Fahri URHAN
Köşe Yazarı
Fahri URHAN
 

Günümüze Dair

Günümüze Dair Koruyan, kollayan ve bağışlayıcılığı bol olan Allah’ın ismi ile başlarım. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi af ve mağfireti tüm kardeşlerimin üzerine olsun. Kıymetli Okurlarım! 1950 bilemedin 1960’lı yıllarda köyün birinde bir meczup yaşarmış. Köylüler ona saçma sapan!!! konuştuğu için deli derlermiş. Deli mi Veli mi size kalmış... O kişi dermiş ki; 80'e varma, 90'a kalma 2000'de al başını çık dağlara. Ülkemiz 80’lerde neler yaşadı neler. Orta yaştakiler iyi bilir. 90’lar hakeza aynı. Çok zorlu günler yaşandı, çok elim hadiseler oldu. Milletimiz, bu zorlu süreçlerden, burnu sürtüle sürtüle nice zorlukları aşarak 2000’li yıllara geldi. “Milenyum çağı adı verilen çağ başladı” dendi. Ancak ne yazık ki sorunların daha büyükleri, 2000’lerde saklıymış. Siyonistlerin elinde olan ekonomi, ne yazık ki onların oyuncağı oldu. Her tarafta ellerinin olduğu, her tarafta adamlarının olduğu ortaya çıktı. Ekonomi ve adamları ile dünyanın tüm kaynaklarını eline geçiren siyonistlerin hüküm sürdüğü bir dönemi yaşamaya başladık. İtici gazların kullanıldığı, insan sağlığına zararlı hazır gıdaların hayatımıza girdiği günlerde yaşantılarımız alt üst oldu. İklimler değişti. Hava sıcaklıkları değişti. Hava sıcaklıklarının değişmesiyle, il/ilçe merkezlerinden mecburiyet dışında kalanlar, yaylalara çıkmaya, yaylalara ev yapmaya veya oralardan ve almaya başladı. Al başını çık dağlara sözü ne doğruymuş… Toplu yaşanılan yerlerde huzur kalmadı, ahlak kalmadı, din kalmadı, utanma kalmadı, müslümanlığı geçtim, insanlık kalmadı. Hayvanların bile, birbirine yapmayacağı her türlü gaddarlık, her türlü günahkarlık yapılamaya başladı. Kıyamet, bina ve zinadan kopacak derlerdi dedelerimiz. “Ümmetimin imtihanı mal-mülk ile” diyen Peygamberimizin lafının dibine kadar yaşandığı dönemi ibretle yaşıyoruz. Gözlerimiz paradan başka bir şeyi görmez hale geldi. Bu yüzden piyasaların ateşi durdurulamıyor. Çünkü Siyonist zenginler paralarına para katmak için her türlü çirkefliği yapıyor. Şunu da değinmeden geçemeyeceğim. Sokaklarda yaşayan başı boş hayvanlar meselesi… Bu konuda hepimizin bir diyeceği elbet var. Hepimiz hayvanları seviyoruz. Hepimiz hayvanseveriz. Yaşam alanlarımızı onlarla paylaşıyoruz. Biliyoruz ki bu dünya, onların da yaşam yeri. Lakin zararsız oldukları zaman. İnsanların diğer insanlara, hayvanlara veya eşyalara zarar verenlerine karşı hukuk-adalet devreye giriyorsa, bu, hayvanlar için de geçerli. Diyeceğim o ki, zararsız hayvanlar olduğu kadar zararlı olanları da var. İşte o zararlı olanlarına da tedbir alınmalı. Bu konuda devletimiz, tedbir alma hususunda bir adım attı. Birçoğumuz bu konuda alınan karara destek verdik. Çünkü zararlı başı boş hayvanlardan hepimiz çekiniyorduk. Ancak bu adım, hayvanların üzerinden malına mal katan, hudutsuz paralar kazanan kesimin hoşuna gitmedi. Çünkü arpaları kesilecekti. O adıma karşı çıkan kesimin hayvanları sevdiği konusu da tartışılır. Onlar, zavallı hayvanların üzerinden kazanacakları parayı hesap ediyorlar. Yani, aslında hayvanlar umurlarında değil. Varsa yoksa kazanacakları veya kaybedecekleri para. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Fahri URHAN
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2024 - Cuma

Günümüze Dair

Günümüze Dair Koruyan, kollayan ve bağışlayıcılığı bol olan Allah’ın ismi ile başlarım. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi af ve mağfireti tüm kardeşlerimin üzerine olsun. Kıymetli Okurlarım! 1950 bilemedin 1960’lı yıllarda köyün birinde bir meczup yaşarmış. Köylüler ona saçma sapan!!! konuştuğu için deli derlermiş. Deli mi Veli mi size kalmış... O kişi dermiş ki; 80'e varma, 90'a kalma 2000'de al başını çık dağlara. Ülkemiz 80’lerde neler yaşadı neler. Orta yaştakiler iyi bilir. 90’lar hakeza aynı. Çok zorlu günler yaşandı, çok elim hadiseler oldu. Milletimiz, bu zorlu süreçlerden, burnu sürtüle sürtüle nice zorlukları aşarak 2000’li yıllara geldi. “Milenyum çağı adı verilen çağ başladı” dendi. Ancak ne yazık ki sorunların daha büyükleri, 2000’lerde saklıymış. Siyonistlerin elinde olan ekonomi, ne yazık ki onların oyuncağı oldu. Her tarafta ellerinin olduğu, her tarafta adamlarının olduğu ortaya çıktı. Ekonomi ve adamları ile dünyanın tüm kaynaklarını eline geçiren siyonistlerin hüküm sürdüğü bir dönemi yaşamaya başladık. İtici gazların kullanıldığı, insan sağlığına zararlı hazır gıdaların hayatımıza girdiği günlerde yaşantılarımız alt üst oldu. İklimler değişti. Hava sıcaklıkları değişti. Hava sıcaklıklarının değişmesiyle, il/ilçe merkezlerinden mecburiyet dışında kalanlar, yaylalara çıkmaya, yaylalara ev yapmaya veya oralardan ve almaya başladı. Al başını çık dağlara sözü ne doğruymuş… Toplu yaşanılan yerlerde huzur kalmadı, ahlak kalmadı, din kalmadı, utanma kalmadı, müslümanlığı geçtim, insanlık kalmadı. Hayvanların bile, birbirine yapmayacağı her türlü gaddarlık, her türlü günahkarlık yapılamaya başladı. Kıyamet, bina ve zinadan kopacak derlerdi dedelerimiz. “Ümmetimin imtihanı mal-mülk ile” diyen Peygamberimizin lafının dibine kadar yaşandığı dönemi ibretle yaşıyoruz. Gözlerimiz paradan başka bir şeyi görmez hale geldi. Bu yüzden piyasaların ateşi durdurulamıyor. Çünkü Siyonist zenginler paralarına para katmak için her türlü çirkefliği yapıyor. Şunu da değinmeden geçemeyeceğim. Sokaklarda yaşayan başı boş hayvanlar meselesi… Bu konuda hepimizin bir diyeceği elbet var. Hepimiz hayvanları seviyoruz. Hepimiz hayvanseveriz. Yaşam alanlarımızı onlarla paylaşıyoruz. Biliyoruz ki bu dünya, onların da yaşam yeri. Lakin zararsız oldukları zaman. İnsanların diğer insanlara, hayvanlara veya eşyalara zarar verenlerine karşı hukuk-adalet devreye giriyorsa, bu, hayvanlar için de geçerli. Diyeceğim o ki, zararsız hayvanlar olduğu kadar zararlı olanları da var. İşte o zararlı olanlarına da tedbir alınmalı. Bu konuda devletimiz, tedbir alma hususunda bir adım attı. Birçoğumuz bu konuda alınan karara destek verdik. Çünkü zararlı başı boş hayvanlardan hepimiz çekiniyorduk. Ancak bu adım, hayvanların üzerinden malına mal katan, hudutsuz paralar kazanan kesimin hoşuna gitmedi. Çünkü arpaları kesilecekti. O adıma karşı çıkan kesimin hayvanları sevdiği konusu da tartışılır. Onlar, zavallı hayvanların üzerinden kazanacakları parayı hesap ediyorlar. Yani, aslında hayvanlar umurlarında değil. Varsa yoksa kazanacakları veya kaybedecekleri para. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Fahri URHAN
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.