Mehmet Nuri BİNGÖL
Köşe Yazarı
Mehmet Nuri BİNGÖL
 

“TARİHÇE”NİZE KISA BİR BAKIŞ

<p>1293 /1876&rsquo;da Bitlis&rsquo;in Hizan&nbsp; il&ccedil;esinin Nurs k&ouml;y&uuml;nde &ldquo;dar-ı imtihan&rdquo; dediğiniz d&uuml;nyaya g&ouml;zlerinizi a&ccedil;tınız. Doğum vaktiniz &ndash; b&uuml;y&uuml;k ihtimalle- g&uuml;neşin doğmasıyla birlikteydi.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Babanız &ldquo; Safi kalpli ve tasavvuf ehli&rdquo;,&nbsp; manasına gelen&nbsp; Sof&icirc;&nbsp; lakaplı&nbsp; &ldquo;Allah&rsquo;ın razı olduğu kul&rdquo;; Mirza Efendi&rsquo;dir.&nbsp; Anneniz&nbsp; ise,&nbsp; sonraki hayatınızın bir safhasında &ldquo;birinci &uuml;stadım&rdquo; dediğiniz&nbsp; N&ucirc;riye Hanım. Nur dersinde, şefkatten, merhametten, nizam ve intizamdan bahsederken, &quot;Ben şefkat-merhamet dersini annemden, hikmet, nizam ve intizam dersini de babam Mirza&#39;dan almışım.&quot; diye buyurdunuz. [1]</p> <p>Dokuz yaşından itibaren&nbsp; y&ouml;redeki medreselerden ders almaya&nbsp; başladınız. Kimi anlaşmazlıklar, yani sizi anlamamları y&uuml;z&uuml;nden oralara gitmeyi bıraktınız bir ara. Bununla beraber ilk ve son d&uuml;zenli tahsilinizi, Erzurum&rsquo;da&nbsp; Şeyh Mehmet Celal&icirc;&rsquo;nin Bayezıd&rsquo;daki medresesinde&nbsp; yaptınız; din&icirc; ilimlerin temeli &ldquo;sarf ve nahv&rdquo; ile birlikte &ldquo;Usul&uuml;&rsquo;d-Din&rdquo; kaidelerini de &ouml;ğrendiniz. &Uuml;&ccedil; ay gibi kısa bir s&uuml;rede icazet almanız hocalarınızı bile hayrete d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;. (1888) Civardaki bir&ccedil;ok yeri dolaşıp &acirc;limlerle g&ouml;r&uuml;şt&uuml;n&uuml;z, bir kısmıyla &ldquo;m&uuml;nazara&rdquo; larda bulundunuz.&nbsp;</p> <p>Doğuda kurmayı d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;z Medreset&uuml;&rsquo;z-Zehra&rsquo;ya (Zehra &Uuml;niversitesine)&nbsp; destek bulabilmek i&ccedil;in İstanbul&rsquo;a geldiniz (1907),&nbsp; II. Abdulhamid Han&rsquo;a bu maksatla dilek&ccedil;e vermeyi&nbsp; başardınız. Bu y&uuml;ksek okulda din&icirc; ilimler yanında fen ilimlerine de yer veren bir eğitim d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yordunuz. G&ouml;revlendirilecek &ouml;ğretmenlerin mahalli dilleri bilmelerini de istiyordunuz.&nbsp;</p> <p>Dileğinizi pervasızca sunmanızdan nem kapan bir kısım paşalarca tevkif edildiniz. Tutukluluk h&acirc;liniz uzun s&uuml;rmedi. Serbest kaldıktan sonra&nbsp; Selanik&rsquo;e gittiniz hemen, burada &ldquo;İttihad ve Terakki&rdquo; ileri gelenleriyle g&ouml;r&uuml;şt&uuml;n&uuml;z.&nbsp; H&uuml;rriyet taraftarlığı konusunda onların d&uuml;ş&uuml;ncelerinin bir realite olduğunu, b&ouml;ylesi bir akımı g&ouml;rmezden gelmektense, onu gayeniz istikametine &ccedil;evirmeyi daha uygun buldunuz. [2]</p> <p>II. Meşrutiyet ilan edildiği zaman (1908) Selanik&rsquo;teydiniz ve Selanik H&uuml;rriyet Meydanı&rsquo;nda &ldquo;H&uuml;rriyete Hitap&rdquo; adlı hitabenizi&nbsp; yaptınız;&nbsp; kim yaparsa yapsın istibdadı, yani zorbalığı k&ouml;t&uuml;lediniz. İttihat&ccedil;ı&rsquo;ların ancak&nbsp; &ldquo;B&acirc;b-ı &Acirc;li&rdquo;&nbsp; baskınıyla iktidara gelebilmeleri ve iddialarının tam aksi icraatlar yapmaları, Sizi&nbsp; &nbsp;&ldquo;Ahrar Fırkası&rdquo; ile beraber davranmaya itti. [3]</p> <p>1909&rsquo;da kurulan &ldquo;İttihad-ı Muhammed&icirc; Cemiyeti&rdquo;ne onu aşırılıktan korumak i&ccedil;in bağlandınız.[4] Fırka kurucularından Derviş Vahdet&icirc;&rsquo;nin &ccedil;ıkardığı Volkan gazetesinde ateşli yazılarınız &ccedil;ıkmaya başladı. Bu yazılarınızda Cemiyet&rsquo;i desteklediniz, kendi programınızı a&ccedil;ıklamaya &ccedil;alıştınız, cemiyet ve kendinizle ilgili tenkitleri cevaplandırmaya gayret ettiniz.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Meşrutiyeti &ldquo;Meşrutiyet-i Meşru&rsquo;a&rdquo; diye niteleyerek ona zaman tanımak gerektiğini&nbsp; savundunuz. Hem&nbsp; &ldquo;İttihad-ı Muhammedi&rdquo;ye, hem de &ldquo;İttihad ve Terakki&rdquo;ye istikamet vermeye gayret ettiniz.[5]</p> <p>31 Mart H&acirc;disesi&rsquo;nin tahrik&ccedil;ilerinden olduğunuz iddiasıyla İzmit&rsquo;te tutuklanarak İstanbul&rsquo;a getirildiniz ve &ldquo;Divan-ı Harb-i &Ouml;rf&icirc;&rdquo;de (sıkı y&ouml;netim)&nbsp; muhakeme edildiniz. Olayla ilgili bir&ccedil;ok kişi idam edilirken siz&nbsp; beraat ettiniz.</p> <p>Beraatınızın ardından Van&rsquo;a gittiniz (1910),&nbsp; oradan Şam&rsquo;a ge&ccedil;tiniz. Şam Emeviye Camii&rsquo;nde bir hutbe okudunuz. Sultan Reşat&rsquo;ın Rumeli seyahatına katılmak &uuml;zere İzmir yoluyla istanbul&#39;a geldiniz, bu seyahatta Sultanla beraber bulundunuz. Medreset&uuml;&rsquo;z-Zehra projesini Sultan Reşad&rsquo;a&nbsp; anlatma fırsatı buldunuz. Kafkas cephesinde savaştınız (1916). Ruslara esir d&uuml;ş&uuml;p&nbsp; Sibirya&rsquo;ya s&uuml;r&uuml;ld&uuml;n&uuml;z. S&uuml;rg&uuml;nden ka&ccedil;mayı başardınız, Almanya &uuml;zerinden İstanbula d&ouml;nd&uuml;n&uuml;z (1918).&nbsp;</p> <p>Harbiye N&acirc;zırı Enver Paşa&rsquo;nın&nbsp; teklifiyle D&acirc;r&uuml;&rsquo;l-Hikmeti&rsquo;l-isl&acirc;miye &acirc;zalığına getirildiniz ve size,&nbsp; Şeyh&uuml;lisl&acirc;mlık tarafından&nbsp; &ldquo;Mahre&ccedil;&rdquo; p&acirc;yesi verildi. (19181) , bu &uuml;yeliğiniz&nbsp; 1922&rsquo;ye kadar devam etti.</p> <p>&ldquo;Te&rsquo;ali-i İsl&acirc;m Cemiyeti&rdquo; adıyla faaliyetine devam eden, &ldquo;Cemiyet-i M&uuml;derrisin (M&uuml;derrisler Cemiyeti)&nbsp; ve &ldquo;Neşr-i Ma&rsquo;arif&rdquo; (Eğitimi Neşretme)&nbsp; &nbsp;cemiyetinin kurucuları arasında yer aldınız (1919).&nbsp; İlk cemiyette Mustafa Sabri, Mustafa Saffet, İskilipli Mehmed &Acirc;tıf; ikinci cemiyette&nbsp; de Abdullah Cevdet ve benzeri ile birlikte oldunuz.&nbsp;</p> <p>Yeşilay&rsquo;ın (Hil&acirc;l-ı Ahdar) kuruluş toplantısına katıldınız (1920).&nbsp; İstanbul&rsquo;un ingilizler tarafından işgali &uuml;zerine Hutuvat-ı Sitte risalesini kaleme alıp işgalcilerle fikren m&uuml;cadele ettiniz.(1920). Bunun &uuml;zerine İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanlığınca idamla cezalandırıldınız; yakalanamadığınız i&ccedil;in de hakkınızda &ldquo;Vur Emri&rdquo; &ccedil;ıkarıldı.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Şeyh&uuml;lislam tarafından Kuva-yı Milliye aleyhine verilen fetvaya karşı &ccedil;ıkanlardandınız. Mustafa Kemal Paşa&nbsp; tarafından Ankara&rsquo;ya davet edildiniz, bu daveti kabul ederek gittiniz. Meclis&rsquo;te size&nbsp; &ldquo;Hoş geldin&rdquo; (orijinali, Hoş-&acirc;med&icirc;)&nbsp; merasimi yapıldı. Meclis k&uuml;rs&uuml;s&uuml;nden Anadolu gazilerini &ndash;tabirinizle &ldquo;Anadolu m&uuml;cahitleri&rdquo;-&nbsp; tebrik edip başarıları i&ccedil;in dua ettiniz (1922). Kısa m&uuml;ddet sonra da milletvekillerine hitaben on maddelik bir beyann&acirc;me hazırladınız (1923)</p> <p>Ankara&rsquo;dan Van&rsquo;a ge&ccedil;tiniz&nbsp; ve iki sene Erek Dağı&rsquo;nda, bazı talebelerinizle&nbsp; m&uuml;nzev&icirc; bir hayat yaşadınız (1923-25). Şeyh Said isyanı ile ilgili olabileceğiniz&nbsp; zannıyla, Erek Dağı&rsquo;ndan alınıp &ouml;nce Burdur&rsquo;a, oradan da Isparta&rsquo;nın Barla nahiyesine getirildiniz (1926), sekiz k&uuml;sur sene burada kaldınız.</p> <p>Barlada ik&aacute;mete mecbur edilmeniz hayatınızda yeni bir devre a&ccedil;tı. 1950 yılına kadar s&uuml;recek olan bu devrede, Risale-i Nur k&uuml;lliyatını ( Nur Risalelerini) te&rsquo;lif ettiniz ve sıkıntılarla, s&uuml;rg&uuml;nlerle, mahkemelerle, hapislerle dolu&nbsp; hayatınızın&nbsp; başıydı bu. ( S&ouml;zler, Lem&rsquo;alar, Mektubat&rsquo;ın b&uuml;y&uuml;k kısmı, 1926 - 1932 yılları arasında yazıldı).&nbsp;</p> <p>Barla&rsquo;dan Ispartaya nakliniz (1934), Eskişehir&rsquo;e getirilerek hapsedilmeniz ve mahkeme edilmeniz (1935), sonra Kastamonu&rsquo;ya g&ouml;nderilmeniz (1936), tevkif edilerek Ankara&rsquo;ya nakliniz&nbsp; (1943),&nbsp; aynı yıl Denizli&rsquo;de hapsedilmeniz, beraattan sonra Emirdağ&rsquo;a nakliniz (1944), Afyon mahkemesi ve hapsi ( 1948) , tahliyeniz (1949), aynı yıl Emirdağ&rsquo;a nakliniz tarih&ccedil;enizdeki safahatlardı. [6]</p> <p>İki ay kadar Afyon&rsquo;da ik&acirc;met edip, sonra Emirdağ&rsquo;a geldiniz.&nbsp; 14 Mayıs 1950 senesinde Demokrat Parti&nbsp; H&uuml;k&uuml;metinin iş başına gelmesiyle &ldquo;bir derece serbestiyete&rdquo;&nbsp; kavuştunuz. 1952&rsquo;de İstanbul&rsquo;da Gen&ccedil;lik Rehberi isimli eserinin basılmasıyla&nbsp; hakkınızda yine d&acirc;va a&ccedil;ıldı. Yapılan yargılamalar sonucunda&nbsp; beraat ettiniz.&nbsp;</p> <p>İstanbul&rsquo;da b&uuml;y&uuml;k al&acirc;ka g&ouml;rd&uuml;n&uuml;z. Bilh&acirc;ssa İstanbul ve Ankara &Uuml;niversite talebelerinin, eserlerinize karşı şiddetli al&acirc;kaları vardı. Nur Ris&acirc;leleri&rsquo;nin iman esaslarını akli ve mantiki deliller ile ispat etmesi, k&acirc;inattan ve madde &acirc;leminden misller g&ouml;stererek ispata &ccedil;alışması, mektepli gen&ccedil;ler arasında b&uuml;y&uuml;k bir ilgiye sebep oldu.&nbsp;</p> <p>Afyon Hapsinden &ouml;nce 1947&rsquo;de&nbsp; Nur mecmualarınız teksir makinasıyla Isparta ve İnebolu&rsquo;da neşredildi. Afyon Mahkemesinin 1956&#39;da Diyanet İşleri Riyaseti M&uuml;şavere Kurulunun,&nbsp; &ldquo;Risale-i Nur K&uuml;lliyatı&rdquo;nızı inceleyerek b&uuml;t&uuml;n kitap&ccedil;ıklarınız hakkında, m&uuml;spet ve faydalı,&nbsp; Kuran&icirc; bir tefsir olduğuna dair raporu &uuml;zerine (Tarih&ccedil;e-i Hayat hari&ccedil;, o da 1984&rsquo;de&nbsp; Adalet Bakanlığı tarafından takipsizlik kararıyla neşroldu.), kitaplarınızın&nbsp; beraat ve iadesine karar verilince&nbsp; vazifesini yapmış biri olarak g&ouml;rd&uuml;n&uuml;z kendinizi.&nbsp;</p> <p>Son d&ouml;nemlerinizi Isparta&rsquo;da, hizmetinizdeki talebelerinizin arasında ge&ccedil;irdiniz. Ankara ve İstanbul&rsquo;da neşredilen b&uuml;t&uuml;n Nur risaleleri, huzurunuza formalar h&acirc;linde getirilip okundu yine. &ldquo;Kur&rsquo;an hattı&rdquo;&nbsp; ile yazılan risalelerden yanınızdaki talebeleriniz okur, siz de takip eder, b&ouml;ylece tashih edilen formaların matbaalarda bastırılmasına izin verirdiniz. Her zamanki neşir uygulamanızı aynen yerine gelmişti.</p> <p>Hayatınızın&nbsp; son senesinde Ankara ve İstanbul&rsquo;a teşrif ederek, oralarda bulunan ve Risale-i Nurlar&rsquo;ı neşreden talebelerinize &ldquo;son vasiyet&rdquo; h&uuml;km&uuml;nde m&uuml;spet hizmeti ders vererek yazdırdınız, neşrettirdiniz.</p> <p>[M&uuml;spet=m&uuml;sbet: sebete k&ouml;k&uuml;nden t&uuml;remiştir ve DİNCE SABİT OLAN demektir.Bu hareket tarzı &Uuml;stad&rsquo;a has değil, Bakara&rsquo;nın ilk beş ayetinin tefsiriyle de bryan edilmiştir- Bak: Said Havva Tefsiri</p> <p>MEHMET NURİ BİNG&Ouml;L</p> <p>[1] Bilinmeyen Taraflarıyla Bedi&uuml;zzaman Said Nursi, shf: 44, age.</p> <p>[2]10 Bedi&uuml;zzaman Said Nurs&icirc;. S&uuml;n&ucirc;hat, (İstanbul: S&ouml;zler Yayınevi, 1977). s.5; B.T.Bedi&uuml;zzaman Sadi&nbsp;</p> <p>Nursi, shf: 115-116, age.</p> <p>10 İsmail,&nbsp; T&uuml;rkiye&rsquo;de İslamcılık d&uuml;ş&uuml;ncesi Temel Metinler</p> <p>[5]&nbsp; B.T. Bedi&uuml;zzaman Said Nursi, shf:115- 139, age.</p> <p>[6] KARA İSMAİL, T&uuml;rkiye&rsquo;de İslamcı D&uuml;ş&uuml;nce Temel Metinler</p>
Ekleme Tarihi: 23 Mart 2021 - Salı

“TARİHÇE”NİZE KISA BİR BAKIŞ

<p>1293 /1876&rsquo;da Bitlis&rsquo;in Hizan&nbsp; il&ccedil;esinin Nurs k&ouml;y&uuml;nde &ldquo;dar-ı imtihan&rdquo; dediğiniz d&uuml;nyaya g&ouml;zlerinizi a&ccedil;tınız. Doğum vaktiniz &ndash; b&uuml;y&uuml;k ihtimalle- g&uuml;neşin doğmasıyla birlikteydi.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Babanız &ldquo; Safi kalpli ve tasavvuf ehli&rdquo;,&nbsp; manasına gelen&nbsp; Sof&icirc;&nbsp; lakaplı&nbsp; &ldquo;Allah&rsquo;ın razı olduğu kul&rdquo;; Mirza Efendi&rsquo;dir.&nbsp; Anneniz&nbsp; ise,&nbsp; sonraki hayatınızın bir safhasında &ldquo;birinci &uuml;stadım&rdquo; dediğiniz&nbsp; N&ucirc;riye Hanım. Nur dersinde, şefkatten, merhametten, nizam ve intizamdan bahsederken, &quot;Ben şefkat-merhamet dersini annemden, hikmet, nizam ve intizam dersini de babam Mirza&#39;dan almışım.&quot; diye buyurdunuz. [1]</p> <p>Dokuz yaşından itibaren&nbsp; y&ouml;redeki medreselerden ders almaya&nbsp; başladınız. Kimi anlaşmazlıklar, yani sizi anlamamları y&uuml;z&uuml;nden oralara gitmeyi bıraktınız bir ara. Bununla beraber ilk ve son d&uuml;zenli tahsilinizi, Erzurum&rsquo;da&nbsp; Şeyh Mehmet Celal&icirc;&rsquo;nin Bayezıd&rsquo;daki medresesinde&nbsp; yaptınız; din&icirc; ilimlerin temeli &ldquo;sarf ve nahv&rdquo; ile birlikte &ldquo;Usul&uuml;&rsquo;d-Din&rdquo; kaidelerini de &ouml;ğrendiniz. &Uuml;&ccedil; ay gibi kısa bir s&uuml;rede icazet almanız hocalarınızı bile hayrete d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;. (1888) Civardaki bir&ccedil;ok yeri dolaşıp &acirc;limlerle g&ouml;r&uuml;şt&uuml;n&uuml;z, bir kısmıyla &ldquo;m&uuml;nazara&rdquo; larda bulundunuz.&nbsp;</p> <p>Doğuda kurmayı d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;z Medreset&uuml;&rsquo;z-Zehra&rsquo;ya (Zehra &Uuml;niversitesine)&nbsp; destek bulabilmek i&ccedil;in İstanbul&rsquo;a geldiniz (1907),&nbsp; II. Abdulhamid Han&rsquo;a bu maksatla dilek&ccedil;e vermeyi&nbsp; başardınız. Bu y&uuml;ksek okulda din&icirc; ilimler yanında fen ilimlerine de yer veren bir eğitim d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yordunuz. G&ouml;revlendirilecek &ouml;ğretmenlerin mahalli dilleri bilmelerini de istiyordunuz.&nbsp;</p> <p>Dileğinizi pervasızca sunmanızdan nem kapan bir kısım paşalarca tevkif edildiniz. Tutukluluk h&acirc;liniz uzun s&uuml;rmedi. Serbest kaldıktan sonra&nbsp; Selanik&rsquo;e gittiniz hemen, burada &ldquo;İttihad ve Terakki&rdquo; ileri gelenleriyle g&ouml;r&uuml;şt&uuml;n&uuml;z.&nbsp; H&uuml;rriyet taraftarlığı konusunda onların d&uuml;ş&uuml;ncelerinin bir realite olduğunu, b&ouml;ylesi bir akımı g&ouml;rmezden gelmektense, onu gayeniz istikametine &ccedil;evirmeyi daha uygun buldunuz. [2]</p> <p>II. Meşrutiyet ilan edildiği zaman (1908) Selanik&rsquo;teydiniz ve Selanik H&uuml;rriyet Meydanı&rsquo;nda &ldquo;H&uuml;rriyete Hitap&rdquo; adlı hitabenizi&nbsp; yaptınız;&nbsp; kim yaparsa yapsın istibdadı, yani zorbalığı k&ouml;t&uuml;lediniz. İttihat&ccedil;ı&rsquo;ların ancak&nbsp; &ldquo;B&acirc;b-ı &Acirc;li&rdquo;&nbsp; baskınıyla iktidara gelebilmeleri ve iddialarının tam aksi icraatlar yapmaları, Sizi&nbsp; &nbsp;&ldquo;Ahrar Fırkası&rdquo; ile beraber davranmaya itti. [3]</p> <p>1909&rsquo;da kurulan &ldquo;İttihad-ı Muhammed&icirc; Cemiyeti&rdquo;ne onu aşırılıktan korumak i&ccedil;in bağlandınız.[4] Fırka kurucularından Derviş Vahdet&icirc;&rsquo;nin &ccedil;ıkardığı Volkan gazetesinde ateşli yazılarınız &ccedil;ıkmaya başladı. Bu yazılarınızda Cemiyet&rsquo;i desteklediniz, kendi programınızı a&ccedil;ıklamaya &ccedil;alıştınız, cemiyet ve kendinizle ilgili tenkitleri cevaplandırmaya gayret ettiniz.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Meşrutiyeti &ldquo;Meşrutiyet-i Meşru&rsquo;a&rdquo; diye niteleyerek ona zaman tanımak gerektiğini&nbsp; savundunuz. Hem&nbsp; &ldquo;İttihad-ı Muhammedi&rdquo;ye, hem de &ldquo;İttihad ve Terakki&rdquo;ye istikamet vermeye gayret ettiniz.[5]</p> <p>31 Mart H&acirc;disesi&rsquo;nin tahrik&ccedil;ilerinden olduğunuz iddiasıyla İzmit&rsquo;te tutuklanarak İstanbul&rsquo;a getirildiniz ve &ldquo;Divan-ı Harb-i &Ouml;rf&icirc;&rdquo;de (sıkı y&ouml;netim)&nbsp; muhakeme edildiniz. Olayla ilgili bir&ccedil;ok kişi idam edilirken siz&nbsp; beraat ettiniz.</p> <p>Beraatınızın ardından Van&rsquo;a gittiniz (1910),&nbsp; oradan Şam&rsquo;a ge&ccedil;tiniz. Şam Emeviye Camii&rsquo;nde bir hutbe okudunuz. Sultan Reşat&rsquo;ın Rumeli seyahatına katılmak &uuml;zere İzmir yoluyla istanbul&#39;a geldiniz, bu seyahatta Sultanla beraber bulundunuz. Medreset&uuml;&rsquo;z-Zehra projesini Sultan Reşad&rsquo;a&nbsp; anlatma fırsatı buldunuz. Kafkas cephesinde savaştınız (1916). Ruslara esir d&uuml;ş&uuml;p&nbsp; Sibirya&rsquo;ya s&uuml;r&uuml;ld&uuml;n&uuml;z. S&uuml;rg&uuml;nden ka&ccedil;mayı başardınız, Almanya &uuml;zerinden İstanbula d&ouml;nd&uuml;n&uuml;z (1918).&nbsp;</p> <p>Harbiye N&acirc;zırı Enver Paşa&rsquo;nın&nbsp; teklifiyle D&acirc;r&uuml;&rsquo;l-Hikmeti&rsquo;l-isl&acirc;miye &acirc;zalığına getirildiniz ve size,&nbsp; Şeyh&uuml;lisl&acirc;mlık tarafından&nbsp; &ldquo;Mahre&ccedil;&rdquo; p&acirc;yesi verildi. (19181) , bu &uuml;yeliğiniz&nbsp; 1922&rsquo;ye kadar devam etti.</p> <p>&ldquo;Te&rsquo;ali-i İsl&acirc;m Cemiyeti&rdquo; adıyla faaliyetine devam eden, &ldquo;Cemiyet-i M&uuml;derrisin (M&uuml;derrisler Cemiyeti)&nbsp; ve &ldquo;Neşr-i Ma&rsquo;arif&rdquo; (Eğitimi Neşretme)&nbsp; &nbsp;cemiyetinin kurucuları arasında yer aldınız (1919).&nbsp; İlk cemiyette Mustafa Sabri, Mustafa Saffet, İskilipli Mehmed &Acirc;tıf; ikinci cemiyette&nbsp; de Abdullah Cevdet ve benzeri ile birlikte oldunuz.&nbsp;</p> <p>Yeşilay&rsquo;ın (Hil&acirc;l-ı Ahdar) kuruluş toplantısına katıldınız (1920).&nbsp; İstanbul&rsquo;un ingilizler tarafından işgali &uuml;zerine Hutuvat-ı Sitte risalesini kaleme alıp işgalcilerle fikren m&uuml;cadele ettiniz.(1920). Bunun &uuml;zerine İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanlığınca idamla cezalandırıldınız; yakalanamadığınız i&ccedil;in de hakkınızda &ldquo;Vur Emri&rdquo; &ccedil;ıkarıldı.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Şeyh&uuml;lislam tarafından Kuva-yı Milliye aleyhine verilen fetvaya karşı &ccedil;ıkanlardandınız. Mustafa Kemal Paşa&nbsp; tarafından Ankara&rsquo;ya davet edildiniz, bu daveti kabul ederek gittiniz. Meclis&rsquo;te size&nbsp; &ldquo;Hoş geldin&rdquo; (orijinali, Hoş-&acirc;med&icirc;)&nbsp; merasimi yapıldı. Meclis k&uuml;rs&uuml;s&uuml;nden Anadolu gazilerini &ndash;tabirinizle &ldquo;Anadolu m&uuml;cahitleri&rdquo;-&nbsp; tebrik edip başarıları i&ccedil;in dua ettiniz (1922). Kısa m&uuml;ddet sonra da milletvekillerine hitaben on maddelik bir beyann&acirc;me hazırladınız (1923)</p> <p>Ankara&rsquo;dan Van&rsquo;a ge&ccedil;tiniz&nbsp; ve iki sene Erek Dağı&rsquo;nda, bazı talebelerinizle&nbsp; m&uuml;nzev&icirc; bir hayat yaşadınız (1923-25). Şeyh Said isyanı ile ilgili olabileceğiniz&nbsp; zannıyla, Erek Dağı&rsquo;ndan alınıp &ouml;nce Burdur&rsquo;a, oradan da Isparta&rsquo;nın Barla nahiyesine getirildiniz (1926), sekiz k&uuml;sur sene burada kaldınız.</p> <p>Barlada ik&aacute;mete mecbur edilmeniz hayatınızda yeni bir devre a&ccedil;tı. 1950 yılına kadar s&uuml;recek olan bu devrede, Risale-i Nur k&uuml;lliyatını ( Nur Risalelerini) te&rsquo;lif ettiniz ve sıkıntılarla, s&uuml;rg&uuml;nlerle, mahkemelerle, hapislerle dolu&nbsp; hayatınızın&nbsp; başıydı bu. ( S&ouml;zler, Lem&rsquo;alar, Mektubat&rsquo;ın b&uuml;y&uuml;k kısmı, 1926 - 1932 yılları arasında yazıldı).&nbsp;</p> <p>Barla&rsquo;dan Ispartaya nakliniz (1934), Eskişehir&rsquo;e getirilerek hapsedilmeniz ve mahkeme edilmeniz (1935), sonra Kastamonu&rsquo;ya g&ouml;nderilmeniz (1936), tevkif edilerek Ankara&rsquo;ya nakliniz&nbsp; (1943),&nbsp; aynı yıl Denizli&rsquo;de hapsedilmeniz, beraattan sonra Emirdağ&rsquo;a nakliniz (1944), Afyon mahkemesi ve hapsi ( 1948) , tahliyeniz (1949), aynı yıl Emirdağ&rsquo;a nakliniz tarih&ccedil;enizdeki safahatlardı. [6]</p> <p>İki ay kadar Afyon&rsquo;da ik&acirc;met edip, sonra Emirdağ&rsquo;a geldiniz.&nbsp; 14 Mayıs 1950 senesinde Demokrat Parti&nbsp; H&uuml;k&uuml;metinin iş başına gelmesiyle &ldquo;bir derece serbestiyete&rdquo;&nbsp; kavuştunuz. 1952&rsquo;de İstanbul&rsquo;da Gen&ccedil;lik Rehberi isimli eserinin basılmasıyla&nbsp; hakkınızda yine d&acirc;va a&ccedil;ıldı. Yapılan yargılamalar sonucunda&nbsp; beraat ettiniz.&nbsp;</p> <p>İstanbul&rsquo;da b&uuml;y&uuml;k al&acirc;ka g&ouml;rd&uuml;n&uuml;z. Bilh&acirc;ssa İstanbul ve Ankara &Uuml;niversite talebelerinin, eserlerinize karşı şiddetli al&acirc;kaları vardı. Nur Ris&acirc;leleri&rsquo;nin iman esaslarını akli ve mantiki deliller ile ispat etmesi, k&acirc;inattan ve madde &acirc;leminden misller g&ouml;stererek ispata &ccedil;alışması, mektepli gen&ccedil;ler arasında b&uuml;y&uuml;k bir ilgiye sebep oldu.&nbsp;</p> <p>Afyon Hapsinden &ouml;nce 1947&rsquo;de&nbsp; Nur mecmualarınız teksir makinasıyla Isparta ve İnebolu&rsquo;da neşredildi. Afyon Mahkemesinin 1956&#39;da Diyanet İşleri Riyaseti M&uuml;şavere Kurulunun,&nbsp; &ldquo;Risale-i Nur K&uuml;lliyatı&rdquo;nızı inceleyerek b&uuml;t&uuml;n kitap&ccedil;ıklarınız hakkında, m&uuml;spet ve faydalı,&nbsp; Kuran&icirc; bir tefsir olduğuna dair raporu &uuml;zerine (Tarih&ccedil;e-i Hayat hari&ccedil;, o da 1984&rsquo;de&nbsp; Adalet Bakanlığı tarafından takipsizlik kararıyla neşroldu.), kitaplarınızın&nbsp; beraat ve iadesine karar verilince&nbsp; vazifesini yapmış biri olarak g&ouml;rd&uuml;n&uuml;z kendinizi.&nbsp;</p> <p>Son d&ouml;nemlerinizi Isparta&rsquo;da, hizmetinizdeki talebelerinizin arasında ge&ccedil;irdiniz. Ankara ve İstanbul&rsquo;da neşredilen b&uuml;t&uuml;n Nur risaleleri, huzurunuza formalar h&acirc;linde getirilip okundu yine. &ldquo;Kur&rsquo;an hattı&rdquo;&nbsp; ile yazılan risalelerden yanınızdaki talebeleriniz okur, siz de takip eder, b&ouml;ylece tashih edilen formaların matbaalarda bastırılmasına izin verirdiniz. Her zamanki neşir uygulamanızı aynen yerine gelmişti.</p> <p>Hayatınızın&nbsp; son senesinde Ankara ve İstanbul&rsquo;a teşrif ederek, oralarda bulunan ve Risale-i Nurlar&rsquo;ı neşreden talebelerinize &ldquo;son vasiyet&rdquo; h&uuml;km&uuml;nde m&uuml;spet hizmeti ders vererek yazdırdınız, neşrettirdiniz.</p> <p>[M&uuml;spet=m&uuml;sbet: sebete k&ouml;k&uuml;nden t&uuml;remiştir ve DİNCE SABİT OLAN demektir.Bu hareket tarzı &Uuml;stad&rsquo;a has değil, Bakara&rsquo;nın ilk beş ayetinin tefsiriyle de bryan edilmiştir- Bak: Said Havva Tefsiri</p> <p>MEHMET NURİ BİNG&Ouml;L</p> <p>[1] Bilinmeyen Taraflarıyla Bedi&uuml;zzaman Said Nursi, shf: 44, age.</p> <p>[2]10 Bedi&uuml;zzaman Said Nurs&icirc;. S&uuml;n&ucirc;hat, (İstanbul: S&ouml;zler Yayınevi, 1977). s.5; B.T.Bedi&uuml;zzaman Sadi&nbsp;</p> <p>Nursi, shf: 115-116, age.</p> <p>10 İsmail,&nbsp; T&uuml;rkiye&rsquo;de İslamcılık d&uuml;ş&uuml;ncesi Temel Metinler</p> <p>[5]&nbsp; B.T. Bedi&uuml;zzaman Said Nursi, shf:115- 139, age.</p> <p>[6] KARA İSMAİL, T&uuml;rkiye&rsquo;de İslamcı D&uuml;ş&uuml;nce Temel Metinler</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.