İSLAM HUKUKU BAĞLAMINDA EVLİLİK YAŞI VE GENEL HÜKÜMLERİ HAKKINDA KISA BİR DEĞERLENDİRMEMİZ!
<p> Efendim, evlenme yaşında iki önemli ilke var: Akil olacak. Rüştünü ikmal etmiş olacak. <br />
Ayet-i kerime çok açık, bu konuda. Evlenecek bayan, alacağı mehiri, fiili olarak sahiplenip yönetebilir olmalı. <br />
Bu mehir, para ise, parayı mevcut piyasa şartlarında yönetebilmeli. Ticari bir mal ve mesela içi malzeme dolu bir dükkan ise, bu dükkanı zarara uğratmadan ticari kurallara göre karlılık yolunda temadisi için, işletme tecrübe rüştüne ve akli mükemmelliğine ulaşabilmeli. <br />
Bunun yaşı da ülkemizde ne olabilir, ortalama? Haydi asgarisi? Yukardaki yazdıklarımız, mihr deyimi içinde taakkul ve tezekkürle, tefekkür ve tefagguhumuzla ulaşacağımız sonuçlardır.<br />
Böyle rastgele yorumlarla dinimizin, bunların daha idrak edilemeyeceği küçük yaşta evliliğini, tecviz etmemeli.<br />
Ha akıl ve rüşt yaşı, çeşitli iklimlerde ve çeşitli ülkelerde, fiziksel ve sosyal gelişimlere göre farklı olabilir. <br />
Kuranda genel kıstaslar verilmiş ve yaş ölçüsü verilmemiştir, çok haklı olarak. Rabbımızın Yaratışının ve koyduğu evrensel tabiat kurallarının gereği de, budur. <br />
Kurani açılımı zamanımıza göre ve gelecekteki şartlara göre değerlendirmek müslümanım diyen her akıl ve bilgi sahinin asli görevidir.<br />
Dün bir şey paylaşmıştım. Amerikada 10 yaşındaki kızın evlilik merasimi idi. İngilterede 14 yaş vs. Bize ters te gelse böyle uygulamalar da var.<br />
Yani yaşadığımız pek çok problemler gibi, evlilikle ilgili olarak ta, inanç referanslarımızın ilkelerine ve verilerine akılcı bir biçimde önem verememiz gerekiyor.<br />
Hani 99’u (gerçekte oran çok çok küçük) müslümandık? <br />
İnancımızı oluşturan İslam Hukukunu çağdaş sistemlerle mukayeseli bir biçimde yeniden günümüze bilimsel veriler ışığında tekrar tanıtmalıyız.<br />
Hukukçular bilir. Şimdiki hukuk sistemimizin temelinde, Roma Hukuku vardır ki, bu hukuk İslam hukukundan çok öncesinin hukukudur. Avrupa, Roma hukukunu güncelledi. <br />
Merhum Uğur Mumcu demiyor mu, milletimiz Fransız huhukuna göre yönetilen, İsviçre hukukuna göre evlenip aile kuran, Alman ceza usulüne göre yargılanan, İtalyan ceza hukukuna göre cezalandırılan ve islam hukukuna göre gömülen bir millettir, diye kendi sesiyle, konferansta?..<br />
Geldiğimiz bu aşamada, biz de, sorumlu yöneticiler ve bilim adamları olarak, bu peryodik rönesansımızı, tüm bu kaynaklar ve ruh köklerimizin işaretleri ile genlerimizin kazanımlarına göre bir an evvel tamamlamalıyız.<br />
Bunun için, tüm dünya hukuku ile, geçmiş hukuk düzenlerini elemeliyiz.<br />
Bakınız, bir örnek vereyim, 1963 yılında, Abd’den Eğitimci prof. Rufi Türkiyeye geldi ve İstanbulda bir seri çalışma yaptı. Verdiği konferansta şöyle dedi: “ Biz dünya sahnesine yeni çıkmış bir millet olarak, köklü devletlerin sistemlerinin inceledik ve bünyemize uyarladık. <br />
Osmanlıdan da 3 şey aldık: <br />
1-Eğitimde medrese sistemini alıp kampüs haline getirdik.<br />
2-İdarede sizin eyalet sisteminizi aldık. <br />
3-Orduda da sizin ikmal sisteminizi aldık.” <br />
Yeni İstanbul gazetesindeki bu haberi arşivimde uzun müddet sakladım.<br />
O tarihlerde bizde yeni ihtilal olmuş ve Osmanlı dahil geçmişimize küfür moda idi, o zamanlar. Bizimkiler şok oldu. Şaşırdılar, bu beyanı üzerine. Zira bizim eğitimimiz kendimizi iftiralarla karalama ve batıyı övme üzerineydi. Bizim işe yaramadığımız, aptallığımız ve batıyı taklit mecburiyetimiz bize hep kafamıza vura vura öğretildi. Yani bizim mankurt olup batı uşşağı olmamız isteniyordu, Asyada ve Avrupada yapılan gibi. <br />
Gerçi hoş, halen kurtulabilmiş değiliz, bu bize sindirilen yanlış zihniyetlerden. <br />
Eğitim ve kültürümüzü bu uzun iktidar döneminde bile tam millileştiremedik. <br />
Yani İslam ve Roma öncesi hukuk sistemleri de dahil, tüm hukuk sistemleri, lime lime edilip, hayatımıza yeni bir düzen kazandırmalıyız, geçmiş kazanımlarımızı da tu kaka etmeden, akl-ı selimle!..<br />
Saygılar!..</p>
Ekleme
Tarihi: 03 Eylül 2019 - Salı
İSLAM HUKUKU BAĞLAMINDA EVLİLİK YAŞI VE GENEL HÜKÜMLERİ HAKKINDA KISA BİR DEĞERLENDİRMEMİZ!
<p> Efendim, evlenme yaşında iki önemli ilke var: Akil olacak. Rüştünü ikmal etmiş olacak. <br />
Ayet-i kerime çok açık, bu konuda. Evlenecek bayan, alacağı mehiri, fiili olarak sahiplenip yönetebilir olmalı. <br />
Bu mehir, para ise, parayı mevcut piyasa şartlarında yönetebilmeli. Ticari bir mal ve mesela içi malzeme dolu bir dükkan ise, bu dükkanı zarara uğratmadan ticari kurallara göre karlılık yolunda temadisi için, işletme tecrübe rüştüne ve akli mükemmelliğine ulaşabilmeli. <br />
Bunun yaşı da ülkemizde ne olabilir, ortalama? Haydi asgarisi? Yukardaki yazdıklarımız, mihr deyimi içinde taakkul ve tezekkürle, tefekkür ve tefagguhumuzla ulaşacağımız sonuçlardır.<br />
Böyle rastgele yorumlarla dinimizin, bunların daha idrak edilemeyeceği küçük yaşta evliliğini, tecviz etmemeli.<br />
Ha akıl ve rüşt yaşı, çeşitli iklimlerde ve çeşitli ülkelerde, fiziksel ve sosyal gelişimlere göre farklı olabilir. <br />
Kuranda genel kıstaslar verilmiş ve yaş ölçüsü verilmemiştir, çok haklı olarak. Rabbımızın Yaratışının ve koyduğu evrensel tabiat kurallarının gereği de, budur. <br />
Kurani açılımı zamanımıza göre ve gelecekteki şartlara göre değerlendirmek müslümanım diyen her akıl ve bilgi sahinin asli görevidir.<br />
Dün bir şey paylaşmıştım. Amerikada 10 yaşındaki kızın evlilik merasimi idi. İngilterede 14 yaş vs. Bize ters te gelse böyle uygulamalar da var.<br />
Yani yaşadığımız pek çok problemler gibi, evlilikle ilgili olarak ta, inanç referanslarımızın ilkelerine ve verilerine akılcı bir biçimde önem verememiz gerekiyor.<br />
Hani 99’u (gerçekte oran çok çok küçük) müslümandık? <br />
İnancımızı oluşturan İslam Hukukunu çağdaş sistemlerle mukayeseli bir biçimde yeniden günümüze bilimsel veriler ışığında tekrar tanıtmalıyız.<br />
Hukukçular bilir. Şimdiki hukuk sistemimizin temelinde, Roma Hukuku vardır ki, bu hukuk İslam hukukundan çok öncesinin hukukudur. Avrupa, Roma hukukunu güncelledi. <br />
Merhum Uğur Mumcu demiyor mu, milletimiz Fransız huhukuna göre yönetilen, İsviçre hukukuna göre evlenip aile kuran, Alman ceza usulüne göre yargılanan, İtalyan ceza hukukuna göre cezalandırılan ve islam hukukuna göre gömülen bir millettir, diye kendi sesiyle, konferansta?..<br />
Geldiğimiz bu aşamada, biz de, sorumlu yöneticiler ve bilim adamları olarak, bu peryodik rönesansımızı, tüm bu kaynaklar ve ruh köklerimizin işaretleri ile genlerimizin kazanımlarına göre bir an evvel tamamlamalıyız.<br />
Bunun için, tüm dünya hukuku ile, geçmiş hukuk düzenlerini elemeliyiz.<br />
Bakınız, bir örnek vereyim, 1963 yılında, Abd’den Eğitimci prof. Rufi Türkiyeye geldi ve İstanbulda bir seri çalışma yaptı. Verdiği konferansta şöyle dedi: “ Biz dünya sahnesine yeni çıkmış bir millet olarak, köklü devletlerin sistemlerinin inceledik ve bünyemize uyarladık. <br />
Osmanlıdan da 3 şey aldık: <br />
1-Eğitimde medrese sistemini alıp kampüs haline getirdik.<br />
2-İdarede sizin eyalet sisteminizi aldık. <br />
3-Orduda da sizin ikmal sisteminizi aldık.” <br />
Yeni İstanbul gazetesindeki bu haberi arşivimde uzun müddet sakladım.<br />
O tarihlerde bizde yeni ihtilal olmuş ve Osmanlı dahil geçmişimize küfür moda idi, o zamanlar. Bizimkiler şok oldu. Şaşırdılar, bu beyanı üzerine. Zira bizim eğitimimiz kendimizi iftiralarla karalama ve batıyı övme üzerineydi. Bizim işe yaramadığımız, aptallığımız ve batıyı taklit mecburiyetimiz bize hep kafamıza vura vura öğretildi. Yani bizim mankurt olup batı uşşağı olmamız isteniyordu, Asyada ve Avrupada yapılan gibi. <br />
Gerçi hoş, halen kurtulabilmiş değiliz, bu bize sindirilen yanlış zihniyetlerden. <br />
Eğitim ve kültürümüzü bu uzun iktidar döneminde bile tam millileştiremedik. <br />
Yani İslam ve Roma öncesi hukuk sistemleri de dahil, tüm hukuk sistemleri, lime lime edilip, hayatımıza yeni bir düzen kazandırmalıyız, geçmiş kazanımlarımızı da tu kaka etmeden, akl-ı selimle!..<br />
Saygılar!..</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.