Prof. Dr. Hamdi Temel
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Hamdi Temel
 

Şekerin Gerçek Yüzü: Tatlı mı Zehir mi?

Şekerin Gerçek Yüzü: Tatlı mı Zehir mi? Halk arasında “toz şeker” dediğimiz beyaz şeker, mutfaklarımızın vazgeçilmezi gibi görünse de aslında en zararlısıdır. Çünkü defalarca işlenir, faydalı kısımları alınır ve geriye sadece boş kalori kalır. Yani yeriz ama vücudumuza hiçbir faydası olmaz. Biraz örnek verelim: Bir kutu gazlı içecekte yaklaşık 10 küp şeker bulunur. Yani kola içtiğinizde, sanki üst üste 10 küp şekeri ağzınıza atmış gibi olursunuz. Hazır meyve sularında da durum farklı değildir; bir bardak portakal suyunda 5–6 küp şekere denk gelen miktar vardır. Çocuklara aldığımız bir paket gofret, günlük alınması gereken şeker miktarını tek başına karşılar. Bu kadar fazla şeker yüklemesi zamanla obeziteye, insülin direncine, diyabete, diş çürüklerine ve kalp hastalıklarına davetiye çıkarır. Daha Sağlıklı Tatlandırıcılar Peki “tatlıdan tamamen mi vazgeçelim?” Tabii ki hayır. Hepimizin tatlıya ihtiyacı var ama önemli olan doğru kaynağı seçmektir. Bal: Doğal bal hem tatlı ihtiyacını karşılar hem de bağışıklığı destekler. Çocukken hastalandığımızda anneannelerimizin verdiği bir kaşık bal boşuna değildi. Ancak unutmayalım, her bal gerçek olmayabilir. Güvenilir yerden almak şarttır. Pekmez: Dut, üzüm ya da keçiboynuzu pekmezi… Çocukluğumuzda sabah kahvaltısında bir kaşık yediğimizde gün boyu enerji verirdi. Demir açısından da zengindir; özellikle kansızlık problemi olanlar için iyi bir destektir. Hurma ve kuru meyveler: Ramazan’da sofralarımızın vazgeçilmezi olan hurma, aslında her gün tüketilebilecek en doğal tatlılardan biridir. Çayın yanına bir hurma ya da birkaç kuru kayısı koymak, hem tatlı isteğini bastırır hem de lif ve vitamin desteği sağlar. Stevia ve Hindistan cevizi şekeri: Son yıllarda daha çok duyuyoruz. Özellikle diyabet hastaları için uygun, bitkisel kökenli tatlandırıcılardır. Kan şekerini birden yükseltmezler. “Azı Karar, Çoğu Zarar” Unutmamamız gereken en önemli nokta şudur: “Doğal da olsa şeker, şekerdir.” Fazla bal da, fazla pekmez de vücuda gereğinden fazla şeker yüklemek demektir. Mesela: Çayı üç şekerli içiyorsak önce ikiye, sonra bire düşürelim. Bir süre sonra damak alışır ve şekersiz içmeye başlarız. Tatlı krizimiz tuttuğunda çikolata yerine bir avuç kuru üzüm ya da iki hurma yiyelim. Çocuklarımıza gazlı içecek yerine ev yapımı meyve suyu ya da ayran sunalım. Sonuç: Şeker Hayatı Tatlandırsın, Sağlığı Götürmesin Özellikle diyabet hastaları için durum çok daha hassastır. Onların vücudu şekeri farklı işler ve küçük bir fazlalık bile ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu yüzden: Bal ya da pekmez bile olsa, doktorun önerdiği ölçünün dışına çıkmamak gerekir. Tatlı isteği geldiğinde hurma, elma, armut gibi lifli ve doğal meyveler daha güvenlidir. Stevia gibi bitkisel tatlandırıcılar, kan şekerini hızlı yükseltmediği için daha uygun seçeneklerdir. En önemlisi, diyabet hastaları tatlandırıcı seçiminde mutlaka doktor veya diyetisyenlerine danışmalıdır. Unutmayalım: Şeker tadıyla hayatımıza renk katsın ama sağlığımızı elimizden almasın. Özellikle diyabetliler için doğru şeker seçimi, hem hayat kalitesini hem de uzun ömürlü bir yaşamı belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Prof. Dr. Hamdi TEMEL www.hamditemel.com.tr
Ekleme Tarihi: 01 Ekim 2025 -Çarşamba

Şekerin Gerçek Yüzü: Tatlı mı Zehir mi?

Şekerin Gerçek Yüzü: Tatlı mı Zehir mi? Halk arasında “toz şeker” dediğimiz beyaz şeker, mutfaklarımızın vazgeçilmezi gibi görünse de aslında en zararlısıdır. Çünkü defalarca işlenir, faydalı kısımları alınır ve geriye sadece boş kalori kalır. Yani yeriz ama vücudumuza hiçbir faydası olmaz. Biraz örnek verelim: Bir kutu gazlı içecekte yaklaşık 10 küp şeker bulunur. Yani kola içtiğinizde, sanki üst üste 10 küp şekeri ağzınıza atmış gibi olursunuz. Hazır meyve sularında da durum farklı değildir; bir bardak portakal suyunda 5–6 küp şekere denk gelen miktar vardır. Çocuklara aldığımız bir paket gofret, günlük alınması gereken şeker miktarını tek başına karşılar. Bu kadar fazla şeker yüklemesi zamanla obeziteye, insülin direncine, diyabete, diş çürüklerine ve kalp hastalıklarına davetiye çıkarır. Daha Sağlıklı Tatlandırıcılar Peki “tatlıdan tamamen mi vazgeçelim?” Tabii ki hayır. Hepimizin tatlıya ihtiyacı var ama önemli olan doğru kaynağı seçmektir. Bal: Doğal bal hem tatlı ihtiyacını karşılar hem de bağışıklığı destekler. Çocukken hastalandığımızda anneannelerimizin verdiği bir kaşık bal boşuna değildi. Ancak unutmayalım, her bal gerçek olmayabilir. Güvenilir yerden almak şarttır. Pekmez: Dut, üzüm ya da keçiboynuzu pekmezi… Çocukluğumuzda sabah kahvaltısında bir kaşık yediğimizde gün boyu enerji verirdi. Demir açısından da zengindir; özellikle kansızlık problemi olanlar için iyi bir destektir. Hurma ve kuru meyveler: Ramazan’da sofralarımızın vazgeçilmezi olan hurma, aslında her gün tüketilebilecek en doğal tatlılardan biridir. Çayın yanına bir hurma ya da birkaç kuru kayısı koymak, hem tatlı isteğini bastırır hem de lif ve vitamin desteği sağlar. Stevia ve Hindistan cevizi şekeri: Son yıllarda daha çok duyuyoruz. Özellikle diyabet hastaları için uygun, bitkisel kökenli tatlandırıcılardır. Kan şekerini birden yükseltmezler. “Azı Karar, Çoğu Zarar” Unutmamamız gereken en önemli nokta şudur: “Doğal da olsa şeker, şekerdir.” Fazla bal da, fazla pekmez de vücuda gereğinden fazla şeker yüklemek demektir. Mesela: Çayı üç şekerli içiyorsak önce ikiye, sonra bire düşürelim. Bir süre sonra damak alışır ve şekersiz içmeye başlarız. Tatlı krizimiz tuttuğunda çikolata yerine bir avuç kuru üzüm ya da iki hurma yiyelim. Çocuklarımıza gazlı içecek yerine ev yapımı meyve suyu ya da ayran sunalım. Sonuç: Şeker Hayatı Tatlandırsın, Sağlığı Götürmesin Özellikle diyabet hastaları için durum çok daha hassastır. Onların vücudu şekeri farklı işler ve küçük bir fazlalık bile ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu yüzden: Bal ya da pekmez bile olsa, doktorun önerdiği ölçünün dışına çıkmamak gerekir. Tatlı isteği geldiğinde hurma, elma, armut gibi lifli ve doğal meyveler daha güvenlidir. Stevia gibi bitkisel tatlandırıcılar, kan şekerini hızlı yükseltmediği için daha uygun seçeneklerdir. En önemlisi, diyabet hastaları tatlandırıcı seçiminde mutlaka doktor veya diyetisyenlerine danışmalıdır. Unutmayalım: Şeker tadıyla hayatımıza renk katsın ama sağlığımızı elimizden almasın. Özellikle diyabetliler için doğru şeker seçimi, hem hayat kalitesini hem de uzun ömürlü bir yaşamı belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Prof. Dr. Hamdi TEMEL www.hamditemel.com.tr
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.