GEÇLİĞİMİZ GELECEĞİMİZDİR

GEÇLİĞİMİZ GELECEĞİMİZDİR Bugün 19 Mayıs 1919. Bu tarihten tam bir ay önce Konfederatif, Başkanlıkla yönetilen, 18 yaşında erkek-kadın herkesin oy kullandığı, ANADOLU TOPRAKLARINDA İLK CUMHURİYET OLAN  Kars İslam Cumhuriyeti İngilizler tarafından yıkılmıştı. 19 Mayısta başlayan süreç Erzurum konferansı  (23 Temuz 1919 – 4 Ağustos 1919) ardından Sivas Konferansı (4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919) ile devam etti. Sivas’tan Ankara’ya 27 Aralık 1919’da varan Heyet-i Temsiliye kafilesi Hilafet ve saltanatın korunması, ihyası için, Müdafa-i Hukuk ve Kuvayı Milliye hareketi üzerinden kurtuluş savaşı için hazırlıkları gözden geçirmek üzere çalışmalarına başlamıştı. İstanbul işgal edildiği ve İstanbul Meclisi 12 Nisan 1920'de kapatıldığı için 23 Nisan 1920 de bir Cuma günü, hatimler ve dualarla Ankara Meclisi, kelime-i tevhid sancağının gölgesinde, İstanbul'dan gelen Müslüman Meclisi Mebusan milletvekillerinin katılımı ile çalışmalarına başladı. İşte bu gün, o sürecin başlangıcıdır. Gençlik ve Spor Bayramı 7 yıl sonra 1926 yılında “Gazi Günü“ adı ile Samsunda kutlanmaya başlandı. 16 yıl sonra da 24 Mayıs 1935'te Beşiktaş'ın çağrısı ile, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin de desteği ile  “Atatürk Günü” adı ile resmiyet kazandı. Daha sonra Beşiktaş’ın Kurucu üyesi Ahmet Fetgeri Aşeni bu günün  "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" adı ile her yıl yapılmasını teklif etmiş ve bu teklif Beşiktaş Spor kulübü kongresinde kabul edilmiş, Mustafa Kemal'in onayı ile yasalaşmıştır. 20 Haziran 1938 tarihli kanunla "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanan bayramın adı 12 Eylül Darbesi'nden sonra "Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" adını almıştır. Esasen bu “Gençlik ve Spor bayramı“ Osmanlı döneminde ilk kez 12 Mayıs 1916'da "İdman Bayramı" adıyla kutlandı. Savaş sonrası 1928'e kadar bir daha kutlanmıyor, ancak 1928'de “Jimnastik Şenlikleri“ olarak yeniden kutlanmaya başlıyor. Daha sonra bunlar birleştirilerek Gençlik ve spor bayramı oluyor. 23 Nisan Çocukların, 19 Mayıs Gençlerin bayramı oluyor. Yeni gençlik “on yılda yaratılan 15 milyon genç yaratma” hayalinin ürünü idi. Lâik bir zihniyetle yetiştirilen “Kara gömlekliler” yeni Cumhuriyetin öncüleri olacaktı. Esasen, hem olumlu, hem de olumsuz anlamda o günkü gençlik, bugünkü gençlik değil. Bugün üzülerek belirtelim ki, Deist, agnostik, hedonist bir tehditle karşı karşıyayız. Eğitim ve ailedeki çöküş, Media bu gidişatın asıl sorumluları olarak öne çıkıyor. O günkü spor, bugünkü spor değildi, öte yandan. Profesyonel spor çok sonra, yabancıların etkisi ile toplum hayatına girdi. Eş zamanlı olarak kumarla ilişkilendirildi, basın üzerinden toplum bu yöne kanalize edildi. Gençler “ne sağcı, ne solcu” oldu, sonunda “Futbolcu” oldu. Çünkü “Soğuk savaş” döneminde aynı ülkenin çocukları sağ-sol kavgasında birbirine saldırtıldı. Birileri aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerinde kendilerine iktidar ve servet ürettiler. Bugün spor artık, Media, Mafya, Sermaye ve siyasetin bir toplumsal mühendislik alanı olmasının yanında, derin senaryoların, para aklamanın, geniş kitlelerin kimliksizleştirme aracı olarak kullanılmaktadır. Amatör sporun yerini profesyonel spor kulüpleri almakta, Siesta, Fiesta, Futbol üçlemesi ile kitleler uyuşturulmaktadır. Özellikle futbol artık bir spor olmaktan çok uzak, toplumu Holiganlaştıran bir toplumsal afet halini almaktadır. Boks ve futbol sağlık içinde riskli bir alan haline gelmiştir. Gençlik uyuşturucu, kumar ve fuhuş bataklığına sürükleniyor. Eve hapsedilenler on line sitelerden film diye lgbt propogandası filmler, porno yayınlar izliyor, kumar oynuyor, sanal ideoloji ve inanç topluluklarına katılıyor, subliminal mesajlar ve deep fake kurguları ile algıları saptırılıyor. Covid bahanesi ile hapsi gençliği şeytani bir tuzağa sürüklüyor. Great reser öncesi starlink neuralink ve 5g gibi teknolojik altyapılar siber diktatörlüğe giden yolu döşüyor sanki Gençliğimize güzel bir gelecek vadetmiyor bu süreç Bir bu gün vesilesi ile sormak istiyoruz? -19 Mayıs’a yolcuları Samsuna götüren Bandırma Vapuruna ne oldu? Bandırma vapurunun seyir defteri nerede? -Gençlerimiz, Siyaset, Sermaye ve Media tarafından ne zamana kadar bu yanlış spor politikalarına kurban verilecek? -Madem Gençlik bayramı kutluyoruz, gençlerin, maarif, iş, evlilik, imkanlarının iyileştirilmesi için acil bir eylem planı hazırlanması gerekiyor? -Eğitimdeki bu müfredatla sağlıklı nesiller hayal. Bu konuda ne düşünülüyor. -15 yaşında cinsel deneyim, yönelik ve tercihe yönlendirilen çocuklar bu yönde teşivik görürken, akıl-baliğ gençlerin evliliklerinin engellenmesi, caydırıcı baskı ve aile birliklerinin bozulması kabul edilemez. Genç evlilere yapılan haksızlıkların derhal önlenmesi gerekir. -Gençlerin evlilikleri teşvik edilmeli ve gençleri evlenmekten caydıran mevzuat ıslah edilmelidir. -Kişileri, din, ahlak ve gelenekten bağımsız  BİREY’ler olarak tanımlayan ve onları, cinsel kimliği bir toplumsal tercih olarak tanımlayan GENDER’in kimliklerimizden silinmesi gerekir. -LGBTIQ+ ı “onur” olarak gören çevrelerin toplumsal ifsat planlarının önüne geçilmesi gerekmektedir. -COVID bahanesi ile Great Reset’e giden yolda, önleyici tedbirler, aşi ve tedavi yöntemleri ile ilgili itirazlar dikkate alınarak dayatmalardan vazgeçilmelidir. Bu durum eğitimi ve ekonomiyi bitirmekte, Psikolojik bunalımlara sebeb olmakta, intihar eğilimini artırmakta, çocuk, engelli ve yaşlıların gelişim ve korunmasını zorlaştırmaktadır. Bu konuda acil bir politika değişikliği geciktirilemez bir zarurettir. Spor bayramından söz ediyoruz, insanlara sokakta, parkta, bahçelerinde bile yürümelerine izin vermiyoruz. Bu kabul edilemez bir durumdur. -6284, Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu hükümlerindeki cinsiyetçi kadın ayrımcılığını, çocuk haczini, süresiz nafaka zulmünü, evlilik içi tecavüz gibi akla ve dine aykırı beyanla mahkûmiyet kararlarını iptal ediniz. -Aile, Gençlik ve Turizm, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor bakanlıklarının bu çerçevede yeniden gözden geçirilmesi, mevzuatın yenilenmesi, yönetici kadroların  atanmasında, bakanlıktan tüm karar vericilere kadar, diğer alanlarda da olması gerektiği gibi Ehliyet ve liyakat konusunda ve şaibelerden, politik polemiklere sebeb olacak vasıf ve geçmişleri açısından çok daha dikkatli atamaların yapılması zaruretini ifade ediyoruz. Biz arif insanların, münevverlerin yetişeceği yerli ve milli, kökü mazide olan ati anlayışı ile geçmişin bilgi birikimi ve tecrübesi, geleceğin umudu ile bugünün sorumluluğunun idrakinde, çileye talip, bilgili, dürüst ve cesur insanların yetişmesi için herkesi sorumluluklarını kuşanmaya çağırıyoruz. Yaşadığı dünyaya şahidlik edecek, evrensel sorumluluk sahibi, ahlaklı, ahlakı, estetiğin davranışa yansımış biçimi olarak gören bir nesil hayal ediyor ve herkesi, bu konuda sorumluluk üslenmeye çağırıyoruz. Gençliğimiz geleceğimizdir! Adem ÇEVİK