ANNE HAKKI
ANNE HAKKI
Devr-i seadette Alkame isminde gayet çalışkan ve sehâvetli bir genç vardı. Hastalandı ve rahatsızlığı şiddetlendi. Karısı vaziyeti Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimize bildirdi:
Ya Rasûlallah, kocam çok hasta, ölüm halinde,
Rasûl-i Ekrem, vaziyeti öğrenmek için Bilâl Habeşî, Ali, Selman ve Ammar -radıyallahu anhüm- hazeratını, Alkame’nin evine gönderdi. Gittiler, Alkame ağır hasta idi. La ilahe illallah, Muhammedün Rasûlullah demesini söylediler. Bir türlü söyleyemedi. Üzüldüler. Vaziyeti bildirmesi için Bilâl’i -radıyallahu anh- Rasûl-i Ekrem efendimize gönderdiler, Rasûl-i Ekrem efendimiz ana ve babasının hayatta olup, olmadıklarını sordu. Babasının öldüğünü, ihtiyar anasının hayatta olduğunu öğrendiler.
Rasûl-i Ekrem efendimiz, ihtiyar kadına oğlu ile vaziyetinin nasıl olduğunu sorduklarında, ihtiyar kadın: O hep karısını dinliyor, hep beni tersliyor, hiç bir dileğimi yerine getirmiyor, cevabını verdi.
Rasûl-i Ekrem, Bilâl-i Habeşî’ye: “Git bir yığın odun topla, onu ateşle yakayım”
Bu sözleri duyan Alkame’nin annesi: “Ya Rasûlallah. O benim oğlum ve gönlümün Onu benim gözlerimin önünde yakacak mısın? Buna yüreğim nasıl dayanır” dedi.
Rasûl-i Ekrem efendimiz şöyle buyurdu: “Ey Alkame’nin annesi, Allah’ın azabı daha şiddetli ve daha devamlıdır. Sen içinden Allah’ın onu mağfiret etmesini O halde ona kırgın olmadığını açıkla. Hakkını helâl et. Varlığım kudret elinde olan Allah’a yeminle söylerim ki, sen ona kırgın oldukça, onun ne namazı, ne orucu ne de diğer iyilikleri kendisine fayda vermez.”
Alkame’nin annesi ellerini göğe kaldırdı ve: Ya Rasûlallah! Allah’ı, seni ve burada bulunanları şahid tutuyorum ki, ben Alkame’den razıyım, ona haklarımı helâl ettim.
Rasûl-i Ekrem efendimiz: Ya Bilâl! Git Alkame "La ilahe illallah" diyebiliyor mu? bir bak.
Bilâl hemen gitti. Alkame’nin evine vardı. Daha kapıdan girerken onun, "La ilahe ilallah, Muhammedün Rasûlullah" demekte olduğunu işitti. Aynı gün Alkame vefat etti. Yıkandı, kefenlendi.
Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- namazını kıldırdı. Ve defnedildi. Definden sonra Fahr-i Kâinat efendimiz kabrin başında durarak halka şunları söyledi:
– “Ey Muhacirler! Ey Ensar! Kim karısını annesinden daha üstün tutarsa Allah’ın laneti onun üzerinedir. Onun diğer ibâdet ve iyiliklerinin de kendisine bir faidesi yoktur, kabul olunmaz.” (Alıntı)
Şuhûr-u selâsenizi ve gelecek mübarek Regaip Gecenizi tüm Ruhu canımızla tebrik eder RABBİM ALEMİ İslama, memleketimize aile hayatımız ve şahsi hayatımıza külli hayırlara vesile kılsın inşAllah.
Nesibe Tükel
Kaynak: Sadık Dânâ, Aile Saadeti, Erkam Yayınları
Ekleme
Tarihi: 31 Aralık 2024 - Salı
ANNE HAKKI
ANNE HAKKI
Devr-i seadette Alkame isminde gayet çalışkan ve sehâvetli bir genç vardı. Hastalandı ve rahatsızlığı şiddetlendi. Karısı vaziyeti Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimize bildirdi:
Ya Rasûlallah, kocam çok hasta, ölüm halinde,
Rasûl-i Ekrem, vaziyeti öğrenmek için Bilâl Habeşî, Ali, Selman ve Ammar -radıyallahu anhüm- hazeratını, Alkame’nin evine gönderdi. Gittiler, Alkame ağır hasta idi. La ilahe illallah, Muhammedün Rasûlullah demesini söylediler. Bir türlü söyleyemedi. Üzüldüler. Vaziyeti bildirmesi için Bilâl’i -radıyallahu anh- Rasûl-i Ekrem efendimize gönderdiler, Rasûl-i Ekrem efendimiz ana ve babasının hayatta olup, olmadıklarını sordu. Babasının öldüğünü, ihtiyar anasının hayatta olduğunu öğrendiler.
Rasûl-i Ekrem efendimiz, ihtiyar kadına oğlu ile vaziyetinin nasıl olduğunu sorduklarında, ihtiyar kadın: O hep karısını dinliyor, hep beni tersliyor, hiç bir dileğimi yerine getirmiyor, cevabını verdi.
Rasûl-i Ekrem, Bilâl-i Habeşî’ye: “Git bir yığın odun topla, onu ateşle yakayım”
Bu sözleri duyan Alkame’nin annesi: “Ya Rasûlallah. O benim oğlum ve gönlümün Onu benim gözlerimin önünde yakacak mısın? Buna yüreğim nasıl dayanır” dedi.
Rasûl-i Ekrem efendimiz şöyle buyurdu: “Ey Alkame’nin annesi, Allah’ın azabı daha şiddetli ve daha devamlıdır. Sen içinden Allah’ın onu mağfiret etmesini O halde ona kırgın olmadığını açıkla. Hakkını helâl et. Varlığım kudret elinde olan Allah’a yeminle söylerim ki, sen ona kırgın oldukça, onun ne namazı, ne orucu ne de diğer iyilikleri kendisine fayda vermez.”
Alkame’nin annesi ellerini göğe kaldırdı ve: Ya Rasûlallah! Allah’ı, seni ve burada bulunanları şahid tutuyorum ki, ben Alkame’den razıyım, ona haklarımı helâl ettim.
Rasûl-i Ekrem efendimiz: Ya Bilâl! Git Alkame "La ilahe illallah" diyebiliyor mu? bir bak.
Bilâl hemen gitti. Alkame’nin evine vardı. Daha kapıdan girerken onun, "La ilahe ilallah, Muhammedün Rasûlullah" demekte olduğunu işitti. Aynı gün Alkame vefat etti. Yıkandı, kefenlendi.
Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- namazını kıldırdı. Ve defnedildi. Definden sonra Fahr-i Kâinat efendimiz kabrin başında durarak halka şunları söyledi:
– “Ey Muhacirler! Ey Ensar! Kim karısını annesinden daha üstün tutarsa Allah’ın laneti onun üzerinedir. Onun diğer ibâdet ve iyiliklerinin de kendisine bir faidesi yoktur, kabul olunmaz.” (Alıntı)
Şuhûr-u selâsenizi ve gelecek mübarek Regaip Gecenizi tüm Ruhu canımızla tebrik eder RABBİM ALEMİ İslama, memleketimize aile hayatımız ve şahsi hayatımıza külli hayırlara vesile kılsın inşAllah.
Nesibe Tükel
Kaynak: Sadık Dânâ, Aile Saadeti, Erkam Yayınları
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.