“SEYDA!”
<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Dört yaşındaki erkek çocuğu gözlerini sık yapraklı cevize doğru kaldırdı, etrafa ses saltanatını kurmuş bülbülü görmek ister gibi iri iri baktı, Baykan çayının sığ sularında çamaşır “ tokaç”layan annesine seslendi.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– O kuşu istiyorum.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Orta yaşlı görünen kadın sıkmakta olduğu çamaşırı temiz görünen bir taş üzerine bıraktıktan sonra cevapladı onu:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Oyununa devam et orada.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bir çamaşıra daha el uzatırken yanındaki arkadaşına döndü:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Bacım, bu çocuklar öyle acayip ki laf anladıkları yok. Hele benim bu yaramaz… Yerinde bile duramaz.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hitap ettiği kadınının dalgın sessizliği onu düşündürdü:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Herhal benimle çeneleşerek vakit israf etmek istemediğinden lal kesilmiş gibi suskun.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kendisi de çayın şirin şırıltılarını dinleyerek ona benzemeyi seçti.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Bu çay burada bulunmasaydı halimiz nicolurdu?” diye tefekkür etti. “ Bırak çayı, dereyi de bir damla suyu bile kendi gücümüzle elde edebilir de akıtabilir ve yağdırabilir miydik? Köye buradan götürme zahmeti var ama o kadarlık bir yorgunluk da katlanmaya değer.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Büyük bir zafer kazanmışçasına son sıktığı çamaşırı da diğerlerinin yanına bırakınca bakışları, köye giden yolun ortasındaki toprakta mânasız şekiller çizerek oynayan yavrusuna gitti.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Aslanım” diye geçirdi içinden. “ Koç oğlum benim.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Oğlunun birkaç ay önce geçirdiği hastalık, hafızasında saklandığı kovuktan baş uzatınca içi cızladı:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Allah bir daha öyle bir şey getirmesin başımıza ve göstermesin.” diye düşündü. “ Yalnız dert değil, bela.. afat… Hiçbirini göstermesin. Tarlada iken bu yaramaz evde duramamış, deli martın deli bir gününde sularla oynamış durmuş. Dönüşte onu hala öyle buldum. Alıp eve götürdüm, ertesi günü bir ateş, bir ateş.. sanki alav parçası. O yataklardeyken ciğerimi delen okların acısını hala hatırlarım. Sonunda Allah onu bize bağışladı, çok şükür.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bir öksürük sesi duyunca bunun bir haber verme inceliği olduğunu anlayarak başörtüsünü düzeltip yarısı hala kirli duran çamaşırlara eğildi. Ancak:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ayşe!” diye seslenen kocasının sesini tanıyınca doğruldu, cevap vermeden önce ağrıyan belini çayın buz gibi ıslak elleriyle ovdu.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Buyur bey?”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Bu çocuk yol ortasında oynamakta… Başına bir iş gelirse karışmam ha!”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ne yapmalı bilmem ki… Beni daldırıp daldırıp yine oraya kaçıyor.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Eliyle çamaşır yığınını göstererek devam etti:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Bunu zaptetmek çamaşırları yıkamak kadar zor. Beni dinlemez helbet, çünkü çocuk.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ayşe, kocasının omzuna attığı tüfeği fark ederek sordu:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– O tüfek nereden çıktı? Öbürüsü, daim kullandığın nerede?”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Sana ne bundan? Sen çamaşırına baksana! Tüfeğimin yeniliğinden sana ne?”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kadın büzüldü, sesini çıkaramadı, pıstı açıkçası.Gözünü meçhullere dikip elini bir çamaşıra daha uzattı.Kocasının uzaklaşan ayak seslerini duyuncaya kadar başını kaldırmadı.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Bir acayip şu erkekler. Bir bakarsın sakinler. Ne yiğit adam lafını duymak için canlarını bile feda ederler bazen. Şu kadın aklım onları bir türlü anlamıyor.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Son kalan iki çamaşıra da uzanarak suyun içinde epeyce mıncıkladı, kül çanağından bir avuç alarak serpiştirdi, bir daha mıncıklayıp sıktı, tekrar suya daldırdı. Aynı hareketi belki beş defa tekrarladı.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İşini bitirerek doğrulup söylendi.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“Şimdi bunları asma işim kaldı.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İlk başta nal seslerinin taşlara çarparak çıkardığı metalik ses, sonra acı acı kişnemelerle ana kalbi hop etti. Yavrusunun oynadığı yol üzerindeki toz talazı görüp de kimi kadınların:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ – Vah yavrum!” diye haykırmaları üzerine kendini son sürat koşar buldu. Feryat figanın bini bir paraydı; elinde olmadan…</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Yavrum, koçum benim.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biricik yavrusunun çiğnendiği yere varınca üzerine kapandı. Orada, yeni zaptedebildiği attan inmeye çalışan genç adama aldırmadan feryat etti tekrar.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Havar..havar.. Oğluma havar.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Yavrusunu atıyla tepeleyen gence baktı, ayağında siyah şalvar, üzerinde meşin ceket, başında koyun derisinden yapma kalpak. Hem bakışları, hem de kıyafeti garip bir adam.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bir lakabı “ Garibüzzaman” olan genç adama doğru dört beş namlu birden doğruldu. Elinde tüfeğiyle çocuğun babası öne çıktı. Konuşmaya hazırlanırken birinin kulağına eğildiğini görünce duraladı:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ağam” dedi, “ Küçük kardeşi, bu meşhur Molla Said.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bir an tereddüt etti adam, biraz düşünüp de evlat acısını tekrar beyninin bütün kıvrımlarında gezindiğini duydu. Titrekleşen sesiyle hitap etti.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Molla Said oluyormuşsun. Her şeye rağmen oğlumu tepeleyerek öldürdüğün için seni vuracağım. Kim olduğun beni ilgilendirmez.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ateşîn bakışlı genç umursamaz bir tavırla bakarken, tedbir olsun diye de elini rovelverine attı:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Durun,” dedi. “ Döğüşmek iyi bir yol değil. Hakikata bakılırsa çocuğu Allah öldürmüş. Zahire bakılırsa at öldürmüş, sebebe bakılırsa Kel Mustafa öldürmüş. Çünkü bu atı bana o verdi. Durunuz, ben gelip çocuğa bakayım, ölmüş ise sonra muharebe edelim.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ağam, Molla Said doğru der. Daha çocuğun ölüp ölmediğini bile bilmemekteyiz. Çocuğa ne olduğunu anlamadan hemen silaha sarıldık. Onun dediğini yapmak en iyisi galiba.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ancak o zaman anladı oğlunun akıbetini kontrol etmediğini. Namlusunu Molla Said’in üzerinden ayırmadan başıyla tasdikledi onu.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Olur “ dedi, “Bir bakalım hele.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Molla Said siyah elbisesi içinde din âliminden ziyade bir hareket adamını andırıyordu. Çevik adımlarla çocuğa yaklaştı. Başında yere doğru çöktü, müşfik bakışlarını yüzüne serpiştirdi, ufağın kalbini dinledi ve ferahlayarak iç geçirdi:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ya Rabbim, sonsuz hamd Sana!”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Şükretmesi kendi canı için değil, küçüğün hayatı içindi.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kucağına aldı, Baykan Çayı ile arasında set olan mesafeyi, alnında bin bir düşüncenin iziyle, kapatmaya başladı. Zemini yer yer kaplayan yeşillik yüzüne aksediyordu. İçinde kaynaşan türlü hislere aldırmadan çocuğun bedenini suya daldırdı.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Bismillah…” diyerek elbet.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">*** *** ***</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kara gözlerini sakince açan çocuğun gülücükle uyandığını fark eden namlular utancından yere eğildiler. Hicap içinde çaya yaklaştı adam. Molla Said’e sokuldu. Gözleri buğulu, sesi titrekti:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Seyda!”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kendine dönen bir çift gözün altında eridiğini hissetti. Buruk buruk tekrarladı.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Seyda. Oğlumu kurtardın, elini öpeceğim.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biraz evvel gülümseyen kaşlar çatıldı birden, ışık saçan gözler alevlendi.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ne haddime oğlunu kurtarmak. Koca âlemi, hadsiz fezayı ve kâinatı bir saray suretinde halkeden Kadir-i Matlak’a hamdetmek duruken, benim elimi neden öpecekmişsin?”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Çok şükür.” dedi bu ihtarla. Yüreğinde tatlı bir ılıklığı hissederek gönül pınarının çağıltısını minik derenin şırıltısına karıştırarak, yine tek kelime ile dile getirebildi:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Seyda!..”</span></p>
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Nuri BİNGÖL </div>
Ekleme
Tarihi: 05 Şubat 2020 - Çarşamba
“SEYDA!”
<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Dört yaşındaki erkek çocuğu gözlerini sık yapraklı cevize doğru kaldırdı, etrafa ses saltanatını kurmuş bülbülü görmek ister gibi iri iri baktı, Baykan çayının sığ sularında çamaşır “ tokaç”layan annesine seslendi.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– O kuşu istiyorum.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Orta yaşlı görünen kadın sıkmakta olduğu çamaşırı temiz görünen bir taş üzerine bıraktıktan sonra cevapladı onu:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Oyununa devam et orada.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bir çamaşıra daha el uzatırken yanındaki arkadaşına döndü:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Bacım, bu çocuklar öyle acayip ki laf anladıkları yok. Hele benim bu yaramaz… Yerinde bile duramaz.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hitap ettiği kadınının dalgın sessizliği onu düşündürdü:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Herhal benimle çeneleşerek vakit israf etmek istemediğinden lal kesilmiş gibi suskun.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kendisi de çayın şirin şırıltılarını dinleyerek ona benzemeyi seçti.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Bu çay burada bulunmasaydı halimiz nicolurdu?” diye tefekkür etti. “ Bırak çayı, dereyi de bir damla suyu bile kendi gücümüzle elde edebilir de akıtabilir ve yağdırabilir miydik? Köye buradan götürme zahmeti var ama o kadarlık bir yorgunluk da katlanmaya değer.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Büyük bir zafer kazanmışçasına son sıktığı çamaşırı da diğerlerinin yanına bırakınca bakışları, köye giden yolun ortasındaki toprakta mânasız şekiller çizerek oynayan yavrusuna gitti.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Aslanım” diye geçirdi içinden. “ Koç oğlum benim.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Oğlunun birkaç ay önce geçirdiği hastalık, hafızasında saklandığı kovuktan baş uzatınca içi cızladı:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Allah bir daha öyle bir şey getirmesin başımıza ve göstermesin.” diye düşündü. “ Yalnız dert değil, bela.. afat… Hiçbirini göstermesin. Tarlada iken bu yaramaz evde duramamış, deli martın deli bir gününde sularla oynamış durmuş. Dönüşte onu hala öyle buldum. Alıp eve götürdüm, ertesi günü bir ateş, bir ateş.. sanki alav parçası. O yataklardeyken ciğerimi delen okların acısını hala hatırlarım. Sonunda Allah onu bize bağışladı, çok şükür.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bir öksürük sesi duyunca bunun bir haber verme inceliği olduğunu anlayarak başörtüsünü düzeltip yarısı hala kirli duran çamaşırlara eğildi. Ancak:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ayşe!” diye seslenen kocasının sesini tanıyınca doğruldu, cevap vermeden önce ağrıyan belini çayın buz gibi ıslak elleriyle ovdu.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Buyur bey?”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Bu çocuk yol ortasında oynamakta… Başına bir iş gelirse karışmam ha!”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ne yapmalı bilmem ki… Beni daldırıp daldırıp yine oraya kaçıyor.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Eliyle çamaşır yığınını göstererek devam etti:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Bunu zaptetmek çamaşırları yıkamak kadar zor. Beni dinlemez helbet, çünkü çocuk.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ayşe, kocasının omzuna attığı tüfeği fark ederek sordu:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– O tüfek nereden çıktı? Öbürüsü, daim kullandığın nerede?”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Sana ne bundan? Sen çamaşırına baksana! Tüfeğimin yeniliğinden sana ne?”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kadın büzüldü, sesini çıkaramadı, pıstı açıkçası.Gözünü meçhullere dikip elini bir çamaşıra daha uzattı.Kocasının uzaklaşan ayak seslerini duyuncaya kadar başını kaldırmadı.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Bir acayip şu erkekler. Bir bakarsın sakinler. Ne yiğit adam lafını duymak için canlarını bile feda ederler bazen. Şu kadın aklım onları bir türlü anlamıyor.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Son kalan iki çamaşıra da uzanarak suyun içinde epeyce mıncıkladı, kül çanağından bir avuç alarak serpiştirdi, bir daha mıncıklayıp sıktı, tekrar suya daldırdı. Aynı hareketi belki beş defa tekrarladı.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İşini bitirerek doğrulup söylendi.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“Şimdi bunları asma işim kaldı.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İlk başta nal seslerinin taşlara çarparak çıkardığı metalik ses, sonra acı acı kişnemelerle ana kalbi hop etti. Yavrusunun oynadığı yol üzerindeki toz talazı görüp de kimi kadınların:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ – Vah yavrum!” diye haykırmaları üzerine kendini son sürat koşar buldu. Feryat figanın bini bir paraydı; elinde olmadan…</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Yavrum, koçum benim.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biricik yavrusunun çiğnendiği yere varınca üzerine kapandı. Orada, yeni zaptedebildiği attan inmeye çalışan genç adama aldırmadan feryat etti tekrar.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Havar..havar.. Oğluma havar.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Yavrusunu atıyla tepeleyen gence baktı, ayağında siyah şalvar, üzerinde meşin ceket, başında koyun derisinden yapma kalpak. Hem bakışları, hem de kıyafeti garip bir adam.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bir lakabı “ Garibüzzaman” olan genç adama doğru dört beş namlu birden doğruldu. Elinde tüfeğiyle çocuğun babası öne çıktı. Konuşmaya hazırlanırken birinin kulağına eğildiğini görünce duraladı:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ağam” dedi, “ Küçük kardeşi, bu meşhur Molla Said.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bir an tereddüt etti adam, biraz düşünüp de evlat acısını tekrar beyninin bütün kıvrımlarında gezindiğini duydu. Titrekleşen sesiyle hitap etti.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Molla Said oluyormuşsun. Her şeye rağmen oğlumu tepeleyerek öldürdüğün için seni vuracağım. Kim olduğun beni ilgilendirmez.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ateşîn bakışlı genç umursamaz bir tavırla bakarken, tedbir olsun diye de elini rovelverine attı:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Durun,” dedi. “ Döğüşmek iyi bir yol değil. Hakikata bakılırsa çocuğu Allah öldürmüş. Zahire bakılırsa at öldürmüş, sebebe bakılırsa Kel Mustafa öldürmüş. Çünkü bu atı bana o verdi. Durunuz, ben gelip çocuğa bakayım, ölmüş ise sonra muharebe edelim.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ağam, Molla Said doğru der. Daha çocuğun ölüp ölmediğini bile bilmemekteyiz. Çocuğa ne olduğunu anlamadan hemen silaha sarıldık. Onun dediğini yapmak en iyisi galiba.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ancak o zaman anladı oğlunun akıbetini kontrol etmediğini. Namlusunu Molla Said’in üzerinden ayırmadan başıyla tasdikledi onu.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Olur “ dedi, “Bir bakalım hele.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Molla Said siyah elbisesi içinde din âliminden ziyade bir hareket adamını andırıyordu. Çevik adımlarla çocuğa yaklaştı. Başında yere doğru çöktü, müşfik bakışlarını yüzüne serpiştirdi, ufağın kalbini dinledi ve ferahlayarak iç geçirdi:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ya Rabbim, sonsuz hamd Sana!”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Şükretmesi kendi canı için değil, küçüğün hayatı içindi.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kucağına aldı, Baykan Çayı ile arasında set olan mesafeyi, alnında bin bir düşüncenin iziyle, kapatmaya başladı. Zemini yer yer kaplayan yeşillik yüzüne aksediyordu. İçinde kaynaşan türlü hislere aldırmadan çocuğun bedenini suya daldırdı.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Bismillah…” diyerek elbet.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">*** *** ***</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kara gözlerini sakince açan çocuğun gülücükle uyandığını fark eden namlular utancından yere eğildiler. Hicap içinde çaya yaklaştı adam. Molla Said’e sokuldu. Gözleri buğulu, sesi titrekti:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Seyda!”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kendine dönen bir çift gözün altında eridiğini hissetti. Buruk buruk tekrarladı.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Seyda. Oğlumu kurtardın, elini öpeceğim.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biraz evvel gülümseyen kaşlar çatıldı birden, ışık saçan gözler alevlendi.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Ne haddime oğlunu kurtarmak. Koca âlemi, hadsiz fezayı ve kâinatı bir saray suretinde halkeden Kadir-i Matlak’a hamdetmek duruken, benim elimi neden öpecekmişsin?”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“– Çok şükür.” dedi bu ihtarla. Yüreğinde tatlı bir ılıklığı hissederek gönül pınarının çağıltısını minik derenin şırıltısına karıştırarak, yine tek kelime ile dile getirebildi:</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“ Seyda!..”</span></p>
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Nuri BİNGÖL </div>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.