İhlas, “îsar” Münasebeti
<p>Pek çok ağızdan işittiğimiz bir tâbir var: “Niyet okumak.” Sayısız mefhum gibi, bu ifadeyi de iki yönlü anlamak mümkün.</p>
<p>Herkes iştirak eder; -nâdiratın dışında- insanların kalbindekini anlamak imkânsız, hatta muhal ötesidir. Bu fiili işlemeye “su-i zan” dendiği malumdur. “Usul” dairesinde düşünen biri hemen anlar ki suizanna girmeme emri mutlak değil, hususîdir.</p>
<p>Zira bir Hadis-i Şerif meali –evkamekal- ne buyurur? “Kendinizi su-i zanla muhafaza ediniz.” (Bilmana) Kime ve neye karşı? Dinimizin birinci kaynağı Kur’an ve “Kur’an’ın hakiki tefsiri olan sünnetin “ikrah” ettirdiği her husustan.</p>
<p>Meselenin diğer veçhesine bakmadan önce, bu satırların “müsebbibi” hadiseye “değinmeden” geçemeyeceğim.</p>
<p>Bir akraba ziyaretinde ev sahibimiz meseleyle alakalı diğer iki misafirin yanında:</p>
<p>“Daha önce hizmetle alakalı mevzularda hızlı olanlar, zamanla değişebiliyor” deyince 20. Lem’daki maddeleri hatırlayarak müdahale mecburiyeti hissettim.</p>
<p>Ya 21. Lem’adaki esaslar?<br />
Mesela, “İhlas ise Müslüman’ın her kimden olursa olsun istifadesine taraftar olmaktır” tabiri ne olacak? Başka birinden istifade edene zanla bakmak kardeşlik hissine ne kadar sığar?</p>
<p>O zaman Müslümanın istifadesinden kıskanan ya da kendine gelmesini umduğu himmetin bir başka hizmet ehline gitmesine kızan kimseler, ihlaslı olup olmadıkları noktasından bir nefis muhasebesi içine girmeli değiller mi?</p>
<p>Demek ki, bir diğer misafirin; “Kimsede ihlasmetre yok ki!” itirazı havada kalıyordu “İhlasmetre” yok ama ihlasın var olup olmamasıyla alakalı ölçüler var? </p>
<p>“Mü’min bir delikten iki defa ısırılmaz.” (evkamekal) Hadisi var; “Müminin ferasetinden korkunuz, zira o baktığında Allah’ın nuruyla (yani imani ölçülerle) bakar.” (evkamekal) Hadisi var; bütün bunlar “usul” dairesinde birlikte ele alınmadan mesele kestirilip atılamaz.</p>
<p>Hem 20. hem 21. "Lem’a-yı İhlas"ı hem de ihlas sırrıyla alakalı diğer mektupları “külliyat” anlayışıyla tetkik edince anlaşılıyor ki ihlaslı olmanın en büyük kapısı, yapılan fiili “Rıza-yı İlahi” dairesi içindeki fedakarlık ve “îsar” hasletidir. Eğer bu hisler toprağa karışmışsa, o “dairenin” de dışına çıkılabileceği endişesindeyim o kimsenin. Tek taraflı değil, iki taraflı bir “îsar” ama…</p>
<p>Denilebilir ki “Tek taraflı olursa ne zararı var?” Karşıdaki insanın “mukabele” hakkı çiğnenmiş olacağından kul hakkı da sırtlanmış olur- maalesef… Hadis meali –evkamekal- malum; “Birbirinizle hediyeleşiniz.”</p>
<p>Dikkat buyurun; “Hediye verin” değil, “hediyeleşiniz” buyuruyor Hadis. Yani “güzel bir haslet”in tek taraflı değil, iki taraflı olmasının daha “efdal” olduğu beyan ediliyor.</p>
<p>Not: Okuyucu ve dostlarımın Miraç Kandili'ni tebrik ediyorum.</p>
Ekleme
Tarihi: 07 Mart 2021 - Pazar
İhlas, “îsar” Münasebeti
<p>Pek çok ağızdan işittiğimiz bir tâbir var: “Niyet okumak.” Sayısız mefhum gibi, bu ifadeyi de iki yönlü anlamak mümkün.</p>
<p>Herkes iştirak eder; -nâdiratın dışında- insanların kalbindekini anlamak imkânsız, hatta muhal ötesidir. Bu fiili işlemeye “su-i zan” dendiği malumdur. “Usul” dairesinde düşünen biri hemen anlar ki suizanna girmeme emri mutlak değil, hususîdir.</p>
<p>Zira bir Hadis-i Şerif meali –evkamekal- ne buyurur? “Kendinizi su-i zanla muhafaza ediniz.” (Bilmana) Kime ve neye karşı? Dinimizin birinci kaynağı Kur’an ve “Kur’an’ın hakiki tefsiri olan sünnetin “ikrah” ettirdiği her husustan.</p>
<p>Meselenin diğer veçhesine bakmadan önce, bu satırların “müsebbibi” hadiseye “değinmeden” geçemeyeceğim.</p>
<p>Bir akraba ziyaretinde ev sahibimiz meseleyle alakalı diğer iki misafirin yanında:</p>
<p>“Daha önce hizmetle alakalı mevzularda hızlı olanlar, zamanla değişebiliyor” deyince 20. Lem’daki maddeleri hatırlayarak müdahale mecburiyeti hissettim.</p>
<p>Ya 21. Lem’adaki esaslar?<br />
Mesela, “İhlas ise Müslüman’ın her kimden olursa olsun istifadesine taraftar olmaktır” tabiri ne olacak? Başka birinden istifade edene zanla bakmak kardeşlik hissine ne kadar sığar?</p>
<p>O zaman Müslümanın istifadesinden kıskanan ya da kendine gelmesini umduğu himmetin bir başka hizmet ehline gitmesine kızan kimseler, ihlaslı olup olmadıkları noktasından bir nefis muhasebesi içine girmeli değiller mi?</p>
<p>Demek ki, bir diğer misafirin; “Kimsede ihlasmetre yok ki!” itirazı havada kalıyordu “İhlasmetre” yok ama ihlasın var olup olmamasıyla alakalı ölçüler var? </p>
<p>“Mü’min bir delikten iki defa ısırılmaz.” (evkamekal) Hadisi var; “Müminin ferasetinden korkunuz, zira o baktığında Allah’ın nuruyla (yani imani ölçülerle) bakar.” (evkamekal) Hadisi var; bütün bunlar “usul” dairesinde birlikte ele alınmadan mesele kestirilip atılamaz.</p>
<p>Hem 20. hem 21. "Lem’a-yı İhlas"ı hem de ihlas sırrıyla alakalı diğer mektupları “külliyat” anlayışıyla tetkik edince anlaşılıyor ki ihlaslı olmanın en büyük kapısı, yapılan fiili “Rıza-yı İlahi” dairesi içindeki fedakarlık ve “îsar” hasletidir. Eğer bu hisler toprağa karışmışsa, o “dairenin” de dışına çıkılabileceği endişesindeyim o kimsenin. Tek taraflı değil, iki taraflı bir “îsar” ama…</p>
<p>Denilebilir ki “Tek taraflı olursa ne zararı var?” Karşıdaki insanın “mukabele” hakkı çiğnenmiş olacağından kul hakkı da sırtlanmış olur- maalesef… Hadis meali –evkamekal- malum; “Birbirinizle hediyeleşiniz.”</p>
<p>Dikkat buyurun; “Hediye verin” değil, “hediyeleşiniz” buyuruyor Hadis. Yani “güzel bir haslet”in tek taraflı değil, iki taraflı olmasının daha “efdal” olduğu beyan ediliyor.</p>
<p>Not: Okuyucu ve dostlarımın Miraç Kandili'ni tebrik ediyorum.</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.