PARTİLERE VE HÜKÜMETE KISA ÖNERİ
PARTİLERE VE HÜKÜMETE KISA ÖNERİ
Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar, çaresizlik çaredir.
Dökme su değirmen döndürmez, ısmarlama akıl pazarda şaşar sahibine yaltaklık yapar.
Kısaca burada derdi ve davası olan biri olarak kalkınmaya, işsizliğe, göçe ve üretime katlı sağlayacak ayağı yere basan, işin merkezinden bilimsel ve gerekçi uygulanabilir çözümler ortaya koyacağım.
İki yıl üst üste ekilip dikilmeyen tarım arazileri, mülkiyetleri değişmemek kaydıyla tarım kooperatifleri tarafından işletilmeli, gelirlerinden bir bölümü mülk sahiplerine verilmeli, böylece atıl kalan, üretim yapılmayan topraklar değerlendirilmeli.
Termal suların bulunduğu bölgelerimizde, bu sulardan elektrik enerjisi elde edilmeli. Denize yakın, rakımı düşük ve kışları aşırı soğuk olan bölgelerimizi doğal gazla değil, yerin derinliğine inildiğinde her 33 metrede 1 (bir) santigrat yerin sıcaklık farklıyla ısıtılmalıdır.
Köylere kadar doğal gaz götürülmeli, köylerde üretime ağırlık verilmeli, köylerde hayvan dışkısından paket enerji atölyesi kurulmalı. Bu atıklardan ve hayvan dışkısından metan gazı ile ısınma ve tüp gaz elde edilmelidir.
Bu konuda köyde çalışan imam ve öğretmen bu konularda halka yol göstermeli ve öncülük etmelidir. Bunun öğretmen ve imamlara hizmet öncesi eğitimlerinde gereksiz dersler yerine, köy ve ilçelerin kalınmasında işe yarayacak dersler uygulamalı verilmelidir. Mutlaka öğretmen ve imamlar görev yaptığı yerde ikamet etmelidir.
Her köye, belediyelere ve büyük işyerlerinin çatısına mutlaka güneş enerjisi kurulmalı, sulama, aydınlatma, ısınmada düşük maliyette enerji üretimi sağlanmalıdır.
Bunun nasıl yapılacağını, evlere sisteminin nasıl kurulacağını gösterebilirim. Nasip olursa onu da bir başka yazımda açıklarım. Bu yenilenebilir enerji maliyetine halka verilmelidir. Çünkü bu yenilenebilir enerjiyi Allah herkese eşit vermiştir. Birileri satıp para kazansın diye vermemiştir.
Her köyde en az bir elektrik mühendisine iş verilmelidir. Yerinde teşhis yerinde çözüm olmalıdır.
Yağmurun bol olduğu veya yağdığı dönemlerde, evlerin çatısından ve sokak aralarından akıp giden sular mutlaka yerin altına 40-50 tonluk özel depolarla depolanmalıdır.
Bu sularla bahçe ve küçük seralar damlama sistemiyle sulanarak sebze meyve vs. yetiştirilmelidir. Yetiştirilen bu ürünler kooperatif vasıtasıyla doğrudan tüketiciye sunulmalı.
Hem üretici ve tüketici emeğinin karşılığını almış olur hem de birçok işsiz iş sahibi olur. Nüfusu büyük şehirlere toplamak çözüm değil, çözüm yerinde ve Anadolu’dadır.
Küçük yerleşim yerlerinde belirli meblağa tekabül edecek üretim (tarım, hayvancılık, arıcılık kısaca her türlü) yapan vatandaşalar; yirmi veya yirmi beş yıl yaptığı üretimi satıp paraya dönüştürdüğünü resmi olarak ispatlayınca, devlet bu üreticilerin sigorta priminin kendisi karşılayarak yirmi beş yılın sonunda emekli etmelidir.
Bu şekilde göç durur, küçük yerleşim yerleri boşalmaz ve işsizliğin çözümüne de katkı sağlanmış olur.
Boşa akıp giden ırmaklar denize ulaşana kadar suyu bitmiş olmalıdır. Kışın ırmakların suyu borularla veya doğal halinde sulama amaçlı küçük barajlara taşınmalı, ilkbaharda yağışın az olduğu dönemlerde, bu sular tarımda kullanılmalıdır.
Uygun olan her tarafta baraj ve sulama yapılmalıdır.
Katma değeri yüksek olan ürünler üretilmelidir. Türkiye’de üretilen ve üretilebilecek olan hiçbir şey birileri para kazansın diye dışardan ithal edilmemesi gerekir.
Ayrıca kış aylarının uzun sürmesi, yoğun kar yağışının olması nedeniyle bazı illerde şehir içi yollarının açılması için iş makinaları hafriyat taşır gibi kar taşımaktadır.
Don olayının fazla olmasından da yollar köstebek yuvasına dönmektedir. Bu yolların hemen ilkbaharın sonunda onarım yapılması, dengeli şehirleşme, huzurlu yaşam için bu yerleşim yerlerine kış aylarında ek ödenek tahsisi edilmesi en mantıklı olanıdır.
Prof. Dr. Naki ERDEMİR
HAKK-DER Gnl. Bşk.
Ekleme
Tarihi: 13 Ekim 2021 - Çarşamba
PARTİLERE VE HÜKÜMETE KISA ÖNERİ
PARTİLERE VE HÜKÜMETE KISA ÖNERİ
Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar, çaresizlik çaredir.
Dökme su değirmen döndürmez, ısmarlama akıl pazarda şaşar sahibine yaltaklık yapar.
Kısaca burada derdi ve davası olan biri olarak kalkınmaya, işsizliğe, göçe ve üretime katlı sağlayacak ayağı yere basan, işin merkezinden bilimsel ve gerekçi uygulanabilir çözümler ortaya koyacağım.
İki yıl üst üste ekilip dikilmeyen tarım arazileri, mülkiyetleri değişmemek kaydıyla tarım kooperatifleri tarafından işletilmeli, gelirlerinden bir bölümü mülk sahiplerine verilmeli, böylece atıl kalan, üretim yapılmayan topraklar değerlendirilmeli.
Termal suların bulunduğu bölgelerimizde, bu sulardan elektrik enerjisi elde edilmeli. Denize yakın, rakımı düşük ve kışları aşırı soğuk olan bölgelerimizi doğal gazla değil, yerin derinliğine inildiğinde her 33 metrede 1 (bir) santigrat yerin sıcaklık farklıyla ısıtılmalıdır.
Köylere kadar doğal gaz götürülmeli, köylerde üretime ağırlık verilmeli, köylerde hayvan dışkısından paket enerji atölyesi kurulmalı. Bu atıklardan ve hayvan dışkısından metan gazı ile ısınma ve tüp gaz elde edilmelidir.
Bu konuda köyde çalışan imam ve öğretmen bu konularda halka yol göstermeli ve öncülük etmelidir. Bunun öğretmen ve imamlara hizmet öncesi eğitimlerinde gereksiz dersler yerine, köy ve ilçelerin kalınmasında işe yarayacak dersler uygulamalı verilmelidir. Mutlaka öğretmen ve imamlar görev yaptığı yerde ikamet etmelidir.
Her köye, belediyelere ve büyük işyerlerinin çatısına mutlaka güneş enerjisi kurulmalı, sulama, aydınlatma, ısınmada düşük maliyette enerji üretimi sağlanmalıdır.
Bunun nasıl yapılacağını, evlere sisteminin nasıl kurulacağını gösterebilirim. Nasip olursa onu da bir başka yazımda açıklarım. Bu yenilenebilir enerji maliyetine halka verilmelidir. Çünkü bu yenilenebilir enerjiyi Allah herkese eşit vermiştir. Birileri satıp para kazansın diye vermemiştir.
Her köyde en az bir elektrik mühendisine iş verilmelidir. Yerinde teşhis yerinde çözüm olmalıdır.
Yağmurun bol olduğu veya yağdığı dönemlerde, evlerin çatısından ve sokak aralarından akıp giden sular mutlaka yerin altına 40-50 tonluk özel depolarla depolanmalıdır.
Bu sularla bahçe ve küçük seralar damlama sistemiyle sulanarak sebze meyve vs. yetiştirilmelidir. Yetiştirilen bu ürünler kooperatif vasıtasıyla doğrudan tüketiciye sunulmalı.
Hem üretici ve tüketici emeğinin karşılığını almış olur hem de birçok işsiz iş sahibi olur. Nüfusu büyük şehirlere toplamak çözüm değil, çözüm yerinde ve Anadolu’dadır.
Küçük yerleşim yerlerinde belirli meblağa tekabül edecek üretim (tarım, hayvancılık, arıcılık kısaca her türlü) yapan vatandaşalar; yirmi veya yirmi beş yıl yaptığı üretimi satıp paraya dönüştürdüğünü resmi olarak ispatlayınca, devlet bu üreticilerin sigorta priminin kendisi karşılayarak yirmi beş yılın sonunda emekli etmelidir.
Bu şekilde göç durur, küçük yerleşim yerleri boşalmaz ve işsizliğin çözümüne de katkı sağlanmış olur.
Boşa akıp giden ırmaklar denize ulaşana kadar suyu bitmiş olmalıdır. Kışın ırmakların suyu borularla veya doğal halinde sulama amaçlı küçük barajlara taşınmalı, ilkbaharda yağışın az olduğu dönemlerde, bu sular tarımda kullanılmalıdır.
Uygun olan her tarafta baraj ve sulama yapılmalıdır.
Katma değeri yüksek olan ürünler üretilmelidir. Türkiye’de üretilen ve üretilebilecek olan hiçbir şey birileri para kazansın diye dışardan ithal edilmemesi gerekir.
Ayrıca kış aylarının uzun sürmesi, yoğun kar yağışının olması nedeniyle bazı illerde şehir içi yollarının açılması için iş makinaları hafriyat taşır gibi kar taşımaktadır.
Don olayının fazla olmasından da yollar köstebek yuvasına dönmektedir. Bu yolların hemen ilkbaharın sonunda onarım yapılması, dengeli şehirleşme, huzurlu yaşam için bu yerleşim yerlerine kış aylarında ek ödenek tahsisi edilmesi en mantıklı olanıdır.
Prof. Dr. Naki ERDEMİR
HAKK-DER Gnl. Bşk.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.