Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Darbeci General Büyükanıt’a Hakkımızı Helal Etmiyoruz

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">T&uuml;rkiye&rsquo;nin başına gelen darbe felaketlerinin en &ouml;nemli kişilerinden bir tanesi daha &ouml;ld&uuml;. 27 Nisan 2007&rsquo;deki e-muhtırasının sahibi Yaşar B&uuml;y&uuml;kanıt, 21 Kasım 2019 tarihinde yargılanmadan ve yaptıkları yanına kar kalarak aramızdan ayrıldı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ne yazık ki; &ccedil;oğu zaman zalim izzetinde mazlum ise zilletinde &ouml;l&uuml;p gidiyor. Demek ki bir b&uuml;y&uuml;k mahkeme var. Allah, insanlara g&uuml;nahlarından t&ouml;vbe etmesi i&ccedil;in mehil verir, lakin asla ihmal etmez. Hele hele bu topluma apa&ccedil;ık d&uuml;şmanlık etmiş şehitler yatağı vatanımızda darbe yaparak insanlarımıza kan kusturanlara elbette karşılığını verecektir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Allah&rsquo;a ve ahiret g&uuml;n&uuml;ne iman ettiğimiz i&ccedil;in sabrediyoruz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; zerre kadar iyilik ve k&ouml;t&uuml;l&uuml;ğ&uuml;n kimsenin yanına kalmadığına ve&nbsp; ruz-i mahşerde yapılan zul&uuml;mlerin hepsinden hesap sorulacağına iman etmişiz. Keşke &uuml;lkeyi idare eden Erdoğan da; bu darbecilere taziye sunacağına mahkemelerde &ldquo;sen nasıl darbe muhtırası verirsin&rdquo; diye hesap sorsaydı&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">28 Şubat 1997 d&ouml;nemini yaşamış ve acısını tatmış birisi olarak ne B&uuml;y&uuml;kanıt&rsquo;a ne de diğer darbecilere hakkımızı helal etmiyoruz. Haşirde kurulacak mahkemede yaptıkları zul&uuml;m ve haksızlıklardan dolayı hesap soracağız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &uuml;lkemiz d&uuml;şmanlarına karşı verdiğimiz silahları memleketimiz i&ccedil;ine doğrultan &ccedil;oluk &ccedil;ocuğumuzun rızkını Batılı gavurlara peşkeş &ccedil;eken bu darbeci generallerle ciddi bir mahkememiz olacak.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biz T&uuml;rkler, tarihimizdeki en b&uuml;y&uuml;k lekelerden biri olan darbecilerle hala doğru d&uuml;r&uuml;st hesaplaşamadık. Sadece 15 Temmuz 2016 FET&Ouml; darbecilerinin yargılaması devam ediyor. 28 Şubat 1997 darbesinde m&uuml;ebbet hapis yiyen darbeci generaller, orduevlerinde korumaları ile beraber g&uuml;nlerini g&uuml;n ediyorlar. Yaptıkları zul&uuml;mlerden hi&ccedil;bir pişmanlık duymadan rakılarını yudumlarken benim gibi bu d&ouml;nemde mağdur edilen on binlerce asker, hala haklarını alabilmiş değildir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet, B&uuml;y&uuml;kanıt &ouml;ld&uuml; lakin post-modern darbenin mimarlarına y&ouml;nelik başlatılan soruşturmalarda &ldquo;toplumu fişleme merkezi&rdquo; olarak kullanılan Batı &Ccedil;alışma Grubu&#39;nun (B&Ccedil;G) isim babaları ve d&ouml;nemin Genelkurmay 2. Başkanı &Ccedil;evik Bir&#39;in de aralarında bulunduğu bir &ccedil;ok general; hala &ldquo;paşa paşa&rdquo; yaşamaya devam ediyor.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">12 Eyl&uuml;l 1980 Darbecisi Kenan Evren, eceli geldiği i&ccedil;in ağır ceza aldıkları halde hapse girmeden ve h&uuml;km&uuml; infaz edilmeden &ouml;ld&uuml; gitti. Darbeciler eskiden olduğu gibi yine bayram ettiler.&nbsp; B&uuml;y&uuml;k bir fırsatı yargı infaz mensuplarının beceriksizliği ve &ldquo;zaman aşımı&rdquo; kuralı y&uuml;z&uuml;nden ka&ccedil;ırmış olduk.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Şimdi de benzer bir s&uuml;reci yaşıyoruz. Adalet Bakanı ve h&uuml;k&uuml;met &uuml;yeleri; m&uuml;ebbet h&uuml;k&uuml;m yemiş generalleri boş boş seyrediyor ve kılını dahi kıpırdatmıyorlar. İşte bu duyarsızlık y&uuml;z&uuml;nden 12 Eyl&uuml;l yargılamasında ka&ccedil;ırdığımız fırsatı yine ka&ccedil;ırmış olduk.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Darbe davalarının diğer eleştirilecek y&ouml;n&uuml; ise asker, yargı&ccedil;, b&uuml;rokrat, akademisyen, sivil toplum kuruluşları ve medya eliyle ortaklaşa y&uuml;r&uuml;t&uuml;len darbe s&uuml;recinde aktif şekilde yer alan sivillere ve MGK kararlarında imzası bulunanlardan d&ouml;nemin genelkurmay başkanlarına hi&ccedil; dokunulmamış olmasıdır. B&uuml;y&uuml;kanıt&rsquo;a da hesap sorulmadı. Paşa paşa yaşadı ve &ouml;l&uuml;p gitti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hi&ccedil; olmaz ise d&ouml;nemin Başbakan&#39;ı Erbakan&#39;a, k&uuml;freden emekli T&uuml;mgeneral Osman &Ouml;zbek&rsquo;i hapse tıkmak gerekirdi. D&ouml;nemin Erzurum Jandarma B&ouml;lge Komutanlığı yaptığı sırada katıldığı bir konferansta Başbakana k&uuml;f&uuml;r eden &Ouml;zbek hakkında Refah Partisi şikayet&ccedil;i olmuş ve dava a&ccedil;mıştı. Ancak askeri vesayetin h&uuml;k&uuml;m s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; bu d&ouml;nemde yargılanan &Ouml;zbek; &ldquo;Başbakan&#39;a k&uuml;f&uuml;r etmekten&rdquo; dolayı akıllara durgunluk verecek bir şekilde su&ccedil;suz bulunmuştu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">12 Eyl&uuml;l darbecileri ve faşist generaller işi o kadar ileri g&ouml;t&uuml;rm&uuml;şlerdi ki halkın se&ccedil;tiği Cumhurbaşkanı ve Başbakanlara; Milli G&uuml;venlik Kurulu ve Y&uuml;ksek Askeri Şura (YAŞ)&nbsp; gibi toplantılarda k&uuml;f&uuml;r dahi edebiliyorlardı. Hafıza-i beşer nisyan ile maluld&uuml;r yani insanlar &ccedil;abuk unuturlar; yapılan disiplinsizlikleri tekrar etmekte yarar vardır. İşte B&uuml;y&uuml;kanıt ve o d&ouml;nemde komuta kademesindeki generallerin halini anlatmak gerekiyor.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">TSK&rsquo;daki en b&uuml;y&uuml;k disiplinsizlik ş&uuml;phesiz Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay&rsquo;ın Irak harekatına karşı yaptığı disiplinsizliktir. TSK&rsquo;nın g&ouml;rev tanımında yazılan en &ouml;nemli vazife &ldquo;ordunun her an harbe hazır bulunmasıdır&rdquo;. Bu a&ccedil;ık h&uuml;kme aykırı olarak; ordumuzun baş komutanı olan halkın se&ccedil;tiği y&ouml;neticilerin vermiş olduğu harekat emri, yerine getirilmemişti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Cumhurbaşkanı &Ouml;zal&rsquo;ın Aralık 1990 tarihinde vermiş olduğu m&uuml;ttefik &uuml;lkelerle birlikte Irak&rsquo;a girme emri, darbeci generaller tarafından &ccedil;eşitli atraksiyonlarla engellenmişti. Savaş tarihinde belki de ilk defa bir komutan ve yardımcıları; askeri harekattan ka&ccedil;ıyordu. Ne tarafından bakarsanız tam bir rezalet durum yaşanıyordu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Milletimizin dişinden arttırdığı paralarla alınan silahlar yurt dışına &ccedil;evrilmesi ve &uuml;lke menfaatleri i&ccedil;in kullanılması gerekirken maalesef bu silahlar halkımıza &ccedil;evriliyordu. ABD&rsquo;nin g&uuml;d&uuml;m&uuml;ndeki faşist darbeciler; yaptıkları askeri darbelerde bu silahları kullanarak hem halkımızı eziyor hem de d&uuml;şmanlarımızın ekmeğine yağ s&uuml;r&uuml;yorlardı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">D&uuml;ş&uuml;nebiliyor musunuz zırhlı birlikler İstanbul, Ankara gibi b&uuml;y&uuml;k şehirlerin g&ouml;beğinde yer alıyor kimse &ldquo;yahu sınır b&ouml;lgelerinde olması gereken tanklar, şehrin ortasında ne arıyor?&rdquo; diye soru bile soramıyordu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Torumtay&rsquo;ın disiplinsizliği ve savaştan ka&ccedil;ması dalga dalga b&uuml;t&uuml;n askeri teşkilatlara yayıldı. Deniz Kuvvetleri de disiplinsizliğin ayyuka &ccedil;ıktığı bir yerdi. Kuvvet Komutanı G&uuml;ven Erkaya, Başbakanlık Konutunda verilen yemekte &ldquo;burada rakı yok mu?&rdquo; diyecek kadar k&uuml;stahlaşmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Daha sonra TSK&rsquo;da başımıza gelen rezaletlerin &ouml;zellikle de 28 Şubat 1997&rsquo;deki iğren&ccedil;liklerin haddi hesabı yoktu. Aynı d&ouml;nemde Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral &Ccedil;etin Saner, İ&ccedil;işleri Bakanına hakaret edebilmişti. Bir kadın olan Meral Akşener, yine bir kadın olan Başbakan Tansu &Ccedil;iller&rsquo;e bu seviyesizliği şikayet etmişti. &Ccedil;iller, Cumhurbaşkanı Demirel&rsquo;e durumu iletmesine rağmen sonu&ccedil; alamamıştı. Zira darbecilerle işbirliği yapan Demirel, bu iğren&ccedil; olayı s&uuml;menaltı etmiş yargıdan ve cezalandırmadan ka&ccedil;ırmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Zaten o Demirel değil miydi ki; &ldquo;Baş&ouml;rt&uuml;l&uuml;ler Suudi Arabistan&rsquo;a gitsin&rdquo; ve &ldquo;Kuran ayetleri değiştirilmeli&rdquo; diyecek kadar cesur ve k&uuml;stahlaşabilmekteydi. Halbuki bu ikiy&uuml;zl&uuml; siyaset&ccedil;i o yıllarca dini siyasete alet ederek milletten oy istemişti. İşte koltuğa oturunca da b&ouml;yle davranarak ger&ccedil;ek y&uuml;z&uuml;n&uuml; g&ouml;steriyordu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">T&uuml;rk tarihinde Gen&ccedil; Osman vakasından beri b&ouml;ylesine iğren&ccedil; olaylar yaşanmamıştı. İşte bunları yazıyorum ki bir daha b&ouml;ylesine acı ve utan&ccedil; verici olaylarla karşı karşıya kalmayalım.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Orgeneral Yaşar B&uuml;y&uuml;kanıt bu darbecilerden aldığı sicille Genelkurmay Başkanı olmuştu. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti tarihinin en unutulmaz olayları da onun d&ouml;neminde oldu. Genelkurmay başkanının verdiği muhtıra, 11.Cumhurbaşkanı se&ccedil;imleri sırasında yayınlanmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">D&ouml;nemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından AK Parti&#39;nın adayı olarak g&ouml;sterilen Abdullah G&uuml;l, TBMM&#39;de yapılan se&ccedil;ime 368 milletvekilinin katıldığı ilk turda 357 oy almıştı. Se&ccedil;imin olduğu g&uuml;n&uuml;n gece yarısında Genelkurmay Başkanlığı&#39;nın internet sitesinde saat 23.17&#39;de e-bildiri yayınlandı. Laiklik vurgusu yapılan bildiride d&ouml;nemin H&uuml;k&uuml;meti a&ccedil;ık&ccedil;a hedef alındı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bildiride, &quot;Bu durum, T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur&quot; denildi. D&ouml;nemin Genelkurmay Başkanı B&uuml;y&uuml;kanıt, ilerleyen yıllarda s&ouml;z konusu bildiriyi kendisinin bizzat hazırladığını s&ouml;ylemekten &ccedil;ekinmemişti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">E-muhtıra da denilen bildiri &uuml;zerine Başbakan Erdoğan başkanlığında gece acilen yapılan toplantıdan &quot;dik duruş&quot; kararı &ccedil;ıkmış H&uuml;k&uuml;met s&ouml;zc&uuml;s&uuml;, ertesi g&uuml;n H&uuml;k&uuml;metin hazırladığı karşı bildiriyle kamuoyunun &ouml;n&uuml;nde Genelkurmay Başkanı&#39;na &quot;memur&quot; olduğunu hatırlatmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">H&uuml;k&uuml;met, Genelkurmay Başkanı&#39;nın resmi olarak Başbakan&#39;a bağlı olduğunu, g&ouml;revleri itibarıyla Başbakan&#39;a karşı sorumlu olduğunu hatırlatmıştı. Sonu&ccedil;ta da b&uuml;y&uuml;k bir halk desteği almıştı. Genelkurmay Başkanlığı, bildiriye karşı sessiz kalırken, d&ouml;nemin komutanları kamuoyunda y&uuml;kselen tepki sonrası, bildiriyi savunamaz duruma geldiler.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Tarihe &ldquo;e-muhtıra&rdquo; olarak ge&ccedil;en 27 Nisan bildirisi nihayetinde Genelkurmay&#39;ın sitesinden de kaldırıldı. Cumhurbaşkanlığı se&ccedil;imlerinin yapıldığı ilk turunun gecesinde yayımlanan ve 4 yıl boyunca sitede tutulan muhtıra, 30 Ağustos 2011&#39;de veritabanından silindi.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">27 Nisan 2007&#39;deki e-muhtıra konusunda medyanın bir b&ouml;l&uuml;m&uuml; &ccedil;ok k&ouml;t&uuml; sınav verdi. Muhtıraya konu olan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri ve Kur&#39;an kurslarıyla ilgili servis edilen haberler; Cumhuriyet, H&uuml;rriyet, Milliyet, Posta gibi gazetelerde yer aldı. Muhtıranın hemen ertesinde yapılan Cumhuriyet Mitingleri, darbecileri ele veren bir turnusol kağıdı gibiydi. Gazetelerin attığı manşetler; tek elden &ccedil;ıkmış gibi darbe sever faşistleri ortaya &ccedil;ıkarıyordu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu sorunu halka giden Erdoğan &ccedil;&ouml;zm&uuml;şt&uuml;. Fakat darbecilerle m&uuml;cadele &ouml;yle hi&ccedil; de kolay olmamıştı. &Ouml;nce 22 Temmuz 2007&#39;de yapılan genel se&ccedil;imlerde ise AK Parti y&uuml;zde 47&#39;lik bir &ccedil;oğunlukla yine tek başına iktidar olmuştu. O g&uuml;nlerde akla ziyan işler devletin en yetkili kurumları başındaki askeri vesayet temsilcileri tarafından yapılmaktaydı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">2000 yılında se&ccedil;ilen 10. cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer&#39;in g&ouml;rev s&uuml;resi 16 Mayıs 2007&#39;de dolmuştu. Anayasa&#39;nın 102. maddesine g&ouml;re cumhurbaşkanı se&ccedil;ilebilmek i&ccedil;in, ilk iki turda nitelikli &ccedil;oğunluk (367 oy), sonraki iki turda ise salt &ccedil;oğunluk (276 oy) aranıyordu. Ancak eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 26 Aralık 2006&#39;da Cumhuriyet&#39;te yayımlanan yazısında, anayasada belirtilen 367&#39;nin sadece karar yeter sayısı değil, aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğunu ortaya attı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kutlu Doğum Haftası nedeniyle yapılan etkinlikleri irticai faaliyet olarak g&ouml;steren bildiri; &uuml;lke g&uuml;ndemine bomba gibi d&uuml;şerken &ouml;zellikle ana muhalefet partisi CHP ile bir kısım medya bunun iktidara karşı muhtıra olduğunu ve h&uuml;k&uuml;metin dikkate alması gerektiğini savunmuşlardı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fakat, daha &ouml;nce muhtırayla h&uuml;k&uuml;met d&uuml;ş&uuml;r&uuml;p, demokrasiyi sekteye uğratan asker ve darbe destek&ccedil;ileri bu sefer sert kayaya &ccedil;arpmıştı. Siyasi tarihimize &quot;27 Nisan e-muhtırası&quot; olarak ge&ccedil;en bildiri ve ardından oluşturulan medya destekli siyasi baskıya boyun eğmeyen iktidar karşılarına &ccedil;ıkmıştı. Derhal se&ccedil;ime gidilmiş ve sonrasında yapılan anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı se&ccedil;imi, bizzat halkın onayına sunulmuştu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Halkımız se&ccedil;imlerle gereken cevabı vererek darbe girişimini boşa &ccedil;ıkarırken 27 Nisan e-bildirisi yayımlandığında CHP&#39;lilerle birlikte Ertuğrul &Ouml;zk&ouml;k, Oktay Ekşi, Yılmaz &Ouml;zdil, Emin &Ccedil;&ouml;laşan, Onur &Ouml;ymen gibi isimler e- bildirisine a&ccedil;ık&ccedil;a destek vermişlerdi. Bu &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k ve h&uuml;rriyeti halkımıza &ccedil;ok g&ouml;ren darbeci yazarları asla unutmamak gerekiyor.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">En nihayetinde bu girişimleri 15 Temmuz 2016 tarihinde g&ouml;ğs&uuml;m&uuml;z&uuml; tanklara siper ederek &ouml;nleyebildik. Fakat 251 şehidimize mal oldu. Hi&ccedil;birisini bu darbeci generallere değişmem. B&uuml;y&uuml;kanıt&rsquo;a ni&ccedil;in hakkımızı helal etmediğimizi umarım anlatabilmişimdir, vesselam&hellip;</span></p>
Ekleme Tarihi: 26 Kasım 2019 - Salı

Darbeci General Büyükanıt’a Hakkımızı Helal Etmiyoruz

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">T&uuml;rkiye&rsquo;nin başına gelen darbe felaketlerinin en &ouml;nemli kişilerinden bir tanesi daha &ouml;ld&uuml;. 27 Nisan 2007&rsquo;deki e-muhtırasının sahibi Yaşar B&uuml;y&uuml;kanıt, 21 Kasım 2019 tarihinde yargılanmadan ve yaptıkları yanına kar kalarak aramızdan ayrıldı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ne yazık ki; &ccedil;oğu zaman zalim izzetinde mazlum ise zilletinde &ouml;l&uuml;p gidiyor. Demek ki bir b&uuml;y&uuml;k mahkeme var. Allah, insanlara g&uuml;nahlarından t&ouml;vbe etmesi i&ccedil;in mehil verir, lakin asla ihmal etmez. Hele hele bu topluma apa&ccedil;ık d&uuml;şmanlık etmiş şehitler yatağı vatanımızda darbe yaparak insanlarımıza kan kusturanlara elbette karşılığını verecektir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Allah&rsquo;a ve ahiret g&uuml;n&uuml;ne iman ettiğimiz i&ccedil;in sabrediyoruz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; zerre kadar iyilik ve k&ouml;t&uuml;l&uuml;ğ&uuml;n kimsenin yanına kalmadığına ve&nbsp; ruz-i mahşerde yapılan zul&uuml;mlerin hepsinden hesap sorulacağına iman etmişiz. Keşke &uuml;lkeyi idare eden Erdoğan da; bu darbecilere taziye sunacağına mahkemelerde &ldquo;sen nasıl darbe muhtırası verirsin&rdquo; diye hesap sorsaydı&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">28 Şubat 1997 d&ouml;nemini yaşamış ve acısını tatmış birisi olarak ne B&uuml;y&uuml;kanıt&rsquo;a ne de diğer darbecilere hakkımızı helal etmiyoruz. Haşirde kurulacak mahkemede yaptıkları zul&uuml;m ve haksızlıklardan dolayı hesap soracağız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &uuml;lkemiz d&uuml;şmanlarına karşı verdiğimiz silahları memleketimiz i&ccedil;ine doğrultan &ccedil;oluk &ccedil;ocuğumuzun rızkını Batılı gavurlara peşkeş &ccedil;eken bu darbeci generallerle ciddi bir mahkememiz olacak.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biz T&uuml;rkler, tarihimizdeki en b&uuml;y&uuml;k lekelerden biri olan darbecilerle hala doğru d&uuml;r&uuml;st hesaplaşamadık. Sadece 15 Temmuz 2016 FET&Ouml; darbecilerinin yargılaması devam ediyor. 28 Şubat 1997 darbesinde m&uuml;ebbet hapis yiyen darbeci generaller, orduevlerinde korumaları ile beraber g&uuml;nlerini g&uuml;n ediyorlar. Yaptıkları zul&uuml;mlerden hi&ccedil;bir pişmanlık duymadan rakılarını yudumlarken benim gibi bu d&ouml;nemde mağdur edilen on binlerce asker, hala haklarını alabilmiş değildir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet, B&uuml;y&uuml;kanıt &ouml;ld&uuml; lakin post-modern darbenin mimarlarına y&ouml;nelik başlatılan soruşturmalarda &ldquo;toplumu fişleme merkezi&rdquo; olarak kullanılan Batı &Ccedil;alışma Grubu&#39;nun (B&Ccedil;G) isim babaları ve d&ouml;nemin Genelkurmay 2. Başkanı &Ccedil;evik Bir&#39;in de aralarında bulunduğu bir &ccedil;ok general; hala &ldquo;paşa paşa&rdquo; yaşamaya devam ediyor.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">12 Eyl&uuml;l 1980 Darbecisi Kenan Evren, eceli geldiği i&ccedil;in ağır ceza aldıkları halde hapse girmeden ve h&uuml;km&uuml; infaz edilmeden &ouml;ld&uuml; gitti. Darbeciler eskiden olduğu gibi yine bayram ettiler.&nbsp; B&uuml;y&uuml;k bir fırsatı yargı infaz mensuplarının beceriksizliği ve &ldquo;zaman aşımı&rdquo; kuralı y&uuml;z&uuml;nden ka&ccedil;ırmış olduk.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Şimdi de benzer bir s&uuml;reci yaşıyoruz. Adalet Bakanı ve h&uuml;k&uuml;met &uuml;yeleri; m&uuml;ebbet h&uuml;k&uuml;m yemiş generalleri boş boş seyrediyor ve kılını dahi kıpırdatmıyorlar. İşte bu duyarsızlık y&uuml;z&uuml;nden 12 Eyl&uuml;l yargılamasında ka&ccedil;ırdığımız fırsatı yine ka&ccedil;ırmış olduk.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Darbe davalarının diğer eleştirilecek y&ouml;n&uuml; ise asker, yargı&ccedil;, b&uuml;rokrat, akademisyen, sivil toplum kuruluşları ve medya eliyle ortaklaşa y&uuml;r&uuml;t&uuml;len darbe s&uuml;recinde aktif şekilde yer alan sivillere ve MGK kararlarında imzası bulunanlardan d&ouml;nemin genelkurmay başkanlarına hi&ccedil; dokunulmamış olmasıdır. B&uuml;y&uuml;kanıt&rsquo;a da hesap sorulmadı. Paşa paşa yaşadı ve &ouml;l&uuml;p gitti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hi&ccedil; olmaz ise d&ouml;nemin Başbakan&#39;ı Erbakan&#39;a, k&uuml;freden emekli T&uuml;mgeneral Osman &Ouml;zbek&rsquo;i hapse tıkmak gerekirdi. D&ouml;nemin Erzurum Jandarma B&ouml;lge Komutanlığı yaptığı sırada katıldığı bir konferansta Başbakana k&uuml;f&uuml;r eden &Ouml;zbek hakkında Refah Partisi şikayet&ccedil;i olmuş ve dava a&ccedil;mıştı. Ancak askeri vesayetin h&uuml;k&uuml;m s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; bu d&ouml;nemde yargılanan &Ouml;zbek; &ldquo;Başbakan&#39;a k&uuml;f&uuml;r etmekten&rdquo; dolayı akıllara durgunluk verecek bir şekilde su&ccedil;suz bulunmuştu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">12 Eyl&uuml;l darbecileri ve faşist generaller işi o kadar ileri g&ouml;t&uuml;rm&uuml;şlerdi ki halkın se&ccedil;tiği Cumhurbaşkanı ve Başbakanlara; Milli G&uuml;venlik Kurulu ve Y&uuml;ksek Askeri Şura (YAŞ)&nbsp; gibi toplantılarda k&uuml;f&uuml;r dahi edebiliyorlardı. Hafıza-i beşer nisyan ile maluld&uuml;r yani insanlar &ccedil;abuk unuturlar; yapılan disiplinsizlikleri tekrar etmekte yarar vardır. İşte B&uuml;y&uuml;kanıt ve o d&ouml;nemde komuta kademesindeki generallerin halini anlatmak gerekiyor.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">TSK&rsquo;daki en b&uuml;y&uuml;k disiplinsizlik ş&uuml;phesiz Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay&rsquo;ın Irak harekatına karşı yaptığı disiplinsizliktir. TSK&rsquo;nın g&ouml;rev tanımında yazılan en &ouml;nemli vazife &ldquo;ordunun her an harbe hazır bulunmasıdır&rdquo;. Bu a&ccedil;ık h&uuml;kme aykırı olarak; ordumuzun baş komutanı olan halkın se&ccedil;tiği y&ouml;neticilerin vermiş olduğu harekat emri, yerine getirilmemişti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Cumhurbaşkanı &Ouml;zal&rsquo;ın Aralık 1990 tarihinde vermiş olduğu m&uuml;ttefik &uuml;lkelerle birlikte Irak&rsquo;a girme emri, darbeci generaller tarafından &ccedil;eşitli atraksiyonlarla engellenmişti. Savaş tarihinde belki de ilk defa bir komutan ve yardımcıları; askeri harekattan ka&ccedil;ıyordu. Ne tarafından bakarsanız tam bir rezalet durum yaşanıyordu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Milletimizin dişinden arttırdığı paralarla alınan silahlar yurt dışına &ccedil;evrilmesi ve &uuml;lke menfaatleri i&ccedil;in kullanılması gerekirken maalesef bu silahlar halkımıza &ccedil;evriliyordu. ABD&rsquo;nin g&uuml;d&uuml;m&uuml;ndeki faşist darbeciler; yaptıkları askeri darbelerde bu silahları kullanarak hem halkımızı eziyor hem de d&uuml;şmanlarımızın ekmeğine yağ s&uuml;r&uuml;yorlardı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">D&uuml;ş&uuml;nebiliyor musunuz zırhlı birlikler İstanbul, Ankara gibi b&uuml;y&uuml;k şehirlerin g&ouml;beğinde yer alıyor kimse &ldquo;yahu sınır b&ouml;lgelerinde olması gereken tanklar, şehrin ortasında ne arıyor?&rdquo; diye soru bile soramıyordu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Torumtay&rsquo;ın disiplinsizliği ve savaştan ka&ccedil;ması dalga dalga b&uuml;t&uuml;n askeri teşkilatlara yayıldı. Deniz Kuvvetleri de disiplinsizliğin ayyuka &ccedil;ıktığı bir yerdi. Kuvvet Komutanı G&uuml;ven Erkaya, Başbakanlık Konutunda verilen yemekte &ldquo;burada rakı yok mu?&rdquo; diyecek kadar k&uuml;stahlaşmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Daha sonra TSK&rsquo;da başımıza gelen rezaletlerin &ouml;zellikle de 28 Şubat 1997&rsquo;deki iğren&ccedil;liklerin haddi hesabı yoktu. Aynı d&ouml;nemde Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral &Ccedil;etin Saner, İ&ccedil;işleri Bakanına hakaret edebilmişti. Bir kadın olan Meral Akşener, yine bir kadın olan Başbakan Tansu &Ccedil;iller&rsquo;e bu seviyesizliği şikayet etmişti. &Ccedil;iller, Cumhurbaşkanı Demirel&rsquo;e durumu iletmesine rağmen sonu&ccedil; alamamıştı. Zira darbecilerle işbirliği yapan Demirel, bu iğren&ccedil; olayı s&uuml;menaltı etmiş yargıdan ve cezalandırmadan ka&ccedil;ırmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Zaten o Demirel değil miydi ki; &ldquo;Baş&ouml;rt&uuml;l&uuml;ler Suudi Arabistan&rsquo;a gitsin&rdquo; ve &ldquo;Kuran ayetleri değiştirilmeli&rdquo; diyecek kadar cesur ve k&uuml;stahlaşabilmekteydi. Halbuki bu ikiy&uuml;zl&uuml; siyaset&ccedil;i o yıllarca dini siyasete alet ederek milletten oy istemişti. İşte koltuğa oturunca da b&ouml;yle davranarak ger&ccedil;ek y&uuml;z&uuml;n&uuml; g&ouml;steriyordu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">T&uuml;rk tarihinde Gen&ccedil; Osman vakasından beri b&ouml;ylesine iğren&ccedil; olaylar yaşanmamıştı. İşte bunları yazıyorum ki bir daha b&ouml;ylesine acı ve utan&ccedil; verici olaylarla karşı karşıya kalmayalım.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Orgeneral Yaşar B&uuml;y&uuml;kanıt bu darbecilerden aldığı sicille Genelkurmay Başkanı olmuştu. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti tarihinin en unutulmaz olayları da onun d&ouml;neminde oldu. Genelkurmay başkanının verdiği muhtıra, 11.Cumhurbaşkanı se&ccedil;imleri sırasında yayınlanmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">D&ouml;nemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından AK Parti&#39;nın adayı olarak g&ouml;sterilen Abdullah G&uuml;l, TBMM&#39;de yapılan se&ccedil;ime 368 milletvekilinin katıldığı ilk turda 357 oy almıştı. Se&ccedil;imin olduğu g&uuml;n&uuml;n gece yarısında Genelkurmay Başkanlığı&#39;nın internet sitesinde saat 23.17&#39;de e-bildiri yayınlandı. Laiklik vurgusu yapılan bildiride d&ouml;nemin H&uuml;k&uuml;meti a&ccedil;ık&ccedil;a hedef alındı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bildiride, &quot;Bu durum, T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur&quot; denildi. D&ouml;nemin Genelkurmay Başkanı B&uuml;y&uuml;kanıt, ilerleyen yıllarda s&ouml;z konusu bildiriyi kendisinin bizzat hazırladığını s&ouml;ylemekten &ccedil;ekinmemişti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">E-muhtıra da denilen bildiri &uuml;zerine Başbakan Erdoğan başkanlığında gece acilen yapılan toplantıdan &quot;dik duruş&quot; kararı &ccedil;ıkmış H&uuml;k&uuml;met s&ouml;zc&uuml;s&uuml;, ertesi g&uuml;n H&uuml;k&uuml;metin hazırladığı karşı bildiriyle kamuoyunun &ouml;n&uuml;nde Genelkurmay Başkanı&#39;na &quot;memur&quot; olduğunu hatırlatmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">H&uuml;k&uuml;met, Genelkurmay Başkanı&#39;nın resmi olarak Başbakan&#39;a bağlı olduğunu, g&ouml;revleri itibarıyla Başbakan&#39;a karşı sorumlu olduğunu hatırlatmıştı. Sonu&ccedil;ta da b&uuml;y&uuml;k bir halk desteği almıştı. Genelkurmay Başkanlığı, bildiriye karşı sessiz kalırken, d&ouml;nemin komutanları kamuoyunda y&uuml;kselen tepki sonrası, bildiriyi savunamaz duruma geldiler.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Tarihe &ldquo;e-muhtıra&rdquo; olarak ge&ccedil;en 27 Nisan bildirisi nihayetinde Genelkurmay&#39;ın sitesinden de kaldırıldı. Cumhurbaşkanlığı se&ccedil;imlerinin yapıldığı ilk turunun gecesinde yayımlanan ve 4 yıl boyunca sitede tutulan muhtıra, 30 Ağustos 2011&#39;de veritabanından silindi.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">27 Nisan 2007&#39;deki e-muhtıra konusunda medyanın bir b&ouml;l&uuml;m&uuml; &ccedil;ok k&ouml;t&uuml; sınav verdi. Muhtıraya konu olan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri ve Kur&#39;an kurslarıyla ilgili servis edilen haberler; Cumhuriyet, H&uuml;rriyet, Milliyet, Posta gibi gazetelerde yer aldı. Muhtıranın hemen ertesinde yapılan Cumhuriyet Mitingleri, darbecileri ele veren bir turnusol kağıdı gibiydi. Gazetelerin attığı manşetler; tek elden &ccedil;ıkmış gibi darbe sever faşistleri ortaya &ccedil;ıkarıyordu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu sorunu halka giden Erdoğan &ccedil;&ouml;zm&uuml;şt&uuml;. Fakat darbecilerle m&uuml;cadele &ouml;yle hi&ccedil; de kolay olmamıştı. &Ouml;nce 22 Temmuz 2007&#39;de yapılan genel se&ccedil;imlerde ise AK Parti y&uuml;zde 47&#39;lik bir &ccedil;oğunlukla yine tek başına iktidar olmuştu. O g&uuml;nlerde akla ziyan işler devletin en yetkili kurumları başındaki askeri vesayet temsilcileri tarafından yapılmaktaydı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">2000 yılında se&ccedil;ilen 10. cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer&#39;in g&ouml;rev s&uuml;resi 16 Mayıs 2007&#39;de dolmuştu. Anayasa&#39;nın 102. maddesine g&ouml;re cumhurbaşkanı se&ccedil;ilebilmek i&ccedil;in, ilk iki turda nitelikli &ccedil;oğunluk (367 oy), sonraki iki turda ise salt &ccedil;oğunluk (276 oy) aranıyordu. Ancak eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 26 Aralık 2006&#39;da Cumhuriyet&#39;te yayımlanan yazısında, anayasada belirtilen 367&#39;nin sadece karar yeter sayısı değil, aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğunu ortaya attı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kutlu Doğum Haftası nedeniyle yapılan etkinlikleri irticai faaliyet olarak g&ouml;steren bildiri; &uuml;lke g&uuml;ndemine bomba gibi d&uuml;şerken &ouml;zellikle ana muhalefet partisi CHP ile bir kısım medya bunun iktidara karşı muhtıra olduğunu ve h&uuml;k&uuml;metin dikkate alması gerektiğini savunmuşlardı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fakat, daha &ouml;nce muhtırayla h&uuml;k&uuml;met d&uuml;ş&uuml;r&uuml;p, demokrasiyi sekteye uğratan asker ve darbe destek&ccedil;ileri bu sefer sert kayaya &ccedil;arpmıştı. Siyasi tarihimize &quot;27 Nisan e-muhtırası&quot; olarak ge&ccedil;en bildiri ve ardından oluşturulan medya destekli siyasi baskıya boyun eğmeyen iktidar karşılarına &ccedil;ıkmıştı. Derhal se&ccedil;ime gidilmiş ve sonrasında yapılan anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı se&ccedil;imi, bizzat halkın onayına sunulmuştu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Halkımız se&ccedil;imlerle gereken cevabı vererek darbe girişimini boşa &ccedil;ıkarırken 27 Nisan e-bildirisi yayımlandığında CHP&#39;lilerle birlikte Ertuğrul &Ouml;zk&ouml;k, Oktay Ekşi, Yılmaz &Ouml;zdil, Emin &Ccedil;&ouml;laşan, Onur &Ouml;ymen gibi isimler e- bildirisine a&ccedil;ık&ccedil;a destek vermişlerdi. Bu &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k ve h&uuml;rriyeti halkımıza &ccedil;ok g&ouml;ren darbeci yazarları asla unutmamak gerekiyor.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">En nihayetinde bu girişimleri 15 Temmuz 2016 tarihinde g&ouml;ğs&uuml;m&uuml;z&uuml; tanklara siper ederek &ouml;nleyebildik. Fakat 251 şehidimize mal oldu. Hi&ccedil;birisini bu darbeci generallere değişmem. B&uuml;y&uuml;kanıt&rsquo;a ni&ccedil;in hakkımızı helal etmediğimizi umarım anlatabilmişimdir, vesselam&hellip;</span></p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.