Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

İntizam ve Terakkiden İstanbul Sözleşmesine Sosyal Değişim

<div> <p>Yurt dışında yaşayan bir okurum &ldquo;Materyalist Eğitim Bakanlığı Nasıl Milli Olur&rdquo; başlıklı yazıma katkıda bulunmuş ve beni de eleştirmiş. Eleştirdiği konularda haklı olsa da beni su&ccedil;laması doğru değildir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; T&uuml;rk basınında bu hususları en &ccedil;ok dile getiren kişilerden bir tanesiyim. Eleştirdiği konuları 30 yıllık yazarlık hayatımda y&uuml;zlerce defa dile getirmişimdir.</p> <p>Bu değerli okurumun bana g&ouml;nderdiği &ouml;nemli hususları paylaşmak istiyorum. Bazı kısımları siyaset&ccedil;ilere fazla &ccedil;attığı i&ccedil;in silmek zorunda kaldım. Bu zatın haklı olarak dedikleri hususlar &ouml;zetle ş&ouml;yledir:</p> <p>19 Ocak 1798 g&uuml;n&uuml; Montpellieer&#39;de bir bebek doğdu. Adı Auguste Comte idi. Sonradan Positivismin kurucu babası olarak bilinir. &Ouml;l&uuml;m tarihi 5 Eyl&uuml;l 1857 Paris. 59 sene yaşadı.</p> <p>Positivist felsefe kısaca ş&ouml;yle gelişmiştir. Avrupa&rsquo;da bu &ccedil;ağa kadar insanlar huzur bulmak ve akıllarına gelen sorulara cevap bulmak i&ccedil;in kiliselere gittiler. Hıristiyanlık tahrif edildiği i&ccedil;in tatmin edici cevapları alamadılar. Fakat bu &ccedil;ağda ilim ve teknoloji &ccedil;ok gelişmiş, sanayi devrimi yapılmış ve materyalist felsefe b&uuml;t&uuml;n sorulara cevap veriyor zannedilmişti.</p> <p>Maddeye tapınma ve g&uuml;c&uuml;n maddeden geldiğini iddia eden bu felsefeye g&ouml;re &ldquo;elinizle tutmadığınız, g&ouml;z&uuml;n&uuml;zle g&ouml;rmediğiniz hi&ccedil;bir şeye inanmayınız!&rdquo; denilerek tam bir dinsizlik aşılanıyordu. Allah, cennet, cehennem ink&acirc;r edilerek b&uuml;t&uuml;n sorulara pozitif bilimlerle cevap verileceği iddia ediliyordu. Kısaca bu materyalistlere g&ouml;re dine l&uuml;zum kalmamıştı.&nbsp;</p> <p>Bu felsefe 19 asırda &ccedil;ok taraftar bulmuştu. &Ouml;yle ki 1889 da Brezilya devleti Monarşiden Cumhuriyete d&ouml;ner d&ouml;nmez bayrağını değiştirmişti. G&uuml;ney Yarımk&uuml;reyi g&ouml;steren bir k&uuml;re ve &uuml;zerine Portekizce &ldquo;Ordem a Progresso&rdquo; yazmışlardı. Yani &ldquo;İntizam ve Terakki&rdquo; diyorlardı.</p> <p>İşe bakın ki 2 Haziran 1889 tarihinde de &ldquo;Osmanlı Tıp Cemiyeti&rdquo; diye bir cemiyet kurulmuş sonradan adını İttihad ve Terakki (ITC) olarak değiştirmişti. Bu cemiyet azaları arasında masonlar da bulunuyor ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir materyalist akıma &ouml;nc&uuml;l&uuml;k ediyorlardı. ITC Berlin ve Paris şubelerinde Brezilya gibi &ldquo;İntizam ve Terakki&rdquo; kaşesini kullanıyordu.&nbsp;</p> <p>Bu cemiyetle birlikte Avrupa&rsquo;daki materyalist d&uuml;ş&uuml;nce ortak bir siyaset geliştirmişti. Neredeyse tamamı o yıllarda tarihte sanayi devrimini yapmış İngiltere, Fransa ve Almanya&#39;yı &ouml;rnek alıp cami ve kiliselere d&uuml;şmanlık etmeye başlamışlardı. İlim ve teknolojiye tapınacak derecede aşırı gidilmişti. Sanki &ouml;l&uuml;me &ccedil;are bulmuş gibi kurtuluşu b&ouml;ylesine ahmak&ccedil;a bir yolda g&ouml;r&uuml;yorlardı. Halbuki &ouml;l&uuml;m &ouml;ld&uuml;r&uuml;lememişti ve &ouml;ld&uuml;r&uuml;lemeyecekti.</p> <p>Cumhuriyet d&ouml;neminin tek parti idarecilerinin &ccedil;oğu ITC&rsquo;nin Selanik şubesine &uuml;yeydi ve neredeyse tamamı materyalist idi. Şu anda askeri okul &ouml;ğrencilerinin bir derneğe &uuml;ye olması yasak olsa da o yıllarda Osmanlıda yasak değildi.&nbsp;</p> <p><strong>Bu yetişme tarzı ve siyasi faaliyetler Osmanlı aydınlarını zehirlemiş ve materyalizm sayesinde Şeytanın maskarası yapmıştı. Bu felsefe ile yetişmiş bir siyasi parti lideri ile alakalı olarak sadece bir tane &ouml;rnek verecek olursak ne derece tehlikeli bir noktaya d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z&uuml; anlayabiliriz.</strong></p> <p><strong>Ticaret Mektebi&#39;nde verilen bir &ccedil;ay davetinde okulun &ouml;ğretmenleri ve eğitimciler siyasi parti başkanına sorular soruyordu. O da konuşma yaparak; hayatta en hakiki m&uuml;rşidin ilim, fen olduğunu, bunun dışında bir m&uuml;rşid aramanın cehalet, gaflet ve dalalet olduğunu s&ouml;ylemiştir.&nbsp;</strong></p> <p><strong>H&acirc;lbuki Hicretin 10. senesinde son Peygamber Hazreti Muhammed Aleyhissalat&uuml; Vesselam ş&ouml;yle buyurmuştu: &ldquo;Ey</strong>&nbsp;m&uuml;&#39;minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uyduk&ccedil;a yolunuzu hi&ccedil; şaşırmazsınız. O emanetler, Allah&#39;ın kitabı Kur-&acirc;n- ı Kerim ve benim s&uuml;nnetimdir&rdquo;.&nbsp;</p> <p>Kısaca hayattaki en hakiki irşat edici Kuran ve S&uuml;nnet olduğu İslam&rsquo;a g&ouml;re bildirilmişken kimse bu materyalist s&ouml;ze karşılık verememişti. İşte Milli Eğitim Bakanlığı hala bu noktada durmaktadır. Dine karşı materyalist felsefeyi korumayı ve her fırsatta dine hakaretler etmeyi h&uuml;ner sayan bir &ouml;ğretmen kitlesi ile beraber bu bakanlık g&ouml;rev yapmaktadır. Ne yazık ki; Milli Eğitim Bakanlığının temel siyaseti budur!</p> <p>Fakat tuhaf olan bir hususa dikkat &ccedil;ekmek gerekiyor. Her ne kadar Allah&rsquo;a ibadet etmeyi, Kuran ve s&uuml;nneti yok sayarak eğitim vermeyi hedefleyen Bakanlık; aynı zamanda heykeller &ouml;n&uuml;nde Hıristiyan, Budist ve Hindular gibi tapınma ayinlerine hi&ccedil; ses &ccedil;ıkarmamaktadır. Hatta teşvik etmektedir. Bu &ccedil;elişkili durumu dile getiren &ccedil;ok az sayıda yazar ise ya hapse atılmakta ya da kitapları toplatılarak yasaklanmaktadır&hellip;</p> <p>İşte geldiğimiz son noktada neredeyse 100 yıldan beri izlenen bu materyalist siyasetin bir darbesini daha yedik. Eşcinsellik, cinsiyetsizlik ve daha nice sapık ilişkiler meşrulaştırılmaya &ccedil;alışıldı. &Ccedil;ok tartışılan İstanbul S&ouml;zleşmesine uygun olarak aileyi yıkmayı hedefleyen bir &ccedil;ok kanun maddesi &ccedil;ıkarıldı.</p> <p>Misal olarak S&ouml;zleşmedeki bir h&uuml;kme g&ouml;re evimizdeki &ccedil;ocuklarımızı sabah namazı i&ccedil;in uyandırdığımız takdirde bu s&ouml;zleşmeye g&ouml;re onlara &ldquo;psikolojik işkence&rdquo; yapmış oluyoruz. Sonrasında da evden uzaklaştırılmak i&ccedil;in bu sağlam bir gerek&ccedil;e bulunmuş olunuyor.</p> <p>En &ccedil;ok da Milli Eğitim Bakanlığı ve &ouml;ğretmenleri bu s&ouml;zleşme h&uuml;k&uuml;mlerinin uygulanmasına dikkat ediyor. İstanbul S&ouml;zleşmesi adı verilen ve Ankara&rsquo;da kotarılan bu neresinden bakarsan bak iğren&ccedil; anlaşmayı bize zorla dayatıyorlar. Ne yazık ki hala akıllanamadık.</p> <p>Allah ıslah etsin! Vesselam&hellip;</p> <p>Dr. Vehbi KARA</p> <div>&nbsp;</div> </div>
Ekleme Tarihi: 20 Eylül 2020 - Pazar

İntizam ve Terakkiden İstanbul Sözleşmesine Sosyal Değişim

<div> <p>Yurt dışında yaşayan bir okurum &ldquo;Materyalist Eğitim Bakanlığı Nasıl Milli Olur&rdquo; başlıklı yazıma katkıda bulunmuş ve beni de eleştirmiş. Eleştirdiği konularda haklı olsa da beni su&ccedil;laması doğru değildir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; T&uuml;rk basınında bu hususları en &ccedil;ok dile getiren kişilerden bir tanesiyim. Eleştirdiği konuları 30 yıllık yazarlık hayatımda y&uuml;zlerce defa dile getirmişimdir.</p> <p>Bu değerli okurumun bana g&ouml;nderdiği &ouml;nemli hususları paylaşmak istiyorum. Bazı kısımları siyaset&ccedil;ilere fazla &ccedil;attığı i&ccedil;in silmek zorunda kaldım. Bu zatın haklı olarak dedikleri hususlar &ouml;zetle ş&ouml;yledir:</p> <p>19 Ocak 1798 g&uuml;n&uuml; Montpellieer&#39;de bir bebek doğdu. Adı Auguste Comte idi. Sonradan Positivismin kurucu babası olarak bilinir. &Ouml;l&uuml;m tarihi 5 Eyl&uuml;l 1857 Paris. 59 sene yaşadı.</p> <p>Positivist felsefe kısaca ş&ouml;yle gelişmiştir. Avrupa&rsquo;da bu &ccedil;ağa kadar insanlar huzur bulmak ve akıllarına gelen sorulara cevap bulmak i&ccedil;in kiliselere gittiler. Hıristiyanlık tahrif edildiği i&ccedil;in tatmin edici cevapları alamadılar. Fakat bu &ccedil;ağda ilim ve teknoloji &ccedil;ok gelişmiş, sanayi devrimi yapılmış ve materyalist felsefe b&uuml;t&uuml;n sorulara cevap veriyor zannedilmişti.</p> <p>Maddeye tapınma ve g&uuml;c&uuml;n maddeden geldiğini iddia eden bu felsefeye g&ouml;re &ldquo;elinizle tutmadığınız, g&ouml;z&uuml;n&uuml;zle g&ouml;rmediğiniz hi&ccedil;bir şeye inanmayınız!&rdquo; denilerek tam bir dinsizlik aşılanıyordu. Allah, cennet, cehennem ink&acirc;r edilerek b&uuml;t&uuml;n sorulara pozitif bilimlerle cevap verileceği iddia ediliyordu. Kısaca bu materyalistlere g&ouml;re dine l&uuml;zum kalmamıştı.&nbsp;</p> <p>Bu felsefe 19 asırda &ccedil;ok taraftar bulmuştu. &Ouml;yle ki 1889 da Brezilya devleti Monarşiden Cumhuriyete d&ouml;ner d&ouml;nmez bayrağını değiştirmişti. G&uuml;ney Yarımk&uuml;reyi g&ouml;steren bir k&uuml;re ve &uuml;zerine Portekizce &ldquo;Ordem a Progresso&rdquo; yazmışlardı. Yani &ldquo;İntizam ve Terakki&rdquo; diyorlardı.</p> <p>İşe bakın ki 2 Haziran 1889 tarihinde de &ldquo;Osmanlı Tıp Cemiyeti&rdquo; diye bir cemiyet kurulmuş sonradan adını İttihad ve Terakki (ITC) olarak değiştirmişti. Bu cemiyet azaları arasında masonlar da bulunuyor ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir materyalist akıma &ouml;nc&uuml;l&uuml;k ediyorlardı. ITC Berlin ve Paris şubelerinde Brezilya gibi &ldquo;İntizam ve Terakki&rdquo; kaşesini kullanıyordu.&nbsp;</p> <p>Bu cemiyetle birlikte Avrupa&rsquo;daki materyalist d&uuml;ş&uuml;nce ortak bir siyaset geliştirmişti. Neredeyse tamamı o yıllarda tarihte sanayi devrimini yapmış İngiltere, Fransa ve Almanya&#39;yı &ouml;rnek alıp cami ve kiliselere d&uuml;şmanlık etmeye başlamışlardı. İlim ve teknolojiye tapınacak derecede aşırı gidilmişti. Sanki &ouml;l&uuml;me &ccedil;are bulmuş gibi kurtuluşu b&ouml;ylesine ahmak&ccedil;a bir yolda g&ouml;r&uuml;yorlardı. Halbuki &ouml;l&uuml;m &ouml;ld&uuml;r&uuml;lememişti ve &ouml;ld&uuml;r&uuml;lemeyecekti.</p> <p>Cumhuriyet d&ouml;neminin tek parti idarecilerinin &ccedil;oğu ITC&rsquo;nin Selanik şubesine &uuml;yeydi ve neredeyse tamamı materyalist idi. Şu anda askeri okul &ouml;ğrencilerinin bir derneğe &uuml;ye olması yasak olsa da o yıllarda Osmanlıda yasak değildi.&nbsp;</p> <p><strong>Bu yetişme tarzı ve siyasi faaliyetler Osmanlı aydınlarını zehirlemiş ve materyalizm sayesinde Şeytanın maskarası yapmıştı. Bu felsefe ile yetişmiş bir siyasi parti lideri ile alakalı olarak sadece bir tane &ouml;rnek verecek olursak ne derece tehlikeli bir noktaya d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z&uuml; anlayabiliriz.</strong></p> <p><strong>Ticaret Mektebi&#39;nde verilen bir &ccedil;ay davetinde okulun &ouml;ğretmenleri ve eğitimciler siyasi parti başkanına sorular soruyordu. O da konuşma yaparak; hayatta en hakiki m&uuml;rşidin ilim, fen olduğunu, bunun dışında bir m&uuml;rşid aramanın cehalet, gaflet ve dalalet olduğunu s&ouml;ylemiştir.&nbsp;</strong></p> <p><strong>H&acirc;lbuki Hicretin 10. senesinde son Peygamber Hazreti Muhammed Aleyhissalat&uuml; Vesselam ş&ouml;yle buyurmuştu: &ldquo;Ey</strong>&nbsp;m&uuml;&#39;minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uyduk&ccedil;a yolunuzu hi&ccedil; şaşırmazsınız. O emanetler, Allah&#39;ın kitabı Kur-&acirc;n- ı Kerim ve benim s&uuml;nnetimdir&rdquo;.&nbsp;</p> <p>Kısaca hayattaki en hakiki irşat edici Kuran ve S&uuml;nnet olduğu İslam&rsquo;a g&ouml;re bildirilmişken kimse bu materyalist s&ouml;ze karşılık verememişti. İşte Milli Eğitim Bakanlığı hala bu noktada durmaktadır. Dine karşı materyalist felsefeyi korumayı ve her fırsatta dine hakaretler etmeyi h&uuml;ner sayan bir &ouml;ğretmen kitlesi ile beraber bu bakanlık g&ouml;rev yapmaktadır. Ne yazık ki; Milli Eğitim Bakanlığının temel siyaseti budur!</p> <p>Fakat tuhaf olan bir hususa dikkat &ccedil;ekmek gerekiyor. Her ne kadar Allah&rsquo;a ibadet etmeyi, Kuran ve s&uuml;nneti yok sayarak eğitim vermeyi hedefleyen Bakanlık; aynı zamanda heykeller &ouml;n&uuml;nde Hıristiyan, Budist ve Hindular gibi tapınma ayinlerine hi&ccedil; ses &ccedil;ıkarmamaktadır. Hatta teşvik etmektedir. Bu &ccedil;elişkili durumu dile getiren &ccedil;ok az sayıda yazar ise ya hapse atılmakta ya da kitapları toplatılarak yasaklanmaktadır&hellip;</p> <p>İşte geldiğimiz son noktada neredeyse 100 yıldan beri izlenen bu materyalist siyasetin bir darbesini daha yedik. Eşcinsellik, cinsiyetsizlik ve daha nice sapık ilişkiler meşrulaştırılmaya &ccedil;alışıldı. &Ccedil;ok tartışılan İstanbul S&ouml;zleşmesine uygun olarak aileyi yıkmayı hedefleyen bir &ccedil;ok kanun maddesi &ccedil;ıkarıldı.</p> <p>Misal olarak S&ouml;zleşmedeki bir h&uuml;kme g&ouml;re evimizdeki &ccedil;ocuklarımızı sabah namazı i&ccedil;in uyandırdığımız takdirde bu s&ouml;zleşmeye g&ouml;re onlara &ldquo;psikolojik işkence&rdquo; yapmış oluyoruz. Sonrasında da evden uzaklaştırılmak i&ccedil;in bu sağlam bir gerek&ccedil;e bulunmuş olunuyor.</p> <p>En &ccedil;ok da Milli Eğitim Bakanlığı ve &ouml;ğretmenleri bu s&ouml;zleşme h&uuml;k&uuml;mlerinin uygulanmasına dikkat ediyor. İstanbul S&ouml;zleşmesi adı verilen ve Ankara&rsquo;da kotarılan bu neresinden bakarsan bak iğren&ccedil; anlaşmayı bize zorla dayatıyorlar. Ne yazık ki hala akıllanamadık.</p> <p>Allah ıslah etsin! Vesselam&hellip;</p> <p>Dr. Vehbi KARA</p> <div>&nbsp;</div> </div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.