KAZANAN SEN OL
KAZANAN SEN OL
Her kaybettiğimde, kazanan yanların(m)ı sevdim, diyordu ya şair…
Meğer kaybetmek büyük bir nimetmiş. Tabi ki her kaybediş değil; seni Yaratan'ı unutmak en tehlikelisi.
Unutursan; kendine, kendini unutturulursun. O, yine seni unutmaz ama sana, ebedi hayatla birlikte seni bile unutturur. Unutulmuşluğun girdabında çırpınırsın, çırpındıkça daha da dibe batar yokluğun gayyasında boğulursun.
Zira boşuna dememiştir Yunus Emre:
“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendin bilmezsin, ya nice okumaktır.”
Kaybedince insan, zannediyor ki dünya yıkılmış da bir tek o kalmış altında. Oysa tek bir hamleyle, tüm bu boş ve anlamsız yığınların altından kalkmak mümkün. Önemli ve anlamlı olanı fark ettiğin an yeniden dirilecek ve dikileceksin.
Dirilişin, kurtuluşun adı olacak.
Dik duruşunla kardeşlerine umut, düşmanlarına korku salacaksın.
Kalkan, bir tek bedenin olmayacak.
Ve hatta belki de bedenin bile kalkamayacak.
Yüreğinin ve ruhunun dirilişiyle her şeyi değiştirmen mümkün.
Bil ki kıyam, Sonsuz Kudret'e güvenenlerin işidir.
Bilinci kuşanıp, ilimle kendini donatırsan muhtemeldir ki en yakınlarından tut, bir kavmin uyanışına sebep olursun.
Korkma! Seni yıkan, yok sayarak terk eden her şey tıpkı bir kamçı etkisiyle, silkelenip kendine gelmeni sağlayacak. Üstelik her uyanış bir öncekinden daha dik ve diri olacak.
Her terk ediliş senden bir şeyler götürdüğü gibi yerine ondan daha iyisini koyacaktır. Belki başlarda bunu anlamakta güçlük çekeceksin. Bilirsin, yaralandığın, çok ciddi bir hasar gördüğün zaman, ilk anda acıyı hissetmezsin. Kanayan yanlarını göremezsin. Ta ki biraz zaman geçsin şokun etkisinden kurtul, hislerin canlandığında anlayacaksın ne kadar kan kaybettiğini.
Akıttığın kanlar mürekkep olacak ve dirilişin destanını yazacaksın.
Yazdığın her cümle yaralarına merhem olacak, umut olacak.
Sen yaralarını hissettikçe, iyileştirmenin tek yolunun sarılmak olduğunu göreceksin.
Sarılmak ama kime, neye?
Huzur veren kaynağın farkındaysan ne mutlu...
Geldiğin ve gideceğin yeri idrak edebiliyorsan, sana sarılan melekler olacaktır. Eşsiz Kudret'in dokunuşlarını hücrelerinde hissedeceksin…
İlâhî hükümlere sımsıkı sarılacaksın. Onlar senin en büyük tesellin olacak. İlahi kaynaktan besleneceksin ki yenilenebilesin. Sen soracaksın O söyleyecek, eşi benzeri olmayan, sımsıkı sarıldığın kopmaz ipiyle. Ta ki yüreğin sükûna ersin…
Bir çocuğa sarıl mesela, bir bebeğe. Onun sana akıttığı masum duyguları, iliklerine kadar hissedeceksin ve iyileşme sürecine gireceksin.
“Ol!” emri geldiyse, anla ki süreç başladı…
Üzülme, korkma!
Taze kan kazanmak için eksilen bir yanın olmalı ki yerine yenisi gelsin.
Eksiltiyorsa senden Yüce Yaratan, emin ol çok daha iyisiyle tamamlamak içindir.
Her tükenmişliğinde küllerini daha yükseklere savur!
Savur ki kıyamın, o saf ve tertemiz anlamı ortaya çıksın, berraklaşsın zihnin de.
Savur ki etrafındaki tüm maddi manevi pisliklerden arınasın.
Hayatta var olan ve yaşanılan her şeyin bir anlamı vardır. Bir anlam ve amaca göre yaratıldığını fark ettiğin an, işte tam da o an, küllerinden doğar insan. Her yeni başlangıç, büyük umutlara gebedir, düştüğün yerden kalkmasını bilirsen.
Şüphesiz ki ait olduğumuz tek merci ALLAH var ve dönüşümüz de yine ve sadece O'na olacaktır.
Sema KOCA
Ekleme
Tarihi: 04 Kasım 2021 - Perşembe
KAZANAN SEN OL
KAZANAN SEN OL
Her kaybettiğimde, kazanan yanların(m)ı sevdim, diyordu ya şair…
Meğer kaybetmek büyük bir nimetmiş. Tabi ki her kaybediş değil; seni Yaratan'ı unutmak en tehlikelisi.
Unutursan; kendine, kendini unutturulursun. O, yine seni unutmaz ama sana, ebedi hayatla birlikte seni bile unutturur. Unutulmuşluğun girdabında çırpınırsın, çırpındıkça daha da dibe batar yokluğun gayyasında boğulursun.
Zira boşuna dememiştir Yunus Emre:
“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendin bilmezsin, ya nice okumaktır.”
Kaybedince insan, zannediyor ki dünya yıkılmış da bir tek o kalmış altında. Oysa tek bir hamleyle, tüm bu boş ve anlamsız yığınların altından kalkmak mümkün. Önemli ve anlamlı olanı fark ettiğin an yeniden dirilecek ve dikileceksin.
Dirilişin, kurtuluşun adı olacak.
Dik duruşunla kardeşlerine umut, düşmanlarına korku salacaksın.
Kalkan, bir tek bedenin olmayacak.
Ve hatta belki de bedenin bile kalkamayacak.
Yüreğinin ve ruhunun dirilişiyle her şeyi değiştirmen mümkün.
Bil ki kıyam, Sonsuz Kudret'e güvenenlerin işidir.
Bilinci kuşanıp, ilimle kendini donatırsan muhtemeldir ki en yakınlarından tut, bir kavmin uyanışına sebep olursun.
Korkma! Seni yıkan, yok sayarak terk eden her şey tıpkı bir kamçı etkisiyle, silkelenip kendine gelmeni sağlayacak. Üstelik her uyanış bir öncekinden daha dik ve diri olacak.
Her terk ediliş senden bir şeyler götürdüğü gibi yerine ondan daha iyisini koyacaktır. Belki başlarda bunu anlamakta güçlük çekeceksin. Bilirsin, yaralandığın, çok ciddi bir hasar gördüğün zaman, ilk anda acıyı hissetmezsin. Kanayan yanlarını göremezsin. Ta ki biraz zaman geçsin şokun etkisinden kurtul, hislerin canlandığında anlayacaksın ne kadar kan kaybettiğini.
Akıttığın kanlar mürekkep olacak ve dirilişin destanını yazacaksın.
Yazdığın her cümle yaralarına merhem olacak, umut olacak.
Sen yaralarını hissettikçe, iyileştirmenin tek yolunun sarılmak olduğunu göreceksin.
Sarılmak ama kime, neye?
Huzur veren kaynağın farkındaysan ne mutlu...
Geldiğin ve gideceğin yeri idrak edebiliyorsan, sana sarılan melekler olacaktır. Eşsiz Kudret'in dokunuşlarını hücrelerinde hissedeceksin…
İlâhî hükümlere sımsıkı sarılacaksın. Onlar senin en büyük tesellin olacak. İlahi kaynaktan besleneceksin ki yenilenebilesin. Sen soracaksın O söyleyecek, eşi benzeri olmayan, sımsıkı sarıldığın kopmaz ipiyle. Ta ki yüreğin sükûna ersin…
Bir çocuğa sarıl mesela, bir bebeğe. Onun sana akıttığı masum duyguları, iliklerine kadar hissedeceksin ve iyileşme sürecine gireceksin.
“Ol!” emri geldiyse, anla ki süreç başladı…
Üzülme, korkma!
Taze kan kazanmak için eksilen bir yanın olmalı ki yerine yenisi gelsin.
Eksiltiyorsa senden Yüce Yaratan, emin ol çok daha iyisiyle tamamlamak içindir.
Her tükenmişliğinde küllerini daha yükseklere savur!
Savur ki kıyamın, o saf ve tertemiz anlamı ortaya çıksın, berraklaşsın zihnin de.
Savur ki etrafındaki tüm maddi manevi pisliklerden arınasın.
Hayatta var olan ve yaşanılan her şeyin bir anlamı vardır. Bir anlam ve amaca göre yaratıldığını fark ettiğin an, işte tam da o an, küllerinden doğar insan. Her yeni başlangıç, büyük umutlara gebedir, düştüğün yerden kalkmasını bilirsen.
Şüphesiz ki ait olduğumuz tek merci ALLAH var ve dönüşümüz de yine ve sadece O'na olacaktır.
Sema KOCA
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.