Özlem Gürbüz
Köşe Yazarı
Özlem Gürbüz
 

DOLU DİZGİN YILLAR

  Geçiyor zaman, akıyor da durmuyor. Saatler zalim, günler daha da zalim. Zalim, çünkü durması yok. Zaman nasıl işlerse, bizim boynumuz kıldan ince kalır onun için.  Her sabah işe, hastaneye giden milyonlarca insan var. Hepsi bir yere yetişmeye çalışıyor. Yetişmek zorundalar, çünkü biliyorlar ki zamanın affı yok. Yıllar geçip gittikçe çoğalan umutlar ve keşkeler aynı anda paralel devam ediyor. Çünkü insan zamanla anlıyor ne yapması gerektiğini ve kaçırdığı her şeyin kıymetini...  Yaşlandıkça kırışan yüzlerimiz mi bizi üzgün yapan yoksa? Ama dedim ya, zalimdir zaman. Acıması, sabrı yoktur, beklemez. Geçip gider. Her gördüğümüz yaşlı ve ölen her insana ait olan mezarlık, bize geleceğimizi anlatırken; her gördüğümüz bebekler ve çocuklar da geçmişimizi bize hatırlatırlar. "Keşke hep çocuk kalsaydım" cümlesini çoğu kez birçok insandan duymuşuzdur. Bir çocuk büyümek ister ama bir yetişkin ise zamanı geriye almak istese de bunun mümkün olamayacağını bilir. Acaba bize verilen süreyi değerlendirmeyi mi bilmiyoruz? Biraz düşününce bu sorunun cevabı "evet" olsa yanlış ifade edilmiş olmaz. Dizginliyor bizi zaman, geçen her saniyenin değerini daha da ikiye katlıyor.  Hayatta mümkün olabilen tek şeydir bize verilen süreyi doğru şekilde değerlendirebilmek, elimizde olan bir nimet.
Ekleme Tarihi: 15 Kasım 2024 - Cuma

DOLU DİZGİN YILLAR

 

Geçiyor zaman, akıyor da durmuyor. Saatler zalim, günler daha da zalim. Zalim, çünkü durması yok. Zaman nasıl işlerse, bizim boynumuz kıldan ince kalır onun için. 
Her sabah işe, hastaneye giden milyonlarca insan var. Hepsi bir yere yetişmeye çalışıyor. Yetişmek zorundalar, çünkü biliyorlar ki zamanın affı yok. Yıllar geçip gittikçe çoğalan umutlar ve keşkeler aynı anda paralel devam ediyor. Çünkü insan zamanla anlıyor ne yapması gerektiğini ve kaçırdığı her şeyin kıymetini... 
Yaşlandıkça kırışan yüzlerimiz mi bizi üzgün yapan yoksa? Ama dedim ya, zalimdir zaman. Acıması, sabrı yoktur, beklemez. Geçip gider. Her gördüğümüz yaşlı ve ölen her insana ait olan mezarlık, bize geleceğimizi anlatırken; her gördüğümüz bebekler ve çocuklar da geçmişimizi bize hatırlatırlar. "Keşke hep çocuk kalsaydım" cümlesini çoğu kez birçok insandan duymuşuzdur. Bir çocuk büyümek ister ama bir yetişkin ise zamanı geriye almak istese de bunun mümkün olamayacağını bilir. Acaba bize verilen süreyi değerlendirmeyi mi bilmiyoruz? Biraz düşününce bu sorunun cevabı "evet" olsa yanlış ifade edilmiş olmaz. Dizginliyor bizi zaman, geçen her saniyenin değerini daha da ikiye katlıyor. 
Hayatta mümkün olabilen tek şeydir bize verilen süreyi doğru şekilde değerlendirebilmek, elimizde olan bir nimet.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.