İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÖLDÜRÜR!.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÖLDÜRÜR!.
Yargıtayın yapılan itirazları kabul etmediği İstanbul sözleşmesi için ülkemizin her köşesinde kadına düşman kim varsa, TV kanallarında Erdoğan'a, Sisteme, Yargıya, Yargıtayın tek bayan hakimine neredeyse küfür etmedikleri kaldı.
İstanbul sözleşmesinin kaldırılmasıyla kadınlar artık sokaklarda teker teker öldürülecek, kadına şiddet artacak, kadın düşmanlığı bitmeyecek ve dünyaya bu konuda rezil olacağız, şeklindeki yorumlar yapmaya devam ediyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meclis yetkisini aldığını, ülkede ben meclisin üstündeyim dediğini, anayasal düzeni yok ettiğini, meclisi tanımadığını, hatta insan haklarından çıkabileceğini bile ifade eden alçakça yorum yapanların ne ülkemizden nede ülkemizin kadınlarının haklarından habersiz yaşadıkları apaçık ortadadır.
İstanbul sözleşmesi asla kadını yaşatmaz.
İstanbul sözleşmesi aksine ülkeye tuzak, millete ihanet, kadını özgürleştirme adına öldürülmesine teşviktir.İstanbul sözleşmesi yürürlükte olsada, olmasada kadınlarımıza verilen özgürlükler adı altındaki imtiyazlar zaten istanbul sözleşmesiyle yerleşti.
Artık danıştay iptal etsede, Cumhurbaşkanı İstanbul sözleşmesinden çekilsede artık iş işten çoktan geçmiştir. Sözleşme yürürlüğe girdiği günden bugüne çevrenize baktığınızda bunu net görebilirsiniz.
İstanbul sözleşmesinden önceki sokaktaki kadınlarımız ile sözleşmeden sonraki kadınlarımızın tutum ve davranışlarının neredeyse giyim kuşam dahil olmak üzere her alanda farklılığı iyi bakıldığında görülmektedir.
Şimdi Türk milletinin kadın erkek eşitliği ile ilgili bir karşılaştırma yaparak görelim.
Türk milletinin kadına verdiği değeri daha iyi anlamış oluruz.
Bir erkek donla sokağa çıksa yüzlerce hemcinsi erkek anında hakaretler ederek saldırır.
Bir kadın donsuz mini etekle sokağa çıksa kimseden tepki almaz, sadece diğer kadınlara rol model olur, kimse ses çıkarmaz, çıkaramaz.
Bir kadın bir lokantadan içeri girip "Açım yemek verirmisiniz" dese seç istediğini ye denir. Bir erkek bunu denese "Git çalış" yanıtını alır.
Bir kadın bir avukata gidip "Param yok, eşimden ayrılmak istiyorum." derse her avukat ücretsiz vekaletini alır. Bir erkek denese kusura bakma " vekalet ücreti almadan bakamam" yanıtı alır.
Bir kadın metrobüse binmek için görevliye "Biletim yok, param yok, evime gideceğim" dese güvenlik asla itiraz etmez "Buyurun geçin" der. Erkek kırk dereden su getirse-de geçemez.
Bir kadının mahkemeye müracaatında istediği yalanı söyleyerek şikayetçi olsa, İstanbul sözleşmesi nedeniyle "Kadının beyanı esastır" diye işleme alınır.
Erkek ise üç beş şahit götürsede aynı başarıyı yakalayamaz. Bir erkek hayatı boyunca sadece iyi bir eş arayışında olur, kazandığını kazancını, evine, ailesine, eşine getirir. Kadın erkek çalışıyor olsalarda erkeğin kazancı yetiyorsa o giderlere harcanır, kadının kazancı kendi hesabında birikir.
Hiçbir erkek eşim, canım dediği çocuklarının annesine şiddet uygulamaz, istesede uygulayamaz.
Her kadın erkeğinin zor anında kocasına bakış açısını değiştirir.
Hiçbir erkek karısı işten çıktıysa, çıkarıldıysa eğer "neden çalışmıyorsun, bütün yük bana kaldı" demez, diyemez.
Sokakta hiçbir erkek durup dururken sokaktan geçen birisine "Ben senin tipini sevmedim, gel seni bir döveyim" diyemeyeceği gibi hiç bir erkek eşine "Bugün seni dövmek, sana şiddet uygulamak istiyorum, gel şimdi sana şiddet uygulayacağım" demez.
Eskiden beri gelen bir atasözü vardır. "Hiç kimse boş yere öldürülmez" diye .
Ha... bu ifadeyi evirip çevirip "Bak kadınların öldürülmesini, hiç boş yere öldürülmez" diye yaygara koparmaya kalkmayın, bu söz erkekler için söylenmiştir.
Kadınlara gelince, dünyada hiçbir erkek yokki Türk erkeği kadar kadınına, nişanlısına, sözlüsüne sadık olsun.
Türk erkeği eşi ve ailesi için en zor anda dahi canını verecek kadar eşine ve ailesine düşkündür.
Dünyada ailesine, aile yapısına en düşkün olan erkekleri bir anda dünyanın en kötü erkeği ilan etmek ne yorum yapan ekran başlarında, gazete köşelerindeki yazarların haddine-dir. Nede Türk milletine İstanbul sözleşmesini dayatma cüreti gösteren AB devletlerinin haddine-dir.
Türk erkeği için, Kadın annedir, Kadın Namustur, Kadın Kardeştir, kadın Sırdaştır, Kadın ailenin temeli çocukların annesidir. Kadın Türk erkeğinin aşkı, yaşama sevinci, olmazsa olmazıdır.
Kadına şiddeti, kadın cinayetlerini sonlandırmak istiyorsanız eğer altında yatan nedenlerin araştırılmasını talep edin.
Nedenlerin ortaya çıkmasını, çıkarılmasını sağlayın.
Bir erkek karısını öldürdü.
Bir erkek karısına şiddet uyguladı haberlerini kamuoyunun kafasını karıştırmak adına evirip, çevirip vermeyin.
Kadın erkek eşitliği ise, ülkemizde dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığı kadar kadın imtiyazlıdır, Geliştiği söylenen ülkelerdeki kadınlardan daha çok haklara sahiptir.
Bugün bir kadın seçilmiş belediye başkanıyla görüşme talep etsin birde erkek, kim önce randevu alabilir? bakın görün.
Keza bu valilik de aynıdır, polis de aynıdır kamu kurum ve kuruluşlarının tamamında aynıdır.
Kadınlar Türk toplumunda baş tacı yapıldığı kadar başka hiçbir ülkede baş tacı yapılmazlar.Türk erkeği her şeyini paylaşır, servetinden vazgeçebilir fakat eşinden, ailesinden asla vazgeçmez.
Türk Töresinde "At, Avrat, Silah" özeldir ve asla paylaşılmaz.
Ülkemizde bir erkeğin bir başka erkeğe "Eşiniz çok güzel onunla başbaşa bir gece yemek yiyebilir miyim?" Veya "Eşiniz çok güzel onunla dans etmek için bir gece benimle olmasını istiyorum" sorusunun sorulduğu alçak bir duruma gelindiğinde, inanın o zaman kadına şiddet veya kadın cinayetleri son bulacaktır.
Bir genç kızın "Anne, Baba bugece erkek arkadaşımda kalacağım bay," dediği günlerden Eşlerimizin "Birkaç gün önce bir gençle tanıştım, yarın obürgün haberin olacaktır mutlaka, ondan çok elektrik aldım birlikteliğimiz sürecek, bu nedenle senden ayrılmak istiyorum" diyecek kadar özgürlüğü yakaladığı günümüz ortadayken korkmayın, biraz daha gayret edin.
Çünkü az kaldı kıskançlık damarları alınan Türk erkekleri çoğunlukta da olsa-da, henüz o dişisini paylaşmayı asla paylaşmayı kabul etmeyen bir kesim var ki, sizler onlara örümcek kafalı, gerici ve yobaz diyorsunuz.
Biraz daha gayret, az kaldı, onlarıda adeta domuz gibi eşini kıskanmayacak duruma getirdiğinizde kimin karısı kimin koynunda misali ne hır çıkar, nede artık şiddet olayları görebilirsiniz.
Türk aile yapısının yok edildiği bu son dönemlerde çok fazla uğraşmadan emellerinize kavuşacağınız günler çok yakındır.
Sadece birkaç yıl daha kadınlarımıza özgürlük diyerek çığlık atın yeter.
Kalın sağlıcakla.
İbrahim Erdem KARABULUT
Gazateci- Yazar TV Proğramcısı
info@haberpars.com
Ekleme
Tarihi: 22 Temmuz 2022 - Cuma
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÖLDÜRÜR!.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÖLDÜRÜR!.
Yargıtayın yapılan itirazları kabul etmediği İstanbul sözleşmesi için ülkemizin her köşesinde kadına düşman kim varsa, TV kanallarında Erdoğan'a, Sisteme, Yargıya, Yargıtayın tek bayan hakimine neredeyse küfür etmedikleri kaldı.
İstanbul sözleşmesinin kaldırılmasıyla kadınlar artık sokaklarda teker teker öldürülecek, kadına şiddet artacak, kadın düşmanlığı bitmeyecek ve dünyaya bu konuda rezil olacağız, şeklindeki yorumlar yapmaya devam ediyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meclis yetkisini aldığını, ülkede ben meclisin üstündeyim dediğini, anayasal düzeni yok ettiğini, meclisi tanımadığını, hatta insan haklarından çıkabileceğini bile ifade eden alçakça yorum yapanların ne ülkemizden nede ülkemizin kadınlarının haklarından habersiz yaşadıkları apaçık ortadadır.
İstanbul sözleşmesi asla kadını yaşatmaz.
İstanbul sözleşmesi aksine ülkeye tuzak, millete ihanet, kadını özgürleştirme adına öldürülmesine teşviktir.İstanbul sözleşmesi yürürlükte olsada, olmasada kadınlarımıza verilen özgürlükler adı altındaki imtiyazlar zaten istanbul sözleşmesiyle yerleşti.
Artık danıştay iptal etsede, Cumhurbaşkanı İstanbul sözleşmesinden çekilsede artık iş işten çoktan geçmiştir. Sözleşme yürürlüğe girdiği günden bugüne çevrenize baktığınızda bunu net görebilirsiniz.
İstanbul sözleşmesinden önceki sokaktaki kadınlarımız ile sözleşmeden sonraki kadınlarımızın tutum ve davranışlarının neredeyse giyim kuşam dahil olmak üzere her alanda farklılığı iyi bakıldığında görülmektedir.
Şimdi Türk milletinin kadın erkek eşitliği ile ilgili bir karşılaştırma yaparak görelim.
Türk milletinin kadına verdiği değeri daha iyi anlamış oluruz.
Bir erkek donla sokağa çıksa yüzlerce hemcinsi erkek anında hakaretler ederek saldırır.
Bir kadın donsuz mini etekle sokağa çıksa kimseden tepki almaz, sadece diğer kadınlara rol model olur, kimse ses çıkarmaz, çıkaramaz.
Bir kadın bir lokantadan içeri girip "Açım yemek verirmisiniz" dese seç istediğini ye denir. Bir erkek bunu denese "Git çalış" yanıtını alır.
Bir kadın bir avukata gidip "Param yok, eşimden ayrılmak istiyorum." derse her avukat ücretsiz vekaletini alır. Bir erkek denese kusura bakma " vekalet ücreti almadan bakamam" yanıtı alır.
Bir kadın metrobüse binmek için görevliye "Biletim yok, param yok, evime gideceğim" dese güvenlik asla itiraz etmez "Buyurun geçin" der. Erkek kırk dereden su getirse-de geçemez.
Bir kadının mahkemeye müracaatında istediği yalanı söyleyerek şikayetçi olsa, İstanbul sözleşmesi nedeniyle "Kadının beyanı esastır" diye işleme alınır.
Erkek ise üç beş şahit götürsede aynı başarıyı yakalayamaz. Bir erkek hayatı boyunca sadece iyi bir eş arayışında olur, kazandığını kazancını, evine, ailesine, eşine getirir. Kadın erkek çalışıyor olsalarda erkeğin kazancı yetiyorsa o giderlere harcanır, kadının kazancı kendi hesabında birikir.
Hiçbir erkek eşim, canım dediği çocuklarının annesine şiddet uygulamaz, istesede uygulayamaz.
Her kadın erkeğinin zor anında kocasına bakış açısını değiştirir.
Hiçbir erkek karısı işten çıktıysa, çıkarıldıysa eğer "neden çalışmıyorsun, bütün yük bana kaldı" demez, diyemez.
Sokakta hiçbir erkek durup dururken sokaktan geçen birisine "Ben senin tipini sevmedim, gel seni bir döveyim" diyemeyeceği gibi hiç bir erkek eşine "Bugün seni dövmek, sana şiddet uygulamak istiyorum, gel şimdi sana şiddet uygulayacağım" demez.
Eskiden beri gelen bir atasözü vardır. "Hiç kimse boş yere öldürülmez" diye .
Ha... bu ifadeyi evirip çevirip "Bak kadınların öldürülmesini, hiç boş yere öldürülmez" diye yaygara koparmaya kalkmayın, bu söz erkekler için söylenmiştir.
Kadınlara gelince, dünyada hiçbir erkek yokki Türk erkeği kadar kadınına, nişanlısına, sözlüsüne sadık olsun.
Türk erkeği eşi ve ailesi için en zor anda dahi canını verecek kadar eşine ve ailesine düşkündür.
Dünyada ailesine, aile yapısına en düşkün olan erkekleri bir anda dünyanın en kötü erkeği ilan etmek ne yorum yapan ekran başlarında, gazete köşelerindeki yazarların haddine-dir. Nede Türk milletine İstanbul sözleşmesini dayatma cüreti gösteren AB devletlerinin haddine-dir.
Türk erkeği için, Kadın annedir, Kadın Namustur, Kadın Kardeştir, kadın Sırdaştır, Kadın ailenin temeli çocukların annesidir. Kadın Türk erkeğinin aşkı, yaşama sevinci, olmazsa olmazıdır.
Kadına şiddeti, kadın cinayetlerini sonlandırmak istiyorsanız eğer altında yatan nedenlerin araştırılmasını talep edin.
Nedenlerin ortaya çıkmasını, çıkarılmasını sağlayın.
Bir erkek karısını öldürdü.
Bir erkek karısına şiddet uyguladı haberlerini kamuoyunun kafasını karıştırmak adına evirip, çevirip vermeyin.
Kadın erkek eşitliği ise, ülkemizde dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığı kadar kadın imtiyazlıdır, Geliştiği söylenen ülkelerdeki kadınlardan daha çok haklara sahiptir.
Bugün bir kadın seçilmiş belediye başkanıyla görüşme talep etsin birde erkek, kim önce randevu alabilir? bakın görün.
Keza bu valilik de aynıdır, polis de aynıdır kamu kurum ve kuruluşlarının tamamında aynıdır.
Kadınlar Türk toplumunda baş tacı yapıldığı kadar başka hiçbir ülkede baş tacı yapılmazlar.Türk erkeği her şeyini paylaşır, servetinden vazgeçebilir fakat eşinden, ailesinden asla vazgeçmez.
Türk Töresinde "At, Avrat, Silah" özeldir ve asla paylaşılmaz.
Ülkemizde bir erkeğin bir başka erkeğe "Eşiniz çok güzel onunla başbaşa bir gece yemek yiyebilir miyim?" Veya "Eşiniz çok güzel onunla dans etmek için bir gece benimle olmasını istiyorum" sorusunun sorulduğu alçak bir duruma gelindiğinde, inanın o zaman kadına şiddet veya kadın cinayetleri son bulacaktır.
Bir genç kızın "Anne, Baba bugece erkek arkadaşımda kalacağım bay," dediği günlerden Eşlerimizin "Birkaç gün önce bir gençle tanıştım, yarın obürgün haberin olacaktır mutlaka, ondan çok elektrik aldım birlikteliğimiz sürecek, bu nedenle senden ayrılmak istiyorum" diyecek kadar özgürlüğü yakaladığı günümüz ortadayken korkmayın, biraz daha gayret edin.
Çünkü az kaldı kıskançlık damarları alınan Türk erkekleri çoğunlukta da olsa-da, henüz o dişisini paylaşmayı asla paylaşmayı kabul etmeyen bir kesim var ki, sizler onlara örümcek kafalı, gerici ve yobaz diyorsunuz.
Biraz daha gayret, az kaldı, onlarıda adeta domuz gibi eşini kıskanmayacak duruma getirdiğinizde kimin karısı kimin koynunda misali ne hır çıkar, nede artık şiddet olayları görebilirsiniz.
Türk aile yapısının yok edildiği bu son dönemlerde çok fazla uğraşmadan emellerinize kavuşacağınız günler çok yakındır.
Sadece birkaç yıl daha kadınlarımıza özgürlük diyerek çığlık atın yeter.
Kalın sağlıcakla.
İbrahim Erdem KARABULUT
Gazateci- Yazar TV Proğramcısı
info@haberpars.com
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.