ŞEHR-İ RAMAZAN. (2)
ŞEHR-İ RAMAZAN. (2)
On bir ayın sultanı, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden çıkıştır.
Bu ayda birçok güzellikler olmuştur; insanların kurtuluş rehberi bu ayda inmiştir. Bin aydan değerli gece, Kadir Gecesi, bu ay içerisindedir. Şeytanların bağlanıp nefsin tezkiyesinin yapıldığı aydır.
Zenginlerin, fakirlerin hâlinden anladığı aydır. Daha nice güzellikler, rahmet ayı olan Ramazan'da gizlidir.
Ah, diğer on bir ayımız da Ramazan ayı gibi olsa, sofralarımız ve hanelerimiz dolup taşsa...
Küskünlüklerin kalktığı gibi hiç küs olunmasa, herkesin birbirine merhametle baktığı gibi olsa...
Diyorlar ya, "Ah, o eski Ramazanlar!"
Öyle değil! Ah, imanlı, merhametli, ahlaklı o eski insanlar nerede?
Bismillâhirrahmânirrahîm
Bakara Suresi 183. Ayet
"Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Umulur ki böylece günah ve fenalıklardan korunursunuz."
Bakara Suresi 185. Ayet
"Orucun farz kılındığı Ramazan ayı, insanlara hidayet rehberi olup onlara doğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayırıcı en açık delilleri ihtiva eden Kur’ân’ın indirildiği aydır. İşte bu sebeple içinizden Ramazan ayına erişen orucunu tutsun. Ancak hasta veya yolcu olup da oruç tutamayan kimse, tutamadığı oruçları başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık diler, fakat zorluk dilemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu gösterdiği için Allah’ın yüceliğini tanımanız ve O’na şükretmeniz içindir."
Hadis-i Şerifler
İbn Ömer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
*"İslam beş temel üzerine bina kılınmıştır:
Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şahitlik etmek,
Namazı dosdoğru kılmak,
Zekâtı hakkıyla vermek,
Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek,
Ramazan orucunu tutmak."*
(Buhârî, Îmân 1, 2, Tefsîru sûre (2) 30; Müslim, Îmân 19-22)
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Aziz ve Celîl olan Allah buyuruyor ki: ‘İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim.’
Oruç bir kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.
Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.
Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır."
(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."
(Buhârî, Îmân 28, Savm 6)
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu:
"Oruç, oruçluya yakışmayan şeylerle zedelenmedikçe bir kalkandır."
Ashâb-ı Kirâm:
"Oruçlu onu ne ile zedeler?" diye sorunca Resûl-i Ekrem:
"Yalan ve gıybetle..." cevabını verdi.
(Nesâî, Sıyâm 43)
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır."
(Buhârî, Savm 5)
Âişe (r.a.) şöyle dedi:
"Ramazan ayının son on günü gelince, Resûlullah (s.a.v.) geceleri ibadetle ihyâ eder, ailesini uyandırır, kulluğa soyunup paçaları sıvardı."
(Buhârî, Leyletü’l-Kadr 5)
İbn Abbâs (r.a.) şöyle dedi:
"Resûlullah insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Cebrâil’in (a.s.) kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil (a.s.), Ramazan’ın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, karşılıklı Kur'ân okurlardı. Bundan dolayı Resûlullah, Cebrâil (a.s.) ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı."
(Buhârî, Bedü'l-Vahy 5, 6, Savm 7, Menâkıb 23, Bed’ul-Halk 6, Fezâilü’l-Kur’ân 7, Edeb 39)
Rabbim!
Bize Receb'i ve Şaban'ı mübarek kıl, Ramazan’a ulaşmayı nasip eyle.
Ramazan-ı Şerif’te tüm günahlardan temizlenip Senin yolunda gidenlerden olmayı nasip eyle.
Sen affedicisin, affetmeyi seversin.
Bizleri de affet, Ya Muin! Celle Celâlühü.
Ahmet Sağlam
Ekleme
Tarihi: 02 Mart 2025 - Pazar
ŞEHR-İ RAMAZAN. (2)
ŞEHR-İ RAMAZAN. (2)
On bir ayın sultanı, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden çıkıştır.
Bu ayda birçok güzellikler olmuştur; insanların kurtuluş rehberi bu ayda inmiştir. Bin aydan değerli gece, Kadir Gecesi, bu ay içerisindedir. Şeytanların bağlanıp nefsin tezkiyesinin yapıldığı aydır.
Zenginlerin, fakirlerin hâlinden anladığı aydır. Daha nice güzellikler, rahmet ayı olan Ramazan'da gizlidir.
Ah, diğer on bir ayımız da Ramazan ayı gibi olsa, sofralarımız ve hanelerimiz dolup taşsa...
Küskünlüklerin kalktığı gibi hiç küs olunmasa, herkesin birbirine merhametle baktığı gibi olsa...
Diyorlar ya, "Ah, o eski Ramazanlar!"
Öyle değil! Ah, imanlı, merhametli, ahlaklı o eski insanlar nerede?
Bismillâhirrahmânirrahîm
Bakara Suresi 183. Ayet
"Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Umulur ki böylece günah ve fenalıklardan korunursunuz."
Bakara Suresi 185. Ayet
"Orucun farz kılındığı Ramazan ayı, insanlara hidayet rehberi olup onlara doğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayırıcı en açık delilleri ihtiva eden Kur’ân’ın indirildiği aydır. İşte bu sebeple içinizden Ramazan ayına erişen orucunu tutsun. Ancak hasta veya yolcu olup da oruç tutamayan kimse, tutamadığı oruçları başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık diler, fakat zorluk dilemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu gösterdiği için Allah’ın yüceliğini tanımanız ve O’na şükretmeniz içindir."
Hadis-i Şerifler
İbn Ömer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
*"İslam beş temel üzerine bina kılınmıştır:
Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şahitlik etmek,
Namazı dosdoğru kılmak,
Zekâtı hakkıyla vermek,
Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek,
Ramazan orucunu tutmak."*
(Buhârî, Îmân 1, 2, Tefsîru sûre (2) 30; Müslim, Îmân 19-22)
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Aziz ve Celîl olan Allah buyuruyor ki: ‘İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim.’
Oruç bir kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.
Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.
Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır."
(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."
(Buhârî, Îmân 28, Savm 6)
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu:
"Oruç, oruçluya yakışmayan şeylerle zedelenmedikçe bir kalkandır."
Ashâb-ı Kirâm:
"Oruçlu onu ne ile zedeler?" diye sorunca Resûl-i Ekrem:
"Yalan ve gıybetle..." cevabını verdi.
(Nesâî, Sıyâm 43)
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır."
(Buhârî, Savm 5)
Âişe (r.a.) şöyle dedi:
"Ramazan ayının son on günü gelince, Resûlullah (s.a.v.) geceleri ibadetle ihyâ eder, ailesini uyandırır, kulluğa soyunup paçaları sıvardı."
(Buhârî, Leyletü’l-Kadr 5)
İbn Abbâs (r.a.) şöyle dedi:
"Resûlullah insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Cebrâil’in (a.s.) kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil (a.s.), Ramazan’ın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, karşılıklı Kur'ân okurlardı. Bundan dolayı Resûlullah, Cebrâil (a.s.) ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı."
(Buhârî, Bedü'l-Vahy 5, 6, Savm 7, Menâkıb 23, Bed’ul-Halk 6, Fezâilü’l-Kur’ân 7, Edeb 39)
Rabbim!
Bize Receb'i ve Şaban'ı mübarek kıl, Ramazan’a ulaşmayı nasip eyle.
Ramazan-ı Şerif’te tüm günahlardan temizlenip Senin yolunda gidenlerden olmayı nasip eyle.
Sen affedicisin, affetmeyi seversin.
Bizleri de affet, Ya Muin! Celle Celâlühü.
Ahmet Sağlam
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.