BEN DİNDAR DEĞİLİM!!
BEN DİNDAR DEĞİLİM!!
Her Cuma Namazı çıkışında Filistin için, türban yasağı için eylem yapan,
28 Şubatta boncuk boncuk terletilen Rahmetli Erbakan’ın arkasında samimiyetle duran,
Hak, Hukuk ve Adalet sözlerini lafta değil özde benimseyen,
Başkanı olduğu Belediye kapısına “BU BELEDİYEYE RÜŞVET GİREMEZ” “RÜŞVETİ ALAN DA VEREN DE MELUNDUR” Yazılarını asan,
Seçim zaman geldiğinde eşinin bileziğini, annesinin yüzüğünü “DAVA” uğruna gözünü kırpmadan satan,
Bir Müslüman haksızlığa uğradığında, kendisine yapılmış gibi dertlenen, diklenen,
Dindar Mücahit kardeşlerim?
Neredeler şimdi?
Nereye, gittiler.
Yoksa o güzel atlara mı binip gittiler?
Gittiler de geriye elek altı Müslümanları mı bıraktılar.
Dindar geçinen ama zimmetine de geçiren,
Yolsuzlukları yol sayıp, oradan yürüyen,
Kendisine yapılmadığı müddetçe haksızlıkları görmezden gelen,
Vakit namazlarını da, götürme fırsatlarını da kaçırmayan,
Ramazanda bir ay yiyip-içmeyip, başına geçtiği kurumu yiyen/yenmesine müsaade eden,
Hacca gidip geldikten sonra da dilinden yalanı, elinden dolanı eksik etmeyen,
Sırf koltuğunu, makamını veya bulunduğu mevkiiyi korumak amacı ile yalan söylemekten, yalancı şahitlik yapmaktan çekinmeyen,
Sırf koltuğunu, makamını veya bulunduğu mevkiiyi korumak amacı ile Hakkı söyleyen, Hak yolda mücadele eden dindarların ezilmesine sessiz kalan,
Liyahat ve Ehliyet gerektiren yerlere, liyakatine ve menşeine bakmadan kendi adamlarını yerleştiren,
Satış yaptığı teraziye dikkat ederken, Adaletin terazisi ile oynayan-oynatan,
Melamet hırkasını giydim diye hava atıp, kibir ve enaniyetden geri durmayan,
Dilin doladığı "DAVA" lafı ama her yaptığı "HAVA" olanlar,
İşi görülene kadar el-etek öpüp, işi bitince tanımayan Vefasızlar,
Kafada türban altta, dar pantolon orasını burasını açıkta bırakanlar,
Vakıf, Dernek veya bir STK kurup Devleti ve Belediyeleri söğüşleyip, kamu kurumlarındaki makamlara kendi adamlarını atatmaya çalışanlar,
Şehrül Emin olması gerekirken, servetine servet katan, adı yolsuzluk, haksızlık, ahlaksızlık ve aşk dedikodularına karışan,
Mücahitlikten Müteahitliğe en sonunda da “Herşeye Müsaitliğe” geçenler,
Ve bunları gördükleri, bildikleri halde sırf menfaatleri için susan hatta onlara alkış tutanlar,
Size bir şey söyleyeyim mi?
Eğer siz Dindarsanız, ben dindar değilim. Mesut BALYEMEZ
Ekleme
Tarihi: 12 Ekim 2023 - Perşembe
BEN DİNDAR DEĞİLİM!!
BEN DİNDAR DEĞİLİM!!
Her Cuma Namazı çıkışında Filistin için, türban yasağı için eylem yapan,
28 Şubatta boncuk boncuk terletilen Rahmetli Erbakan’ın arkasında samimiyetle duran,
Hak, Hukuk ve Adalet sözlerini lafta değil özde benimseyen,
Başkanı olduğu Belediye kapısına “BU BELEDİYEYE RÜŞVET GİREMEZ” “RÜŞVETİ ALAN DA VEREN DE MELUNDUR” Yazılarını asan,
Seçim zaman geldiğinde eşinin bileziğini, annesinin yüzüğünü “DAVA” uğruna gözünü kırpmadan satan,
Bir Müslüman haksızlığa uğradığında, kendisine yapılmış gibi dertlenen, diklenen,
Dindar Mücahit kardeşlerim?
Neredeler şimdi?
Nereye, gittiler.
Yoksa o güzel atlara mı binip gittiler?
Gittiler de geriye elek altı Müslümanları mı bıraktılar.
Dindar geçinen ama zimmetine de geçiren,
Yolsuzlukları yol sayıp, oradan yürüyen,
Kendisine yapılmadığı müddetçe haksızlıkları görmezden gelen,
Vakit namazlarını da, götürme fırsatlarını da kaçırmayan,
Ramazanda bir ay yiyip-içmeyip, başına geçtiği kurumu yiyen/yenmesine müsaade eden,
Hacca gidip geldikten sonra da dilinden yalanı, elinden dolanı eksik etmeyen,
Sırf koltuğunu, makamını veya bulunduğu mevkiiyi korumak amacı ile yalan söylemekten, yalancı şahitlik yapmaktan çekinmeyen,
Sırf koltuğunu, makamını veya bulunduğu mevkiiyi korumak amacı ile Hakkı söyleyen, Hak yolda mücadele eden dindarların ezilmesine sessiz kalan,
Liyahat ve Ehliyet gerektiren yerlere, liyakatine ve menşeine bakmadan kendi adamlarını yerleştiren,
Satış yaptığı teraziye dikkat ederken, Adaletin terazisi ile oynayan-oynatan,
Melamet hırkasını giydim diye hava atıp, kibir ve enaniyetden geri durmayan,
Dilin doladığı "DAVA" lafı ama her yaptığı "HAVA" olanlar,
İşi görülene kadar el-etek öpüp, işi bitince tanımayan Vefasızlar,
Kafada türban altta, dar pantolon orasını burasını açıkta bırakanlar,
Vakıf, Dernek veya bir STK kurup Devleti ve Belediyeleri söğüşleyip, kamu kurumlarındaki makamlara kendi adamlarını atatmaya çalışanlar,
Şehrül Emin olması gerekirken, servetine servet katan, adı yolsuzluk, haksızlık, ahlaksızlık ve aşk dedikodularına karışan,
Mücahitlikten Müteahitliğe en sonunda da “Herşeye Müsaitliğe” geçenler,
Ve bunları gördükleri, bildikleri halde sırf menfaatleri için susan hatta onlara alkış tutanlar,
Size bir şey söyleyeyim mi?
Eğer siz Dindarsanız, ben dindar değilim. Mesut BALYEMEZ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.