Diziler İnsanları Zehirliyor...
<p> İnsanlığın yok oluşunu isteyenler bunu kimi yerde açıkça yapar, kimi yerde yaldızlı (süslü püslü) söz maskeleri kullanarak yaparlar. “Maske” kullanarak yapılan zehirlenmeler daha tehlikeli ve daha kalıcıdır. Son zamanlarda bu gizli zehirleme olaylarının arttığını görüyoruz. Bu korkunç duruma sessiz kaldıkça başımıza çok daha kötü durumlar gelecektir. Bu zehirlenme olaylarından birkaç tanesinden örnekler vererek durumun vehametini göstermeye çalışalım. </p>
<p> 1- “Aşk, sevgi” maskesi altında diziler aracılığıyla haramlar helalleştiriliyor. Ahlaksızlık olan durumlar normalleştiriliyor. Yapılan her türlü iğrenç durumlar sosyal hayatın bir gereği gibi lanse ediliyor. Birbirini aldatan, kötü yola sevk eden, nikahsız ilişkiler, zinaya teşvikler hep bu tarz filmler aracılığıyla normalleştiriliyor. Harama girmek kötü birşeydir ama bundan daha kötü olanı ise haramların normalleşmesidir. Özellikle son zamanda vizyona giren ‘Sadakatsiz’ adlı film ‘aile’ kurumumuzun dibine dinamit döşendiğini gösteren örneklerden sadece bir tanesidir. ‘Eşin seni aldatırsa sende onu aldat’ düşüncesini normalleştiriyor. Bu tarz filmler neslin ahlakını ve yaşantısını bozmaktadır. İslamın her konu için koyduğu kurallar vardır ve bizler bu kurallara uygun bir hayat yaşamalıyız. Bu tarz dizi ve filmler evlilik, aile gibi konularda konulan kanunları hiçe saymakta ve dinimizin emirlerini ‘yobaz’ olarak göstermektedir.</p>
<p> 2- “Sokak hayatının gerçeğini yansıtıyoruz” maskesi altında 01, Çukur, Ramo, Sokağın Çocukları gibi diziler aracılığıyla öfkesini kontrol altına alamayan, sağlıklı düşünemeyen, intikam duygusuyla bir balon gibi şişen, insan öldürmeyi normalleştiren bir zihin algısı oluşturuluyor. Kin ve nefret duygusuyla şişen insanlar en ufak bir mesele de (yan baktın muhabbetine) birbirini öldürmek isteyecek ve her tarafta birbiriyle kavga eden bir toplum meydana gelecektir. Şu anda da bu durumu yaşıyoruz, yan baktın muhabbetine nice insanlar öldü, öldürüldü.</p>
<p> 3- “Tarihi geçmişi yansıtmak” maskesiyle Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman, Uyanış gibi dizilerle ve Savaşçı, Söz gibi asker dizileri aracılığıyla “Türk milliyetçiliği (ırkçılığı)” empoze edilerek halk arasında ayrımcılık duyguları uyandırılıyor. Yıllar önce atılan fitne tohumları büyütülmeye çalışılıyor. Bununla alakalı bir örnek verelim. Kuruluş Osman dizisinin 28. bölümünde derin devleti canlandıran Cüneyt Arkın Osman Bey’e insanların kurtuluşuyla ilgili nasihat verirken şunu diyor: İnsanlığı kurtarmanın yolu önce ‘Türk’ olmaktan sonra da ‘müslüman’ olmaktan geçmektedir, diyor. İnsanlığı kurtarmak için ‘Türk’ olmaya değil, yüreği dolu bir imana ihtiyaç vardır. İnsanlığı kurtarmanın yolu ‘ırkçılıktan’ değil, dirayetli bir imandan ve bunun için yapılan mücadeleden geçmektedir. </p>
<p> Son iki dizi türü halk arasında “kin ve nefret duygusu” yaymaktadır. Bu filmler aracılığıyla hem ırkçlık duygusu yayılmaktadır hem de öfke kontrolünü kaybeden, kaostan beslenen bir toplum haline dönüştürülmektedir. Bir yandan şehvetine düşkün, hiçbir namus değeri olmayan, haram ilişkileri normalleştirilmiş, nefsine köle olan, hiçbir ahlaki kriteri/çizgisi olmayan toplum meydana getirilmeye çalışılıyor. Diğer yandan birbirine saygısı olmayan, birbirini öcü gibi gören, birbirinden nefret eden ve kendisinden olmayanı dışlayan bir toplum meydana getiriliyor. Toplum bu şekilde iki koldan çok ciddi şekilde bozuluyor. </p>
<p> Bu bozulmanın önüne temelde iki şekilde geçilebilir. Birincisi halkın tepkisi, ikincisi yöneticilerin ilgisi, çabası ve talimatları. Halk bu tarz dizi ve filmlere karşı gerekli tepkiyi gösterip RTÜK’e ve diğer resmî makamlara gerekli şikayetleri yapmalı. Yöneticiler de halkın tepkisini dikkate alarak halkın uygun görmediği dizi ve filmlere yayın yasağını getirmeli. Yöneticiler toplumun gelenek ve göreneklerini bozacak, aile kurumunu zedeleyecek hiçbir film ve diziye izin vermemelidir. Olaya ekonomik ve sanat açısından değil, toplumun selameti açısından bakmalıdırlar. Halk ve yöneticilerin iş birliği olmadan bu devran böyle devam eder ve sonuçlarını önce halk sonra da yöneticiler öder. Rabbim bu kötü felaketten bizleri muhafaza eylesin. </p>
<p>Mücahit GÜLER</p>
Ekleme
Tarihi: 10 Kasım 2020 - Salı
Diziler İnsanları Zehirliyor...
<p> İnsanlığın yok oluşunu isteyenler bunu kimi yerde açıkça yapar, kimi yerde yaldızlı (süslü püslü) söz maskeleri kullanarak yaparlar. “Maske” kullanarak yapılan zehirlenmeler daha tehlikeli ve daha kalıcıdır. Son zamanlarda bu gizli zehirleme olaylarının arttığını görüyoruz. Bu korkunç duruma sessiz kaldıkça başımıza çok daha kötü durumlar gelecektir. Bu zehirlenme olaylarından birkaç tanesinden örnekler vererek durumun vehametini göstermeye çalışalım. </p>
<p> 1- “Aşk, sevgi” maskesi altında diziler aracılığıyla haramlar helalleştiriliyor. Ahlaksızlık olan durumlar normalleştiriliyor. Yapılan her türlü iğrenç durumlar sosyal hayatın bir gereği gibi lanse ediliyor. Birbirini aldatan, kötü yola sevk eden, nikahsız ilişkiler, zinaya teşvikler hep bu tarz filmler aracılığıyla normalleştiriliyor. Harama girmek kötü birşeydir ama bundan daha kötü olanı ise haramların normalleşmesidir. Özellikle son zamanda vizyona giren ‘Sadakatsiz’ adlı film ‘aile’ kurumumuzun dibine dinamit döşendiğini gösteren örneklerden sadece bir tanesidir. ‘Eşin seni aldatırsa sende onu aldat’ düşüncesini normalleştiriyor. Bu tarz filmler neslin ahlakını ve yaşantısını bozmaktadır. İslamın her konu için koyduğu kurallar vardır ve bizler bu kurallara uygun bir hayat yaşamalıyız. Bu tarz dizi ve filmler evlilik, aile gibi konularda konulan kanunları hiçe saymakta ve dinimizin emirlerini ‘yobaz’ olarak göstermektedir.</p>
<p> 2- “Sokak hayatının gerçeğini yansıtıyoruz” maskesi altında 01, Çukur, Ramo, Sokağın Çocukları gibi diziler aracılığıyla öfkesini kontrol altına alamayan, sağlıklı düşünemeyen, intikam duygusuyla bir balon gibi şişen, insan öldürmeyi normalleştiren bir zihin algısı oluşturuluyor. Kin ve nefret duygusuyla şişen insanlar en ufak bir mesele de (yan baktın muhabbetine) birbirini öldürmek isteyecek ve her tarafta birbiriyle kavga eden bir toplum meydana gelecektir. Şu anda da bu durumu yaşıyoruz, yan baktın muhabbetine nice insanlar öldü, öldürüldü.</p>
<p> 3- “Tarihi geçmişi yansıtmak” maskesiyle Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman, Uyanış gibi dizilerle ve Savaşçı, Söz gibi asker dizileri aracılığıyla “Türk milliyetçiliği (ırkçılığı)” empoze edilerek halk arasında ayrımcılık duyguları uyandırılıyor. Yıllar önce atılan fitne tohumları büyütülmeye çalışılıyor. Bununla alakalı bir örnek verelim. Kuruluş Osman dizisinin 28. bölümünde derin devleti canlandıran Cüneyt Arkın Osman Bey’e insanların kurtuluşuyla ilgili nasihat verirken şunu diyor: İnsanlığı kurtarmanın yolu önce ‘Türk’ olmaktan sonra da ‘müslüman’ olmaktan geçmektedir, diyor. İnsanlığı kurtarmak için ‘Türk’ olmaya değil, yüreği dolu bir imana ihtiyaç vardır. İnsanlığı kurtarmanın yolu ‘ırkçılıktan’ değil, dirayetli bir imandan ve bunun için yapılan mücadeleden geçmektedir. </p>
<p> Son iki dizi türü halk arasında “kin ve nefret duygusu” yaymaktadır. Bu filmler aracılığıyla hem ırkçlık duygusu yayılmaktadır hem de öfke kontrolünü kaybeden, kaostan beslenen bir toplum haline dönüştürülmektedir. Bir yandan şehvetine düşkün, hiçbir namus değeri olmayan, haram ilişkileri normalleştirilmiş, nefsine köle olan, hiçbir ahlaki kriteri/çizgisi olmayan toplum meydana getirilmeye çalışılıyor. Diğer yandan birbirine saygısı olmayan, birbirini öcü gibi gören, birbirinden nefret eden ve kendisinden olmayanı dışlayan bir toplum meydana getiriliyor. Toplum bu şekilde iki koldan çok ciddi şekilde bozuluyor. </p>
<p> Bu bozulmanın önüne temelde iki şekilde geçilebilir. Birincisi halkın tepkisi, ikincisi yöneticilerin ilgisi, çabası ve talimatları. Halk bu tarz dizi ve filmlere karşı gerekli tepkiyi gösterip RTÜK’e ve diğer resmî makamlara gerekli şikayetleri yapmalı. Yöneticiler de halkın tepkisini dikkate alarak halkın uygun görmediği dizi ve filmlere yayın yasağını getirmeli. Yöneticiler toplumun gelenek ve göreneklerini bozacak, aile kurumunu zedeleyecek hiçbir film ve diziye izin vermemelidir. Olaya ekonomik ve sanat açısından değil, toplumun selameti açısından bakmalıdırlar. Halk ve yöneticilerin iş birliği olmadan bu devran böyle devam eder ve sonuçlarını önce halk sonra da yöneticiler öder. Rabbim bu kötü felaketten bizleri muhafaza eylesin. </p>
<p>Mücahit GÜLER</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.