RABBİMİZE HÜSNÜZAN

RABBİMİZE HÜSNÜZAN Hüsnüzan; güzel düşünmek, güzel yorumlamak, iyilik beklemek demektir. “Allah (zc.hz)’i rahmetini yüz parçaya ayırmıştır. Doksan dokuz parçasını kendi katında alıkoymuş, birini yeryüzüne indirmiştir. İşte varlıklar bu bir parça rahmet sebebiyle birbirlerine merhamet ederler. Hatta hayvanlar, yavrusunun üzerine basacağı endişesiyle ayağını çekip kaldırır. Anneler yavrusuna şefkat gösterir.” (1) Rahmeti, merhameti, muhabbeti yaratan Yüce Rabbimiz kullarına karşı çok şefkatlidir. Olumlu ya da olumsuz görünen her şey de hikmet, kullar için iyilik ve güzellik vardır. Ataullah İskenderi (hz.)’nin Hikemi Ataiyye eserinde 42. Hikmet şöyledir: Ey Mürid, Hakk’a vasıflarından dolayı hüsnüzan etmezsen bari sana güzel muamelesinden dolayı zannını güzelleştir. Zira sana yapmayı adet ettiği ihsan ve inayetler, verdiği nimetler sonsuzdur. Hz. Eyyüb (aleyhisselam) hastalanınca hanımına, “Ben kaç yıldır hastayım?” diye sormuş. Hanımı, “Yedi yıldır” demiş. Hz Eyyüb (as), “Bir şey değilmiş. Oysa Allah (celle celaluhu) daha önce bana yetmiş yıl sıhhat verdi. Yetmiş nerede, yedi nerede?” demiştir. Bizlere Rabbimizin lutfettiği nimetleri düşünmek şükrümüzü ve ümidimizi artırırken musibet zamanındaki hüsnüzan kulun ruhuna ve bedenine huzur verir. Allah (cc) kuluna zulmetmez ve kaldıramayacağı yükü yüklemez. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Allah’ın yardımı, kulun sabrı ile beraberdir. Derdin ferahlayıp açılması da musibetle beraberdir. Muhakkak ki her güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Muhakkak ki her güçlükle beraber bir kolaylık vardır.” (2) El Basir olan Rabbimiz her an her şeyi görmektedir, bize şah damarımızdan daha yakındır. “Allah (zc.hz) bir kula bir musibet veya daha fazlasını vermişse, ancak bu musibet sebebiyle affedeceği günahı veya yine bu musibet sebebiyle ulaştıracağı bir dereceyi vermek gibi iki haslet için vermiştir.”(3) Allah (cc) kullarını çok sever. Bulunduğu her hal kul için rahmettir. Hüsnüzannın en gerekli olduğu anlardan biri de şüphesiz ölüm sekeratı anıdır. Hz. Cabir’den rivayet edilen hadisi şerifte Allah Rasulü s.a.v şöyle buyurmuştur: “Sizler Cenabı Hakka’a ancak hüsnüzan ederek vefat. etmeye çalışın.” Efendimiz s.a.v bir hastayı ziyaretinde sordular: “Cenabı-ı Hakk’a olan zannın ne yoldadır? “Hüsnü zandır Ya Rasulallah!” “Her nasıl istersen öyle zannet. Zira çaresizlerin imdadına yetişen Hak Teâla kulunun zannı katındadır.” buyuran Efendimiz s.a.v: “Ben kulumun zannı üzereyim” mealindeki hadisi kutsiyi de beyan buyurdular. Zümer Suresi 53. Ayette Rabbimiz: “De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” Bu mübarek ayda bizlerde diyoruz ki: Ey Rabbimiz, çok şefkatli, merhametli, bağışlayıcı, affedici, kerem ve lütuf sahibisin, Sana sığınıyoruz, bize merhamet et, bizi bağışla, dünyada ve ahirette iyilik ve güzellik ver… Amin Muhabbetle Emine Aydemir (1) Ramuz El Ehadis 271,6 (2) Ramuz El Ehadis 239,2 (3) Ramuz El Ehadis 370,12 Hikem-i Ataiyye sufi kitap