Özler insan, toprağın altını da özler
Özler insan, toprağın altını da özler...
Öyle bir nokta koyuyorsun ki hayata, sana kendince anlam yükleyenler, olmadığın halinle tanımlayanlar,
tuzaklar, hileler, desiseler, zanlar, kuyu kazmalar, son buluyor...
Kimse hesap yapmıyor artık senin adına..
Nabız yoklayamıyorlar artık, kendi konforunu sağlamak adına hesap yapamıyorlar artık.
Gerçek kimliğinden utanırlar mı bilinmez; lakin vicdan denen hakim hükmünü verir de mağmaya kadar yerin dibine girerler ızdıraptan..
...
Onun için, onun içindir ki sen yalnız 'Bir'i (cc) memnun etmeye bak. Binlere takılmadan ötelere namzet benliğini onarmaya bak, ruhunun ufkuna yürürken vuslata ermenin mutluluğunu yakalamak adına amel defterini hayırla hasenatla donat..
Öyle bir dolu olsun ki ihlas ve samimiyetin yoldaşın olsun...
Pervaz edesin güzelliklerinle ötelere...
Bir yâd-ı cemîl bırakasın ardınca...
Hayatımızda bazı konularda biz çevremize hakikat elçisi olabiliyorken, bazı konularda Allah, eksiklerimizi tamamlamak için farklı insanları hakikat elçisi olarak gönderebiliyor.
Denge, denge, denge...
Sevmede, güvende, öfkede ve nefrette hep denge.
Güvenilir liman ararız, yoldaş ararız. Sorgular, çabalar, keşfedince hepten teslim oluruz. Teslimiyette bile denge olmalı değil mi?
...
Yola çıktıktan sonra, yoldaşa sahip çıkma.. Yolun hakkını verme..
Yola yatmama..
Yoldan çıkmama değil mi bize düşen!
...
Çilesini çekmediğin yolun, mükafatına talip olmak ne kadar çirkin değil mi? Emeğe, emekçiye saygısızlık rahatsız edici değil mi?
...
Her yolun ve yolcunun binlerce hikayesi varken, yaşanmışlıkları yok saymakla meşhurdur insanoğlu.
...
Tüm bu girdaplar içinde dengeyi koruyabilen, ayakta kalabilen, kalitesini kaybetmeyen er oğlu erlere ne mutlu.
Düne takılmadan, yarının kaygısını çekmeden, ândaki yaşam kalitesine odaklananlara ne mutlu.
...
Asrın imtihanı olan yalnızlık, kıymet bilen için bir ceza değil bilakis kendini tanıma, kendini onarma ve yeni başlangıçlara yelken açma adına altın tepside sunulmuş bir reçetedir.
Cesareti ve bilgeliği kuşanmış, ulvi hakikatleri klavuz edinmiş bireyler elbet akli meleklerini duygusallığa kurban etmeyecektir.
Zira duygu aklı esir alınca, yarınlarda geri dönülmez ızdıraplara sürükler kişiyi.
Hakikat elçisi olup, hakikat yolcularıyla birlikte huzura ve iki dünya saadetine yelken açabilmek temennisiyle.
Cevâhir / Küçük Dünyam
Ekleme
Tarihi: 05 Mayıs 2021 - Çarşamba
Özler insan, toprağın altını da özler
Özler insan, toprağın altını da özler...
Öyle bir nokta koyuyorsun ki hayata, sana kendince anlam yükleyenler, olmadığın halinle tanımlayanlar,
tuzaklar, hileler, desiseler, zanlar, kuyu kazmalar, son buluyor...
Kimse hesap yapmıyor artık senin adına..
Nabız yoklayamıyorlar artık, kendi konforunu sağlamak adına hesap yapamıyorlar artık.
Gerçek kimliğinden utanırlar mı bilinmez; lakin vicdan denen hakim hükmünü verir de mağmaya kadar yerin dibine girerler ızdıraptan..
...
Onun için, onun içindir ki sen yalnız 'Bir'i (cc) memnun etmeye bak. Binlere takılmadan ötelere namzet benliğini onarmaya bak, ruhunun ufkuna yürürken vuslata ermenin mutluluğunu yakalamak adına amel defterini hayırla hasenatla donat..
Öyle bir dolu olsun ki ihlas ve samimiyetin yoldaşın olsun...
Pervaz edesin güzelliklerinle ötelere...
Bir yâd-ı cemîl bırakasın ardınca...
Hayatımızda bazı konularda biz çevremize hakikat elçisi olabiliyorken, bazı konularda Allah, eksiklerimizi tamamlamak için farklı insanları hakikat elçisi olarak gönderebiliyor.
Denge, denge, denge...
Sevmede, güvende, öfkede ve nefrette hep denge.
Güvenilir liman ararız, yoldaş ararız. Sorgular, çabalar, keşfedince hepten teslim oluruz. Teslimiyette bile denge olmalı değil mi?
...
Yola çıktıktan sonra, yoldaşa sahip çıkma.. Yolun hakkını verme..
Yola yatmama..
Yoldan çıkmama değil mi bize düşen!
...
Çilesini çekmediğin yolun, mükafatına talip olmak ne kadar çirkin değil mi? Emeğe, emekçiye saygısızlık rahatsız edici değil mi?
...
Her yolun ve yolcunun binlerce hikayesi varken, yaşanmışlıkları yok saymakla meşhurdur insanoğlu.
...
Tüm bu girdaplar içinde dengeyi koruyabilen, ayakta kalabilen, kalitesini kaybetmeyen er oğlu erlere ne mutlu.
Düne takılmadan, yarının kaygısını çekmeden, ândaki yaşam kalitesine odaklananlara ne mutlu.
...
Asrın imtihanı olan yalnızlık, kıymet bilen için bir ceza değil bilakis kendini tanıma, kendini onarma ve yeni başlangıçlara yelken açma adına altın tepside sunulmuş bir reçetedir.
Cesareti ve bilgeliği kuşanmış, ulvi hakikatleri klavuz edinmiş bireyler elbet akli meleklerini duygusallığa kurban etmeyecektir.
Zira duygu aklı esir alınca, yarınlarda geri dönülmez ızdıraplara sürükler kişiyi.
Hakikat elçisi olup, hakikat yolcularıyla birlikte huzura ve iki dünya saadetine yelken açabilmek temennisiyle.
Cevâhir / Küçük Dünyam
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.