece bir şahs-ı m&acirc;nevi olduğunu demek istedi. H&acirc;lbuki b&uuml;t&uuml;n ehl-i s&uuml;nnet itikad kitaplarına bakınız, Risale-i Nur&rsquo;un Mektubat eserinin 15. Mektup&rsquo;taki izaha bakınız, oralarda Hz. İsa aleyhis selam&rsquo;ın &ldquo;semada cism-i beşerisiyle&rdquo; bulunduğu, &ldquo;zemin m&uuml;heyya&rdquo; olunca &ldquo;Rahmet-i İlahiye&rsquo;nin semasından n&uuml;zul&rdquo; edeceğinin izahından başka bir şey g&ouml;remezsiniz. Konuşmanın sonunda bunları hatırlatınca, kendisinin de bunları bildiğini, ama maslahat i&ccedil;in o s&ouml;zleri etmesi gerektiğini deyince i&ccedil;imden şu Hadis-i Şerif&rsquo;i hatırladım: &ldquo;Ya hayır s&ouml;yle, ya sus!&rdquo; Maslahat eğer hakikati eğdirip seni batıla atacaksa, susmayı se&ccedil;ebilirsin veya o mevzua hi&ccedil; temas etmezsiniz, olur biter. &Uuml;mmet-i Muhammed&rsquo;in, yani &Uuml;mmet-i İcabe olan biz M&uuml;sl&uuml;manların maslahat i&ccedil;in hakikatı ters g&ouml;stermemelerinin, o ideal toplumun inşasındaki &ldquo;şeh-rah&rdquo;, en b&uuml;y&uuml;k yol, &ldquo;cadde-i k&uuml;bra&rdquo; olduğuna inanıyorum. Maslahat eğer &ouml;yle gerekiyorsa susarsın, seni izleyenleri saptırmamış olursun b&ouml;ylece. Sapmış, hakikatten huru&ccedil; etmiş kimselerle de tevhid&icirc; bir toplum inşa edilemez. &ldquo;Cemaatta vahid-i sahih&rdquo;in temini i&ccedil;in &ldquo;ilim&rdquo; ve &ldquo;cehaletin izalesi&rdquo; şarttır.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <em>Son olarak ş&ouml;yle bir soru sormak istiyorum. Biz M&uuml;sl&uuml;manların aramızdaki ayrılıklara sebep olan şey nedir? Nedir birliğimizi bozan? </em></p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; İlim; Kur&rsquo;an-ı Azim&uuml;şşan ve &ldquo;Kur&rsquo;an&rsquo;ın tefsiri mahiyetinde olan s&uuml;nnet/hadisler&rdquo;den m&uuml;teşekkildir. Bedahetle g&ouml;r&uuml;r&uuml;z ki; ihtilafımızın sebebi bunlardan cehaletimizdir, Risale-i Nur&rsquo;u &ldquo;m&uuml;steşriklerin Mevlana Hazretlerine baktığı gibi&rdquo; anlamamızın &ndash;yani anlamamamızın- sebebi de bu cehalettir. &ldquo;İttihad cehil ile olmaz&rdquo; &ccedil;&uuml;nk&uuml;.</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.