Hangi açıdan ve nereden bakarsak bakalım zalimler her zaman karşımıza çıkacaklar. Onlar bu dünyada hep var olacaklar. Kötülük yaptıkça, can sıktıkça bundan zevk alan ruhu bozuk insanlar o kadar çoklar ki, artık aralarında iyileri seçmekte zorlanır olduk. Adeta kamufle edilmiş iyilik, bulabilene ne mutlu..
İnsanlar dünyada var oldukları süre boyunca iyilik de kötülük de eş zamanda ortaya çıkmaya başladılar. Buna Hz. Adem (as) ve Hz. Havva örneğini verecek olursak bu ilk insanların ilk çocukları olan Habil ile Kabil mesela... Habil, iyiliğin; Kabil ise kötülüğün temsilcisi olmuş. Tabi asıl konumuz temsilcileri değil, nereden kaynaklandığıdır bu kötülüğün, bu zulmün...
Emin olun ki herhangi bir dine mensup olmak da değil konu. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki ibadetlerini eksiksiz tamamlayarak cenneti garantilediklerini düşünüp zalim olmaktan da geri durmayan insanlar bile varlar. Düşünsenize ağzı küfürlü, kalbi kötülük dolu olan biri, secdeye yaklaşmaktan utanç duymuyorsa onun zaten inancı yok demektir. Kendi adıma söyleyeyim; ben herhangi birini kırdığımı düşünsem ve ondan helallik istemesem, o hâlde bırakın secdeye yaklaşmayı, dua etmeye bile hâyâ ederim. Bizler son peygamber Hz. Muhammed (sav) 'den böyle öğrenmedik. İçinde en ufak bir zulüm tohumu olan da O Peygamberin ümmetine nasıl nail olabilsin! Aslında her şeyden önemlisi saygı ve hoşgörü imiş. Bunlar olduğu müddetçe ne kimse kimseyi kırar ne de birileri kırılır.
Kalp hisseder, beyin düşünür ve vücut uygular, işte bu kadar... Neyi hissedersen beynimiz onu düşünür ve fizikî olarak da onun uygularız. Aslında basit gibi görünse de göründüğü kadar basit değil. Kötü olmak kolaydır ama nasıl ki değerli olan bir şeye ulaşıp ona sahip olmak zorsa işte iyi olmak da böyle zordur. İnsanlar zalimlik, fitne - fesat gibi kötü düşüncelere maruz kalmaktan kendilerini alıkoymaktan yoksunsa eğer, bu dünya her daim çekilmez olmaya devam edecektir. Ama zalimle zalim olmamak gerekir. Kötülüğe verilebilecek en güzel cevaptır sessizlik. Çünkü afedersiniz kalbi azmış birine sırf sizden uzaklaşsın diye ona ne kadar taş atarsanız atın, size karşı daha da hırslanır. Gerek yok gereksiz adrenalinlere... Biz şaşmayalım doğru yoldan, çünkü asıl mutluluk bu yolda.