Mehmet Nuri BİNGÖL
Köşe Yazarı
Mehmet Nuri BİNGÖL
 

Zekânın zekâtı Borcu Silmez; Mecazidir O...

<p>G&uuml;nde beş defa nefsimiz, nefesimiz, bedenimiz, b&uuml;t&uuml;n cihazlarımız, hislerimiz, aklımız, kalbimiz, ruhumuz ve b&uuml;t&uuml;n varlığımızla manen miraca &ccedil;ıkarız. Bununla birlikte Kur&rsquo;an&rsquo;da namazı emreden ayetlerin yirmi yedisinde zek&acirc;t emri de beraberdir.&nbsp;</p> <p>Ezeli kelamda tekrar ve ısrarla zek&acirc;tın emredilmesi namazdan sonra/birlikte en ehemmiyetli bir ibadet oluşundan kaynaklanır. Bu derece ehemmiyetli bir ibadetin bizim hayatımızdaki yeri nedir peki?!</p> <p>&Ouml;yleyse zek&acirc;t yalnız bir kısım zenginlere mahsus bir ibadet midir? Peki, sen zek&acirc;t vermekten muaf mısın, ey nefis?&nbsp;</p> <p>Mesela g&ouml;z&uuml;n, kulağın, beynin, kalbin gibi organlarına bir fiyat bi&ccedil;tin mi? Ya g&ouml;rme duyun, işitme hissin, akıl meleken, sayısız hislerin, g&ouml;rme hissin g&ouml;z&uuml;nden, akıl g&uuml;c&uuml;n de beyninden paha bi&ccedil;ilmez derecede daha değerli...&nbsp; Bedenine yerleştirilen organlar ve cihazlar; ruhuna takılan hisler ve latifeler kıymetince &ouml;yle bir zenginliğin var ki k&acirc;inat sultanı manasında b&uuml;y&uuml;k bir itibar ve şerefe mazharsın.&nbsp;</p> <p>Bu sana takdim edilmiş emanetler vesilesiyle &ouml;yle bir ikrama mazharsın ki sanki d&uuml;nya sana &ouml;zel bir sofra, dağlar hazine depoları, ay bir takvim, g&uuml;neş bir lamba ve soba mahiyetini kazanmıştır. Bunca kıymettar nimetlerle birlikte Cennete davetli bir misafir olduğunu hatırından &ccedil;ıkarmadığın s&uuml;rece &ldquo;fakr&rdquo;ın sonsuz nimetlerin derecelerini hissettiren en b&uuml;y&uuml;k bir hisse senedin olacaktır.&nbsp;</p> <p>&quot;...sadaka nasıl mal ile olur. İlim ile dahi olur. Kavl ile, fiil ile, nasihat ile de oluyor. [S&ouml;zler, s. 371]&quot;</p> <p>Mal-m&uuml;lk cihetinde yaşanan zahiri fakirlikler, insana ihsan edilen farklı zenginliklerin zek&acirc;tına perde olmamalıdır. Ey hayatını ilme adamış ilim insanı, bil ki ilmin de bir zek&acirc;tı var. Gen&ccedil;lik enerjisiyle coşan delikanlı, bitmek t&uuml;kenmek bilmeyen enerjinin ve gen&ccedil;liğinin bir zek&acirc;tı olduğunu hatırından &ccedil;ıkarma. G&uuml;ng&ouml;rm&uuml;ş ve feleğin &ccedil;emberinden ge&ccedil;miş kır sa&ccedil;lı beybaba, hayat tecr&uuml;belerinin zek&acirc;tını nasihat iksiri kıvamında dağıtacak olsan nice aceminin dertlerine derman olursun.</p> <p>Kur&rsquo;an medeniyeti sanki m&uuml;minlerden &ldquo;zek&acirc;t seferberliği&rdquo; de talep ediyor. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zden y&uuml;z altı yıl &ouml;nce 1910&rsquo;da Bedi&uuml;zzaman Said Nursi&rsquo;nin bu manada bir seferberliğin kıvılcımını ateşleşmek maksadıyla s&ouml;ylediklerini bir hatırlayalım:</p> <p>&quot;Eğer ezkiya zek&acirc;vetlerinin zek&acirc;tını ve ağniya velev zek&acirc;tın zek&acirc;tını milletin menfaatine sarf etseler, milletimiz de başka milletlere yolda karışabilir. [M&uuml;nazarat, s. 103]&quot;</p> <p>Diğer medeniyetler ve milletlerle rekabet edebilmek i&ccedil;in &ouml;nce millet[-i İslam] olmak gerektir. Millet olmak i&ccedil;in &ldquo;Kimin himmeti milleti ise o kimse tek başıyla k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir millettir&rdquo; hakikatini hayat prensibi olarak benimsemek gerekir. Himmeti milleti olan ise sahip olduğu her ne zenginlik varsa c&ouml;mert&ccedil;e milletinin menfaati i&ccedil;in sarf edecektir. Bu sarfiyatın en makbul, en y&uuml;ce, en nezih ve en samimi hali de ş&uuml;phesiz zek&acirc;ttır.</p> <p>&Ouml;yle ise ey parlak zek&acirc;lı &acirc;limler, c&ouml;mertliğe doymayan zenginler, şefkat kahramanı anneler, fedak&acirc;rlık timsali babalar, h&uuml;rmet erbabı &ccedil;ocuklar, civanmert kardeşler, takdir edici yoldaşlar&hellip; Yakın &ccedil;evrenizi kuşatmış nice muhta&ccedil;lar duyguları sayısınca ellerini a&ccedil;mışlar umutla ve heyecanla size ihsan edilmiş envai&ccedil;eşit zenginliklerden, his, ilim ve kabiliyet eserlerinden nasiplerini bekliyorlar.</p> <p>Yakın zamanda zek&acirc;ta bakışımı derinleştiren bir hadis okudum. Hem İmam-ı M&uuml;slim hem de İmam-ı Nesai&rsquo;nin kitaplarında yer alan bu hadisi ikisinin de &ldquo;zek&acirc;t&rdquo; b&ouml;l&uuml;m&uuml;ne kaydetmeleri benim i&ccedil;in dikkat &ccedil;ekiciydi ger&ccedil;ekten&hellip;</p> <p>İsl&acirc;m&rsquo;da iyi bir &ccedil;ığır a&ccedil;an kişiye bunun sevabı vardır. O &ccedil;ığırda y&uuml;r&uuml;yenlerin sevabından da kendisine verilir, fakat onların sevabından hi&ccedil;bir şey noksanlaşmaz. Her kim de İsl&acirc;m&rsquo;da k&ouml;t&uuml; bir &ccedil;ığır a&ccedil;arsa o kişiye onun g&uuml;nahı vardır. O k&ouml;t&uuml; &ccedil;ığırda y&uuml;r&uuml;yenlerin g&uuml;nahından da ona pay ayrılır, fakat onların g&uuml;nahından hi&ccedil;bir şey noksanlaşmaz. [M&uuml;slim, Zek&acirc;t, 69; Nes&acirc;&icirc;, Zek&acirc;t, 64]</p> <p>Başta ilim olmak &uuml;zere kendisine ihsan edilen g&uuml;zellikleri ve nimetleri diğer insanlarla paylaşmak suretiyle &ldquo;iyi bir &ccedil;ığır&rdquo; a&ccedil;an kişinin bu himmet ve gayretini muhaddisler zek&acirc;t hakikatinin &ccedil;er&ccedil;evesi i&ccedil;inde yorumlamışlardı ki b&ouml;yle bir tercihte bulunmuşlardı. Her ne kadar bir &ccedil;ığır a&ccedil;ılışına sebep olmasa da yapılan her iyilikte zek&acirc;t hakikatine bakan bir sırdır...</p>
Ekleme Tarihi: 25 Aralık 2020 - Cuma

Zekânın zekâtı Borcu Silmez; Mecazidir O...

<p>G&uuml;nde beş defa nefsimiz, nefesimiz, bedenimiz, b&uuml;t&uuml;n cihazlarımız, hislerimiz, aklımız, kalbimiz, ruhumuz ve b&uuml;t&uuml;n varlığımızla manen miraca &ccedil;ıkarız. Bununla birlikte Kur&rsquo;an&rsquo;da namazı emreden ayetlerin yirmi yedisinde zek&acirc;t emri de beraberdir.&nbsp;</p> <p>Ezeli kelamda tekrar ve ısrarla zek&acirc;tın emredilmesi namazdan sonra/birlikte en ehemmiyetli bir ibadet oluşundan kaynaklanır. Bu derece ehemmiyetli bir ibadetin bizim hayatımızdaki yeri nedir peki?!</p> <p>&Ouml;yleyse zek&acirc;t yalnız bir kısım zenginlere mahsus bir ibadet midir? Peki, sen zek&acirc;t vermekten muaf mısın, ey nefis?&nbsp;</p> <p>Mesela g&ouml;z&uuml;n, kulağın, beynin, kalbin gibi organlarına bir fiyat bi&ccedil;tin mi? Ya g&ouml;rme duyun, işitme hissin, akıl meleken, sayısız hislerin, g&ouml;rme hissin g&ouml;z&uuml;nden, akıl g&uuml;c&uuml;n de beyninden paha bi&ccedil;ilmez derecede daha değerli...&nbsp; Bedenine yerleştirilen organlar ve cihazlar; ruhuna takılan hisler ve latifeler kıymetince &ouml;yle bir zenginliğin var ki k&acirc;inat sultanı manasında b&uuml;y&uuml;k bir itibar ve şerefe mazharsın.&nbsp;</p> <p>Bu sana takdim edilmiş emanetler vesilesiyle &ouml;yle bir ikrama mazharsın ki sanki d&uuml;nya sana &ouml;zel bir sofra, dağlar hazine depoları, ay bir takvim, g&uuml;neş bir lamba ve soba mahiyetini kazanmıştır. Bunca kıymettar nimetlerle birlikte Cennete davetli bir misafir olduğunu hatırından &ccedil;ıkarmadığın s&uuml;rece &ldquo;fakr&rdquo;ın sonsuz nimetlerin derecelerini hissettiren en b&uuml;y&uuml;k bir hisse senedin olacaktır.&nbsp;</p> <p>&quot;...sadaka nasıl mal ile olur. İlim ile dahi olur. Kavl ile, fiil ile, nasihat ile de oluyor. [S&ouml;zler, s. 371]&quot;</p> <p>Mal-m&uuml;lk cihetinde yaşanan zahiri fakirlikler, insana ihsan edilen farklı zenginliklerin zek&acirc;tına perde olmamalıdır. Ey hayatını ilme adamış ilim insanı, bil ki ilmin de bir zek&acirc;tı var. Gen&ccedil;lik enerjisiyle coşan delikanlı, bitmek t&uuml;kenmek bilmeyen enerjinin ve gen&ccedil;liğinin bir zek&acirc;tı olduğunu hatırından &ccedil;ıkarma. G&uuml;ng&ouml;rm&uuml;ş ve feleğin &ccedil;emberinden ge&ccedil;miş kır sa&ccedil;lı beybaba, hayat tecr&uuml;belerinin zek&acirc;tını nasihat iksiri kıvamında dağıtacak olsan nice aceminin dertlerine derman olursun.</p> <p>Kur&rsquo;an medeniyeti sanki m&uuml;minlerden &ldquo;zek&acirc;t seferberliği&rdquo; de talep ediyor. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zden y&uuml;z altı yıl &ouml;nce 1910&rsquo;da Bedi&uuml;zzaman Said Nursi&rsquo;nin bu manada bir seferberliğin kıvılcımını ateşleşmek maksadıyla s&ouml;ylediklerini bir hatırlayalım:</p> <p>&quot;Eğer ezkiya zek&acirc;vetlerinin zek&acirc;tını ve ağniya velev zek&acirc;tın zek&acirc;tını milletin menfaatine sarf etseler, milletimiz de başka milletlere yolda karışabilir. [M&uuml;nazarat, s. 103]&quot;</p> <p>Diğer medeniyetler ve milletlerle rekabet edebilmek i&ccedil;in &ouml;nce millet[-i İslam] olmak gerektir. Millet olmak i&ccedil;in &ldquo;Kimin himmeti milleti ise o kimse tek başıyla k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir millettir&rdquo; hakikatini hayat prensibi olarak benimsemek gerekir. Himmeti milleti olan ise sahip olduğu her ne zenginlik varsa c&ouml;mert&ccedil;e milletinin menfaati i&ccedil;in sarf edecektir. Bu sarfiyatın en makbul, en y&uuml;ce, en nezih ve en samimi hali de ş&uuml;phesiz zek&acirc;ttır.</p> <p>&Ouml;yle ise ey parlak zek&acirc;lı &acirc;limler, c&ouml;mertliğe doymayan zenginler, şefkat kahramanı anneler, fedak&acirc;rlık timsali babalar, h&uuml;rmet erbabı &ccedil;ocuklar, civanmert kardeşler, takdir edici yoldaşlar&hellip; Yakın &ccedil;evrenizi kuşatmış nice muhta&ccedil;lar duyguları sayısınca ellerini a&ccedil;mışlar umutla ve heyecanla size ihsan edilmiş envai&ccedil;eşit zenginliklerden, his, ilim ve kabiliyet eserlerinden nasiplerini bekliyorlar.</p> <p>Yakın zamanda zek&acirc;ta bakışımı derinleştiren bir hadis okudum. Hem İmam-ı M&uuml;slim hem de İmam-ı Nesai&rsquo;nin kitaplarında yer alan bu hadisi ikisinin de &ldquo;zek&acirc;t&rdquo; b&ouml;l&uuml;m&uuml;ne kaydetmeleri benim i&ccedil;in dikkat &ccedil;ekiciydi ger&ccedil;ekten&hellip;</p> <p>İsl&acirc;m&rsquo;da iyi bir &ccedil;ığır a&ccedil;an kişiye bunun sevabı vardır. O &ccedil;ığırda y&uuml;r&uuml;yenlerin sevabından da kendisine verilir, fakat onların sevabından hi&ccedil;bir şey noksanlaşmaz. Her kim de İsl&acirc;m&rsquo;da k&ouml;t&uuml; bir &ccedil;ığır a&ccedil;arsa o kişiye onun g&uuml;nahı vardır. O k&ouml;t&uuml; &ccedil;ığırda y&uuml;r&uuml;yenlerin g&uuml;nahından da ona pay ayrılır, fakat onların g&uuml;nahından hi&ccedil;bir şey noksanlaşmaz. [M&uuml;slim, Zek&acirc;t, 69; Nes&acirc;&icirc;, Zek&acirc;t, 64]</p> <p>Başta ilim olmak &uuml;zere kendisine ihsan edilen g&uuml;zellikleri ve nimetleri diğer insanlarla paylaşmak suretiyle &ldquo;iyi bir &ccedil;ığır&rdquo; a&ccedil;an kişinin bu himmet ve gayretini muhaddisler zek&acirc;t hakikatinin &ccedil;er&ccedil;evesi i&ccedil;inde yorumlamışlardı ki b&ouml;yle bir tercihte bulunmuşlardı. Her ne kadar bir &ccedil;ığır a&ccedil;ılışına sebep olmasa da yapılan her iyilikte zek&acirc;t hakikatine bakan bir sırdır...</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.