BAŞÖRTÜSÜ, BAYAN KAMU GÖREVLİSİNİN ANAYASAL ÖZGÜRLÜK SİMGESİDİR.
<p> Efendim, Anayasamızın 24. maddesinde, “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. <br />
İbadet, dini ayin ve törenler serbesttir. </p>
<p> Kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz,” denmekle, kadın olsun, erkek olsun; sivil olsun, resmi kurum mensubu olsun, tüm vatandaşlarımızın, istediği inanç sistemine sahip olmaya ve sahib olduğu inanç sisteminin ilkelerini yaşamaya hakkı olduğunu, açıkça kabul etmiştir. </p>
<p> Tesettür, yani vücudun, dininin gereklerine göre ilgili bölümlerinin kapatılması da, inananları için bir zorunluluktur. <br />
Kişi, kendi özgür iradesiyle seçtiği inancının gereklerine göre hayatını yaşama hakkına, hem Anayasamızın yukardaki maddesi, hem Bir.Mil.İn.Hak.Evr.Bildirgesi ve hem de AİHM Gen. Kurul kararları ile sahip olup, onun temel hak ve özgürlükleri arasında bulunan bu hakkı, hiç bir mevzuat hükmüyle kısıtlanamaz.</p>
<p> Bir bayan kamu görevlisi, Müslüman ise ve inancının gereğini de yaşamak istiyorsa, hiç bir resmi ve gayr-i resmi kurumda, buna engel olunamaz. </p>
<p> Bu temel Anayasal ilkenin, “görev yapan ve hizmet alan” gibi bir ayrım yapılamamaksızın, tüm bayanlarımızın temel özgürlük alanı içinde olduğu, “Demokratik Hukuk Devleti” ne inanan herkesin temel kabulü olup, bunun aksi, yukardaki “Anayasamızın temel ilkesinin ihlali” suçunu oluşturur.</p>
<p> Yani, olayımız özelinde değerlendirirsek, “başörtüsü, bayan yargıcın bu Anayasal özgürlüğünün kutsal bir simgesidir.”<br />
Yeni yıla girme aşamasındayken, Sayın Kültür Eski Bakanı Fikri Sağlar beyin, başkaca sözlerinin yanında, “başörtüsü (türban)nü, irticanın sembolü” olarak algılayıp, bu algısını da özel bir tv.kanalından canlı yayında kendi sözleriyle halka anlatması, tüm dinleyiciler nezdinde, O’nun hakkında, “cehaletinden doğan, iyi niyetli ve maksadı aşan bir söylemi” olarak kabulüne aykırı ve kendisinin, “bu değerlere düşman, jakobenist bir militarist olduğu” kanaati oluşmasına sebep oldu.</p>
<p> Oysa demokrasi ve hukukun tüm nimetlerinden yararlanan ve üstelik “kültür” gibi önemli bir etkinliği oluşturan Bakanlık koltuğuna oturmuş birisi olarak, “Demokratik Hukuk Devleti” ilkelerine, herkesten çok Onun sahip çıkması, Onun bir namus borcu olup, bu da dinleyenlerin, doğal bir beklentisiydi. </p>
<p> Tabii, biz Onun hangi amaçlarla söylediğini yakınen biliyor ve kendisini akl-ı selime davet ediyoruz. <br />
Ülkemizin her zamankinden daha çok, milli birliğe ihtiyacı olduğu bu dönemde, bu tarz, halkı parçalayıcı ve düşman kamplara bölücü söylem ve tavırlar, ancak düşman 5. kol faaliyetini yapan kriptoların gizli stratejilerinin su yüzüne çıkmış bir tezahürü olarak görülebilir. </p>
<p> Kendisine, muhalefetini de milli çizgide yapması gerektiğini, ülkemizin çıkarlarına uygun hareket etmesini, halkımızın inanç ve ahlak değerlerine karşı duyarlı ve sorumlu davranmasını tavsiye ederken, hiç vakit kaybetmeden, “ben yargıcın başörtüsüne karışmam. Onun kararlarında adaletli olup olmadığı beni ilgilendirir” tarzında beyanı ile, en güzel cevabı vermiş olan Sayın Kılıçtaroğlu’na da, bu sağduyulu cevabı için teşekkür ederken, parti üyelerinin bu tarz yanlış beyanlarını engellemesini ve gereğinde disiplin kurallarını işletmesini takdirlerine sunarız.</p>
<p><br />
Saygılar!..</p>
<p><br />
1.1.2021<br />
Av.Mehmet Yaman</p>
Ekleme
Tarihi: 01 Ocak 2021 - Cuma
BAŞÖRTÜSÜ, BAYAN KAMU GÖREVLİSİNİN ANAYASAL ÖZGÜRLÜK SİMGESİDİR.
<p> Efendim, Anayasamızın 24. maddesinde, “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. <br />
İbadet, dini ayin ve törenler serbesttir. </p>
<p> Kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz,” denmekle, kadın olsun, erkek olsun; sivil olsun, resmi kurum mensubu olsun, tüm vatandaşlarımızın, istediği inanç sistemine sahip olmaya ve sahib olduğu inanç sisteminin ilkelerini yaşamaya hakkı olduğunu, açıkça kabul etmiştir. </p>
<p> Tesettür, yani vücudun, dininin gereklerine göre ilgili bölümlerinin kapatılması da, inananları için bir zorunluluktur. <br />
Kişi, kendi özgür iradesiyle seçtiği inancının gereklerine göre hayatını yaşama hakkına, hem Anayasamızın yukardaki maddesi, hem Bir.Mil.İn.Hak.Evr.Bildirgesi ve hem de AİHM Gen. Kurul kararları ile sahip olup, onun temel hak ve özgürlükleri arasında bulunan bu hakkı, hiç bir mevzuat hükmüyle kısıtlanamaz.</p>
<p> Bir bayan kamu görevlisi, Müslüman ise ve inancının gereğini de yaşamak istiyorsa, hiç bir resmi ve gayr-i resmi kurumda, buna engel olunamaz. </p>
<p> Bu temel Anayasal ilkenin, “görev yapan ve hizmet alan” gibi bir ayrım yapılamamaksızın, tüm bayanlarımızın temel özgürlük alanı içinde olduğu, “Demokratik Hukuk Devleti” ne inanan herkesin temel kabulü olup, bunun aksi, yukardaki “Anayasamızın temel ilkesinin ihlali” suçunu oluşturur.</p>
<p> Yani, olayımız özelinde değerlendirirsek, “başörtüsü, bayan yargıcın bu Anayasal özgürlüğünün kutsal bir simgesidir.”<br />
Yeni yıla girme aşamasındayken, Sayın Kültür Eski Bakanı Fikri Sağlar beyin, başkaca sözlerinin yanında, “başörtüsü (türban)nü, irticanın sembolü” olarak algılayıp, bu algısını da özel bir tv.kanalından canlı yayında kendi sözleriyle halka anlatması, tüm dinleyiciler nezdinde, O’nun hakkında, “cehaletinden doğan, iyi niyetli ve maksadı aşan bir söylemi” olarak kabulüne aykırı ve kendisinin, “bu değerlere düşman, jakobenist bir militarist olduğu” kanaati oluşmasına sebep oldu.</p>
<p> Oysa demokrasi ve hukukun tüm nimetlerinden yararlanan ve üstelik “kültür” gibi önemli bir etkinliği oluşturan Bakanlık koltuğuna oturmuş birisi olarak, “Demokratik Hukuk Devleti” ilkelerine, herkesten çok Onun sahip çıkması, Onun bir namus borcu olup, bu da dinleyenlerin, doğal bir beklentisiydi. </p>
<p> Tabii, biz Onun hangi amaçlarla söylediğini yakınen biliyor ve kendisini akl-ı selime davet ediyoruz. <br />
Ülkemizin her zamankinden daha çok, milli birliğe ihtiyacı olduğu bu dönemde, bu tarz, halkı parçalayıcı ve düşman kamplara bölücü söylem ve tavırlar, ancak düşman 5. kol faaliyetini yapan kriptoların gizli stratejilerinin su yüzüne çıkmış bir tezahürü olarak görülebilir. </p>
<p> Kendisine, muhalefetini de milli çizgide yapması gerektiğini, ülkemizin çıkarlarına uygun hareket etmesini, halkımızın inanç ve ahlak değerlerine karşı duyarlı ve sorumlu davranmasını tavsiye ederken, hiç vakit kaybetmeden, “ben yargıcın başörtüsüne karışmam. Onun kararlarında adaletli olup olmadığı beni ilgilendirir” tarzında beyanı ile, en güzel cevabı vermiş olan Sayın Kılıçtaroğlu’na da, bu sağduyulu cevabı için teşekkür ederken, parti üyelerinin bu tarz yanlış beyanlarını engellemesini ve gereğinde disiplin kurallarını işletmesini takdirlerine sunarız.</p>
<p><br />
Saygılar!..</p>
<p><br />
1.1.2021<br />
Av.Mehmet Yaman</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.