KUTSAL ÜZERİNDEN PİRİM YAPILMAZ
KUTSAL ÜZERİNDEN PİRİM YAPILMAZ
Ezan, bayrak, başörtüsü kutsaldır hiç kuşkusuz.
Sahiplenmek korumak son derece isabetli elbette.
Bir ulusun dili, dini, malı, canı, toprağı da kutsallarımızdandır.
Kutsalların birkaçını vurgulayacak olursak
seceresini görmüş olacağız.
EZAN.
Hicretin 1. yılında (622) Medine’de Hz Peygamberimizin telkini ile, Hz Bilal Habeşi tarafından okunmuştur. Mescid-i Nebevi’nin inşası bitiminde cemaatle namaz kılınmış; ezan ile müslümanlar namaza davet edilmiştir. Müslümanlar beş vakit namazlarını cemaatle mescitte kılmışlardır.
BAYRAK.
1844 yılında Abdülmecit döneminde Tanzimat sürecinde kabul edilmiş, Cumhiriyet dönemi 29 Mayıs 1936 da 2994 sayılı Türk Bayrağı kanunu ile T.C’nin ulusal bayrağı olarak kanunlaşmıştır.
BAŞÖRTÜSÜ.
Cahiliye dönemlerinde çok yoktu. Hicretin 5. yılında inen Tesettür Ayeti ile birlikte, kadının mevkii yükseltildi.
Şeref ve haysiyeti korunup, itibarı arttı, bir iffet abidesi haline getirildi. Vakar ve izzet sahibi kimlik kazandı.
Görüldüğü üzere kutsalları değerli kılan onları hakkıyla yerli yerinde amacına uygun kullanılmasıdır.
Hamdolsun ki ezanımız okunuyor bayrağımız dalgalanıyor.
Ezan bir çağrı bir davettir. İhtiyarlamış bastonuyla tıngır tıngır varıp camiye, taburesinin üzerinde namazını ede etmeye çabalayan hacı amcalardan başka sahi kaç kişi icabet ediyor ilahi davete...
Bayrak denince evet görünüşte kutsaldır hemde çookkk.
Sanırım 1. Dünya savaşı gayrimüslimler Türk askerini şehit edince, askerin göğsündeki kabarıklık dikkatlerinden kaçmaz ve kontrol ederler. Öldüğü halde göğsünün kabarık olması endişelendirir onları, gelip ne görsünler iki? Şehit Mehmet'in göğsündeki Türk bayrağını görünce endişeleri dahada artar.
"Bu bayrak sevgisi bunlarda iken asla yenemeyiz" derler. Doğruydu.
Yenememişlerdi. Yenemeyeceklerde, Rabbimizin izni ile.
Ancak zaman geçtikçe yaşananlara bizzat üzülerek şahit oldukça endişelerimiz artmıyor değil hani.
Şanlı Türk bayrağımızın,
Mehmetçiğin eline tutuşturulan paçavrayla aynı hizada tutulması. İslam düşmanlarının geçeceği yollara paçavraların asılması, kanımıza dokundu neyse ki bir grup gençlik indirdi paçavraları, yerine zalimlerin katlettikleri Şanlı Filistin bayrağı astılarda yüreğimize su serpildi; güvenlik güçleri bu yiğit aslan yürekli gençlerimizi nezarete atmış olsalar da o paçavralar nihayetinde olması gereken yerdeydi. Elhamdülillah.
Başörtüye gelince,
Tesettürden arınmış simgeleşmiş, aksesuarlaşmış, efendimizin lanetlediği deve hörgücü benzetmesiyle, her türlü giyim kuşamla amacından soyutlanmış, Ayetin manasından uzaklaştıkça uzaklaşmıştır.
800 yıl İslamın bayraktarlığını yapmış bir Endülüs Emevi İslam Devleti, son dönemlerde içi boşalan değerlerle, makam kavgalarıyla sonlanıp, yerinde şu anda çan sesleri yankılanıyor.
Telefon görüşmesi yaptığım evladımla konuşurken o Van sesleri hâlâ kulağıma geliyor, tarihin sevdalıları ve takipçileri olarak kahroluyoruz. Heyhaaaat yaptığımız ve yapacak olduğunuzda kahrolmak ve dua etmek.
Osmanlı keza ecdadımız, atalarımız, dedelerimiz de 600 yıl İslam Bayrağını şan ve şeref ile dalgalandırdılar. Son dönemlerinde, içimize sızanlar ne İslam nede İslam bayrağı bıraktı.
Cumhuriyet döneminde yaşayanlar olarak her yol mubah mazallah;
Bir elde kadeh, bir elde Kur’an, bir helaldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada ne tam kafiriz, ne tam müslüman. Allah muhafaza buyursun.
Ömer Hayyam’ın dediği gibi.
İşte kutsalların içi boşalınca,
var olmaları dalgalanıyor olmaları, Vatanı toprağı değerlerleri korumaya yetmiyor. Muktedir olmak ayrı bir erdem.
Rahmetli hocamız haykırıyordu, kireç suyu ile süt aynı işlevi görmez diye.
Hepiniz çobansınız güttüğünüz koyunlardan mesulsünüz buyuruyor Yüce Rabbimiz:
Doğruyu hakkı hakikati konuşmak savunmak durumundayız, dilsiz şeytan olmamak adına, Hadis-i Şerif gereğince.
Calut’un ordusuna karşı Halut’un askerleri “Yarabbi üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı senin yolunda sağlamlaştır. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et” (Bakara suresi.250.Ayet)
Aynı dua ve niyazımızla iltica edelim, edelim ki! Rabbimiz iç ve dış mihraklardan, Ezanımızı,
Bayrağımızı,
Toprağımızı,
İffetimizi korusun .
Vesselam
Nazile Şanal
Ekleme
Tarihi: 12 Nisan 2022 - Salı
KUTSAL ÜZERİNDEN PİRİM YAPILMAZ
KUTSAL ÜZERİNDEN PİRİM YAPILMAZ
Ezan, bayrak, başörtüsü kutsaldır hiç kuşkusuz.
Sahiplenmek korumak son derece isabetli elbette.
Bir ulusun dili, dini, malı, canı, toprağı da kutsallarımızdandır.
Kutsalların birkaçını vurgulayacak olursak
seceresini görmüş olacağız.
EZAN.
Hicretin 1. yılında (622) Medine’de Hz Peygamberimizin telkini ile, Hz Bilal Habeşi tarafından okunmuştur. Mescid-i Nebevi’nin inşası bitiminde cemaatle namaz kılınmış; ezan ile müslümanlar namaza davet edilmiştir. Müslümanlar beş vakit namazlarını cemaatle mescitte kılmışlardır.
BAYRAK.
1844 yılında Abdülmecit döneminde Tanzimat sürecinde kabul edilmiş, Cumhiriyet dönemi 29 Mayıs 1936 da 2994 sayılı Türk Bayrağı kanunu ile T.C’nin ulusal bayrağı olarak kanunlaşmıştır.
BAŞÖRTÜSÜ.
Cahiliye dönemlerinde çok yoktu. Hicretin 5. yılında inen Tesettür Ayeti ile birlikte, kadının mevkii yükseltildi.
Şeref ve haysiyeti korunup, itibarı arttı, bir iffet abidesi haline getirildi. Vakar ve izzet sahibi kimlik kazandı.
Görüldüğü üzere kutsalları değerli kılan onları hakkıyla yerli yerinde amacına uygun kullanılmasıdır.
Hamdolsun ki ezanımız okunuyor bayrağımız dalgalanıyor.
Ezan bir çağrı bir davettir. İhtiyarlamış bastonuyla tıngır tıngır varıp camiye, taburesinin üzerinde namazını ede etmeye çabalayan hacı amcalardan başka sahi kaç kişi icabet ediyor ilahi davete...
Bayrak denince evet görünüşte kutsaldır hemde çookkk.
Sanırım 1. Dünya savaşı gayrimüslimler Türk askerini şehit edince, askerin göğsündeki kabarıklık dikkatlerinden kaçmaz ve kontrol ederler. Öldüğü halde göğsünün kabarık olması endişelendirir onları, gelip ne görsünler iki? Şehit Mehmet'in göğsündeki Türk bayrağını görünce endişeleri dahada artar.
"Bu bayrak sevgisi bunlarda iken asla yenemeyiz" derler. Doğruydu.
Yenememişlerdi. Yenemeyeceklerde, Rabbimizin izni ile.
Ancak zaman geçtikçe yaşananlara bizzat üzülerek şahit oldukça endişelerimiz artmıyor değil hani.
Şanlı Türk bayrağımızın,
Mehmetçiğin eline tutuşturulan paçavrayla aynı hizada tutulması. İslam düşmanlarının geçeceği yollara paçavraların asılması, kanımıza dokundu neyse ki bir grup gençlik indirdi paçavraları, yerine zalimlerin katlettikleri Şanlı Filistin bayrağı astılarda yüreğimize su serpildi; güvenlik güçleri bu yiğit aslan yürekli gençlerimizi nezarete atmış olsalar da o paçavralar nihayetinde olması gereken yerdeydi. Elhamdülillah.
Başörtüye gelince,
Tesettürden arınmış simgeleşmiş, aksesuarlaşmış, efendimizin lanetlediği deve hörgücü benzetmesiyle, her türlü giyim kuşamla amacından soyutlanmış, Ayetin manasından uzaklaştıkça uzaklaşmıştır.
800 yıl İslamın bayraktarlığını yapmış bir Endülüs Emevi İslam Devleti, son dönemlerde içi boşalan değerlerle, makam kavgalarıyla sonlanıp, yerinde şu anda çan sesleri yankılanıyor.
Telefon görüşmesi yaptığım evladımla konuşurken o Van sesleri hâlâ kulağıma geliyor, tarihin sevdalıları ve takipçileri olarak kahroluyoruz. Heyhaaaat yaptığımız ve yapacak olduğunuzda kahrolmak ve dua etmek.
Osmanlı keza ecdadımız, atalarımız, dedelerimiz de 600 yıl İslam Bayrağını şan ve şeref ile dalgalandırdılar. Son dönemlerinde, içimize sızanlar ne İslam nede İslam bayrağı bıraktı.
Cumhuriyet döneminde yaşayanlar olarak her yol mubah mazallah;
Bir elde kadeh, bir elde Kur’an, bir helaldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada ne tam kafiriz, ne tam müslüman. Allah muhafaza buyursun.
Ömer Hayyam’ın dediği gibi.
İşte kutsalların içi boşalınca,
var olmaları dalgalanıyor olmaları, Vatanı toprağı değerlerleri korumaya yetmiyor. Muktedir olmak ayrı bir erdem.
Rahmetli hocamız haykırıyordu, kireç suyu ile süt aynı işlevi görmez diye.
Hepiniz çobansınız güttüğünüz koyunlardan mesulsünüz buyuruyor Yüce Rabbimiz:
Doğruyu hakkı hakikati konuşmak savunmak durumundayız, dilsiz şeytan olmamak adına, Hadis-i Şerif gereğince.
Calut’un ordusuna karşı Halut’un askerleri “Yarabbi üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı senin yolunda sağlamlaştır. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et” (Bakara suresi.250.Ayet)
Aynı dua ve niyazımızla iltica edelim, edelim ki! Rabbimiz iç ve dış mihraklardan, Ezanımızı,
Bayrağımızı,
Toprağımızı,
İffetimizi korusun .
Vesselam
Nazile Şanal
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.