Yüreğini ‘‘Mekke’’ Kılana, Allah ‘‘Medine’yi’’ Bedenine Yansıtır
<p><br />
Mekke’nin fethinin kutlandığı günlerden geçmekteyiz. Bu öyle kutlu bir fetih ki, şirkin kalesinin yıkıldığı, arap coğrafyasından şirkin temizlendiği ve arap coğrafyasına tevhidin hakim kılındığı bir fetihtir. Böyle kutlu bir fethin elbette birçok mesajı olacaktır. Ben bu fethin tarihsel kısmına girmeden sadece birkaç mesajına değineceğim. Mekki ayetlerin özelliklerine bakıldığında Allah’ın cc genellikle uluhiyet tevhidi üzerinde durduğunu, medeni ayetlerin özelliklerine bakıldığında ise, genellikle rububiyet tevhidi üzerinde durduğunu söyleyebiliriz. </p>
<p> </p>
<p> </p>
<p> Uluhiyet tevhidi, tevhidin zihinsel kısmını; rububiyet tevhidi, tevhidin hayata yansımasını (ibadetleri) kapsar. Allah cc zihinleri çöplüğe dönen bir toplumun zihinsel temizliğine önem verdi. Zira insanı yaratan, insan(anatomisini)’ın ne şekilde temizleneceğini elbette daha iyi bilir. Akıl ve kalpte yer almayan bir şeyin davranışa yansıması mümkün olur mu? Elbette olmaz. Bir davranışın gerçekleşmesi için akılda ‘düşünülmesi’ ve kalpte ‘hissedilmesi’ gerekiyor. Bu bağlamda şirkin ve küfrün bataklığına batmış bir topluma ‘zihinsel bir devrim’ yapmadan ibadetler uygulansaydı, o toplum kendisinden beklenen davranışları yapmayacaktı. Bundan dolayı Allah cc zihinsel temizliğe dikkat çekti. Tevhid ile bataklığa dönen akıllar temizlendi, gece ibadetleri(teheccüd, Kur’an okumaları ve tefekkür) ile de imanın lezzeti kalplere nakşedildi. Sahabe 13 yıllık Mekke döneminde zihinsel olarak bu şekilde hazırlandı.</p>
<p> </p>
<p> Medine dönemine geçildiğinde ise, zihinlere yerleşen uluhiyet tevhidiyle birlikte artık rububiyet tevhidi de uygulanmaya başlandı. Allah’ın her alanda mutlak otorite olduğunu kabul edenler, O’nun razı olmadığı amelleri terk ederler ve O’nun razı olduğu amelleri yapmaya başlarlar. Sonuç itibariyle zihinde ve kalpte başlayan tevhid düşüncesi davranışa yansıyarak son halini alır. </p>
<p> </p>
<p> Bu çağın müslümanları olarak bizlerde yeryüzünde ‘medeniyet’ kurmak istiyorsak ilk fetih hareketini ‘kendimize, kendi iç benliğimize’ yapmalıyız. Soyut putlar olan beşeri ideolojilerle ve dünya sevgisine sebep olan para, şehvet ve makam gibi şeylerle körelmeye başlayan akıllarımızı tevhid ile törpülemeliyiz. Duygusuzlaşan kalplerimizi Allah’ın zikriyle, ibadetleriyle uyandırmalıyız. Zihinsel tevhidi kendi benliğimize yerleştirirsek Allah cc davranışlarımıza yansıyacak rububiyet tevhidini bizlere nasip eder. Bizler çoraklaşan kalplerimizi sularsak, Allah cc oradan bizlere yeşerecek fidanlar nasip eder. Bizler yüreğimizi Mekke kılarsak, Allah cc bedenlerimize Medine’yi yansıtacaktır. </p>
<p> </p>
<p> Yeni yıla gireli birkaç gün oldu. Herkesin aklında ‘geçen yılki musibetler bu yılda cereyan eder mi?’ düşüncesi var. Bu sorunun cevabı çok basit, geçen yılki gafletimize, günahlarımıza devam edersek, kendimizi yeni yılın musibetlerine hazır edelim. Hatalardan ders alıp toplumsal olarak tevbe etmedikçe, toplumsal musibetlerden kurtulmamız mümkün değildir. Allah’ın sünnetullahı bunu gerektirir. Bu bağlamda toplumsal olarak kendimizi muhasebeye çekelim, hatalarımızı kontrol edelim. Hem geçen yılın muhasebesini yapalım hem de yeni yıla hazırlık yapalım. Hazırlığımız tam olursa Mekkemiz temiz olur, medinemiz güzelleşir. Son söz olarakta ‘Mekkemiz’ ne kadar temizse ‘Medinemiz’ de hayata o kadar yansıyacaktır. Rabbim, bizleri gereği gibi düşünen ve amel eden kullarından eylesin.</p>
<p>Mücahit GÜLER</p>
Ekleme
Tarihi: 02 Ocak 2021 - Cumartesi
Yüreğini ‘‘Mekke’’ Kılana, Allah ‘‘Medine’yi’’ Bedenine Yansıtır
<p><br />
Mekke’nin fethinin kutlandığı günlerden geçmekteyiz. Bu öyle kutlu bir fetih ki, şirkin kalesinin yıkıldığı, arap coğrafyasından şirkin temizlendiği ve arap coğrafyasına tevhidin hakim kılındığı bir fetihtir. Böyle kutlu bir fethin elbette birçok mesajı olacaktır. Ben bu fethin tarihsel kısmına girmeden sadece birkaç mesajına değineceğim. Mekki ayetlerin özelliklerine bakıldığında Allah’ın cc genellikle uluhiyet tevhidi üzerinde durduğunu, medeni ayetlerin özelliklerine bakıldığında ise, genellikle rububiyet tevhidi üzerinde durduğunu söyleyebiliriz. </p>
<p> </p>
<p> </p>
<p> Uluhiyet tevhidi, tevhidin zihinsel kısmını; rububiyet tevhidi, tevhidin hayata yansımasını (ibadetleri) kapsar. Allah cc zihinleri çöplüğe dönen bir toplumun zihinsel temizliğine önem verdi. Zira insanı yaratan, insan(anatomisini)’ın ne şekilde temizleneceğini elbette daha iyi bilir. Akıl ve kalpte yer almayan bir şeyin davranışa yansıması mümkün olur mu? Elbette olmaz. Bir davranışın gerçekleşmesi için akılda ‘düşünülmesi’ ve kalpte ‘hissedilmesi’ gerekiyor. Bu bağlamda şirkin ve küfrün bataklığına batmış bir topluma ‘zihinsel bir devrim’ yapmadan ibadetler uygulansaydı, o toplum kendisinden beklenen davranışları yapmayacaktı. Bundan dolayı Allah cc zihinsel temizliğe dikkat çekti. Tevhid ile bataklığa dönen akıllar temizlendi, gece ibadetleri(teheccüd, Kur’an okumaları ve tefekkür) ile de imanın lezzeti kalplere nakşedildi. Sahabe 13 yıllık Mekke döneminde zihinsel olarak bu şekilde hazırlandı.</p>
<p> </p>
<p> Medine dönemine geçildiğinde ise, zihinlere yerleşen uluhiyet tevhidiyle birlikte artık rububiyet tevhidi de uygulanmaya başlandı. Allah’ın her alanda mutlak otorite olduğunu kabul edenler, O’nun razı olmadığı amelleri terk ederler ve O’nun razı olduğu amelleri yapmaya başlarlar. Sonuç itibariyle zihinde ve kalpte başlayan tevhid düşüncesi davranışa yansıyarak son halini alır. </p>
<p> </p>
<p> Bu çağın müslümanları olarak bizlerde yeryüzünde ‘medeniyet’ kurmak istiyorsak ilk fetih hareketini ‘kendimize, kendi iç benliğimize’ yapmalıyız. Soyut putlar olan beşeri ideolojilerle ve dünya sevgisine sebep olan para, şehvet ve makam gibi şeylerle körelmeye başlayan akıllarımızı tevhid ile törpülemeliyiz. Duygusuzlaşan kalplerimizi Allah’ın zikriyle, ibadetleriyle uyandırmalıyız. Zihinsel tevhidi kendi benliğimize yerleştirirsek Allah cc davranışlarımıza yansıyacak rububiyet tevhidini bizlere nasip eder. Bizler çoraklaşan kalplerimizi sularsak, Allah cc oradan bizlere yeşerecek fidanlar nasip eder. Bizler yüreğimizi Mekke kılarsak, Allah cc bedenlerimize Medine’yi yansıtacaktır. </p>
<p> </p>
<p> Yeni yıla gireli birkaç gün oldu. Herkesin aklında ‘geçen yılki musibetler bu yılda cereyan eder mi?’ düşüncesi var. Bu sorunun cevabı çok basit, geçen yılki gafletimize, günahlarımıza devam edersek, kendimizi yeni yılın musibetlerine hazır edelim. Hatalardan ders alıp toplumsal olarak tevbe etmedikçe, toplumsal musibetlerden kurtulmamız mümkün değildir. Allah’ın sünnetullahı bunu gerektirir. Bu bağlamda toplumsal olarak kendimizi muhasebeye çekelim, hatalarımızı kontrol edelim. Hem geçen yılın muhasebesini yapalım hem de yeni yıla hazırlık yapalım. Hazırlığımız tam olursa Mekkemiz temiz olur, medinemiz güzelleşir. Son söz olarakta ‘Mekkemiz’ ne kadar temizse ‘Medinemiz’ de hayata o kadar yansıyacaktır. Rabbim, bizleri gereği gibi düşünen ve amel eden kullarından eylesin.</p>
<p>Mücahit GÜLER</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.