MERAK YAŞAMIN ANLAMI
MERAK YAŞAMIN ANLAMI
Tüm bilim alanlarının ve felsefenin temelinde var olan güçlü bir dürtüdür merak. İnsanoğlunun belirsizlik hissinden hoşlanmayıp, bu histen kurtulmaya çabalaması ile başlar.
Fizyolojik olarak bakıldığında yeni bilgiler öğrenmenin yarattığı mutluluk ve ödül olarak dopamin üretilmesi ile açıklanabilir. David Hume 'Gerçeğe ulaşma sevgisi ve isteği soruşturmanın ilk kaynağıdır' demiştir.
Bilgiye ve beceriye sahip olmak için soru sormak, araştırmak, gözlemlemek ve keşfetmek gerekir. Tüm bunlar da kendini gerçekleştirmek ve belki de hayatın anlamıdır.
Çevremizdeki dünyada ilgimizi çekebilecek birçok konu vardır. Bir film, bir kitap, bir konu, bir insan, bir ilişki, hepsi de bizim için bir ilgi alanı ve bir deneyim olabilir.
Ancak merakımızı ve ilgimizi çekebilen bu farklı konular karşısında belki de yapılacak en doğru hareket durup bir düşünmektir. Şu soruları sorabiliriz hatta kendimize; Bu konuyu araştırmak ve bilmek bana ve çevreme birşeyler katabilir mi?
Eğer cevap hayır ise vaktimizi kaybetmemek ve merakımızı disipline etmek gerekir. Bir itici güç ve motivasyon olarak kullanacağımız merakımızı doğru yere yönlendirmek bizim sorumluluğumuzdur.
Aslında hepimiz sonsuz bir merak duygusuyla doğsak da zaman içinde çevresel faktörlerin etkisiyle bu duygumuz körelebilir. Bazen okullardaki ezbere dayalı eğitim, bazen bizimle uğraşmak istemeyen ebeveynler, bazen de fazla sorgulanmaktan hoşlanmayan hükümetler bizi sorgulamamaya, fazla kurcalamamaya ve hatta en iyisi uyum sağlamaya iterler.
Çocukluğumuzdaki merak duygumuz yerini körelmiş ve hantallaşmış bir uyum şekline bırakır. Bir de bakmışız ki sürü psikolojisine kapılmış, bir yığın kurallar ve koşullar dizinini temel almış ve kendi benliğimizden koşarak uzaklaşmış bulabiliriz kendimizi.
Oysa ki merakımız ve çevremizdeki olan bitene duyduğumuz ilgimiz bizim hayatla olan en kıymetli bağımızdır. Onunla dünyamız zenginleşir, enerjimiz artar, frekansımız yükselir. Moslow'un hiyerarşiler basamağındaki en üst seviyeye bizi taşıyan merak iklimidir.
Merakın kökeninde düşünmek vardır. Herkes kendi yol haritasına göre kendi merak alanlarını oluşturur ve bu yolun sonunda kendi merakına dönüşür.
Değerli zamanımızı dönüşmekten mutluluk duyacağımız meraklara doğru yönlendirmek kendini gerçekleştirebilmenin en önemli basamağıdır.
Böyle bir çağda bilgiye ulaşmak için gerçekten birçok imkan mevcuttur. Sosyal medya başta olmak üzere öyle çok kanaldan bilgi edinebilmek olasıdır ki, yeter ki seçelim, keşif ordularımızı akıllıca bir hedefe yollayalım.
Yeni bilgiler ve deneyimler ufkumuzu genişletir, yeni bakış açıları, fikirler ve yaşam şekilleri açar önümüzde. Eğer merak dürtümüz olmasaydı onca gelişme ve ilerleme yaşanılamazdı.
Teknoloji ve yaşam standartları gelişemezdi. Değişimi ve gelişimi mümkün kılan en temel unsur merak duygu ve dürtümüzdür.
Albert Einstein bile merakın önemini vurgulamak için şu ünlü sözünü söylemştir: Özel yeteneklerim yok. Sadece tutku derecesinde merak sahibiyim'.
Bu gerçeği asırlar öncesinden gören Allah Resulü (as); “İlim Çin’de bile olsa alınız.” buyurmuşlardır.
Evet, (b)ilim Müslümanların ve tüm insanlığın yitiğidir, nerede bulursa almak zorundadır.
Velhasıl, merak ilmi; ilim irfanı; irfan medeniyeti doğurur.
Sevgiyle kalın
Dr. Halise Heves Özyılmaz
Ekleme
Tarihi: 31 Mayıs 2022 - Salı
MERAK YAŞAMIN ANLAMI
MERAK YAŞAMIN ANLAMI
Tüm bilim alanlarının ve felsefenin temelinde var olan güçlü bir dürtüdür merak. İnsanoğlunun belirsizlik hissinden hoşlanmayıp, bu histen kurtulmaya çabalaması ile başlar.
Fizyolojik olarak bakıldığında yeni bilgiler öğrenmenin yarattığı mutluluk ve ödül olarak dopamin üretilmesi ile açıklanabilir. David Hume 'Gerçeğe ulaşma sevgisi ve isteği soruşturmanın ilk kaynağıdır' demiştir.
Bilgiye ve beceriye sahip olmak için soru sormak, araştırmak, gözlemlemek ve keşfetmek gerekir. Tüm bunlar da kendini gerçekleştirmek ve belki de hayatın anlamıdır.
Çevremizdeki dünyada ilgimizi çekebilecek birçok konu vardır. Bir film, bir kitap, bir konu, bir insan, bir ilişki, hepsi de bizim için bir ilgi alanı ve bir deneyim olabilir.
Ancak merakımızı ve ilgimizi çekebilen bu farklı konular karşısında belki de yapılacak en doğru hareket durup bir düşünmektir. Şu soruları sorabiliriz hatta kendimize; Bu konuyu araştırmak ve bilmek bana ve çevreme birşeyler katabilir mi?
Eğer cevap hayır ise vaktimizi kaybetmemek ve merakımızı disipline etmek gerekir. Bir itici güç ve motivasyon olarak kullanacağımız merakımızı doğru yere yönlendirmek bizim sorumluluğumuzdur.
Aslında hepimiz sonsuz bir merak duygusuyla doğsak da zaman içinde çevresel faktörlerin etkisiyle bu duygumuz körelebilir. Bazen okullardaki ezbere dayalı eğitim, bazen bizimle uğraşmak istemeyen ebeveynler, bazen de fazla sorgulanmaktan hoşlanmayan hükümetler bizi sorgulamamaya, fazla kurcalamamaya ve hatta en iyisi uyum sağlamaya iterler.
Çocukluğumuzdaki merak duygumuz yerini körelmiş ve hantallaşmış bir uyum şekline bırakır. Bir de bakmışız ki sürü psikolojisine kapılmış, bir yığın kurallar ve koşullar dizinini temel almış ve kendi benliğimizden koşarak uzaklaşmış bulabiliriz kendimizi.
Oysa ki merakımız ve çevremizdeki olan bitene duyduğumuz ilgimiz bizim hayatla olan en kıymetli bağımızdır. Onunla dünyamız zenginleşir, enerjimiz artar, frekansımız yükselir. Moslow'un hiyerarşiler basamağındaki en üst seviyeye bizi taşıyan merak iklimidir.
Merakın kökeninde düşünmek vardır. Herkes kendi yol haritasına göre kendi merak alanlarını oluşturur ve bu yolun sonunda kendi merakına dönüşür.
Değerli zamanımızı dönüşmekten mutluluk duyacağımız meraklara doğru yönlendirmek kendini gerçekleştirebilmenin en önemli basamağıdır.
Böyle bir çağda bilgiye ulaşmak için gerçekten birçok imkan mevcuttur. Sosyal medya başta olmak üzere öyle çok kanaldan bilgi edinebilmek olasıdır ki, yeter ki seçelim, keşif ordularımızı akıllıca bir hedefe yollayalım.
Yeni bilgiler ve deneyimler ufkumuzu genişletir, yeni bakış açıları, fikirler ve yaşam şekilleri açar önümüzde. Eğer merak dürtümüz olmasaydı onca gelişme ve ilerleme yaşanılamazdı.
Teknoloji ve yaşam standartları gelişemezdi. Değişimi ve gelişimi mümkün kılan en temel unsur merak duygu ve dürtümüzdür.
Albert Einstein bile merakın önemini vurgulamak için şu ünlü sözünü söylemştir: Özel yeteneklerim yok. Sadece tutku derecesinde merak sahibiyim'.
Bu gerçeği asırlar öncesinden gören Allah Resulü (as); “İlim Çin’de bile olsa alınız.” buyurmuşlardır.
Evet, (b)ilim Müslümanların ve tüm insanlığın yitiğidir, nerede bulursa almak zorundadır.
Velhasıl, merak ilmi; ilim irfanı; irfan medeniyeti doğurur.
Sevgiyle kalın
Dr. Halise Heves Özyılmaz
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.