Sema KOCA 
Köşe Yazarı
Sema KOCA 
 

KARANLIĞA BİR MUM YAK

KARANLIĞA BİR MUM YAK Üniversite sınavına hazırlandığım yıl ufaktan darbenin sinyalleri veriliyordu. Dershanede kulağımıza gelen duyumlara göre kız-erkek ayrı bölümleri olan dershanedeki başörtülü bayan öğretmenler, müfettiş gelecek korkusuyla başlarını açmışlardı. O kadar kızıyordum ki özel dershanedekiler daha ortada resmi bir kanun yokken bunu yaparsa, devlettekiler ne yapacaktı. Üniversiteyi kazanmıştım o yıl. Kayıtta ayrı sorun, okulda ayrı. Bezdirme ve sindirme politikası güdüldü ilk başta. Korku pompaladılar. Darbenin ayak sesleri duyuluyordu. Nihayet 28 Şubat ile resmi olarak yasaklar başladı. Sınıftan atmalarla başlayan süreç, kampüs girişine kadar geldi ve artık üniversite sınırları içine giremiyorduk. O dönem beni en çok üzen ve yaralayan halkın yasaktan habersiz olması ve özellikle cemaatlerin destek vermemesi oldu. Bize ancak dua edebilirlermiş(!) kardeşlerimiz! 200 başörtülü kızdan geriye 10 kişinin kalması da yüreğimizi dağladı. Ne zorluk ve umutlarla gelinen üniversitemize gidemiyorduk. Her derse girişten sonra bir ceza kağıdı geliyordu. Kınama, uyarı,  bir haftalık uzaklaştırma derken, ilk dönem bitti. Bu arada boş durmak yok bize. Her gün gönüllü avukatlarla görüşüyoruz, eylemler yapıyoruz, mitinglere katılıyoruz. Eylem yapılacağını öğrenen sivil polisler her an etrafımızda geziniyor. Telsiz sesleri halen içimi ürpertir. Üstelik terörle mücadele şubesinin üzerimize salınması, bin kat daha dağlıyordu yüreklerimizi. Hiç unutmuyorum; şehrin merkezinde koca meydanda sadece 10 kız, mum yakarak sessizce eylem yapıyoruz. Yanımızdan geçen duyarlı vatandaşlar ne eylemi yaptığımızı soruyorlar. Biz de “KARANLIĞA BİR MUM DA SEN YAK" mak ister misiniz diyoruz. Kimisi korkusundan sadece dua edip gidiyor. İçlerinden en fazla üç beş kişi bir dakika kadar yanımızda elinde mumla bizi destekliyor. İnsanlar korkularından yanımıza bile yaklaşmıyorlar. Haklılar da. Sürekli takipte olduğumuz için kameralar kayıttaydı. Mimlenmiştik anlayacağınız ve utanmadan terörist sıfatıyla! Tam bu esnada cadde kenarına hızlıca üç ekip arabası yanaştı. Ellerinde coplarla 10 tane genç kızın üstüne saldırdı. Tabi biz sırf bize dokunmasınlar diye ellerimizdeki mumları attık ve kaçmaya başladık. Kimliklerimizi istediler, vermedik. Hiçbirimizi almadan bizi dağıttılar, uzaklaştırdılar ve eylem sona erdi. Eylemle beraber hayallerimiz, umutlarımız, çabalarımız da... Herkes hayat mücadelesini vermek zorundaydı. Okulumuzu okuyamıyorsak, iş bulup çalışmak zorundaydık. Hayat durmuyordu ki... "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!" Sema KOCA 28 Şubat 2022
Ekleme Tarihi: 01 Mart 2022 - Salı

KARANLIĞA BİR MUM YAK

KARANLIĞA BİR MUM YAK Üniversite sınavına hazırlandığım yıl ufaktan darbenin sinyalleri veriliyordu. Dershanede kulağımıza gelen duyumlara göre kız-erkek ayrı bölümleri olan dershanedeki başörtülü bayan öğretmenler, müfettiş gelecek korkusuyla başlarını açmışlardı. O kadar kızıyordum ki özel dershanedekiler daha ortada resmi bir kanun yokken bunu yaparsa, devlettekiler ne yapacaktı. Üniversiteyi kazanmıştım o yıl. Kayıtta ayrı sorun, okulda ayrı. Bezdirme ve sindirme politikası güdüldü ilk başta. Korku pompaladılar. Darbenin ayak sesleri duyuluyordu. Nihayet 28 Şubat ile resmi olarak yasaklar başladı. Sınıftan atmalarla başlayan süreç, kampüs girişine kadar geldi ve artık üniversite sınırları içine giremiyorduk. O dönem beni en çok üzen ve yaralayan halkın yasaktan habersiz olması ve özellikle cemaatlerin destek vermemesi oldu. Bize ancak dua edebilirlermiş(!) kardeşlerimiz! 200 başörtülü kızdan geriye 10 kişinin kalması da yüreğimizi dağladı. Ne zorluk ve umutlarla gelinen üniversitemize gidemiyorduk. Her derse girişten sonra bir ceza kağıdı geliyordu. Kınama, uyarı,  bir haftalık uzaklaştırma derken, ilk dönem bitti. Bu arada boş durmak yok bize. Her gün gönüllü avukatlarla görüşüyoruz, eylemler yapıyoruz, mitinglere katılıyoruz. Eylem yapılacağını öğrenen sivil polisler her an etrafımızda geziniyor. Telsiz sesleri halen içimi ürpertir. Üstelik terörle mücadele şubesinin üzerimize salınması, bin kat daha dağlıyordu yüreklerimizi. Hiç unutmuyorum; şehrin merkezinde koca meydanda sadece 10 kız, mum yakarak sessizce eylem yapıyoruz. Yanımızdan geçen duyarlı vatandaşlar ne eylemi yaptığımızı soruyorlar. Biz de “KARANLIĞA BİR MUM DA SEN YAK" mak ister misiniz diyoruz. Kimisi korkusundan sadece dua edip gidiyor. İçlerinden en fazla üç beş kişi bir dakika kadar yanımızda elinde mumla bizi destekliyor. İnsanlar korkularından yanımıza bile yaklaşmıyorlar. Haklılar da. Sürekli takipte olduğumuz için kameralar kayıttaydı. Mimlenmiştik anlayacağınız ve utanmadan terörist sıfatıyla! Tam bu esnada cadde kenarına hızlıca üç ekip arabası yanaştı. Ellerinde coplarla 10 tane genç kızın üstüne saldırdı. Tabi biz sırf bize dokunmasınlar diye ellerimizdeki mumları attık ve kaçmaya başladık. Kimliklerimizi istediler, vermedik. Hiçbirimizi almadan bizi dağıttılar, uzaklaştırdılar ve eylem sona erdi. Eylemle beraber hayallerimiz, umutlarımız, çabalarımız da... Herkes hayat mücadelesini vermek zorundaydı. Okulumuzu okuyamıyorsak, iş bulup çalışmak zorundaydık. Hayat durmuyordu ki... "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!" Sema KOCA 28 Şubat 2022
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.