Mücahit GÜLER
Köşe Yazarı
Mücahit GÜLER
 

ZULÜM VAR! (D)UYUYOR MUYUZ? 1

<p>Duyarsızlaşma, aynı koşullu olayla tekrar tekrar karşılaşılması durumunda duyuşsal tepkilerin azalması demektir. Duygularla ilgilidir ve psikolojik olarak tepkisiz kalmaktır. Psikolojik olarak tepkisiz kalmak ise korku, heyecan, &ouml;fke, nefret gibi duyguların baştaki kadar g&uuml;&ccedil;l&uuml; olmaması durumudur.</p> <p>&Ouml;rnek olarak, bir kişi gazetede dehşet-&uuml; vahşet bir haberle karşılaşıyor ve buna &ccedil;ok &uuml;z&uuml;l&uuml;yor. Ertesi g&uuml;n gazetede benzer bir olayla tekrar karşılaşıyor ve buna da &ccedil;ok &uuml;z&uuml;l&uuml;yor. Bu benzer durum tekrar tekrar ger&ccedil;ekleşiyor ve bu tarz haberlere eskisi gibi tepki vermemeye başlıyor. Dolayısıyla burada duyarsızlaşma ger&ccedil;ekleşiyor.</p> <p>Bir &ouml;rnek daha verecek olursak doktor ilk ameliyatında olduk&ccedil;a heyecanlanıyor. Daha sonraki s&uuml;re&ccedil;te ameliyatlara gire gire bir s&uuml;re sonra bu heyecanlanma tepkisi azalıyor ve duyarsızlaşıyor. Bahse konu olan bu iki &ouml;rnekte azalan ve ortadan kalkan tepkiler(&uuml;z&uuml;lme, heyecan) duyuşsal durum olduğu i&ccedil;in duyarsızlaşma s&ouml;z konusudur. Yani duyarsızlaşma olması i&ccedil;in duyuşsal olması gerekir.</p> <p>Duyarsızlaşmayı dini sorumluluk a&ccedil;ısından değerlendirecek olursak, duyarsızlaşmanın &ccedil;eşitlerini artırabiliriz. Dini sorumluluk a&ccedil;ısından baktığımızda; bireysel, toplumsal, devletsel ve &uuml;mmetsel duyarsızlaşma ile karşı karşıya olduğumuzu s&ouml;yleyebiliriz.</p> <p>Bireysel a&ccedil;ıdan duyarsızlaşmaya &ccedil;evremizde yapılan olumsuz davranışların ve haramların bireysel a&ccedil;ıdan normalleşmesi ve bireylerin bundan rahatsızlık duymamalarını &ouml;rnek olarak sıralayabiliriz. Yaşadığımız yerlerde, yaşamadığımız ama zul&uuml;m, kan ve g&ouml;zyaşı haberlerinin geldiği M&uuml;sl&uuml;man coğrafyadaki &ccedil;ığlıklara, ahlara ne kadar ses olduk? Bu zul&uuml;mler g&uuml;ndemimizde ne kadar yer aldı?</p> <p>Toplumsal a&ccedil;ıdan duyarsızlaşma iki y&ouml;nl&uuml; olmaktadır. Duyarsızlaşmaya bağlı etkenlerden dolayı toplumun i&ccedil;e d&ouml;n&uuml;k ve dışa d&ouml;n&uuml;k duyarsızlaşması olarak yorumlayabiliriz. İ&ccedil;e d&ouml;n&uuml;k duyarsızlaşma, s&uuml;rekli k&ouml;t&uuml; şeyler yaşanan bir toplumda insanlar, başlarına gelen k&ouml;t&uuml;l&uuml;klere karşı tepkisiz hale gelirler. Ortadoğu&rsquo;daki bir&ccedil;ok &uuml;lkeyi buna &ouml;rnek verebiliriz. Dışa d&ouml;n&uuml;k duyarsızlaşma ise, zul&uuml;mlerin s&uuml;rekliliğinden dolayı bir toplumun başına gelenleri diğer toplumların izlemesi ve sonraki aşamalarda ise bu durumun normalleşmesidir. Zul&uuml;mlerin ve haramların s&uuml;rekliliği toplumsal bir hissizleşme olmasına ve zihinlerde bunların normalleşmesine sebep olmaktadır. Myanmar, Doğu T&uuml;rkistan, Arakan ve daha nice M&uuml;sl&uuml;man beldelerde yapılan zul&uuml;mlere karşı toplamsal a&ccedil;ıdan vazifemizi yaptık mı, yoksa meseleyi Allah&rsquo;a havale edip d&uuml;nyaya mı daldık?</p> <p>Devletsel duyarsızlaşmaya M&uuml;sl&uuml;man beldelerde yapılan zul&uuml;mlere halkı M&uuml;sl&uuml;man olan &uuml;lkelerin, bu zulm&uuml; toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n korunması a&ccedil;ısından değerlendirmelerini, zalimin zulm&uuml;n&uuml; meşrulaştıracak ifadelerde bulunmalarını, zalimin yanında ve mazlumların karşısında olmalarını &ouml;rnek olarak verebiliriz. H&acirc;m&icirc;lik lis&acirc;n-ı k&acirc;l ile değil, lis&acirc;n-ı h&acirc;l ile olur. H&acirc;le yansımayan şey laf&uuml;g&uuml;zaf(boş s&ouml;z) olur. &Uuml;lkemizin y&ouml;neticilerinden zulme kalkan, mazluma umut, zalime keskin bir kılı&ccedil; olmasını beklerken, Doğu T&uuml;rkistan başta olmak &uuml;zere Myanmar, Arakan, Filistin ve daha nice beldelerde yapılan soykırımlara &ldquo;toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; a&ccedil;ısından değerlendirmek&rdquo; akla ziyan bir a&ccedil;ıklama değilse, bu a&ccedil;ıklama b&uuml;t&uuml;n M&uuml;sl&uuml;manlara yapılan bir ihanet değil midir? Oralarda masum insanlar &ouml;ld&uuml;r&uuml;l&uuml;yor farkında mısınız?</p> <p>&Uuml;mmetsel duyarsızlaştırmaya zul&uuml;mleri durdurup hakkı h&acirc;kim kılmak yerine birbirlerini durdurmaya &ccedil;alışıp kendilerini h&acirc;kim kılmaya &ccedil;alışmalarını, zalimlere karşı olmak yerine birbirlerine d&uuml;şmanca hareketlerde bulunmalarını, M&uuml;sl&uuml;manların birbirlerine karşı duyarsızlaşmalarını, birbirlerinden nefret etmelerini ve birbirlerinden uzak durmalarını &ouml;rnek olarak verebiliriz.</p> <p>Genel manada konuyu ele alınca ahvalimizin &ccedil;etin olduğunu g&ouml;rmekteyiz. Değil bir başkasına kendimize dahi yardımcı olamamaktayız. Duyarsızlaştık&ccedil;a duymamaya, hissetmemeye başladık. Tepki g&ouml;sterilmesi gereken duygularımızın k&ouml;reltildiğini g&ouml;steren bir tespittir. Uyaranlara(zul&uuml;mlere) karşı tepkisizleştiğimizin, edilgenleştiğimizin ve nesne konumuna d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z&uuml;n bir g&ouml;stergesidir. Bu yazdıklarımız bir durum tespitidir. Bu durumumuz bize ye&rsquo;se, &uuml;mitsizliğe d&uuml;ş&uuml;rmemelidir. Tam tersine işimizin ne kadar b&uuml;y&uuml;k olduğunu g&ouml;rerek, buna uygun projeler &uuml;retmeye yani m&uuml;cadeleye sevk etmelidir. M&uuml;cadelenin nasıl yapılacağını da bir başka yazımızda yazmak &uuml;midiyle selametle kalın. Rabbim bizleri &uuml;mmet şuuruyla hareket edenlerden ve yaptığımız bu duanın &ccedil;izgisinde duranlardan eylesin.</p> <p>M&uuml;cahit G&Uuml;LER</p>
Ekleme Tarihi: 04 Nisan 2021 - Pazar

ZULÜM VAR! (D)UYUYOR MUYUZ? 1

<p>Duyarsızlaşma, aynı koşullu olayla tekrar tekrar karşılaşılması durumunda duyuşsal tepkilerin azalması demektir. Duygularla ilgilidir ve psikolojik olarak tepkisiz kalmaktır. Psikolojik olarak tepkisiz kalmak ise korku, heyecan, &ouml;fke, nefret gibi duyguların baştaki kadar g&uuml;&ccedil;l&uuml; olmaması durumudur.</p> <p>&Ouml;rnek olarak, bir kişi gazetede dehşet-&uuml; vahşet bir haberle karşılaşıyor ve buna &ccedil;ok &uuml;z&uuml;l&uuml;yor. Ertesi g&uuml;n gazetede benzer bir olayla tekrar karşılaşıyor ve buna da &ccedil;ok &uuml;z&uuml;l&uuml;yor. Bu benzer durum tekrar tekrar ger&ccedil;ekleşiyor ve bu tarz haberlere eskisi gibi tepki vermemeye başlıyor. Dolayısıyla burada duyarsızlaşma ger&ccedil;ekleşiyor.</p> <p>Bir &ouml;rnek daha verecek olursak doktor ilk ameliyatında olduk&ccedil;a heyecanlanıyor. Daha sonraki s&uuml;re&ccedil;te ameliyatlara gire gire bir s&uuml;re sonra bu heyecanlanma tepkisi azalıyor ve duyarsızlaşıyor. Bahse konu olan bu iki &ouml;rnekte azalan ve ortadan kalkan tepkiler(&uuml;z&uuml;lme, heyecan) duyuşsal durum olduğu i&ccedil;in duyarsızlaşma s&ouml;z konusudur. Yani duyarsızlaşma olması i&ccedil;in duyuşsal olması gerekir.</p> <p>Duyarsızlaşmayı dini sorumluluk a&ccedil;ısından değerlendirecek olursak, duyarsızlaşmanın &ccedil;eşitlerini artırabiliriz. Dini sorumluluk a&ccedil;ısından baktığımızda; bireysel, toplumsal, devletsel ve &uuml;mmetsel duyarsızlaşma ile karşı karşıya olduğumuzu s&ouml;yleyebiliriz.</p> <p>Bireysel a&ccedil;ıdan duyarsızlaşmaya &ccedil;evremizde yapılan olumsuz davranışların ve haramların bireysel a&ccedil;ıdan normalleşmesi ve bireylerin bundan rahatsızlık duymamalarını &ouml;rnek olarak sıralayabiliriz. Yaşadığımız yerlerde, yaşamadığımız ama zul&uuml;m, kan ve g&ouml;zyaşı haberlerinin geldiği M&uuml;sl&uuml;man coğrafyadaki &ccedil;ığlıklara, ahlara ne kadar ses olduk? Bu zul&uuml;mler g&uuml;ndemimizde ne kadar yer aldı?</p> <p>Toplumsal a&ccedil;ıdan duyarsızlaşma iki y&ouml;nl&uuml; olmaktadır. Duyarsızlaşmaya bağlı etkenlerden dolayı toplumun i&ccedil;e d&ouml;n&uuml;k ve dışa d&ouml;n&uuml;k duyarsızlaşması olarak yorumlayabiliriz. İ&ccedil;e d&ouml;n&uuml;k duyarsızlaşma, s&uuml;rekli k&ouml;t&uuml; şeyler yaşanan bir toplumda insanlar, başlarına gelen k&ouml;t&uuml;l&uuml;klere karşı tepkisiz hale gelirler. Ortadoğu&rsquo;daki bir&ccedil;ok &uuml;lkeyi buna &ouml;rnek verebiliriz. Dışa d&ouml;n&uuml;k duyarsızlaşma ise, zul&uuml;mlerin s&uuml;rekliliğinden dolayı bir toplumun başına gelenleri diğer toplumların izlemesi ve sonraki aşamalarda ise bu durumun normalleşmesidir. Zul&uuml;mlerin ve haramların s&uuml;rekliliği toplumsal bir hissizleşme olmasına ve zihinlerde bunların normalleşmesine sebep olmaktadır. Myanmar, Doğu T&uuml;rkistan, Arakan ve daha nice M&uuml;sl&uuml;man beldelerde yapılan zul&uuml;mlere karşı toplamsal a&ccedil;ıdan vazifemizi yaptık mı, yoksa meseleyi Allah&rsquo;a havale edip d&uuml;nyaya mı daldık?</p> <p>Devletsel duyarsızlaşmaya M&uuml;sl&uuml;man beldelerde yapılan zul&uuml;mlere halkı M&uuml;sl&uuml;man olan &uuml;lkelerin, bu zulm&uuml; toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n korunması a&ccedil;ısından değerlendirmelerini, zalimin zulm&uuml;n&uuml; meşrulaştıracak ifadelerde bulunmalarını, zalimin yanında ve mazlumların karşısında olmalarını &ouml;rnek olarak verebiliriz. H&acirc;m&icirc;lik lis&acirc;n-ı k&acirc;l ile değil, lis&acirc;n-ı h&acirc;l ile olur. H&acirc;le yansımayan şey laf&uuml;g&uuml;zaf(boş s&ouml;z) olur. &Uuml;lkemizin y&ouml;neticilerinden zulme kalkan, mazluma umut, zalime keskin bir kılı&ccedil; olmasını beklerken, Doğu T&uuml;rkistan başta olmak &uuml;zere Myanmar, Arakan, Filistin ve daha nice beldelerde yapılan soykırımlara &ldquo;toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; a&ccedil;ısından değerlendirmek&rdquo; akla ziyan bir a&ccedil;ıklama değilse, bu a&ccedil;ıklama b&uuml;t&uuml;n M&uuml;sl&uuml;manlara yapılan bir ihanet değil midir? Oralarda masum insanlar &ouml;ld&uuml;r&uuml;l&uuml;yor farkında mısınız?</p> <p>&Uuml;mmetsel duyarsızlaştırmaya zul&uuml;mleri durdurup hakkı h&acirc;kim kılmak yerine birbirlerini durdurmaya &ccedil;alışıp kendilerini h&acirc;kim kılmaya &ccedil;alışmalarını, zalimlere karşı olmak yerine birbirlerine d&uuml;şmanca hareketlerde bulunmalarını, M&uuml;sl&uuml;manların birbirlerine karşı duyarsızlaşmalarını, birbirlerinden nefret etmelerini ve birbirlerinden uzak durmalarını &ouml;rnek olarak verebiliriz.</p> <p>Genel manada konuyu ele alınca ahvalimizin &ccedil;etin olduğunu g&ouml;rmekteyiz. Değil bir başkasına kendimize dahi yardımcı olamamaktayız. Duyarsızlaştık&ccedil;a duymamaya, hissetmemeye başladık. Tepki g&ouml;sterilmesi gereken duygularımızın k&ouml;reltildiğini g&ouml;steren bir tespittir. Uyaranlara(zul&uuml;mlere) karşı tepkisizleştiğimizin, edilgenleştiğimizin ve nesne konumuna d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z&uuml;n bir g&ouml;stergesidir. Bu yazdıklarımız bir durum tespitidir. Bu durumumuz bize ye&rsquo;se, &uuml;mitsizliğe d&uuml;ş&uuml;rmemelidir. Tam tersine işimizin ne kadar b&uuml;y&uuml;k olduğunu g&ouml;rerek, buna uygun projeler &uuml;retmeye yani m&uuml;cadeleye sevk etmelidir. M&uuml;cadelenin nasıl yapılacağını da bir başka yazımızda yazmak &uuml;midiyle selametle kalın. Rabbim bizleri &uuml;mmet şuuruyla hareket edenlerden ve yaptığımız bu duanın &ccedil;izgisinde duranlardan eylesin.</p> <p>M&uuml;cahit G&Uuml;LER</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.