Çokça merak edilen bir konuya kelam ilminin delilleri açısından kısaca özetlemeye çalıştım. Bu konuyu merak edenler için umarım faydalı bir çalışma olur. İcat edilen her ürünün bir kullanım kılavuzu vardır. Bu kullanım kılavuzuna göre hareket edildikçe ürün sağlıklı bir şekilde çalışacaktır, kullanma kılavuzunun dışına çıkıldığında da ürün hata vermeye başlayacaktır. İnsanda tıpkı böyledir…
İnsanı yaratan Allah CC, insana bir format yüklemiştir, bu formata dini açıdan fıtrat delili adı verilir. Fıtrat deliline göre hareket edildikçe insan kalbinde, düşüncesinde ve hayatında Allah'ı hissetmeye başlayacaktır. Bunun yolu da Allah'ın çizdiği yolu takip etmekten geçiyor, yani Allah'ın emir ve yasaklarına dikkat etmekten geçiyor. Kur'an'ı Kerim'e uymak fıtrattaki inancın kolay bir şekilde ortaya çıkmasını sağlar.
Fıtrat delilini öğrenmenin yolu ibadetleri gönülden gelen bir samimiyetle yapmaktan geçiyor. Gönülden yapılan ibadetin kalbe ve bedene etkisi olacaktır. Bu etki insanı manevi bir huzura yönlendirecektir. Huzurun miktarı arttıkça Allah'ın varlığını hissetmeye başlayacağız. Bu manevi durumun kalıcılığını ve Allah'ın varlığını devamlı hissetmek istiyorsak ibadetlerimizi rutinleştirmeliyiz. Devamlı yapılan ibadetler formatımızdaki Allah inancını ortaya çıkartacaktır.
Allah'ın CC varlığını sadece fıtrat delili ile hissetmeyiz. Varlıkları tefekkür (sistematik düşünce yöntemi) etmek hakikati anlamaya yardımcı olacaktır. Hudus delili ile yaratılan bütün varlıkların hepsinin tek bir yaratıcı tarafından yaratıldığını görünce bu durum Allah'ın varlığını hissetmede olumlu etki oluşturacaktır. Her bir cins varlığın kendi türü içinde aynı şekilde yaratıldığını görmek, aynı şeyleri yaptıklarını görmek ihtimal dahilinde bir durum olmadığını, bunun bir merkez tarafından oluşturulduğunu anlarız. Bu merkez ise Hz. Allah'tır.
Gaye ve nizam delili de Allah'ın varlığını hissetmede insana muazzam derecede bir bakış açısı ve hissiyat kazandıracaktır. Yaratılan her bir varlığın bir düzen içinde yaratıldığını, bu varlıkların bir amaca göre iş yaptığını ve bu formatın dışına çıkmadığını görmek insanın imanını artırır, Allah'ın varlığını bütün benliğinde hissetmesinde yardımcı olur.
İmkan deliliyle yoktan meydana getirilen bu muhteşem ve eşsiz düzenin, sonsuz derecede yaratılmış bu kadar varlığın Allah'tan başka kimsenin meydana getirmesi imkan dahilinde değildir. Böyle muazzam bir nizamın tesadüf eseri olduğunu iddia etmekte hem bilime hem ilme hem akla hem de dine aykırıdır. Allah'tan başka kimsenin meydana getiremediği bu eşsiz nizamın imkanını yani varoluşunu idrak etmek insanın imanını artırır, Allah'ın varlığını hayatının bütün noktasında görmesini sağlar.
Bu yöntemleri bütün samimiyetiyle uygulamaya çalışanlar, hem kalplerinde hem zihin dünyalarında hem bedenlerinde hem de bütün kainatta Allah'ın varlığını hissedeceklerdir. Çünkü Rabbimiz iman etmek isteyenlerin imanını, inkar etmek isteyenlerin inkârını artıracak şekilde bir düzen meydana getirmiştir. Allah'a hangi niyetle yaklaşırsan onu bulursun. O halde niyetini düzelt, hakikate ulaş…