Mücahit GÜLER
Köşe Yazarı
Mücahit GÜLER
 

Mağaramız ve Kurtuluş Yolları

<p>Rahman ve Rahim olan Allah&rsquo;ın adıyla&hellip;</p> <p>Bu hafta Resulullah&rsquo;ın (sav) g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze ışık tutan ve i&ccedil;inde bulunduğumuz durumu &ccedil;ok net &ouml;zetleyen hadislerinden bir tanesinden bahsetmek istiyorum. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde dikkatlerden ka&ccedil;an ama bireysel ve toplumsal a&ccedil;ıdan can damarı olan bir konu olduğunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. İbnu &Ouml;mer radıyallahu anh&uuml;m hadisi ş&ouml;yle anlatıyor: &quot;Res&ucirc;lullah aleyhissal&acirc;tu vessel&acirc;m buyurdular ki: &quot;Sizden &ouml;nce yaşayanlardan &uuml;&ccedil; kişi yola &ccedil;ıktılar. Akşam olunca uyumak i&ccedil;in bir mağaraya sığındılar. Dağdan (kayan) bir taş yuvarlanıp, mağaranın ağzını &uuml;zerlerine kapadı. Kendi aralarında: &quot;sizi bu kayadan, salih amellerinizi şefaat&ccedil;i kılarak Allah&#39;a yapacağınız dualar kurtarabilir!&quot; dediler.</p> <p>&nbsp; &nbsp;Bunun &uuml;zerine birincisi ş&ouml;yle dedi: &quot;Benim yaşlı, ihtiyar iki ebeveynim vardı. Ben onları &ccedil;ok kollar, akşam olunca onlardan &ouml;nce ne ailemden ne de hayvanlarımdan hi&ccedil;birini yedirip i&ccedil;irmezdim. Bir g&uuml;n ağa&ccedil; kesmek i&ccedil;in uzaklara gitmek zorunda kaldım. Eve d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;mde ikisi de uyumuştu. Onlar i&ccedil;in s&uuml;tlerini sağdım. H&acirc;la uyumakta idiler. Onlardan &ouml;nce aileme ve hayvanlarıma yiyecek vermeyi uygun bulmadım, onları uyandırmaya da kıyamadım. Geciktiğim i&ccedil;in &ccedil;ocuklar ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. Ben ise s&uuml;t kapları elimde, onların uyanmalarını bekliyordum. Derken şafak s&ouml;kt&uuml;. Anne ve babam uyanınca onlara s&uuml;t&uuml;n&uuml; i&ccedil;irdim. &quot;Ey Allahım! Bunu senin rızan i&ccedil;in yaptıysam, bizim yolumuzu kapatan şu taştan bizi kurtar!&quot; Taş bir miktar a&ccedil;ıldı. Ama &ccedil;ıkacakları kadar değildi.</p> <p>&nbsp; &nbsp;İkinci şahıs ş&ouml;yle dedi: &quot;Ey Allahım! benim bir amca kızım vardı. Onu herkesten &ccedil;ok seviyordum. Onunla birlikte olmak istedim. Ama bana y&uuml;z vermedi. Fakat g&uuml;n geldi kıtlığa uğradı, bana başvurmak zorunda kaldı. Ona, kendisini bana teslim etmesi mukabilinde 120 dinar verdim; kabul etti. Arzuma nail olacağım sırada:<br /> &quot;Allah&#39;ın m&uuml;hr&uuml;n&uuml;, gayr-ı meşru olarak bozman sana haramdır!&quot; dedi. Ben de ona temasta bulunmaktan ka&ccedil;ındım ve insanlar arasında en &ccedil;ok sevdiğim kimse olduğu halde onu bıraktım, verdiğim altınları da istemedim. Ey Allah&#39;ım, eğer bunları senin rıza-yı şerifin i&ccedil;in yapmışsam, bizi bu sıkıntıdan kurtar.&quot; Kaya biraz daha a&ccedil;ıldı. Ancak onlar &ccedil;ıkabilecek kadar a&ccedil;ılmadı.</p> <p>&nbsp; &nbsp;&Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; şahıs dedi ki: &quot;Ey Allahım, ben iş&ccedil;iler &ccedil;alıştırıyordum. &Uuml;cretlerini de derhal veriyordum. Ancak bir tanesi (bir farak pirin&ccedil;ten ibaret olan) &uuml;cretini almadan gitti. Ben de onun parasını onun adına işletip k&acirc;r ettirdim ve iş&ccedil;inin malını artırdım. Derken (yıllar sonra) &ccedil;ıkageldi ve:<br /> &quot;Ey Abdullah! bana olan borcunu &ouml;de!&quot; dedi. Ben de:<br /> &quot;B&uuml;t&uuml;n şu g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n sığır, davar, deve ve k&ouml;leler senindir. Git bunları al g&ouml;t&uuml;r!&quot; dedim. Adam:<br /> &quot;Ey Abdullah, benimle alay etme!&quot; dedi. Ben tekrar:<br /> &quot;Ben kesinlikle seninle alay etmiyorum. Git hepsini al g&ouml;t&uuml;r!&quot; diye tekrar ettim. Adam hepsini aldı g&ouml;t&uuml;rd&uuml;.<br /> &quot;Ey Allahım, eğer bunu senin rızan i&ccedil;in yaptıysam, bize şu halden kurtuluş nasip et!&quot; dedi. Kaya a&ccedil;ıldı, &ccedil;ıkıp yollarına devam ettiler.&quot; (1)</p> <p>Bu hadisten &ccedil;ıkaracağımız birka&ccedil; ders var.</p> <p>1- Mağarayı kendimiz i&ccedil;in &lsquo;kabir&rsquo; olarak d&uuml;ş&uuml;nmeliyiz. Kabirde bizi rahatlatacak şeyler ise, ihlaslı olarak yapılmış salih ameller olduğunu unutmamalıyız.<br /> 2- İkinci husus kabirde rahatlamacak i&ccedil;in Allah&rsquo;a sunacağımız ihlaslı amellerimiz var mı?<br /> 3- Anne babaya h&uuml;rmet konusu<br /> 4- Namus ve haysiyet meselesi<br /> 5- Ticaret konusu</p> <p>&nbsp; &nbsp; Bu beş meselenin ilk ikisi bireysel a&ccedil;ıdan &ouml;nemlidir. Amellerimizi &lsquo;ihlas sigortası&rsquo; ile sigortalayarak korumuş oluruz. Korunmuş ameller ise kabirde bizim i&ccedil;in kurtuluş vizesi olacaktır.&nbsp; Son &uuml;&ccedil; madde ise, bireysel ve toplumsal a&ccedil;ıdan &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Son &uuml;&ccedil; madde toplum olarak en fazla ihlal edilen konuların başında geliyor. Herkes b&uuml;y&uuml;klerine saygılı, namuslu ve g&uuml;venilir t&uuml;ccar olunması gerektiğini s&ouml;yl&uuml;yor ama konu yaşamaya gelince orada imtihanı kaybediyoruz. Anne babaya itaat ederek mutlu bir aile kurmalıyız. Namus ve haysiyetimize dikkat ederek kendimizi ve toplumumuzu bozulmaktan koruyabiliriz. G&uuml;venilir bir t&uuml;ccar olarak da ekonominin bozulmasının &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ebiliriz. Bu &uuml;&ccedil; başlık toplumsal a&ccedil;ıdan sa&ccedil; ayağı gibidir.&nbsp;</p> <p>1- Anne babaya itaat ederek aileyi koruruz.<br /> 2- Namus ve haysiyetimize dikkat ederek nesli koruruz.<br /> 3- G&uuml;venilir bir t&uuml;ccar olarak ekini koruruz.</p> <p>&nbsp; &nbsp;Aile, nesil ve ekin bozulmazsa bu toplum sağlıklı bir toplum olur ve bu toplumun bozulmasının &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;miş oluruz. Bu c&uuml;mleyi tersten kuralım ve ş&ouml;yle diyelim: &lsquo;Toplumun bozulmasını istemeyenler &lsquo;aileye, namusa ve ekine dikkat etmeli, bunların korunmasına y&ouml;nelik bireysel ve toplumsal faaliyetler yapmalıyız. &lsquo;Mağarayı&rsquo; yaşadığımız bu hayata da benzetebiliriz. İ&ccedil;ine d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z bu g&uuml;nah mağarasından kendimizi korumak ve kurtarmak i&ccedil;in yukarıda saydığımız beş hususa dikkat etmeliyiz. Rabbim gereği gibi amel eden kullarından eylesin bizleri.</p> <p>1- Buhari, Enbiya 50, B&uuml;y&uuml;&#39; 98, İc&acirc;re 12, Hars 13, Edeb 5; M&uuml;slim, Zikr 100, (2743); Ebu D&acirc;vud, B&uuml;y&ucirc;&#39; 29, (3387).</p> <p>M&uuml;cahit G&Uuml;LER</p>
Ekleme Tarihi: 17 Kasım 2020 - Salı

Mağaramız ve Kurtuluş Yolları

<p>Rahman ve Rahim olan Allah&rsquo;ın adıyla&hellip;</p> <p>Bu hafta Resulullah&rsquo;ın (sav) g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze ışık tutan ve i&ccedil;inde bulunduğumuz durumu &ccedil;ok net &ouml;zetleyen hadislerinden bir tanesinden bahsetmek istiyorum. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde dikkatlerden ka&ccedil;an ama bireysel ve toplumsal a&ccedil;ıdan can damarı olan bir konu olduğunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. İbnu &Ouml;mer radıyallahu anh&uuml;m hadisi ş&ouml;yle anlatıyor: &quot;Res&ucirc;lullah aleyhissal&acirc;tu vessel&acirc;m buyurdular ki: &quot;Sizden &ouml;nce yaşayanlardan &uuml;&ccedil; kişi yola &ccedil;ıktılar. Akşam olunca uyumak i&ccedil;in bir mağaraya sığındılar. Dağdan (kayan) bir taş yuvarlanıp, mağaranın ağzını &uuml;zerlerine kapadı. Kendi aralarında: &quot;sizi bu kayadan, salih amellerinizi şefaat&ccedil;i kılarak Allah&#39;a yapacağınız dualar kurtarabilir!&quot; dediler.</p> <p>&nbsp; &nbsp;Bunun &uuml;zerine birincisi ş&ouml;yle dedi: &quot;Benim yaşlı, ihtiyar iki ebeveynim vardı. Ben onları &ccedil;ok kollar, akşam olunca onlardan &ouml;nce ne ailemden ne de hayvanlarımdan hi&ccedil;birini yedirip i&ccedil;irmezdim. Bir g&uuml;n ağa&ccedil; kesmek i&ccedil;in uzaklara gitmek zorunda kaldım. Eve d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;mde ikisi de uyumuştu. Onlar i&ccedil;in s&uuml;tlerini sağdım. H&acirc;la uyumakta idiler. Onlardan &ouml;nce aileme ve hayvanlarıma yiyecek vermeyi uygun bulmadım, onları uyandırmaya da kıyamadım. Geciktiğim i&ccedil;in &ccedil;ocuklar ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. Ben ise s&uuml;t kapları elimde, onların uyanmalarını bekliyordum. Derken şafak s&ouml;kt&uuml;. Anne ve babam uyanınca onlara s&uuml;t&uuml;n&uuml; i&ccedil;irdim. &quot;Ey Allahım! Bunu senin rızan i&ccedil;in yaptıysam, bizim yolumuzu kapatan şu taştan bizi kurtar!&quot; Taş bir miktar a&ccedil;ıldı. Ama &ccedil;ıkacakları kadar değildi.</p> <p>&nbsp; &nbsp;İkinci şahıs ş&ouml;yle dedi: &quot;Ey Allahım! benim bir amca kızım vardı. Onu herkesten &ccedil;ok seviyordum. Onunla birlikte olmak istedim. Ama bana y&uuml;z vermedi. Fakat g&uuml;n geldi kıtlığa uğradı, bana başvurmak zorunda kaldı. Ona, kendisini bana teslim etmesi mukabilinde 120 dinar verdim; kabul etti. Arzuma nail olacağım sırada:<br /> &quot;Allah&#39;ın m&uuml;hr&uuml;n&uuml;, gayr-ı meşru olarak bozman sana haramdır!&quot; dedi. Ben de ona temasta bulunmaktan ka&ccedil;ındım ve insanlar arasında en &ccedil;ok sevdiğim kimse olduğu halde onu bıraktım, verdiğim altınları da istemedim. Ey Allah&#39;ım, eğer bunları senin rıza-yı şerifin i&ccedil;in yapmışsam, bizi bu sıkıntıdan kurtar.&quot; Kaya biraz daha a&ccedil;ıldı. Ancak onlar &ccedil;ıkabilecek kadar a&ccedil;ılmadı.</p> <p>&nbsp; &nbsp;&Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; şahıs dedi ki: &quot;Ey Allahım, ben iş&ccedil;iler &ccedil;alıştırıyordum. &Uuml;cretlerini de derhal veriyordum. Ancak bir tanesi (bir farak pirin&ccedil;ten ibaret olan) &uuml;cretini almadan gitti. Ben de onun parasını onun adına işletip k&acirc;r ettirdim ve iş&ccedil;inin malını artırdım. Derken (yıllar sonra) &ccedil;ıkageldi ve:<br /> &quot;Ey Abdullah! bana olan borcunu &ouml;de!&quot; dedi. Ben de:<br /> &quot;B&uuml;t&uuml;n şu g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n sığır, davar, deve ve k&ouml;leler senindir. Git bunları al g&ouml;t&uuml;r!&quot; dedim. Adam:<br /> &quot;Ey Abdullah, benimle alay etme!&quot; dedi. Ben tekrar:<br /> &quot;Ben kesinlikle seninle alay etmiyorum. Git hepsini al g&ouml;t&uuml;r!&quot; diye tekrar ettim. Adam hepsini aldı g&ouml;t&uuml;rd&uuml;.<br /> &quot;Ey Allahım, eğer bunu senin rızan i&ccedil;in yaptıysam, bize şu halden kurtuluş nasip et!&quot; dedi. Kaya a&ccedil;ıldı, &ccedil;ıkıp yollarına devam ettiler.&quot; (1)</p> <p>Bu hadisten &ccedil;ıkaracağımız birka&ccedil; ders var.</p> <p>1- Mağarayı kendimiz i&ccedil;in &lsquo;kabir&rsquo; olarak d&uuml;ş&uuml;nmeliyiz. Kabirde bizi rahatlatacak şeyler ise, ihlaslı olarak yapılmış salih ameller olduğunu unutmamalıyız.<br /> 2- İkinci husus kabirde rahatlamacak i&ccedil;in Allah&rsquo;a sunacağımız ihlaslı amellerimiz var mı?<br /> 3- Anne babaya h&uuml;rmet konusu<br /> 4- Namus ve haysiyet meselesi<br /> 5- Ticaret konusu</p> <p>&nbsp; &nbsp; Bu beş meselenin ilk ikisi bireysel a&ccedil;ıdan &ouml;nemlidir. Amellerimizi &lsquo;ihlas sigortası&rsquo; ile sigortalayarak korumuş oluruz. Korunmuş ameller ise kabirde bizim i&ccedil;in kurtuluş vizesi olacaktır.&nbsp; Son &uuml;&ccedil; madde ise, bireysel ve toplumsal a&ccedil;ıdan &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Son &uuml;&ccedil; madde toplum olarak en fazla ihlal edilen konuların başında geliyor. Herkes b&uuml;y&uuml;klerine saygılı, namuslu ve g&uuml;venilir t&uuml;ccar olunması gerektiğini s&ouml;yl&uuml;yor ama konu yaşamaya gelince orada imtihanı kaybediyoruz. Anne babaya itaat ederek mutlu bir aile kurmalıyız. Namus ve haysiyetimize dikkat ederek kendimizi ve toplumumuzu bozulmaktan koruyabiliriz. G&uuml;venilir bir t&uuml;ccar olarak da ekonominin bozulmasının &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ebiliriz. Bu &uuml;&ccedil; başlık toplumsal a&ccedil;ıdan sa&ccedil; ayağı gibidir.&nbsp;</p> <p>1- Anne babaya itaat ederek aileyi koruruz.<br /> 2- Namus ve haysiyetimize dikkat ederek nesli koruruz.<br /> 3- G&uuml;venilir bir t&uuml;ccar olarak ekini koruruz.</p> <p>&nbsp; &nbsp;Aile, nesil ve ekin bozulmazsa bu toplum sağlıklı bir toplum olur ve bu toplumun bozulmasının &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;miş oluruz. Bu c&uuml;mleyi tersten kuralım ve ş&ouml;yle diyelim: &lsquo;Toplumun bozulmasını istemeyenler &lsquo;aileye, namusa ve ekine dikkat etmeli, bunların korunmasına y&ouml;nelik bireysel ve toplumsal faaliyetler yapmalıyız. &lsquo;Mağarayı&rsquo; yaşadığımız bu hayata da benzetebiliriz. İ&ccedil;ine d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z bu g&uuml;nah mağarasından kendimizi korumak ve kurtarmak i&ccedil;in yukarıda saydığımız beş hususa dikkat etmeliyiz. Rabbim gereği gibi amel eden kullarından eylesin bizleri.</p> <p>1- Buhari, Enbiya 50, B&uuml;y&uuml;&#39; 98, İc&acirc;re 12, Hars 13, Edeb 5; M&uuml;slim, Zikr 100, (2743); Ebu D&acirc;vud, B&uuml;y&ucirc;&#39; 29, (3387).</p> <p>M&uuml;cahit G&Uuml;LER</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.