Sema KOCA 
Köşe Yazarı
Sema KOCA 
 

SABIR KAHRAMANI EYYÛB A.S.

SABIR KAHRAMANI EYYÛB A.S. Sabır denilince ilk aklımıza gelen isim Eyyûb a.s.’dır. Tüm varlığını kaybeden Eyyûb a.s. Allah'a hiç isyan etmeyerek bize sabrın nasıl ve ne şekilde olması gerektiğini öğretmiştir. Eyyûb a.s., beden sağlığı gayet iyi, sayılamayacak kadar malı mülkü olan, evi, eşi ve çocukları, dostları, arkadaşları, sevenleri, itibarı, saygınlığı ve toplum üzerinde ağırlığı olan bir insan, getirdiği dini kabul edenlerin olduğu bir peygamberdi. Sabır; genel bilinen anlamı, belâ, musibet ve hastalıklara karşı dayanmak, dişini sıkmak olarak bilinse de aslında SABIR; üzüntü, başa gelen sıkıntı ve belalar karşısında direnç gösterme; olumsuzlukları olumlu kılmak için gösterilen metanet tavrıdır. Sabır aktif bir eylemdir, aksiyona çağırır. Sabır ne DEĞİLDİR? Tembellik değildir! Miskinlik değildir! İhmal ve kusurları örten bir örtü değildir! Hak aramanın önünde engel değildir! Zulme rıza göstermek değildir! SABIR; Dayanmaktır Direnmektir Harekete geçmektir Kötülüğe ve haksızlığa teslim olmamaktır Hakka yaraşır bir biçimde hakkın ikamesi için çalışmaktır. Sabrı iyi anlayan birisi ne yapar? Nefsini telaştan, dilini şikayetten, organlarını çirkin davranışlardan korur. Nimet haliyle mihnet hali arasında fark gözetmeyip, her iki durumda da sükûnetini muhafaza eder ve Allah'tan başkasına şikayette bulunmamaya gayret eder. Halini sadece Allah'a arz eder. Nelere sabredeceğiz? İbadetlerin külfetine Günahların cazibesine İmtihanların zorluğuna Eziyetlerin ağırlığına Hayırların istikrarına Sa'd 44: “...Muhakkak ki Eyyûb Allah'a çok yönelen bir kimseydi.” EVVAB: “Dönen, Allah'a yönelen, tevbe eden, tevbesini koruyan, her şart ve durumda Allah'a itaat eden” demektir. Sabır ve evvab kavramı arasındaki ilişki: Bedenin yönelişi Kabe'ye, Aklın yönelişi Kur'an'a, Duyguların yönelişi Sünnet’e, Harcamaların yönelişi Helâl’e, İlişkilerin yönelişi Merhamet’e, Tüm hallerimizin yönelişi Allah'a olmazsa, sabırlı olmak ve sabır üzere kalmak mümkün değildir. Eyyûb a.s. bize ne öğretiyor? Hasta ahlakını Hastalık ahlakını Hasta yakını ahlakını Tababet ahlakını Tabib ahlakını Eyyûb a.s.’ dan öğrendiğimiz manevi hastalıklarımız şunlardır: Gündem hastalığı: Vezkûr: Gündem et! Gereksiz şeyleri gündem etmek, her soruya cevap yetiştirmek İslam'ı yüceltmez. Gündemini sen belirle Kur'an'la! Şirk hastalığı: Tevhidi ne kadar yaşıyorsun, ne kadar anlattın? Değerler sıralaması hastalığı: Allah'ın emrettiği sıralamaya riayet etmemek. Tembellik hastalığı: Allah bizden oturmamızı da değil, harekete geçmemizi istiyor. O yüzden Eyyûb a.s.’a “Ayağını yere vur!” diye emretti. Durma, çalış! Düşman hastalığı: Allah'ın bize tanıttığı ilk düşman şeytandır. O yüzden şeytanın özelliklerini çok iyi bilmemiz gerekiyor ki düşmana karşı iyi kuşanalım. Savunma hastalığı: Düşmanı tanımadığımız için nasıl savunacağımızı bilememek. Güven hastalığı: Günümüzün en bariz hastalıklarından biri olan güvensizlik! Allah'a ve müminlere güvenmemek! Aklı kullanmama hastalığı: Sad 43: “Ancak akıl sahipleri ibret alır.” Acelecilik hastalığı: Rivayetlere göre 18 yıl sürdüğü söylenilen imtihanına karşı Eyyûb a.s.’ın sabretmiş olup acele istememesi. Yöneliş hastalığı: Allah'a yönelmemek, evvap olamamak. Eyyûb a.s.’ın Kur'an'da adı 4 kez anılır: Nisa 163 ve Enam 84’te sadece isim olarak, Enbiya 83-84 ve Sad 41-44’te kıssa olarak, toplam 8 ayette Eyyûb a.s.’dan bahsedilir. Enbiya 84’te; abidlere/ ibadet edenlere, kulluk edenlere/ kulluk ızdırabı çekenlere, bir ibret/ ders olsun, bir örnek/ model olsun, bir öğüt/ nasihat olsun diye anlattık. Sad 43’te; (ulu'l elbab) aklını kullananlara, akıl ve vicdan sahiplerine, aklını en üst kapasitesine vardıranlara, bir ibret/ ders olsun, bir hatıra ve hatırlatma olsun, bir örnek/ model olsun, bir öğüt/ nasihat olsun diye anlattık. Eyyûb a.s., sabır medresesinin muallimiydi. İmtihanlar karşısında bize öğrettikleri şunlardır: İmtihan, hastalıklarla gelirse sergilenecek sabır tavrı şudur: İsyan etmemek Şifayı Allah'tan beklemek Şifa vesileleri aramak Dua etmek ve dua almak Neticenin kesinlikle hayır olduğuna inanmak. İmtihan, mal ve mülk itibarı ile varlıktan yokluğa gelirse sergilenecek sabır tavrı şudur: Mülkün yegâne sahibinin Allah olduğunu unutmamak Allah'ın günleri aranızda dönüp dolaştırdığına inanmak Mal kaybının sebepleri üzerinde durmak ancak sebeplerin altında ezilmemek Umutları kaybetmeden yeniden kazanabilmenin yollarını aramak. İmtihan, evinden hanesinden eşinden çocuklarından olursa sergilenecek sabır tavrı şudur: Verenin de alanın da Allah olduğunu kavramak Verince şükrün, alınca hamdin ortaya konması gerektiğini unutmamak Mahrum bırakılan nimetlerin mükafatının büyük olacağını bilmek Dünyanın ve imtihanların geçiciliğini her daim hatırda tutmak Asıl hayatın Ahiret hayatı olduğunu bilip onunla teselli olmak. İmtihan, itibardan itibarsızlığa gelirse sergilenecek sabır tavrı şudur: Asıl itibar kaybının Allah katında olduğunu unutmamak İnsanların itibar göstermelerine çok da takılmamak Kullar nezdinde büyük, Allah katında küçük olmamak Allah'ın rızasını ve hoşnutluğunu her şeyin ama her şeyin önüne koymak Yücelten ve alçaltan Allah'ın bir hesabı olduğunu bilip ona teslim olmak. Kur'an'da Eyyûb a.s. hususiyetleri ve ayrıcalıkları az ama öz olarak bize aktarılmış bir peygamberdir. Eyyûb a.s.’ın hususiyetleri: Vahye muhatap kılınması, Nisa 163 Anlatılan peygamberlerden biri olması, Nisa 164 Beşir ve nezir olarak gönderilmesi, Nisa 165 Hidayet önderi olması, Enam 84 Muhsinlerden olması, Enam 84 Salihlerden olması, Enam 85 Alemlere üstün kılınması, Enam 86 Kitap, hikmet ve nübüvvet verilmesi, Enam 89 Dilinden dua örneğinin olması, Enbiya 83 Kulluk edenlere çok güzel bir örnek olması, Enbiya 84 Kıssası anlatılan peygamberlerden biri olması, Sad 41-44 Çok ağır imtihanlara maruz kalmasına rağmen övgüye mazhar olması, Sad 41 Akıl sahiplerini ders/ ibret kılınan bir hayatın sahibi olması, Sad 43 Sabır kahramanı olması, Sad 44 Allah'a yönelişte zirve olması, (evvabîn) Sad 44. Eyyûb a.s.’ın ilaçları: Kur'an bir eczane, Allah Resulü (sav) bir doktordur. Kur'an ilaçları takdim ediyor Allah resulü ilaçların nasıl kullanılacağını bize öğretiyor. İsra 82: “Biz Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir, zalimlerin ise yalnızca ziyanını arttırır. Enbiya 83-84; Hastalık; şikayet değil, şükür vesilesidir. Hastalık; kayıp değil, kazançtır. Hastalık; isyan değil, ihsan şuurunu elde etme imkanıdır. Hastalık; zahmetinin altında ezilmek değil, rahmetinin meltemine muhatap olma sebebidir. Hastalık; gördüklerinin arkasından üzülmek değil, getirdiklerinin üzerinden sevinme fırsatıdır. Sad 41-44; Asıl hastalık, şeytanın verdiği vesvese ve vehimlerdir. Asıl hastalık, şifayı Allah dışında başka şeylerden beklemektir. Asıl hastalık, şifa vesilelerini zorlamamak ve şifayı elde etmek için harekete geçmemektedir. Asıl hastalık, şifa vesilesi olan ilaçları istenilen düzeyde kullanmamaktadır. Asıl hastalık, sebatı, sadakati ve sabrı kuşanmamaktır. Asıl hastalık hastalığı Allah'tan özel mükafatlar kazanma fırsatına dönüştürmektir. Sad 41: “Kulumuz Eyyub'u da an! Hani o Rabbine, “şeytan bana bir meşakkat/ yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti.” VEZKÛR: An, hatırlat, mesajlar çıkar, gündem et, insanlığa duyur! Eyyûb a.s. şunları demiyor: Allah'ım, ben hastalandım bana şifa ver demiyor. Allah'ım, beni hastalandırırdın hastalık da senden şifa da senden demiyor. Allah'ım, şafi sensin şifa senden demiyor. Allah'ım, bu kulunu daha fazla bu imtihan ile yorma katından bana bir rahmet indir demiyor. Allah'ım, sağlık ver ki senin bana yüklediğin vazifenin yerine getireyim demiyor. Hicr 42: “Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyet hakkın yoktur.” buyuruyorken Rabbimiz, Eyyûb a.s.: “Şeytan bana bir meşakkat/ yorgunluk ve azap dokundurdu.” diyordu. O bir Peygamberdi lakin etrafındaki insanların kendisini terk etmesi ve giderken de “bu nasıl peygamber, Rabbi onu terk etti" gibi incitici sözler söylemesi üzerine, şeytandan gelen vesveselere kulak vermiş ve bunu demiş olabilir. Allahû âlem. Şuara 77-80: “Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da doğru yola eriştiren de odur. Beni yediren de içiren de odur. Hasta olduğumda bana şifa verecek O'dur.” Ayette beş fiil geçiyor: yaratan, hidayete erdiren, yediren, içiren, şifa veren. Hasta eden demiyor, edep öğretiyor. Sad 41’de şerri şeytana affetmesi, Allah'ın verdiklerinden aldıklarından (hayır ve şerrinden razı olarak) şikayetçi değil ancak, etrafındaki insanların kendisine “Rabbin seni terk etti” demeleri onu çok üzüyor, vesveselere kapılıyor. Enbiya 83: “Eyyûb'u da hatırla! Hani o Rabbine, “Şüphesiz ki ben derde uğradım, Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.” Tevhid, acziyeti ishar, rahmeti ikrar, muhteşem bir edep, tesirli bir ilaç var bu duada. İlk üçünün olması bir müminde, Allah'ın rahmetinin mutlaka tesir edeceğinin göstergesidir. Ayrıca bu duada en önemlisi, her şeyini kaybetmiş bir insan için UMUT var. Allah'tan umudunu kesmezsen, umut senin ilacın olur. Eyyûb a.s.’ın duası: Bir peygamber münacatıdır. Bir nebevî marifet ikrarıdır. Bir mücerrep(denenmiş) duadır. Bir müteessir feryattır. Bir merhamet kazanma yakarışıdır. Bu duadan sonra Allah: Sad 42: “Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk su (dedik).” Yere sağlam bas, yollara düş, harekete geç, vesveselere kapılma, gayret göster, şifa vesileleri ara! Enbiya 84: “Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere onun duasını hemen kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa hepsini giderdik ve ona ehlini/ aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.” Ayette “fe” edatının iki kez kullanılması duaya hemen icabet edildiğine ve şifasının verildiğine işarettir. Tüm kaybettiklerini geri vermekle birlikte yanında mükafatlar da verdi. Rabbim, bize de kaybettiğimiz iman sevgisini, dava azmini, İslam izzetini, vakarı şerefimizi geri versin. Sad 43: “Katımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ona tekrar ailesini ve geçmiş olanlarla bir mislini daha vermiştik.” Sad 44: ““Eline bir demet sap al da onunla vur (yola çık); doğrudan sapma.” (demiştik). Şüphesiz ki Eyyûb'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk; o, hep (Allah’a) yönelen ne güzel bir kuldu.” Eyyûb a.s.’ın ilaçları kısaca; Tevhid, Kur'an, peygamberler, umut, gayret, dua, şifalı sular, şifalı bitkiler. (NOT: Muhammed Emin Yıldırım hocanın Hz. Eyyûb dersinden aldığım notlarımı sizlerle de paylaşmak istedim. İsim vermezsem hocanın hakkına girerim endişesiyle kaynak bildirmek zorunda hissettim. Allah ondan ve bize İslam'ı, Kur'an'ı, resulleri anlatan tüm hocalarımızdan, kardeşlerimizden, bizden razı olsun.) Rabbim bizlere basiret, feraset versin. Ulu’l elbabdan, evvabînden olmayı nasip etsin. Eyyûb a.s.’ın bu duasının (Şüphesiz ki ben derde uğradım, Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin. Rabbi enni messeniyet durru ve ente erhamurrahimîn) benim hayatımda çok önemli bir yeri vardır. Rabbim kıssalardan, resullerin hayatından ibret almayı bizlere nasip etsin. Selam ve dua ile... Sema KOCA 16 Nisan 2022
Ekleme Tarihi: 18 Nisan 2022 - Pazartesi

SABIR KAHRAMANI EYYÛB A.S.

SABIR KAHRAMANI EYYÛB A.S. Sabır denilince ilk aklımıza gelen isim Eyyûb a.s.’dır. Tüm varlığını kaybeden Eyyûb a.s. Allah'a hiç isyan etmeyerek bize sabrın nasıl ve ne şekilde olması gerektiğini öğretmiştir. Eyyûb a.s., beden sağlığı gayet iyi, sayılamayacak kadar malı mülkü olan, evi, eşi ve çocukları, dostları, arkadaşları, sevenleri, itibarı, saygınlığı ve toplum üzerinde ağırlığı olan bir insan, getirdiği dini kabul edenlerin olduğu bir peygamberdi. Sabır; genel bilinen anlamı, belâ, musibet ve hastalıklara karşı dayanmak, dişini sıkmak olarak bilinse de aslında SABIR; üzüntü, başa gelen sıkıntı ve belalar karşısında direnç gösterme; olumsuzlukları olumlu kılmak için gösterilen metanet tavrıdır. Sabır aktif bir eylemdir, aksiyona çağırır. Sabır ne DEĞİLDİR? Tembellik değildir! Miskinlik değildir! İhmal ve kusurları örten bir örtü değildir! Hak aramanın önünde engel değildir! Zulme rıza göstermek değildir! SABIR; Dayanmaktır Direnmektir Harekete geçmektir Kötülüğe ve haksızlığa teslim olmamaktır Hakka yaraşır bir biçimde hakkın ikamesi için çalışmaktır. Sabrı iyi anlayan birisi ne yapar? Nefsini telaştan, dilini şikayetten, organlarını çirkin davranışlardan korur. Nimet haliyle mihnet hali arasında fark gözetmeyip, her iki durumda da sükûnetini muhafaza eder ve Allah'tan başkasına şikayette bulunmamaya gayret eder. Halini sadece Allah'a arz eder. Nelere sabredeceğiz? İbadetlerin külfetine Günahların cazibesine İmtihanların zorluğuna Eziyetlerin ağırlığına Hayırların istikrarına Sa'd 44: “...Muhakkak ki Eyyûb Allah'a çok yönelen bir kimseydi.” EVVAB: “Dönen, Allah'a yönelen, tevbe eden, tevbesini koruyan, her şart ve durumda Allah'a itaat eden” demektir. Sabır ve evvab kavramı arasındaki ilişki: Bedenin yönelişi Kabe'ye, Aklın yönelişi Kur'an'a, Duyguların yönelişi Sünnet’e, Harcamaların yönelişi Helâl’e, İlişkilerin yönelişi Merhamet’e, Tüm hallerimizin yönelişi Allah'a olmazsa, sabırlı olmak ve sabır üzere kalmak mümkün değildir. Eyyûb a.s. bize ne öğretiyor? Hasta ahlakını Hastalık ahlakını Hasta yakını ahlakını Tababet ahlakını Tabib ahlakını Eyyûb a.s.’ dan öğrendiğimiz manevi hastalıklarımız şunlardır: Gündem hastalığı: Vezkûr: Gündem et! Gereksiz şeyleri gündem etmek, her soruya cevap yetiştirmek İslam'ı yüceltmez. Gündemini sen belirle Kur'an'la! Şirk hastalığı: Tevhidi ne kadar yaşıyorsun, ne kadar anlattın? Değerler sıralaması hastalığı: Allah'ın emrettiği sıralamaya riayet etmemek. Tembellik hastalığı: Allah bizden oturmamızı da değil, harekete geçmemizi istiyor. O yüzden Eyyûb a.s.’a “Ayağını yere vur!” diye emretti. Durma, çalış! Düşman hastalığı: Allah'ın bize tanıttığı ilk düşman şeytandır. O yüzden şeytanın özelliklerini çok iyi bilmemiz gerekiyor ki düşmana karşı iyi kuşanalım. Savunma hastalığı: Düşmanı tanımadığımız için nasıl savunacağımızı bilememek. Güven hastalığı: Günümüzün en bariz hastalıklarından biri olan güvensizlik! Allah'a ve müminlere güvenmemek! Aklı kullanmama hastalığı: Sad 43: “Ancak akıl sahipleri ibret alır.” Acelecilik hastalığı: Rivayetlere göre 18 yıl sürdüğü söylenilen imtihanına karşı Eyyûb a.s.’ın sabretmiş olup acele istememesi. Yöneliş hastalığı: Allah'a yönelmemek, evvap olamamak. Eyyûb a.s.’ın Kur'an'da adı 4 kez anılır: Nisa 163 ve Enam 84’te sadece isim olarak, Enbiya 83-84 ve Sad 41-44’te kıssa olarak, toplam 8 ayette Eyyûb a.s.’dan bahsedilir. Enbiya 84’te; abidlere/ ibadet edenlere, kulluk edenlere/ kulluk ızdırabı çekenlere, bir ibret/ ders olsun, bir örnek/ model olsun, bir öğüt/ nasihat olsun diye anlattık. Sad 43’te; (ulu'l elbab) aklını kullananlara, akıl ve vicdan sahiplerine, aklını en üst kapasitesine vardıranlara, bir ibret/ ders olsun, bir hatıra ve hatırlatma olsun, bir örnek/ model olsun, bir öğüt/ nasihat olsun diye anlattık. Eyyûb a.s., sabır medresesinin muallimiydi. İmtihanlar karşısında bize öğrettikleri şunlardır: İmtihan, hastalıklarla gelirse sergilenecek sabır tavrı şudur: İsyan etmemek Şifayı Allah'tan beklemek Şifa vesileleri aramak Dua etmek ve dua almak Neticenin kesinlikle hayır olduğuna inanmak. İmtihan, mal ve mülk itibarı ile varlıktan yokluğa gelirse sergilenecek sabır tavrı şudur: Mülkün yegâne sahibinin Allah olduğunu unutmamak Allah'ın günleri aranızda dönüp dolaştırdığına inanmak Mal kaybının sebepleri üzerinde durmak ancak sebeplerin altında ezilmemek Umutları kaybetmeden yeniden kazanabilmenin yollarını aramak. İmtihan, evinden hanesinden eşinden çocuklarından olursa sergilenecek sabır tavrı şudur: Verenin de alanın da Allah olduğunu kavramak Verince şükrün, alınca hamdin ortaya konması gerektiğini unutmamak Mahrum bırakılan nimetlerin mükafatının büyük olacağını bilmek Dünyanın ve imtihanların geçiciliğini her daim hatırda tutmak Asıl hayatın Ahiret hayatı olduğunu bilip onunla teselli olmak. İmtihan, itibardan itibarsızlığa gelirse sergilenecek sabır tavrı şudur: Asıl itibar kaybının Allah katında olduğunu unutmamak İnsanların itibar göstermelerine çok da takılmamak Kullar nezdinde büyük, Allah katında küçük olmamak Allah'ın rızasını ve hoşnutluğunu her şeyin ama her şeyin önüne koymak Yücelten ve alçaltan Allah'ın bir hesabı olduğunu bilip ona teslim olmak. Kur'an'da Eyyûb a.s. hususiyetleri ve ayrıcalıkları az ama öz olarak bize aktarılmış bir peygamberdir. Eyyûb a.s.’ın hususiyetleri: Vahye muhatap kılınması, Nisa 163 Anlatılan peygamberlerden biri olması, Nisa 164 Beşir ve nezir olarak gönderilmesi, Nisa 165 Hidayet önderi olması, Enam 84 Muhsinlerden olması, Enam 84 Salihlerden olması, Enam 85 Alemlere üstün kılınması, Enam 86 Kitap, hikmet ve nübüvvet verilmesi, Enam 89 Dilinden dua örneğinin olması, Enbiya 83 Kulluk edenlere çok güzel bir örnek olması, Enbiya 84 Kıssası anlatılan peygamberlerden biri olması, Sad 41-44 Çok ağır imtihanlara maruz kalmasına rağmen övgüye mazhar olması, Sad 41 Akıl sahiplerini ders/ ibret kılınan bir hayatın sahibi olması, Sad 43 Sabır kahramanı olması, Sad 44 Allah'a yönelişte zirve olması, (evvabîn) Sad 44. Eyyûb a.s.’ın ilaçları: Kur'an bir eczane, Allah Resulü (sav) bir doktordur. Kur'an ilaçları takdim ediyor Allah resulü ilaçların nasıl kullanılacağını bize öğretiyor. İsra 82: “Biz Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir, zalimlerin ise yalnızca ziyanını arttırır. Enbiya 83-84; Hastalık; şikayet değil, şükür vesilesidir. Hastalık; kayıp değil, kazançtır. Hastalık; isyan değil, ihsan şuurunu elde etme imkanıdır. Hastalık; zahmetinin altında ezilmek değil, rahmetinin meltemine muhatap olma sebebidir. Hastalık; gördüklerinin arkasından üzülmek değil, getirdiklerinin üzerinden sevinme fırsatıdır. Sad 41-44; Asıl hastalık, şeytanın verdiği vesvese ve vehimlerdir. Asıl hastalık, şifayı Allah dışında başka şeylerden beklemektir. Asıl hastalık, şifa vesilelerini zorlamamak ve şifayı elde etmek için harekete geçmemektedir. Asıl hastalık, şifa vesilesi olan ilaçları istenilen düzeyde kullanmamaktadır. Asıl hastalık, sebatı, sadakati ve sabrı kuşanmamaktır. Asıl hastalık hastalığı Allah'tan özel mükafatlar kazanma fırsatına dönüştürmektir. Sad 41: “Kulumuz Eyyub'u da an! Hani o Rabbine, “şeytan bana bir meşakkat/ yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti.” VEZKÛR: An, hatırlat, mesajlar çıkar, gündem et, insanlığa duyur! Eyyûb a.s. şunları demiyor: Allah'ım, ben hastalandım bana şifa ver demiyor. Allah'ım, beni hastalandırırdın hastalık da senden şifa da senden demiyor. Allah'ım, şafi sensin şifa senden demiyor. Allah'ım, bu kulunu daha fazla bu imtihan ile yorma katından bana bir rahmet indir demiyor. Allah'ım, sağlık ver ki senin bana yüklediğin vazifenin yerine getireyim demiyor. Hicr 42: “Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyet hakkın yoktur.” buyuruyorken Rabbimiz, Eyyûb a.s.: “Şeytan bana bir meşakkat/ yorgunluk ve azap dokundurdu.” diyordu. O bir Peygamberdi lakin etrafındaki insanların kendisini terk etmesi ve giderken de “bu nasıl peygamber, Rabbi onu terk etti" gibi incitici sözler söylemesi üzerine, şeytandan gelen vesveselere kulak vermiş ve bunu demiş olabilir. Allahû âlem. Şuara 77-80: “Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da doğru yola eriştiren de odur. Beni yediren de içiren de odur. Hasta olduğumda bana şifa verecek O'dur.” Ayette beş fiil geçiyor: yaratan, hidayete erdiren, yediren, içiren, şifa veren. Hasta eden demiyor, edep öğretiyor. Sad 41’de şerri şeytana affetmesi, Allah'ın verdiklerinden aldıklarından (hayır ve şerrinden razı olarak) şikayetçi değil ancak, etrafındaki insanların kendisine “Rabbin seni terk etti” demeleri onu çok üzüyor, vesveselere kapılıyor. Enbiya 83: “Eyyûb'u da hatırla! Hani o Rabbine, “Şüphesiz ki ben derde uğradım, Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.” Tevhid, acziyeti ishar, rahmeti ikrar, muhteşem bir edep, tesirli bir ilaç var bu duada. İlk üçünün olması bir müminde, Allah'ın rahmetinin mutlaka tesir edeceğinin göstergesidir. Ayrıca bu duada en önemlisi, her şeyini kaybetmiş bir insan için UMUT var. Allah'tan umudunu kesmezsen, umut senin ilacın olur. Eyyûb a.s.’ın duası: Bir peygamber münacatıdır. Bir nebevî marifet ikrarıdır. Bir mücerrep(denenmiş) duadır. Bir müteessir feryattır. Bir merhamet kazanma yakarışıdır. Bu duadan sonra Allah: Sad 42: “Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk su (dedik).” Yere sağlam bas, yollara düş, harekete geç, vesveselere kapılma, gayret göster, şifa vesileleri ara! Enbiya 84: “Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere onun duasını hemen kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa hepsini giderdik ve ona ehlini/ aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.” Ayette “fe” edatının iki kez kullanılması duaya hemen icabet edildiğine ve şifasının verildiğine işarettir. Tüm kaybettiklerini geri vermekle birlikte yanında mükafatlar da verdi. Rabbim, bize de kaybettiğimiz iman sevgisini, dava azmini, İslam izzetini, vakarı şerefimizi geri versin. Sad 43: “Katımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ona tekrar ailesini ve geçmiş olanlarla bir mislini daha vermiştik.” Sad 44: ““Eline bir demet sap al da onunla vur (yola çık); doğrudan sapma.” (demiştik). Şüphesiz ki Eyyûb'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk; o, hep (Allah’a) yönelen ne güzel bir kuldu.” Eyyûb a.s.’ın ilaçları kısaca; Tevhid, Kur'an, peygamberler, umut, gayret, dua, şifalı sular, şifalı bitkiler. (NOT: Muhammed Emin Yıldırım hocanın Hz. Eyyûb dersinden aldığım notlarımı sizlerle de paylaşmak istedim. İsim vermezsem hocanın hakkına girerim endişesiyle kaynak bildirmek zorunda hissettim. Allah ondan ve bize İslam'ı, Kur'an'ı, resulleri anlatan tüm hocalarımızdan, kardeşlerimizden, bizden razı olsun.) Rabbim bizlere basiret, feraset versin. Ulu’l elbabdan, evvabînden olmayı nasip etsin. Eyyûb a.s.’ın bu duasının (Şüphesiz ki ben derde uğradım, Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin. Rabbi enni messeniyet durru ve ente erhamurrahimîn) benim hayatımda çok önemli bir yeri vardır. Rabbim kıssalardan, resullerin hayatından ibret almayı bizlere nasip etsin. Selam ve dua ile... Sema KOCA 16 Nisan 2022
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.