NE KENDİNİZE NE DE SEVDİKLERİNİZE BU ACIYI YAŞATMAYIN. EVDE KALIN
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Günlerce yoğunbakım tavanını seyretmektense evinizin camından gülümseyin hayata.<br />
Canınızdan çok sevdiğinizi o<br />
minik yürekleri uzaktan gözlerinizle öpün..<br />
Evde kalkıp kendi elinizle içtiğiniz bir bardak suyun değerini o kötü günleri yaşamadan bilemezsiniz...</div>
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">İnanın<br />
<br />
Çok zor günler...<br />
Yaşadığımız bu günlerde<br />
Korona diye adını, sanını ne olduğunu dahi sonradan öğrendiğimiz ve bilgi sahibi olduğumuz bir virüs girdi hayatımıza. Öyle bir girdi ki; hayatımızın tamda merkezine<br />
oturuverdi...<br />
<br />
Unuttuğumuz...<br />
Değersizleştirdiğimiz bizim, bizden olan bir çok güzel hasletlerimizi YİNE/YENİDEN hatırlamamıza vesile oldu. Tekrar unuttuğumuz bu değerler üzerine İMTİHANA ALINDIK.<br />
<br />
Ayrılın dedi bize akrabanızdan,<br />
komşularınızdan, sevdiklerinizden...<br />
En önemlisi çocuklarınızdan uzaklaşın...<br />
Çünkü siz sevmeyi, saygıyı, merhameti ve vicdanlarınızı yok ettiniz.<br />
Temizliği unuttunuz...<br />
Verdiğim sağlık gibi en büyük nimet için ŞÜKRÜ unuttunuz...<br />
<br />
Şimdi İMTİHAN ZAMANI!!!<br />
Kaybettiklerimizi...<br />
Unuttuklarımızı..<br />
Önemsizleştirdiklerimizi...<br />
Bildiğiniz halde yapamadıklarımızı, hatırlayalım mı? O halde çok basit ve kolay olan bu imtihanı kazanın, başarın.<br />
<br />
Gerçekten çok ağır bir sınavda değilmiyiz?<br />
Burnumuzun dibinde canımızdan çok sevdiğimize dokunamıyor, kucaklayamıyor, sevgi ve hasretle canımız olan minik kalbleri öpemiyor doya doya evlâdım diyemiyoruz. Uzaktan gözyaşları ile kalbimizin acı ve ızdırapla seyrettiği minik kalblerin " Seni çok seviyorum baba. Ne zaman sana sarılacağım" diyerek ağlayan yüreği sadece ve sadece gözyaşları ile uzaktan uzaklardan seviyoruz. Ne kadar büyük bir ızdırap seviyorsun ama dokunamıyorsun.<br />
<br />
Peki dersimizi aldık mı?<br />
İnşaallah almışızdır ama bir yandan da alamadığımız tedbirler ile kimi kurallara tam uyarken, kimi de hiçe sayıyor. Peki bu da KUL HAKKINA GİRMEK değilmidir?<br />
Zira sen kendini düşünmezken başkasının canına kıyıyorsun, karşınızdaki canı siz tehlikeye atıyorsunuz.<br />
<br />
Aslında durum o kadar ciddi ki bunu hâlâ anlayamayanlar var ne yazık ki..<br />
Ben; çok acı yaşadığım bir gerçeği, çaresizliği anlatayım sizlere.<br />
<br />
Annem...<br />
Canım annem bir yıl önce bu zamanlar yoğun bakımda idi. Annem kalp, tansiyon, koa hastası idi. Aslında sadece bu rahatsızlıkları yoktu daha bir çok rahatsızlığı da vardı ama en kötüsü (koa) idi.<br />
<br />
Genelde yaşlı insanımızın bir çoklarında bulunan kronik rahatsızlıkları benim de annemde mevcuttu. Annem kronik rahatsızlığı koa dan 40 gün yoğun bakımda kaldı<br />
Biz 3 kardeş hergün, birimiz görüşe giriyoruz. Ağzında, burnunda takılı hortumlar ama bilinci yerinde. Biz girdiğimiz o an 80 yaşındaki annem bir yudum su için yalvarıyordu. Âdeta çocuklar gibi idi.<br />
-Kızlar su...<br />
-Emine kızım bi bardak su verirmisin. Bu istek bir türlü bitmiyordu sanki bırakın hemşireleri ve biz evlatlarını âdeta insan gölgelerden bile " Su... bir bardak su" diyordu. Elimiz kolumuz adeta bağlı idi hastalığın ve tedavinin özelliğinden dolayı su veremiyorduk.<br />
<br />
Oradaki görevliler bizim hüzün içindeki durumumuzu görünce "Üzulmeyin zannetmeyin ki hiçte su vermiyoruz. Hastalığın ve tedavinin özelliğinden dolayı şimdilik yoğun bakımdan çıkıncaya kadar su verilmemesi gerekiyor" diyorlardı. Annem ise her yüzüne baktığımda gözleriyle yalvarıyor "Su... Su..." diye yalvardığını hissediyordum.<br />
<br />
Hemşireye bütün cesaretimi toplayarak rica ettim "ne olur bana verdirmiyorsun benim yanımda ver görmek istiyorum su ver anneme" deyince şırıngayla sadece dudaklarını ıslattı. O anı hiç unutamam. Sanki annem o bir damla suya veren görevlinin ellerini kalka bilse ayaklarını öpecek. Annem suyu çok içer, bir damla su o an annem için ne kadar önemli ve güzel idi.<br />
Boğazıma sanki bir düğüm atıldı, nefesim kesildi, annem anlamasın diye kendimi nasıl sıktımsa dışarı çıktığımda hâlâ dakikalarca sesim çıkmaz haldeydi.<br />
<br />
Tam 40 gün...<br />
Annem her girmemizde gözümüzün içine bakıp âdeta yalvarıyordu, SU... SU... SU. O bir damla suya artık dayanamaz hale geldik. <br />
-Götürelim evimize iyileşemese bile doya doya suyunu içsin son nefesine kadar, dedik. Herşeye razıydık, yeterki su içsin. Bütün cesaretimi toplayarak doktoruyla konuştum. -Annemi verin eve götürelim tüm sorumluluğu alıyoruz. Yeter ki bir damla su için yalvarmasın. Artık dayanamıyoruz." dedim.<br />
Doktor:<br />
-Ben o nefes alması için takılı makineyi kapattığımda o nefes alamadığı halini görünce o acıya, o çaresizliğe ve ızdırap haline dayanırsan vereyim anneni sana" dedi. O andaki çaresizliği anlatamam ben, ben değildim. O an ne bastığım yeri ne de baktığım yeri bilmiyordum.<br />
Allah kimseye yaşatmasın o çaresizliği.<br />
<br />
Bu gün kocaman bir hüzün var yüreğimde.<br />
Annem..<br />
Anemi özledim...<br />
Bir bebek gibi sarılmak doya doya koklamak istiyorum...<br />
Çok özledim...<br />
Annesini Corono virüsten 3 haftadır görmeyen 6 yaşındaki kız çocuğu gibi boynuna sarılmak,<br />
-bir daha gitmeyeceksin demi anne, -bırakmayacaksın demi anne,<br />
-kız kıza konuşalım mı anne?<br />
diyen kendi küçük yüreği büyük annesine sımsıkı sarılan çocuk gibiyim.<br />
<br />
Şu an sanki beynim patlıyor o anı yeniden yaşıyorum. Tüm yaşadıklarım.bir sinema şeridi gibi gözümün önünden geçiyor.<br />
<br />
Tüm bunları neden anlatmak istedim onu ifade etmek isterim. Şu andaki virüse yakalanan kişi zor bir dönemden geçiyor. Hastalıgın insan üzerindeki tesiri insanları adeta bitiriyor. Bunun ne kadar zor ve acı verdiğini yaşamayan anlayamaz. Bu yüzden, ne olur diyorum biraz daha dikkat. Ne kendinize ne sevdiklerinize bu acıyı yaşatmayın, yaşamayın. Hani derler ya Allah düşmanıma bile vermesin. Gerçekten düşmanımıza bile vermesin.<br />
<br />
Buradan saglık çalısanlarımız içinde bir şeyler söylemek, yazmak istiyorum. Şundan emin olun; çok donanımlı bir sağlık ordumuz var. İnanın bu konuda çok şanslıyız. Alt yapı konusunda da iyi olduğumuzu artık dünya alem gördü.<br />
<br />
Evet, sağlık çalışanlarımızın üzerinde çok yük var. Ama onlar bunu göğüsler, yeter ki tedbirlere uyalım ve kendimizi koruyalım. Onları -acil haller hariç- gereksiz yere meşgul etmeyelim…<br />
<br />
Daha iyi haberlere ulaşacağız diye düşünüyorum. Biraz daha sabredelim ve açıklanan tedbirlere uyalım.<br />
<br />
Sağlıcakla kalın...<br />
Sağlığınıza dikkat edin.<br />
Kendinizi riske atamadığınız gibi dışarıya da çıkıp kimsenin sağlığını ve hayatını riske atmayın.<br />
Allah'a emanet olun.<br />
Cumamız mübarek olsun.<br />
<br />
Emine İPEK</div>
Ekleme
Tarihi: 17 Nisan 2020 - Cuma
NE KENDİNİZE NE DE SEVDİKLERİNİZE BU ACIYI YAŞATMAYIN. EVDE KALIN
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Günlerce yoğunbakım tavanını seyretmektense evinizin camından gülümseyin hayata.<br />
Canınızdan çok sevdiğinizi o<br />
minik yürekleri uzaktan gözlerinizle öpün..<br />
Evde kalkıp kendi elinizle içtiğiniz bir bardak suyun değerini o kötü günleri yaşamadan bilemezsiniz...</div>
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">İnanın<br />
<br />
Çok zor günler...<br />
Yaşadığımız bu günlerde<br />
Korona diye adını, sanını ne olduğunu dahi sonradan öğrendiğimiz ve bilgi sahibi olduğumuz bir virüs girdi hayatımıza. Öyle bir girdi ki; hayatımızın tamda merkezine<br />
oturuverdi...<br />
<br />
Unuttuğumuz...<br />
Değersizleştirdiğimiz bizim, bizden olan bir çok güzel hasletlerimizi YİNE/YENİDEN hatırlamamıza vesile oldu. Tekrar unuttuğumuz bu değerler üzerine İMTİHANA ALINDIK.<br />
<br />
Ayrılın dedi bize akrabanızdan,<br />
komşularınızdan, sevdiklerinizden...<br />
En önemlisi çocuklarınızdan uzaklaşın...<br />
Çünkü siz sevmeyi, saygıyı, merhameti ve vicdanlarınızı yok ettiniz.<br />
Temizliği unuttunuz...<br />
Verdiğim sağlık gibi en büyük nimet için ŞÜKRÜ unuttunuz...<br />
<br />
Şimdi İMTİHAN ZAMANI!!!<br />
Kaybettiklerimizi...<br />
Unuttuklarımızı..<br />
Önemsizleştirdiklerimizi...<br />
Bildiğiniz halde yapamadıklarımızı, hatırlayalım mı? O halde çok basit ve kolay olan bu imtihanı kazanın, başarın.<br />
<br />
Gerçekten çok ağır bir sınavda değilmiyiz?<br />
Burnumuzun dibinde canımızdan çok sevdiğimize dokunamıyor, kucaklayamıyor, sevgi ve hasretle canımız olan minik kalbleri öpemiyor doya doya evlâdım diyemiyoruz. Uzaktan gözyaşları ile kalbimizin acı ve ızdırapla seyrettiği minik kalblerin " Seni çok seviyorum baba. Ne zaman sana sarılacağım" diyerek ağlayan yüreği sadece ve sadece gözyaşları ile uzaktan uzaklardan seviyoruz. Ne kadar büyük bir ızdırap seviyorsun ama dokunamıyorsun.<br />
<br />
Peki dersimizi aldık mı?<br />
İnşaallah almışızdır ama bir yandan da alamadığımız tedbirler ile kimi kurallara tam uyarken, kimi de hiçe sayıyor. Peki bu da KUL HAKKINA GİRMEK değilmidir?<br />
Zira sen kendini düşünmezken başkasının canına kıyıyorsun, karşınızdaki canı siz tehlikeye atıyorsunuz.<br />
<br />
Aslında durum o kadar ciddi ki bunu hâlâ anlayamayanlar var ne yazık ki..<br />
Ben; çok acı yaşadığım bir gerçeği, çaresizliği anlatayım sizlere.<br />
<br />
Annem...<br />
Canım annem bir yıl önce bu zamanlar yoğun bakımda idi. Annem kalp, tansiyon, koa hastası idi. Aslında sadece bu rahatsızlıkları yoktu daha bir çok rahatsızlığı da vardı ama en kötüsü (koa) idi.<br />
<br />
Genelde yaşlı insanımızın bir çoklarında bulunan kronik rahatsızlıkları benim de annemde mevcuttu. Annem kronik rahatsızlığı koa dan 40 gün yoğun bakımda kaldı<br />
Biz 3 kardeş hergün, birimiz görüşe giriyoruz. Ağzında, burnunda takılı hortumlar ama bilinci yerinde. Biz girdiğimiz o an 80 yaşındaki annem bir yudum su için yalvarıyordu. Âdeta çocuklar gibi idi.<br />
-Kızlar su...<br />
-Emine kızım bi bardak su verirmisin. Bu istek bir türlü bitmiyordu sanki bırakın hemşireleri ve biz evlatlarını âdeta insan gölgelerden bile " Su... bir bardak su" diyordu. Elimiz kolumuz adeta bağlı idi hastalığın ve tedavinin özelliğinden dolayı su veremiyorduk.<br />
<br />
Oradaki görevliler bizim hüzün içindeki durumumuzu görünce "Üzulmeyin zannetmeyin ki hiçte su vermiyoruz. Hastalığın ve tedavinin özelliğinden dolayı şimdilik yoğun bakımdan çıkıncaya kadar su verilmemesi gerekiyor" diyorlardı. Annem ise her yüzüne baktığımda gözleriyle yalvarıyor "Su... Su..." diye yalvardığını hissediyordum.<br />
<br />
Hemşireye bütün cesaretimi toplayarak rica ettim "ne olur bana verdirmiyorsun benim yanımda ver görmek istiyorum su ver anneme" deyince şırıngayla sadece dudaklarını ıslattı. O anı hiç unutamam. Sanki annem o bir damla suya veren görevlinin ellerini kalka bilse ayaklarını öpecek. Annem suyu çok içer, bir damla su o an annem için ne kadar önemli ve güzel idi.<br />
Boğazıma sanki bir düğüm atıldı, nefesim kesildi, annem anlamasın diye kendimi nasıl sıktımsa dışarı çıktığımda hâlâ dakikalarca sesim çıkmaz haldeydi.<br />
<br />
Tam 40 gün...<br />
Annem her girmemizde gözümüzün içine bakıp âdeta yalvarıyordu, SU... SU... SU. O bir damla suya artık dayanamaz hale geldik. <br />
-Götürelim evimize iyileşemese bile doya doya suyunu içsin son nefesine kadar, dedik. Herşeye razıydık, yeterki su içsin. Bütün cesaretimi toplayarak doktoruyla konuştum. -Annemi verin eve götürelim tüm sorumluluğu alıyoruz. Yeter ki bir damla su için yalvarmasın. Artık dayanamıyoruz." dedim.<br />
Doktor:<br />
-Ben o nefes alması için takılı makineyi kapattığımda o nefes alamadığı halini görünce o acıya, o çaresizliğe ve ızdırap haline dayanırsan vereyim anneni sana" dedi. O andaki çaresizliği anlatamam ben, ben değildim. O an ne bastığım yeri ne de baktığım yeri bilmiyordum.<br />
Allah kimseye yaşatmasın o çaresizliği.<br />
<br />
Bu gün kocaman bir hüzün var yüreğimde.<br />
Annem..<br />
Anemi özledim...<br />
Bir bebek gibi sarılmak doya doya koklamak istiyorum...<br />
Çok özledim...<br />
Annesini Corono virüsten 3 haftadır görmeyen 6 yaşındaki kız çocuğu gibi boynuna sarılmak,<br />
-bir daha gitmeyeceksin demi anne, -bırakmayacaksın demi anne,<br />
-kız kıza konuşalım mı anne?<br />
diyen kendi küçük yüreği büyük annesine sımsıkı sarılan çocuk gibiyim.<br />
<br />
Şu an sanki beynim patlıyor o anı yeniden yaşıyorum. Tüm yaşadıklarım.bir sinema şeridi gibi gözümün önünden geçiyor.<br />
<br />
Tüm bunları neden anlatmak istedim onu ifade etmek isterim. Şu andaki virüse yakalanan kişi zor bir dönemden geçiyor. Hastalıgın insan üzerindeki tesiri insanları adeta bitiriyor. Bunun ne kadar zor ve acı verdiğini yaşamayan anlayamaz. Bu yüzden, ne olur diyorum biraz daha dikkat. Ne kendinize ne sevdiklerinize bu acıyı yaşatmayın, yaşamayın. Hani derler ya Allah düşmanıma bile vermesin. Gerçekten düşmanımıza bile vermesin.<br />
<br />
Buradan saglık çalısanlarımız içinde bir şeyler söylemek, yazmak istiyorum. Şundan emin olun; çok donanımlı bir sağlık ordumuz var. İnanın bu konuda çok şanslıyız. Alt yapı konusunda da iyi olduğumuzu artık dünya alem gördü.<br />
<br />
Evet, sağlık çalışanlarımızın üzerinde çok yük var. Ama onlar bunu göğüsler, yeter ki tedbirlere uyalım ve kendimizi koruyalım. Onları -acil haller hariç- gereksiz yere meşgul etmeyelim…<br />
<br />
Daha iyi haberlere ulaşacağız diye düşünüyorum. Biraz daha sabredelim ve açıklanan tedbirlere uyalım.<br />
<br />
Sağlıcakla kalın...<br />
Sağlığınıza dikkat edin.<br />
Kendinizi riske atamadığınız gibi dışarıya da çıkıp kimsenin sağlığını ve hayatını riske atmayın.<br />
Allah'a emanet olun.<br />
Cumamız mübarek olsun.<br />
<br />
Emine İPEK</div>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.