Önder GÜZELARSLAN
Köşe Yazarı
Önder GÜZELARSLAN
 

BATI HEP AYNI BATI

BATIBATI HEP AYNI BATI HEP AYNI BATI İslam dini Arap Yarımadasında ortaya çıkmasıyla birlikte önce bulunduğu bölgenin çevresinde daha sonrasında dünyanın birçok noktasına hızla yayılmaya başladı. O günün batı dünyası Rum diyarı Müslümanların batıya doğru yayılmasının önüne geçmek için var güçleriyle mücadele ettiler. Batıya doğru yayılmayı durdurmak için sürekli haçlı seferleri düzenlediler. Ancak Müslümanlar her seferinde bu haçlı seferlerini püskürtmesini bilmiş ve Müslüman Türkler her geçen gün batıya doğru ilerlemişlerdir. Bu ilerleme sırasında hiçbir şekilde haksızlığa sebebiyet verici bir eylemin içine girmemişlerdir. Her daim Allah’ın dinini yeryüzünde yaymak için gayret göstermişler bu uğurda da her türlü fedakarlığı göğüslemişlerdir. Batı dünyası ise Endülüs Emevi Devletini bugünkü İspanya’dan kovmak için her türlü zulme başvurmuşlar her yeri yakıp yıkmışlardır. Yine aynı Batı dünyası Viyana kapılarına kadar dayanan Osmanlıyı batıdan söküp atmak için her türlü eylemi kendilerine mubah saymışlardır. Özellikle hayasız İngiiz siyasetinin hasta adam tabiri ile Osmanlıyı tamamen batıdan söküp atmak için Balkanlar da geliştirdikleri milliyetçilik akımıyla bütün irili ufaklı kavimleri harekete geçirerek Osmanlı topraklarında kaos ortamı oluşturdular. Kısa sürede ayaklanan topluluklar kendi devletlerini kurarak Osmanlı’dan kopmaya başladılar. Bu süreç 1. Dünya Savaşı sonuna kadar devam etti. 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin de içinde bulunduğu İtilaf devletleri savaşı kaybetmiş ve Osmanlı toprakları başta Payitaht İstanbul olmak üzere Anadolu peyderpey işgal edilmeye başlandı. Özellikle 500 yıl neredeyse Osmanlı himayesinde kalan bu süre zarfında da hiçbir şekilde orada yaşayan insanlara en ufak bir zulüm yapılmamış, tam aksine her zaman imar edilmeye çalışılmış olan Yunanlılar Osmanlı bakiyesi topraklarda her türlü zulüm ve işkenceyi Osmanlı halkı olan Türklere maruz görmüşlerdir. Hatta o derece ileri gitmişlerdir ki, 1. Dünya Savaşı sonrasında işgal ettikleri her yeri yakıp yıkmışlardır. Özellikle bir olay vardır ki yürekleri dağlamıştır. Yunan işgali Anadolu’da devam ederken Yunan Başvekili Venizelos’un oğlu Sofokles Yunan ordusu Bursa’ya girerken ordunun en önünde Bursa’ya girmiştir. Sofokles Bursa’yı işgal sırasında ilk yaptığı iş Osmanlı cihan devletinin kurucusu Osman Gazi’nin türbesi başına giderek oradan bütün dünyaya bir mesaj vermeye çalışmıştır. Elinde kılıcıyla Osman Gazi’nin sandukasına ayağını koyan Sofokles küstahça şu cümleleri ağzından savurmaya başlamıştır. "Kalk ey koca sarıklı Osman! Senden, ırkımın intikamını almaya geldim. Bak, kurduğun devlet parça parça oldu! Zelil neslini, şimdi elimizde köle durumunda bulunuyor. Kalk! Seni bir kere daha öldüreyim de ırkımım intikamını alayım." . Venizelos’un oğlu Sofokles Osman Gazi’nin sandukasındaki bu küstahlığının fotoğrafını çektirir ve bu fotoğrafı Atina’ya gönderir. Fotoğrafın arkasına yazdığı şu cümle ile bütün dünyaya şu mesajı vermeye çalışmıştır. “Ordularımız Bursa’ya hakimdir. Şu anda Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman, ayaklarımın altındadır! Artık Bizans’ın intikamını aldım!” Bu zalimane davranışla birlikte Yunanlılar şehri yakıp yıkmaya kalkmışlardır. Yunan Anadolu içlerine ilerledikçe her yerde zalimce ve hoyratça tavırlarını sürdürmüştür. Dün bunları yapanlar bugün de hiç farklı değiller. 1990’lı yıllarda vahşi Batı’nın Avrupa’nın göbeğinde Müslümanlara yaptıkları daha dün gibi gözlerimizin önünde. Bugün de salyalarını akıtmaya devam ediyorlar. Anadolu topraklarından biz Türkleri kovmak için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Bu topraklar da hala gözleri var. Ama hiçbir zaman bu topraklardan bizi kovamayacaklar. Anadolu’ya 1071’de Malazgirt ile vurulan Türk damgası ilelebet daha güçlü şekilde bu topraklarda varlığını gösterecek. Yeter ki biz yek vücut olalım. Yeter ki birbirimizi sevelim ve birbirimizi kucaklayalım. Allah’ın izniyle biz, bir ölür bin diriliriz. Batı dünyasının barbarlığı bizi hiçbir şekilde asla yıldıramaz. Osmanlı kurulduğu günden ve Viyana kapılarına dayandığı dönemden bugünkü sahip olduğumuz Anadolu topraklarına doğru gerilerken bütün dünyaya şu mesajı vermiştir. Kardeşlik, birlik ve dirlik. Bugün de biz buna muhtacız. Batı dün ne ise bugün de aynı. Batı’nın tavrında hiçbir değişme yoktur. Tek yaptıkları zulüm ile abat olmak. Önder Güzelarslan
Ekleme Tarihi: 20 Şubat 2022 - Pazar

BATI HEP AYNI BATI

BATIBATI HEP AYNI BATI HEP AYNI BATI İslam dini Arap Yarımadasında ortaya çıkmasıyla birlikte önce bulunduğu bölgenin çevresinde daha sonrasında dünyanın birçok noktasına hızla yayılmaya başladı. O günün batı dünyası Rum diyarı Müslümanların batıya doğru yayılmasının önüne geçmek için var güçleriyle mücadele ettiler. Batıya doğru yayılmayı durdurmak için sürekli haçlı seferleri düzenlediler. Ancak Müslümanlar her seferinde bu haçlı seferlerini püskürtmesini bilmiş ve Müslüman Türkler her geçen gün batıya doğru ilerlemişlerdir. Bu ilerleme sırasında hiçbir şekilde haksızlığa sebebiyet verici bir eylemin içine girmemişlerdir. Her daim Allah’ın dinini yeryüzünde yaymak için gayret göstermişler bu uğurda da her türlü fedakarlığı göğüslemişlerdir. Batı dünyası ise Endülüs Emevi Devletini bugünkü İspanya’dan kovmak için her türlü zulme başvurmuşlar her yeri yakıp yıkmışlardır. Yine aynı Batı dünyası Viyana kapılarına kadar dayanan Osmanlıyı batıdan söküp atmak için her türlü eylemi kendilerine mubah saymışlardır. Özellikle hayasız İngiiz siyasetinin hasta adam tabiri ile Osmanlıyı tamamen batıdan söküp atmak için Balkanlar da geliştirdikleri milliyetçilik akımıyla bütün irili ufaklı kavimleri harekete geçirerek Osmanlı topraklarında kaos ortamı oluşturdular. Kısa sürede ayaklanan topluluklar kendi devletlerini kurarak Osmanlı’dan kopmaya başladılar. Bu süreç 1. Dünya Savaşı sonuna kadar devam etti. 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin de içinde bulunduğu İtilaf devletleri savaşı kaybetmiş ve Osmanlı toprakları başta Payitaht İstanbul olmak üzere Anadolu peyderpey işgal edilmeye başlandı. Özellikle 500 yıl neredeyse Osmanlı himayesinde kalan bu süre zarfında da hiçbir şekilde orada yaşayan insanlara en ufak bir zulüm yapılmamış, tam aksine her zaman imar edilmeye çalışılmış olan Yunanlılar Osmanlı bakiyesi topraklarda her türlü zulüm ve işkenceyi Osmanlı halkı olan Türklere maruz görmüşlerdir. Hatta o derece ileri gitmişlerdir ki, 1. Dünya Savaşı sonrasında işgal ettikleri her yeri yakıp yıkmışlardır. Özellikle bir olay vardır ki yürekleri dağlamıştır. Yunan işgali Anadolu’da devam ederken Yunan Başvekili Venizelos’un oğlu Sofokles Yunan ordusu Bursa’ya girerken ordunun en önünde Bursa’ya girmiştir. Sofokles Bursa’yı işgal sırasında ilk yaptığı iş Osmanlı cihan devletinin kurucusu Osman Gazi’nin türbesi başına giderek oradan bütün dünyaya bir mesaj vermeye çalışmıştır. Elinde kılıcıyla Osman Gazi’nin sandukasına ayağını koyan Sofokles küstahça şu cümleleri ağzından savurmaya başlamıştır. "Kalk ey koca sarıklı Osman! Senden, ırkımın intikamını almaya geldim. Bak, kurduğun devlet parça parça oldu! Zelil neslini, şimdi elimizde köle durumunda bulunuyor. Kalk! Seni bir kere daha öldüreyim de ırkımım intikamını alayım." . Venizelos’un oğlu Sofokles Osman Gazi’nin sandukasındaki bu küstahlığının fotoğrafını çektirir ve bu fotoğrafı Atina’ya gönderir. Fotoğrafın arkasına yazdığı şu cümle ile bütün dünyaya şu mesajı vermeye çalışmıştır. “Ordularımız Bursa’ya hakimdir. Şu anda Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman, ayaklarımın altındadır! Artık Bizans’ın intikamını aldım!” Bu zalimane davranışla birlikte Yunanlılar şehri yakıp yıkmaya kalkmışlardır. Yunan Anadolu içlerine ilerledikçe her yerde zalimce ve hoyratça tavırlarını sürdürmüştür. Dün bunları yapanlar bugün de hiç farklı değiller. 1990’lı yıllarda vahşi Batı’nın Avrupa’nın göbeğinde Müslümanlara yaptıkları daha dün gibi gözlerimizin önünde. Bugün de salyalarını akıtmaya devam ediyorlar. Anadolu topraklarından biz Türkleri kovmak için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Bu topraklar da hala gözleri var. Ama hiçbir zaman bu topraklardan bizi kovamayacaklar. Anadolu’ya 1071’de Malazgirt ile vurulan Türk damgası ilelebet daha güçlü şekilde bu topraklarda varlığını gösterecek. Yeter ki biz yek vücut olalım. Yeter ki birbirimizi sevelim ve birbirimizi kucaklayalım. Allah’ın izniyle biz, bir ölür bin diriliriz. Batı dünyasının barbarlığı bizi hiçbir şekilde asla yıldıramaz. Osmanlı kurulduğu günden ve Viyana kapılarına dayandığı dönemden bugünkü sahip olduğumuz Anadolu topraklarına doğru gerilerken bütün dünyaya şu mesajı vermiştir. Kardeşlik, birlik ve dirlik. Bugün de biz buna muhtacız. Batı dün ne ise bugün de aynı. Batı’nın tavrında hiçbir değişme yoktur. Tek yaptıkları zulüm ile abat olmak. Önder Güzelarslan
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.