SÜPER GÜÇ İÇİN EĞİTİM-1
SÜPER GÜÇ İÇİN EĞİTİM-1
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı'nın, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü mezunu, Milli Eğitim Bakanını sevgiyle selamlıyor, başarılar diliyorum.
Sayın bakanım gerçekten bir şeyler yapılacaksa, bu dediklerimi dikkate almanızı öneririm. Milli Eğitim, gerçekten Milli Eğitim olamayacaksa aynen yola devam diyelim.
Şunu çok iyi bilmemiz gerekir ki; birlik, beraberlik, kardeşlik, barış içinde ahlak ve maneviyat değerlerine bağlı bir gençlikle, Süper Güçlü Türkiye’yi inşa edebiliriz.
Bunun için önce Milli Eğitim'in ruhuna uygun öğretmen ve öğrenci yetiştirmek zorundayız. Yalnız bu milli olan bir eğitim sistemi ile gerçekleşir. Bu nedenle yapılması gerekenler vardır. Ama adet yerini bulsun düşüncesi varsa hiç uğraşmaya gerek yok bence. O zaman gelecek dönemler geçmiş dönemleri aratır diye düşünüyorum.
EĞİTİM TANIM OLARAK NEDİR?
“Dolaylı ya da dolaysız yoldan öğrenme ile kişilerde istendik davranışlar oluşturmaktır” diye tanımlanır.
Peki istendik davranış nedir? Kim bunları tespit ediyor? Ya istendik davranışlar yanlış ise peki olumlu davranış nedir?
Bizim eğitim sistemi istendik davranışları oluşturuyor mu?
4 yıl ilköğretim 4 yıl ortaokul 4 yıl lise 4 yıl da yükseköğretim yaptırıyoruz. Bu gençlerde istendik davranışlar oluşuyor mu? Bir dünya görüşü oluşuyor mu? Tam aydın kişi ya da insan-ı kâmil olabiliyorlar mı?
Araştırmacı olabiliyorlar mı?
Bunlara yoksa 16 yıl talim mi yaptırıyoruz? Eğer istendik davranışlar oluşuyorsa; tecavüzcüler, hırsızlar, terör çıkaranlar, ülkeyi soyup soğana çevirenler, ırkçılar, vatan hainleri, din düşmanları, gevur âşıklar vs. hangi eğitim sisteminin ürünüdür acaba? Ya da bunlarda istendik davranışta var mı?
Eğitim kelime olarak; eğmek, bükmek, yoğurmak, şekil vermek ve şekillendirmek anlamlarına gelir. Öğretmenleri ve okul idaresini pasifize ederseniz, okul idaresi disiplin kurallarını çalıştıramaz hale gelirse, öğrenci velileri okul bahçesinde öğretmeni tartaklarsa öğrencilere nasıl eğitim vereceksiniz?
ÖĞRENCİLERİ NASIL ŞEKİLLENDİRECEKSİNİZ.
Öğretmenin model olması, öğrenci tarafından rol-model alınması gerekir. Arkasından saçları bağlı, kulakları küpeli, burnu hızmalı, pantolonun dizleri delik deşik ve taytla okula gelen bir öğretmen öğrenciye model ve bilimsel olarak ne verebilir? Öğrenciyi nasıl yoğurup nasıl şekillendirebilir? Balık baştan kokmuştur. Bu şekilde bir öğretmen öğrenciye ne anlatabilir, nasıl rol-model olabilir? Öğrenciye anlattığının ne etkisi olabilir (öğretmen seçimini başka bir yazıda ifade edeceğim).
Unutmamak gerekir ki, bizim devlet geleneğimizde devlet memuru devleti temsil eder.
Bundan dolayı önce kendimize sormamız gereken bazı sorular vardır. Ya da nereden başlayacağız? Bunu çok iyi tespit etmek durumundayız.
Önce eğitim, milli olması gerekir. Zinnur Beyin de ifade ettiği gibi “Eğitimin milli olmasını istiyorsak öncelikle 1949 da imzalanan “Fulbiright Sözleşmesini” yürürlükten kaldırarak işe başlamalıyız. Kendimize dönelim diyorsak, ruh cephesinde kendimizin olan ne var ise, onları araştıralım, kendi milli tarihimizin, maneviyatımızın ışığında yeni eğitim sistemini oluşturalım.
Bir buçuk asırdan beri mekteplerimizde sunulan her şey, program, kitap, metot, hepsi Batının aktarma ürünüdür. Milli hüviyetimizi gösteren bir mektep binamız bile yoktur. Milli benliğimiz kültürün bu mabedinde henüz şahsiyetini kazanamamıştır”.
Bundan dolayı zorunlu eğitim 5 + 3 olması gerekir. Liseyi isteyenin okuması isteyenin okumaması lazım, zorunlu olmamalıdır. İsteyen lise okuyacak istemeyen okumayacak liseden mezun olan bir öğrenciyi hangi meslek koluna gönderebilirsiniz? Her insanın zekâ seviyesi ilgi ve isteği aynı değildir. Bu insan fıtratına aykırıdır. Milli eğitimin temel amaçlarını belirleyen 1739 sayılı kanunda değişiklik yaparak eğitimin temel amaçları, kapsayıcı şekilde yeniden belirlenmelidir.
Yapılması gereken zorunlu eğitimin kaç yıl olması gerektiği konusu; 5 + 3 ve 4 + 4+ 4 şeklinde (iki seçenekli) anayasaya girmesi için referandum yapılarak halka sunmalıdır.
Bunun yanında ilkokuldan sonra dışardan İslami kurumlarda eğitim alanlar (hafızlık, dil ve din, vs. eğitimi) bir kaç tane ana dersi vererek ortaokul mezunu olup zorunlu eğitimi tamamlamış olması gerekir.
İnsanları 2023 vizyonu vs. ile oyalamamak lazım. Bunlar harman yerinde sapı olan tanesi olmayan buğdaya benziyor, içleri boştur.
Söylemi olan eylemi olmayan bir projedir. Lafını bile etmeye lüzum yok diye inanıyorum. Çünkü eğri ağacın asla doğru gölgesi olmaz. Eğitim sisteminin içerik kısmına şimdilik temas etmeyeceğim. Aciliyeti olduğu için bir iki cümle ifade etmeliyim. Ders kitapları içerisinde etnik kökene dayalı olan ifadelerin yerini Türkiye'mizin tamamını kapsayan ifadelerin alması önemlidir. Türkiye Cumhuriyetine her öğrencinin gönüllü olarak aidiyet duygusu kazanması açısından edebiyatı, coğrafyayı ve özellikle tarihi okuyunca, kendisinin geçmişte yaşanmış zaferlerin, acıların sevinçlerin içerisinde olduğunu bihakkın bilmesi gerekir.
Bir eğitim sisteminde erdem şahsiyet ahlak ve maneviyat olmazsa gençlerimize duyuşsal alanla ilgili bir şeyler vermemiz mümkün değildir. Bu ülkenin değerlerine yaslanmayan ve milletin inancından, tarihinden, kültürel kimliğinden beslenmeyen milli eğitim, milli olma vasfını kaybettiği inancındayım.
Eğitim programının ve eğitim sisteminin unsurlarıyla ilgili ara ara ne yapılması gerektiğini yazmaya çalışacağım. Bu yazıda sadece nereden başlanması gerektiğini yüzeysel olarak değinmeye çalıştım.
Selam ve dua ile…
Prof. Dr. Naki ERDEMİR
Hak ve Kardeşlik Hareketi Genel Başkanı
Ekleme
Tarihi: 13 Ağustos 2021 - Cuma
SÜPER GÜÇ İÇİN EĞİTİM-1
SÜPER GÜÇ İÇİN EĞİTİM-1
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı'nın, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü mezunu, Milli Eğitim Bakanını sevgiyle selamlıyor, başarılar diliyorum.
Sayın bakanım gerçekten bir şeyler yapılacaksa, bu dediklerimi dikkate almanızı öneririm. Milli Eğitim, gerçekten Milli Eğitim olamayacaksa aynen yola devam diyelim.
Şunu çok iyi bilmemiz gerekir ki; birlik, beraberlik, kardeşlik, barış içinde ahlak ve maneviyat değerlerine bağlı bir gençlikle, Süper Güçlü Türkiye’yi inşa edebiliriz.
Bunun için önce Milli Eğitim'in ruhuna uygun öğretmen ve öğrenci yetiştirmek zorundayız. Yalnız bu milli olan bir eğitim sistemi ile gerçekleşir. Bu nedenle yapılması gerekenler vardır. Ama adet yerini bulsun düşüncesi varsa hiç uğraşmaya gerek yok bence. O zaman gelecek dönemler geçmiş dönemleri aratır diye düşünüyorum.
EĞİTİM TANIM OLARAK NEDİR?
“Dolaylı ya da dolaysız yoldan öğrenme ile kişilerde istendik davranışlar oluşturmaktır” diye tanımlanır.
Peki istendik davranış nedir? Kim bunları tespit ediyor? Ya istendik davranışlar yanlış ise peki olumlu davranış nedir?
Bizim eğitim sistemi istendik davranışları oluşturuyor mu?
4 yıl ilköğretim 4 yıl ortaokul 4 yıl lise 4 yıl da yükseköğretim yaptırıyoruz. Bu gençlerde istendik davranışlar oluşuyor mu? Bir dünya görüşü oluşuyor mu? Tam aydın kişi ya da insan-ı kâmil olabiliyorlar mı?
Araştırmacı olabiliyorlar mı?
Bunlara yoksa 16 yıl talim mi yaptırıyoruz? Eğer istendik davranışlar oluşuyorsa; tecavüzcüler, hırsızlar, terör çıkaranlar, ülkeyi soyup soğana çevirenler, ırkçılar, vatan hainleri, din düşmanları, gevur âşıklar vs. hangi eğitim sisteminin ürünüdür acaba? Ya da bunlarda istendik davranışta var mı?
Eğitim kelime olarak; eğmek, bükmek, yoğurmak, şekil vermek ve şekillendirmek anlamlarına gelir. Öğretmenleri ve okul idaresini pasifize ederseniz, okul idaresi disiplin kurallarını çalıştıramaz hale gelirse, öğrenci velileri okul bahçesinde öğretmeni tartaklarsa öğrencilere nasıl eğitim vereceksiniz?
ÖĞRENCİLERİ NASIL ŞEKİLLENDİRECEKSİNİZ.
Öğretmenin model olması, öğrenci tarafından rol-model alınması gerekir. Arkasından saçları bağlı, kulakları küpeli, burnu hızmalı, pantolonun dizleri delik deşik ve taytla okula gelen bir öğretmen öğrenciye model ve bilimsel olarak ne verebilir? Öğrenciyi nasıl yoğurup nasıl şekillendirebilir? Balık baştan kokmuştur. Bu şekilde bir öğretmen öğrenciye ne anlatabilir, nasıl rol-model olabilir? Öğrenciye anlattığının ne etkisi olabilir (öğretmen seçimini başka bir yazıda ifade edeceğim).
Unutmamak gerekir ki, bizim devlet geleneğimizde devlet memuru devleti temsil eder.
Bundan dolayı önce kendimize sormamız gereken bazı sorular vardır. Ya da nereden başlayacağız? Bunu çok iyi tespit etmek durumundayız.
Önce eğitim, milli olması gerekir. Zinnur Beyin de ifade ettiği gibi “Eğitimin milli olmasını istiyorsak öncelikle 1949 da imzalanan “Fulbiright Sözleşmesini” yürürlükten kaldırarak işe başlamalıyız. Kendimize dönelim diyorsak, ruh cephesinde kendimizin olan ne var ise, onları araştıralım, kendi milli tarihimizin, maneviyatımızın ışığında yeni eğitim sistemini oluşturalım.
Bir buçuk asırdan beri mekteplerimizde sunulan her şey, program, kitap, metot, hepsi Batının aktarma ürünüdür. Milli hüviyetimizi gösteren bir mektep binamız bile yoktur. Milli benliğimiz kültürün bu mabedinde henüz şahsiyetini kazanamamıştır”.
Bundan dolayı zorunlu eğitim 5 + 3 olması gerekir. Liseyi isteyenin okuması isteyenin okumaması lazım, zorunlu olmamalıdır. İsteyen lise okuyacak istemeyen okumayacak liseden mezun olan bir öğrenciyi hangi meslek koluna gönderebilirsiniz? Her insanın zekâ seviyesi ilgi ve isteği aynı değildir. Bu insan fıtratına aykırıdır. Milli eğitimin temel amaçlarını belirleyen 1739 sayılı kanunda değişiklik yaparak eğitimin temel amaçları, kapsayıcı şekilde yeniden belirlenmelidir.
Yapılması gereken zorunlu eğitimin kaç yıl olması gerektiği konusu; 5 + 3 ve 4 + 4+ 4 şeklinde (iki seçenekli) anayasaya girmesi için referandum yapılarak halka sunmalıdır.
Bunun yanında ilkokuldan sonra dışardan İslami kurumlarda eğitim alanlar (hafızlık, dil ve din, vs. eğitimi) bir kaç tane ana dersi vererek ortaokul mezunu olup zorunlu eğitimi tamamlamış olması gerekir.
İnsanları 2023 vizyonu vs. ile oyalamamak lazım. Bunlar harman yerinde sapı olan tanesi olmayan buğdaya benziyor, içleri boştur.
Söylemi olan eylemi olmayan bir projedir. Lafını bile etmeye lüzum yok diye inanıyorum. Çünkü eğri ağacın asla doğru gölgesi olmaz. Eğitim sisteminin içerik kısmına şimdilik temas etmeyeceğim. Aciliyeti olduğu için bir iki cümle ifade etmeliyim. Ders kitapları içerisinde etnik kökene dayalı olan ifadelerin yerini Türkiye'mizin tamamını kapsayan ifadelerin alması önemlidir. Türkiye Cumhuriyetine her öğrencinin gönüllü olarak aidiyet duygusu kazanması açısından edebiyatı, coğrafyayı ve özellikle tarihi okuyunca, kendisinin geçmişte yaşanmış zaferlerin, acıların sevinçlerin içerisinde olduğunu bihakkın bilmesi gerekir.
Bir eğitim sisteminde erdem şahsiyet ahlak ve maneviyat olmazsa gençlerimize duyuşsal alanla ilgili bir şeyler vermemiz mümkün değildir. Bu ülkenin değerlerine yaslanmayan ve milletin inancından, tarihinden, kültürel kimliğinden beslenmeyen milli eğitim, milli olma vasfını kaybettiği inancındayım.
Eğitim programının ve eğitim sisteminin unsurlarıyla ilgili ara ara ne yapılması gerektiğini yazmaya çalışacağım. Bu yazıda sadece nereden başlanması gerektiğini yüzeysel olarak değinmeye çalıştım.
Selam ve dua ile…
Prof. Dr. Naki ERDEMİR
Hak ve Kardeşlik Hareketi Genel Başkanı
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.