TARİHİNE KÜSMÜŞ MİLLET
TARİHİNE KÜSMÜŞ MİLLET
Geçtiğimiz günlerde bir sinema filmi arayışına girdim. Amacım hem bilgi edinmek hem de kaliteli zaman geçirmekti.
Karşıma çıkan filmlerden biri oldukça dikkatimi çekti. Çin yapımı filmi izlemeye karar verdim. Çin yapımı filmleri bilirsiniz dönüp dolaşıp tarihlerini, kültürlerini ve o karmaşık yazılarını çok güzel empoze ederler.
Film 1915-1965 yıllarını kapsıyordu. O dönemde yaşamış bir karakterin mücadelesi üzerine kurgulanmıştı.
Sonra dönüp bize baktım. Onca tarihi şahsiyeti yetiştirmiş bu topraklarda neden bir tanesi sinemaya konu olmuyor.
Çinlilerde savunma sanatları oldukça yaygın ve gelişmiştir, hatta biz dahi çocuklarımızı küçük yaşlarda uzak doğu savunma sanatları ile tanıştırırız.
Bakınız kendi kültürlerini tüm dünyaya tanıtan bu millet bizim görünce güleceğimiz kadar ilginç inanış ve geleneklere sahip.
Teknolojide bu kadar önder olan bu millet bilimsellikten yana sıfır milyonlarca ritüele sahip. Bizler bu kadar donanımlıyız atalarımız cahilmiş demek şöyle dursun kullandıkları alfabe bile mağara yazılarını andırmasına nazaran tarihlerine âşıklar.
Hatta nüfusları o kadar fazla ki çocuklarına isim yerine numara veriyorlar. Börtü böcek, kedi, köpek yiyip dünyanın en güçlü teknolojilerine sahip olmaları neden kaynaklı bilir misiniz? Tarihlerine olan sadakatlerinden.
Yine hepimiz biliyoruz ki Çinliler tarihin her sahnesinde her döneminde bir şekilde var olmuşlardır. Gerek savaşmış gerek savunmada kalmışlar hatta Çin seddi ile ülkelerini emniyet çemberine almışlar ama asla asimile olmamışlardır.
Tek bir yazıtları kaybolmasın tek bir eseri okuyamaz anlayamaz olmasınlar diye o sembolik alfabelerinden hiç vazgeçmemişler.
Gelelim biz Türklere
Biz ne haldeyiz derseniz vah halimize demekten başka bir kelime söyleyemem.
Değil 100 yıl, 200 yıl öncesini, 10 yıl öncesini bile bilmeyen, önemsemeyen, okumayan, araştırmayan; tembellik ve pejmürdelik içinde yalpalanan bir nesil ile iç içeyiz.
1000 yıllık şanlı tarihinin tek bir mezar taşını dahi okuyamayan dilini, kültürünü unutmuş bir nesil ile iç içeyiz.
Tarihini karalayan, ucube gibi gören bir nesil var karşımızda.
Dünyanın kuruluşunu 100 yıl öncesine bağlayan bir nesil var karşımızda.
Tüm dünyanın örnek aldığı, karşısında diz çöküp boyun büktüğü Osmanlı İmparatorluğu’nu biz karaladık. Tüm dünyanın sahip çıktığı medeniyeti ve mirası biz elimizin tersiyle ittik.
Batı bütün kitaplarımızı çalıp götürdü, Osmanlıca öğrendi, İngilizceye Fransızcaya çevirdi sonra bizim meşhur akademisyenlerimiz İngilizce ve Fransızca’dan Türkçe çeviri yaptılar.
Düşünebiliyor musunuz Osmanlıca öğrenip kendi eserlerimizi hazinemize aktarmak varken batının uydurduğu tarihi okuduk yıllarca ve hâlâ.
Bizden esirgenen Osmanlıca’yı batıda bilen milyonlarca insan var. Ülkemize gelen turistler tarihi eserlerimizdeki yazıları okuyup ders çıkarırken biz o eserlerin yüzlerine bakmıyoruz.
İşte bu yüzden iki ileri bir geri yuvarlanıp duruyoruz bu dünya zindanında.
Ne zaman sahip çıkarsak tarihimize o zaman sahip çıkar tarihimiz bize.
Artık globalleşen dünyada bir şeyi öğrenmek eskisi kadar zor değil, o halde elimizi taşın altına koyalım ve bugünden sonra tarihimizi kendi kaynaklarımızdan öğrenelim tabi bunun için ilk olarak Osmanlıca öğrenmek için adım atmalıyız.
Düzmece tarih okumaktan ve tarihi anlamıyorum geçmiş gitmiş demekten artık vazgeçelim. Unutmayalım ki tarih tekerrür eder.
Vesselam.
Denizay Büyükdağ Konuk
Ekleme
Tarihi: 08 Kasım 2022 - Salı
TARİHİNE KÜSMÜŞ MİLLET
TARİHİNE KÜSMÜŞ MİLLET
Geçtiğimiz günlerde bir sinema filmi arayışına girdim. Amacım hem bilgi edinmek hem de kaliteli zaman geçirmekti.
Karşıma çıkan filmlerden biri oldukça dikkatimi çekti. Çin yapımı filmi izlemeye karar verdim. Çin yapımı filmleri bilirsiniz dönüp dolaşıp tarihlerini, kültürlerini ve o karmaşık yazılarını çok güzel empoze ederler.
Film 1915-1965 yıllarını kapsıyordu. O dönemde yaşamış bir karakterin mücadelesi üzerine kurgulanmıştı.
Sonra dönüp bize baktım. Onca tarihi şahsiyeti yetiştirmiş bu topraklarda neden bir tanesi sinemaya konu olmuyor.
Çinlilerde savunma sanatları oldukça yaygın ve gelişmiştir, hatta biz dahi çocuklarımızı küçük yaşlarda uzak doğu savunma sanatları ile tanıştırırız.
Bakınız kendi kültürlerini tüm dünyaya tanıtan bu millet bizim görünce güleceğimiz kadar ilginç inanış ve geleneklere sahip.
Teknolojide bu kadar önder olan bu millet bilimsellikten yana sıfır milyonlarca ritüele sahip. Bizler bu kadar donanımlıyız atalarımız cahilmiş demek şöyle dursun kullandıkları alfabe bile mağara yazılarını andırmasına nazaran tarihlerine âşıklar.
Hatta nüfusları o kadar fazla ki çocuklarına isim yerine numara veriyorlar. Börtü böcek, kedi, köpek yiyip dünyanın en güçlü teknolojilerine sahip olmaları neden kaynaklı bilir misiniz? Tarihlerine olan sadakatlerinden.
Yine hepimiz biliyoruz ki Çinliler tarihin her sahnesinde her döneminde bir şekilde var olmuşlardır. Gerek savaşmış gerek savunmada kalmışlar hatta Çin seddi ile ülkelerini emniyet çemberine almışlar ama asla asimile olmamışlardır.
Tek bir yazıtları kaybolmasın tek bir eseri okuyamaz anlayamaz olmasınlar diye o sembolik alfabelerinden hiç vazgeçmemişler.
Gelelim biz Türklere
Biz ne haldeyiz derseniz vah halimize demekten başka bir kelime söyleyemem.
Değil 100 yıl, 200 yıl öncesini, 10 yıl öncesini bile bilmeyen, önemsemeyen, okumayan, araştırmayan; tembellik ve pejmürdelik içinde yalpalanan bir nesil ile iç içeyiz.
1000 yıllık şanlı tarihinin tek bir mezar taşını dahi okuyamayan dilini, kültürünü unutmuş bir nesil ile iç içeyiz.
Tarihini karalayan, ucube gibi gören bir nesil var karşımızda.
Dünyanın kuruluşunu 100 yıl öncesine bağlayan bir nesil var karşımızda.
Tüm dünyanın örnek aldığı, karşısında diz çöküp boyun büktüğü Osmanlı İmparatorluğu’nu biz karaladık. Tüm dünyanın sahip çıktığı medeniyeti ve mirası biz elimizin tersiyle ittik.
Batı bütün kitaplarımızı çalıp götürdü, Osmanlıca öğrendi, İngilizceye Fransızcaya çevirdi sonra bizim meşhur akademisyenlerimiz İngilizce ve Fransızca’dan Türkçe çeviri yaptılar.
Düşünebiliyor musunuz Osmanlıca öğrenip kendi eserlerimizi hazinemize aktarmak varken batının uydurduğu tarihi okuduk yıllarca ve hâlâ.
Bizden esirgenen Osmanlıca’yı batıda bilen milyonlarca insan var. Ülkemize gelen turistler tarihi eserlerimizdeki yazıları okuyup ders çıkarırken biz o eserlerin yüzlerine bakmıyoruz.
İşte bu yüzden iki ileri bir geri yuvarlanıp duruyoruz bu dünya zindanında.
Ne zaman sahip çıkarsak tarihimize o zaman sahip çıkar tarihimiz bize.
Artık globalleşen dünyada bir şeyi öğrenmek eskisi kadar zor değil, o halde elimizi taşın altına koyalım ve bugünden sonra tarihimizi kendi kaynaklarımızdan öğrenelim tabi bunun için ilk olarak Osmanlıca öğrenmek için adım atmalıyız.
Düzmece tarih okumaktan ve tarihi anlamıyorum geçmiş gitmiş demekten artık vazgeçelim. Unutmayalım ki tarih tekerrür eder.
Vesselam.
Denizay Büyükdağ Konuk
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(1)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Deniz
(08.11.2022 07:26 -
#155)
Deniz hocam bütün kalbimle yazdıklarınıza katılıyorum çok güzel ifade etmissiniz