FİRARİ KUL
<p>O'ndan uzak kaldıkça, suya hasret çorak toprak misali sinemiz Nûrun hasreti ile yandı.<br />
Dünya serabını, âb-ı hayat zannedip aldandık. Seraplara koştukça bulamadık zemzemi.<br />
Durmayı, düşünmeyi, akletmeyi vakit kaybı addedip canhıraşane koştuk. Koştukça daha da uzaklaştık.<br />
Firar etmemiz gereken dünyaya demir attık.<br />
Fakat ters giden birşeyler vardı. Onca çabaya, emeğe, mücadeleye rağmen akışı, huzuru, sükûneti yakalayamıyor gemimizi limanda tutamıyorduk.<br />
Ben yaptım, ben ettim, ben tuttum dedikçe ısrarla düzene girmeyen hayatın içinde çıkmazlara girer olduk.<br />
En tecrübeli alanlarımız, en profesyonel desteklerimiz, o çok güvendiğimiz en'lerimiz işlemez oldu.<br />
Tıkandık, yorulduk, pes ettik.<br />
Her yeniden denemelerimiz, bize bizim dışımızda unuttuğumuz bir ışığı gösterdi.<br />
İnsandık, beşer'dik, acizdik, Kul'duk.<br />
....<br />
Elbet bizi biz yapan artı değerlerimiz olacak, birey olarak elbet cüz'i iradelerimizin çabası ile bazı meseleler bize bırakılacaktı.<br />
Bize bırakılan cüz'i alanları sadece kendi artılarımızla çözeriz sandık; fakat her artının yanında bir eksi(k)lik durum maalesef oluyor. Had'di belirleyen yerdi orası.<br />
Onun içindir ki bazı eksi(k)ler hayatın temelini etkiliyor.<br />
Haddi aşıyoruz bazen mesela, sınırlarımızı kestiremiyor, kendimizden biliyoruz zaferleri.<br />
Oysa bizim ne şekilde mücadele verdiğimizi soracaktı sahibimiz, neticeye bakmayacaktı.<br />
Seferde misin değil misini soracaktı, zaferi değil.<br />
....<br />
Haddi aştığını, tıkandığını, kaybolduğunu, denizin dalgalarının hırçınlığı ile gemisinin limanda bile emniyette olmadığını görenler; hayatını kısa bir süreliğine frenleyecektir.</p>
<p>Tam bu noktada bir itiraf ve niyaz dolanır diline:<br />
"Benim, denizin, limanın, âb-ı hayatın ve dahi tüm evrenin mâlikine kendimi arz ediyorum:<br />
"Rabbim, ben geldim, bak Firari Kul'un geldi.<br />
Şah damarımdan daha yakındın, unuttum. İhmal ettim, haddi aştım. Bağışla, arındır beni.<br />
Senin affedecek kulun çok da benim bağışlanma dileyecek başka Rabbim yok. Sen istemeyi vermeseydin, istemeyemezdim.<br />
Vermek istemeseydin, istemeyi de vermezdin.<br />
Vermek senin şanından, istemek benim acziyetimdendir.<br />
Acziyetim sadece sanadır."<br />
....<br />
Evet insanız zira İnsan olmak, artı bir değerdir.<br />
Ahsen-i takvim üzere yaratılmışız; fakat nefsin elinde oyuncak olmuşuz.</p>
<p>Halimizi, duygumuzu, aklımızı ve kalbimizi fıtrattan koparmışız.<br />
...<br />
Kimseye kalmayacak bir gölgelikteyiz, bu dünya gölgeliğinden sadece geçiyoruz.<br />
Yerin altındakilerin pişman oldukları ile meşgulüz.<br />
Şöyle vicdanınla arkana, sağına soluna bir baksan; Aslında herkesin bir hikayesi var.<br />
...<br />
Anne babamızı, çocuklarımızı biz seçmedik: ama onlarla olan yolculuklarda nasıl davranacağımızı bize bıraktı Rahman. Akledenler için öğütler, misaller verdi.<br />
...<br />
Gelin, en doğal ve en fıtrî olan Tabiatla besleyelim ruhumuzu, aklımızı ve dahi kalbimizi.<br />
Zorlama yok, zira tercih bizim neyle beslemekle meşgulsek, ötelerde onu temsil edecek herbir azamız.</p>
<p>Dünyada ne olarak yaşarsak yaşayalım;<br />
İster kuru bir ot<br />
İster tatlı bir gıda<br />
İster hoş kokulu bir çiçek<br />
İster hoş sâdâ bırakan bir bülbül...<br />
Cüz'i irademizle ne kadar kaliteli yaşadığımızın hesabını vereceğiz.<br />
...<br />
Amel defterini neyle doldurmak istersen özgürsün. Değil mi ki yalnız ölecek, yalnız kabre girecek ve yalnız diriltileceksin.<br />
...<br />
Mazeretler kabul edilmeyecek. Falanca filancanın geçerliliği, torpili, bi şekilde ikna edebileceğin birileri yok.<br />
Sahi Hakimin kendisi değil miydi şahit?<br />
...<br />
Gel hadi!<br />
Silkelen şöyle!<br />
Bırak şu kırgınlıklarını, haklı çıkma kavgalarını.<br />
Ene'yi bırak, Nehnu'yu da bırak hatta, Hû'ya (cc) yürü..<br />
...<br />
Hakikaten "Cennet Ucuz Değil, Cehennem Dahi Lüzumsuz Değil!"</p>
<p>Cevahir KÜÇÜK</p>
Ekleme
Tarihi: 12 Şubat 2021 - Cuma
FİRARİ KUL
<p>O'ndan uzak kaldıkça, suya hasret çorak toprak misali sinemiz Nûrun hasreti ile yandı.<br />
Dünya serabını, âb-ı hayat zannedip aldandık. Seraplara koştukça bulamadık zemzemi.<br />
Durmayı, düşünmeyi, akletmeyi vakit kaybı addedip canhıraşane koştuk. Koştukça daha da uzaklaştık.<br />
Firar etmemiz gereken dünyaya demir attık.<br />
Fakat ters giden birşeyler vardı. Onca çabaya, emeğe, mücadeleye rağmen akışı, huzuru, sükûneti yakalayamıyor gemimizi limanda tutamıyorduk.<br />
Ben yaptım, ben ettim, ben tuttum dedikçe ısrarla düzene girmeyen hayatın içinde çıkmazlara girer olduk.<br />
En tecrübeli alanlarımız, en profesyonel desteklerimiz, o çok güvendiğimiz en'lerimiz işlemez oldu.<br />
Tıkandık, yorulduk, pes ettik.<br />
Her yeniden denemelerimiz, bize bizim dışımızda unuttuğumuz bir ışığı gösterdi.<br />
İnsandık, beşer'dik, acizdik, Kul'duk.<br />
....<br />
Elbet bizi biz yapan artı değerlerimiz olacak, birey olarak elbet cüz'i iradelerimizin çabası ile bazı meseleler bize bırakılacaktı.<br />
Bize bırakılan cüz'i alanları sadece kendi artılarımızla çözeriz sandık; fakat her artının yanında bir eksi(k)lik durum maalesef oluyor. Had'di belirleyen yerdi orası.<br />
Onun içindir ki bazı eksi(k)ler hayatın temelini etkiliyor.<br />
Haddi aşıyoruz bazen mesela, sınırlarımızı kestiremiyor, kendimizden biliyoruz zaferleri.<br />
Oysa bizim ne şekilde mücadele verdiğimizi soracaktı sahibimiz, neticeye bakmayacaktı.<br />
Seferde misin değil misini soracaktı, zaferi değil.<br />
....<br />
Haddi aştığını, tıkandığını, kaybolduğunu, denizin dalgalarının hırçınlığı ile gemisinin limanda bile emniyette olmadığını görenler; hayatını kısa bir süreliğine frenleyecektir.</p>
<p>Tam bu noktada bir itiraf ve niyaz dolanır diline:<br />
"Benim, denizin, limanın, âb-ı hayatın ve dahi tüm evrenin mâlikine kendimi arz ediyorum:<br />
"Rabbim, ben geldim, bak Firari Kul'un geldi.<br />
Şah damarımdan daha yakındın, unuttum. İhmal ettim, haddi aştım. Bağışla, arındır beni.<br />
Senin affedecek kulun çok da benim bağışlanma dileyecek başka Rabbim yok. Sen istemeyi vermeseydin, istemeyemezdim.<br />
Vermek istemeseydin, istemeyi de vermezdin.<br />
Vermek senin şanından, istemek benim acziyetimdendir.<br />
Acziyetim sadece sanadır."<br />
....<br />
Evet insanız zira İnsan olmak, artı bir değerdir.<br />
Ahsen-i takvim üzere yaratılmışız; fakat nefsin elinde oyuncak olmuşuz.</p>
<p>Halimizi, duygumuzu, aklımızı ve kalbimizi fıtrattan koparmışız.<br />
...<br />
Kimseye kalmayacak bir gölgelikteyiz, bu dünya gölgeliğinden sadece geçiyoruz.<br />
Yerin altındakilerin pişman oldukları ile meşgulüz.<br />
Şöyle vicdanınla arkana, sağına soluna bir baksan; Aslında herkesin bir hikayesi var.<br />
...<br />
Anne babamızı, çocuklarımızı biz seçmedik: ama onlarla olan yolculuklarda nasıl davranacağımızı bize bıraktı Rahman. Akledenler için öğütler, misaller verdi.<br />
...<br />
Gelin, en doğal ve en fıtrî olan Tabiatla besleyelim ruhumuzu, aklımızı ve dahi kalbimizi.<br />
Zorlama yok, zira tercih bizim neyle beslemekle meşgulsek, ötelerde onu temsil edecek herbir azamız.</p>
<p>Dünyada ne olarak yaşarsak yaşayalım;<br />
İster kuru bir ot<br />
İster tatlı bir gıda<br />
İster hoş kokulu bir çiçek<br />
İster hoş sâdâ bırakan bir bülbül...<br />
Cüz'i irademizle ne kadar kaliteli yaşadığımızın hesabını vereceğiz.<br />
...<br />
Amel defterini neyle doldurmak istersen özgürsün. Değil mi ki yalnız ölecek, yalnız kabre girecek ve yalnız diriltileceksin.<br />
...<br />
Mazeretler kabul edilmeyecek. Falanca filancanın geçerliliği, torpili, bi şekilde ikna edebileceğin birileri yok.<br />
Sahi Hakimin kendisi değil miydi şahit?<br />
...<br />
Gel hadi!<br />
Silkelen şöyle!<br />
Bırak şu kırgınlıklarını, haklı çıkma kavgalarını.<br />
Ene'yi bırak, Nehnu'yu da bırak hatta, Hû'ya (cc) yürü..<br />
...<br />
Hakikaten "Cennet Ucuz Değil, Cehennem Dahi Lüzumsuz Değil!"</p>
<p>Cevahir KÜÇÜK</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.