SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ.
SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ.
Türk korkusu.
Aziz ve Büyük Türk Milleti’m.
Bu yazımı okuduktan sonra kimse dar düşünceli adamlar ve ya Türk olmayanlar beni ırkçı, pantürkist, faşist diye bilebilir, ama milli düşüncesi, milli ruhu, milli benliği (benliği) olan damarlarında asıl Türk kanı akan insanlarımız ve gençlerimiz anlayacak benim ne söylemek istediğimi, ne anlatmak istediğimi.
Milli düşüncesi olmayanların ne söylemesi hiç umurumda değil, hele Türk olmayanların fikirleri de dünden umurumda değil.
Evet efendiler, tarihimize bakarsak her zamanlarda biz Türklere ihanet edenler, ilk içimizden, kendimizden olanların, yabancı milletlerin temsilcilerinden, kendimize yakın edip kurduğumuz devletlerde üst kata çıkarmadığımız ve yabancı düşman milletlerden kızlar alıp, prensesler yaptıklarımız Türklüğümüze düşmanlık ihanet etmişlerdir.
M.Ö. 78. yılda Orta Asya’da o zamanki Türk devleti olan Hunlar, Çin sınırına bir akın ettiler. Hun elinde nesillerden beri yurttaş (şimdiki deyimle vatandaş) olarak yaşayan Çinliler bunu Çin İmparatoruna haber ettiler. Böylelikle 4 bin kişilik Hun ordusu arkadan pusuya düşüp, birkaç yüz kişi sağ kurtulabildi.
Göktürk hakimiyeti çağında, 580. yılda Çanq Sun isminde bir Çin kumandanı, Türk hakanına kız alarak Çin şehzadesini devletin üst katına çıkarmış. Karşıdaki yıl hakan ölmüş. Yeni hükümdar İşbara Hakan, ok atma ustalığıyla meşhur olan bu Çin kumandanını devletin beyleri arasına sokarak emriyle Türk beylerinin de hakanın buyruğuyla onunla yakın olmalarını sağlamış. Bu Çin kumandanı Türk obasında, yurdunda her şeyi iyi öğrenir, orduda ne var, ne yok, Türk boylarında beyler arasında kin, sevgi nasıl, bir sözle bütün istihbaratı toplayarak Çin İmparatoruna gönderir. Bu raporda Türklerin hepsini birden yok etmenin mümkün olmadığı için aralarına karışıklık, ayrımcılık salarak galip gelmek mümkündür. Bu istihbaratla Türk eline Çinliler saldırmışlardır.
Gelin yakın tarihimize, 20 Ekim 1827 Navarino Baskını.
Bundan 196 yıl önce Türk donanması Navarin limanında levent atarken, müttefik İngiliz-Fransız-Rus donanmaları tarafından baskına uğramış ve batmıştır. 57 gemi ile birlikte 8 bin asker şehit olmuştur.
Bu baskının sebebi Hristiyan milletlerin Yunan hayranlığıdır. Yunanlar Rusların gizli yardımıyla Osmanlı Devletine isyan etmişler ve düşman olmuşlardır her zaman. Fırsat buldukça, Kıbrıs’ta olduğu gibi fakat ondan da büyük ölçüde Türklere karşı katliamlar yapmışlardır. Baskının başını İngilizler çekmiş, her zamanki gibi, Fransa'da haçlı seferlerinden kalan yangın bir Türk düşmanlığı kalmış ve kalacaktır. Ruslar ise her zaman sıcak denizlere ve Boğazları ele geçirme hayallerinden vazgeçmemiştir. Bu baskını, Navarino baskını anmakta hayır vardır.
Kendilerini Ermeni adlandıran hay başı Hindistan karacaları biz Türklerle Selçuklu döneminden ta ki 1890’lara kadar barış ve eminlik içinde yaşamışlar, hatta Osmanlı Devletinde askeri ve devletin diğer sahalarında görev almışlardır. Kızlarını bizim Türklere, devlet adamlarına vererek her istediklerini yapmışlardır. Sonuç olarak, Birinci Dünya Savaşı 1915’ten önce Türklere karşı işledikleri kanlı katliamlar arşivlerde yatmaktadır.
Bu ihanetleri yazmakla kurtarmak olmaz, ama geçmişi anmak lazımdır ki, bugünkü başıboş dar zekalı, mankurtlaşmış insanlara, fark etmez ister devlet adamı olsun, ister adı vatandaş, her kim olursa olsun bilmelidir ki, yabancının dostluğuna inanmak asla doğru değildir, tarih bize bunu göstermiştir.
Yüzyıllardır insanlar kardeşlik davaları savaşları yapmış, filozoflar, peygamberler, bilim adamları, şairler bu davayı savunmuşlardır, fakat sosyal kanun olan "Milletler Savaşında" en küçük değişiklik hiç olmamıştır. Kardeşliği tebliğ eden İsa - Tanrı'nın oğlu sayan Hristiyanlar, katolikler, protestanlar, ortodokslar, kardeş dedikleri dindaşlarını boğazlamış, Müslümanlar Sünni, Şii halinde birbirlerini katletmişlerdir.
Türk milleti yüksek mevkilerden gelen sözlere tez inanır ve hatta ad kazanmıştır.
Şartlar ve sebepler hazır olduğunda karşılarımızdakilerin bize, Türklere karşı birleşmelerini tarih unutmamıştır ve unutma ey Türk.
Dünkü gerçekler, sabah da gerçektir. (Dünkü doğrular sabah da doğruluğunu tasdik eder.)
Bize komşu ve ya yakın olan ülkelerde bir Türk korkusu olduğuna dikkat etmeliyiz. Oralarda, o devletlerde hakim olmuşuz, eskiden olduğu gibi Türklerin birleşmesi, şahlanması, komşu ve yakın ülkelerin kabusudur.
Ermenilerin, Yunanların, Rusların, Farsların, Arapların, Çinlilerin ve diğer milletlerin biz Türklere karşı işledikleri katliamları unutma, unutturma.
Birinci Dünya Savaşından sonra Çar Rusyasının yıkılmasıyla kurulan Azerbaycan Türk Devleti, 1918 – 1920, 27 Nisan 1920’de komünist Ruslar tarafından ve Azerbaycan’daki kendimizden olan Moskva'nın çocukları tarafından işgal edildi ve yüz binlerce Azerbaycan Türkü katledildi. Bu tarihte 1920, 27 Nisan’da Rus Sovyet Bolşevik Ordusu, 120 binlik bir ordu zırhlı vagonlarla Dağıstan Yalama bölgesinden Azerbaycan Türk Cumhuriyetine geçmek isterken, Azerbaycan Türk askerleri, 350 kişi ve başlarında Quba'dan olan Kaçak Mail isimli kahraman oğullarımız Rus Bolşeviklerinin önünü keserek sabaha kadar savaşmış ve şehit olmuşlardır.
Bunu yazmaktaki amacım o ki, bu isimsiz kahramanları yaşatmak, öğretmek lazımdır milletimize, yoksa tarihte olmayan Yunan 300 Spartalı Pers İmparatoru Kir’e karşı savaşmış diyen masallar uydurup filmler çekerek dünyaya tanıtırlar ama sen kendi Türk 350 isimsiz kahramanlarını bilmezsin.
Bu 350 asker, merd oğullarımız, şehitlik şerbetini içmeye yalnız bir sevgi, bir aşk, VATAN, MİLLET, DEVLET aşkı, damarlarında akan Türk kanıyla ileri atmışlardır.
Ahmed Cavadı, Mikail Müşfiki, Hüseyin Cavidi ve yüzlerce Türk aydını, yazarı yok ettiler.
Aydınlarımız kurşuna dizildi, annelerimiz, kızlarımız vagonlarda Kazakistan’a sürgün edildi, Ermeni Daşnakları komünistlerle bir arada Türk milletime soykırım yaptı.
Azerbaycan, bugünkü Türkiye Cumhuriyetini kuran Türklerin ilk yığınak yeridir ve ata yurdudur.
Selçukluların, Osmanlıların kökü buradan Azerbaycan’dan gelmiştir.
Osmanlı – Süleyman Şah, Gazi Ertuğrul’un babası, bu günkü Azerbaycan’ın Mugan bölgesinde yaşamış Oğuz Türk boyları, Moğol tehlikesinden 400 yurtla Anadolu’ya gelmiş, Söğüt’te yurt kurmuşlardır. Kısa yazacağım, Gazi Ertuğrul, onun oğlu Osman (asıl ismi Ataman) ve onun oğlu Orhan, 600 yıllık bir imparatorluğun temelini atmışlardır.
Azerbaycan’dan ilerleyerek, Anadolu’ya, oradan Irak ve Suriye bölgesine geçerek 13. yüzyılda Horasan’dan Aralık denizine (Akdeniz) kadar uzanmış, Büyük Elhaniler (Elxaniler) devletinin de merkezi bölgesi Azerbaycan olmuştur. Yani bir bakıma Türkiye, bugün eski başkentine kavuşmuştur.
Kuzeyde Rus, güneyde İran Fars işgalinde kalmamıza bakmayarak kendi Türklüğümüzü koruyup saklamış ve her zaman da Türklerin birleşip Büyük Turan sevdasını en açık ve aydın anlayanlar Oğuzlar olmuştur.
Bana göre Azerbaycan nedir, Türkiye’m de odur, Batı Trakya’mda, Kerkük’ümde, Kıbrıs’ımda, Doğu Türkistan’ımda, Başkurtistan’ımda, Kırım’da, Ahıska’mda, İran’daki Türklerimde, Tataristan’ımda, Türkistan’ımda odur.
Türkmen sözü düşmanlar tarafından uydurulmuş bir sözdür. Türk var, Türkmen yok, herkes kafasına iyi soksun. Azeri yok, Azerbaycan Türkü var.
Unutma ey Türk, düşmanlar bugün seninle dost, kardeş olabilir, ama fırsat düşse, her an şartlar uygun gelse, anında DÜŞMAN olacaklar ve birleşecekler, bize Türklere karşı.
Kurtuluş savaşında ve savaştan sonra da nasıl düşmanlık ettiler, Karabağ’da 30 yıldır nasıl işgal ettiler biz Türkleri, katlederek.
Ne çabuk unuttuk, ya Moskva'nın çocukları, ya da Amerikancılar, Batıcılar unutturur, nedir bu düşmana sevgi?
Başaramazsınız, buradan bunu yazıyorum. Biz Türklerin de bir planı, bir TANRIMIZ var.
Bize tolerans, uluslararası (internasyonalist), çok kültürlülük, demokrasi dersleri vermek isteyenleri, söyleyenleri de, düşmanlara çalışmanızı da iyi biliriz.
Biz Türklerin töremizde yasalarımızda 5000 yıllık insanlık, demokratik anlayışı, insan hakları vardır ve Atalarımız bu yasalarla devletler kurmuş, devletler yıkmıştır. Hiç sizin tarihte isminiz, devletiniz bile yoktu.
Milletin karşısında yalancı siyasiler ve milliyetçileri de, herkes iyi bilir. Sizler bizi yok, kendinizi kandırıyorsunuz.
Gençler tarihinizi iyi okuyun ve bilin.
Türk'ün Şanlı Tarihinde binlerce kahramanlıkları vardır.
Ruhdan düşmeyin ve çalışın, araştırın, ilmili olun, en önemlisi milli mefkurenize ve milli ruhunuza, değerlerinize sahip çıkın. Dilimizi, kanımızı, milli kültürümüzü temiz saklayın, koruyun.
Türk korkusu buradan gelir bütün cihana - birleşip yeniden şahlanarak cihana barış, nizam getirecekler, güçlü bir vahid Türk ordusu kuracaklar. Bunu iyi bilirler.
Türkiye Cumhuriyeti bugün dünyaya meydan okuyor, Afrika’da Avrupa’ya, Kafkaslarda Karabağ’da Ermeni, İran ve Ruslara, Türkistan’da Rusya’ya, Çin’e, İngilizlere, Suriye’de ABD’ye, Orta Doğu’da İsrail’e ve ABD’ye.
Türk Devletleri Teşkilatının her alanda birleşmesinde, tek güç olmasında, Türkiye ve Azerbaycan’ın esas başrol oynaması, Azerbaycan’ın da 44 gün Karabağ zaferinden sonra Ermenistan’ın başta Fransa olmak üzere himayedarlarını Avrupa’ya meydan okuması, artık her bir düşmanımızı korkuya salmıştır.
Bugün bile Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan’ın bir bedende bir ruh olması, çok düşmanımızı bize karşı yeniden birleşerek üstümüze gelmesi, iki kardeş devletin arasına soğukluk sokmak isteyenler, her zaman olduğu gibi, şimdi daha da açık üstümüze gelirler. Bu düşmanlar her sahada var.
Bugün her birimiz önceki zamanlardan da dikkatli olmalıyız. Türkiye’mizin etrafında Yunanistan’ın NATO'yu kendi silah üssüne çevirmesi ve MAVİ VATAN denilen, Akdeniz'deki suların ısınmasına dikkat etmeliyiz.
Biz Türklerin bugün Kırmızı Çizgimiz - KKTC, KERKÜK, HATAY, ZENGEZUR ve ADALAR’dır.
Büyük işleri yalnız büyük milletler eder.
Kuvvet birdir ve o da milletindir.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.
Unutma, köyün itleri ne kadar bir biriyle küsülü olsalar da, kurt gördüklerinde birleşirler, kurta karşı.
Saygılarımla,
Behruz Farukoğlu
Ekleme
Tarihi: 27 Şubat 2025 - Perşembe
SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ.
SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ.
Türk korkusu.
Aziz ve Büyük Türk Milleti’m.
Bu yazımı okuduktan sonra kimse dar düşünceli adamlar ve ya Türk olmayanlar beni ırkçı, pantürkist, faşist diye bilebilir, ama milli düşüncesi, milli ruhu, milli benliği (benliği) olan damarlarında asıl Türk kanı akan insanlarımız ve gençlerimiz anlayacak benim ne söylemek istediğimi, ne anlatmak istediğimi.
Milli düşüncesi olmayanların ne söylemesi hiç umurumda değil, hele Türk olmayanların fikirleri de dünden umurumda değil.
Evet efendiler, tarihimize bakarsak her zamanlarda biz Türklere ihanet edenler, ilk içimizden, kendimizden olanların, yabancı milletlerin temsilcilerinden, kendimize yakın edip kurduğumuz devletlerde üst kata çıkarmadığımız ve yabancı düşman milletlerden kızlar alıp, prensesler yaptıklarımız Türklüğümüze düşmanlık ihanet etmişlerdir.
M.Ö. 78. yılda Orta Asya’da o zamanki Türk devleti olan Hunlar, Çin sınırına bir akın ettiler. Hun elinde nesillerden beri yurttaş (şimdiki deyimle vatandaş) olarak yaşayan Çinliler bunu Çin İmparatoruna haber ettiler. Böylelikle 4 bin kişilik Hun ordusu arkadan pusuya düşüp, birkaç yüz kişi sağ kurtulabildi.
Göktürk hakimiyeti çağında, 580. yılda Çanq Sun isminde bir Çin kumandanı, Türk hakanına kız alarak Çin şehzadesini devletin üst katına çıkarmış. Karşıdaki yıl hakan ölmüş. Yeni hükümdar İşbara Hakan, ok atma ustalığıyla meşhur olan bu Çin kumandanını devletin beyleri arasına sokarak emriyle Türk beylerinin de hakanın buyruğuyla onunla yakın olmalarını sağlamış. Bu Çin kumandanı Türk obasında, yurdunda her şeyi iyi öğrenir, orduda ne var, ne yok, Türk boylarında beyler arasında kin, sevgi nasıl, bir sözle bütün istihbaratı toplayarak Çin İmparatoruna gönderir. Bu raporda Türklerin hepsini birden yok etmenin mümkün olmadığı için aralarına karışıklık, ayrımcılık salarak galip gelmek mümkündür. Bu istihbaratla Türk eline Çinliler saldırmışlardır.
Gelin yakın tarihimize, 20 Ekim 1827 Navarino Baskını.
Bundan 196 yıl önce Türk donanması Navarin limanında levent atarken, müttefik İngiliz-Fransız-Rus donanmaları tarafından baskına uğramış ve batmıştır. 57 gemi ile birlikte 8 bin asker şehit olmuştur.
Bu baskının sebebi Hristiyan milletlerin Yunan hayranlığıdır. Yunanlar Rusların gizli yardımıyla Osmanlı Devletine isyan etmişler ve düşman olmuşlardır her zaman. Fırsat buldukça, Kıbrıs’ta olduğu gibi fakat ondan da büyük ölçüde Türklere karşı katliamlar yapmışlardır. Baskının başını İngilizler çekmiş, her zamanki gibi, Fransa'da haçlı seferlerinden kalan yangın bir Türk düşmanlığı kalmış ve kalacaktır. Ruslar ise her zaman sıcak denizlere ve Boğazları ele geçirme hayallerinden vazgeçmemiştir. Bu baskını, Navarino baskını anmakta hayır vardır.
Kendilerini Ermeni adlandıran hay başı Hindistan karacaları biz Türklerle Selçuklu döneminden ta ki 1890’lara kadar barış ve eminlik içinde yaşamışlar, hatta Osmanlı Devletinde askeri ve devletin diğer sahalarında görev almışlardır. Kızlarını bizim Türklere, devlet adamlarına vererek her istediklerini yapmışlardır. Sonuç olarak, Birinci Dünya Savaşı 1915’ten önce Türklere karşı işledikleri kanlı katliamlar arşivlerde yatmaktadır.
Bu ihanetleri yazmakla kurtarmak olmaz, ama geçmişi anmak lazımdır ki, bugünkü başıboş dar zekalı, mankurtlaşmış insanlara, fark etmez ister devlet adamı olsun, ister adı vatandaş, her kim olursa olsun bilmelidir ki, yabancının dostluğuna inanmak asla doğru değildir, tarih bize bunu göstermiştir.
Yüzyıllardır insanlar kardeşlik davaları savaşları yapmış, filozoflar, peygamberler, bilim adamları, şairler bu davayı savunmuşlardır, fakat sosyal kanun olan "Milletler Savaşında" en küçük değişiklik hiç olmamıştır. Kardeşliği tebliğ eden İsa - Tanrı'nın oğlu sayan Hristiyanlar, katolikler, protestanlar, ortodokslar, kardeş dedikleri dindaşlarını boğazlamış, Müslümanlar Sünni, Şii halinde birbirlerini katletmişlerdir.
Türk milleti yüksek mevkilerden gelen sözlere tez inanır ve hatta ad kazanmıştır.
Şartlar ve sebepler hazır olduğunda karşılarımızdakilerin bize, Türklere karşı birleşmelerini tarih unutmamıştır ve unutma ey Türk.
Dünkü gerçekler, sabah da gerçektir. (Dünkü doğrular sabah da doğruluğunu tasdik eder.)
Bize komşu ve ya yakın olan ülkelerde bir Türk korkusu olduğuna dikkat etmeliyiz. Oralarda, o devletlerde hakim olmuşuz, eskiden olduğu gibi Türklerin birleşmesi, şahlanması, komşu ve yakın ülkelerin kabusudur.
Ermenilerin, Yunanların, Rusların, Farsların, Arapların, Çinlilerin ve diğer milletlerin biz Türklere karşı işledikleri katliamları unutma, unutturma.
Birinci Dünya Savaşından sonra Çar Rusyasının yıkılmasıyla kurulan Azerbaycan Türk Devleti, 1918 – 1920, 27 Nisan 1920’de komünist Ruslar tarafından ve Azerbaycan’daki kendimizden olan Moskva'nın çocukları tarafından işgal edildi ve yüz binlerce Azerbaycan Türkü katledildi. Bu tarihte 1920, 27 Nisan’da Rus Sovyet Bolşevik Ordusu, 120 binlik bir ordu zırhlı vagonlarla Dağıstan Yalama bölgesinden Azerbaycan Türk Cumhuriyetine geçmek isterken, Azerbaycan Türk askerleri, 350 kişi ve başlarında Quba'dan olan Kaçak Mail isimli kahraman oğullarımız Rus Bolşeviklerinin önünü keserek sabaha kadar savaşmış ve şehit olmuşlardır.
Bunu yazmaktaki amacım o ki, bu isimsiz kahramanları yaşatmak, öğretmek lazımdır milletimize, yoksa tarihte olmayan Yunan 300 Spartalı Pers İmparatoru Kir’e karşı savaşmış diyen masallar uydurup filmler çekerek dünyaya tanıtırlar ama sen kendi Türk 350 isimsiz kahramanlarını bilmezsin.
Bu 350 asker, merd oğullarımız, şehitlik şerbetini içmeye yalnız bir sevgi, bir aşk, VATAN, MİLLET, DEVLET aşkı, damarlarında akan Türk kanıyla ileri atmışlardır.
Ahmed Cavadı, Mikail Müşfiki, Hüseyin Cavidi ve yüzlerce Türk aydını, yazarı yok ettiler.
Aydınlarımız kurşuna dizildi, annelerimiz, kızlarımız vagonlarda Kazakistan’a sürgün edildi, Ermeni Daşnakları komünistlerle bir arada Türk milletime soykırım yaptı.
Azerbaycan, bugünkü Türkiye Cumhuriyetini kuran Türklerin ilk yığınak yeridir ve ata yurdudur.
Selçukluların, Osmanlıların kökü buradan Azerbaycan’dan gelmiştir.
Osmanlı – Süleyman Şah, Gazi Ertuğrul’un babası, bu günkü Azerbaycan’ın Mugan bölgesinde yaşamış Oğuz Türk boyları, Moğol tehlikesinden 400 yurtla Anadolu’ya gelmiş, Söğüt’te yurt kurmuşlardır. Kısa yazacağım, Gazi Ertuğrul, onun oğlu Osman (asıl ismi Ataman) ve onun oğlu Orhan, 600 yıllık bir imparatorluğun temelini atmışlardır.
Azerbaycan’dan ilerleyerek, Anadolu’ya, oradan Irak ve Suriye bölgesine geçerek 13. yüzyılda Horasan’dan Aralık denizine (Akdeniz) kadar uzanmış, Büyük Elhaniler (Elxaniler) devletinin de merkezi bölgesi Azerbaycan olmuştur. Yani bir bakıma Türkiye, bugün eski başkentine kavuşmuştur.
Kuzeyde Rus, güneyde İran Fars işgalinde kalmamıza bakmayarak kendi Türklüğümüzü koruyup saklamış ve her zaman da Türklerin birleşip Büyük Turan sevdasını en açık ve aydın anlayanlar Oğuzlar olmuştur.
Bana göre Azerbaycan nedir, Türkiye’m de odur, Batı Trakya’mda, Kerkük’ümde, Kıbrıs’ımda, Doğu Türkistan’ımda, Başkurtistan’ımda, Kırım’da, Ahıska’mda, İran’daki Türklerimde, Tataristan’ımda, Türkistan’ımda odur.
Türkmen sözü düşmanlar tarafından uydurulmuş bir sözdür. Türk var, Türkmen yok, herkes kafasına iyi soksun. Azeri yok, Azerbaycan Türkü var.
Unutma ey Türk, düşmanlar bugün seninle dost, kardeş olabilir, ama fırsat düşse, her an şartlar uygun gelse, anında DÜŞMAN olacaklar ve birleşecekler, bize Türklere karşı.
Kurtuluş savaşında ve savaştan sonra da nasıl düşmanlık ettiler, Karabağ’da 30 yıldır nasıl işgal ettiler biz Türkleri, katlederek.
Ne çabuk unuttuk, ya Moskva'nın çocukları, ya da Amerikancılar, Batıcılar unutturur, nedir bu düşmana sevgi?
Başaramazsınız, buradan bunu yazıyorum. Biz Türklerin de bir planı, bir TANRIMIZ var.
Bize tolerans, uluslararası (internasyonalist), çok kültürlülük, demokrasi dersleri vermek isteyenleri, söyleyenleri de, düşmanlara çalışmanızı da iyi biliriz.
Biz Türklerin töremizde yasalarımızda 5000 yıllık insanlık, demokratik anlayışı, insan hakları vardır ve Atalarımız bu yasalarla devletler kurmuş, devletler yıkmıştır. Hiç sizin tarihte isminiz, devletiniz bile yoktu.
Milletin karşısında yalancı siyasiler ve milliyetçileri de, herkes iyi bilir. Sizler bizi yok, kendinizi kandırıyorsunuz.
Gençler tarihinizi iyi okuyun ve bilin.
Türk'ün Şanlı Tarihinde binlerce kahramanlıkları vardır.
Ruhdan düşmeyin ve çalışın, araştırın, ilmili olun, en önemlisi milli mefkurenize ve milli ruhunuza, değerlerinize sahip çıkın. Dilimizi, kanımızı, milli kültürümüzü temiz saklayın, koruyun.
Türk korkusu buradan gelir bütün cihana - birleşip yeniden şahlanarak cihana barış, nizam getirecekler, güçlü bir vahid Türk ordusu kuracaklar. Bunu iyi bilirler.
Türkiye Cumhuriyeti bugün dünyaya meydan okuyor, Afrika’da Avrupa’ya, Kafkaslarda Karabağ’da Ermeni, İran ve Ruslara, Türkistan’da Rusya’ya, Çin’e, İngilizlere, Suriye’de ABD’ye, Orta Doğu’da İsrail’e ve ABD’ye.
Türk Devletleri Teşkilatının her alanda birleşmesinde, tek güç olmasında, Türkiye ve Azerbaycan’ın esas başrol oynaması, Azerbaycan’ın da 44 gün Karabağ zaferinden sonra Ermenistan’ın başta Fransa olmak üzere himayedarlarını Avrupa’ya meydan okuması, artık her bir düşmanımızı korkuya salmıştır.
Bugün bile Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan’ın bir bedende bir ruh olması, çok düşmanımızı bize karşı yeniden birleşerek üstümüze gelmesi, iki kardeş devletin arasına soğukluk sokmak isteyenler, her zaman olduğu gibi, şimdi daha da açık üstümüze gelirler. Bu düşmanlar her sahada var.
Bugün her birimiz önceki zamanlardan da dikkatli olmalıyız. Türkiye’mizin etrafında Yunanistan’ın NATO'yu kendi silah üssüne çevirmesi ve MAVİ VATAN denilen, Akdeniz'deki suların ısınmasına dikkat etmeliyiz.
Biz Türklerin bugün Kırmızı Çizgimiz - KKTC, KERKÜK, HATAY, ZENGEZUR ve ADALAR’dır.
Büyük işleri yalnız büyük milletler eder.
Kuvvet birdir ve o da milletindir.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.
Unutma, köyün itleri ne kadar bir biriyle küsülü olsalar da, kurt gördüklerinde birleşirler, kurta karşı.
Saygılarımla,
Behruz Farukoğlu
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.